ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
nusret gökçe'nin messi'yi elleriyle beslemesi
-
adam turan bile barcelona'da messi'ye bu kadar yaklaşamamıştı.
fernando muslera
-
takımın gizli kahramanı değildir. direkt kahramanıdır. böyle gizli kahraman mı olur?
0.
selçuksportshd
-
bu ülkenin ikiyüzlü ahlaksızlığı asla değişmez!
adam kaçak yayınını izlediği yayıncıya fenerbahçeli diye sövüyor. (bkz: ahahaha)
ulan çok komik ya. buna bir açıklama da yapılamaz. tespit falan da olmaz yani bu duruma. çok garip bir olay bu.
bu arada haftaya gene izlersiniz lan! hiç öyle sinirinizi çıkaracak yer aramayın yalandan. ahahaha
debe edit :
(bkz: sma hastası ayaz bebeğin 5 ayı kalması)
kobani düşerse anıtkabir'i yıkarız
-
geçen yine anıtkabir'i yıkıyorum, bir de ne göreyim deterjan bitmiş. hemen koştum bim'e orayı da yakmışlar amk..
(bkz: cool story bro)
gerçek olmayan genel kabul görmüş en yaygın bilgi
-
adalet ve kalkınma.
deli gibi satabilecek ürünler
-
speaker bölümüne alkolmetre yerleştirilmiş cep telefonu.
belli bir promilden sonra yapmaya çalıştığın aramaları kabul etmeyecek. acil aramalar için sadece 1 numara kaydedebilirsin, artık kankanı mı yazarsın, anneni mi, ev sahibini mi orası sana kalmış.
sarhoşken arayıp "seviyorum hulen!!" rezilliklerine son!!
kafa uçmuşken "alo kanka naber, neeebçim seviyorum lan seni, neler yaşadık lan biz senle, neler yaşadık abi" geyikleriyle kontörün ağzına sıçmaya, faturayı sikip atmaya son!!
çernobil faciası
-
buyuk dramlara sebep olmus bir faciadir. ilk patlama aninda ölen kişi sayısı çok gibi görünmese de (30 civarında) patlamadan sonra (pek de "aciklanamayan" sebeplerden dolayi) iki yil icinde binlerce insan daha olmustur. ancak bu olumlerin kacinin facia ile dogrudan baglantili oldugu arastirilamamistir. tabii bu olumler disinda meydana gelen hasarin veya cevre tahribatinin boyutlarinin belirlenmesi ise ayri bir hikaye.
ama bence en buyuk dram patlama sonrasi enkaz kaldirma calismalari sirasinda yasanmistir.
patlamanin ardindan radyoaktif enkaz yaklasik 1.5 km capinda bir alana yayilmis. alinan karar ise bu enkazi tesis icinde toplamak ve butun bir tesisi ozel bir beton ile tamamen ortmek. ayrica radyoaktif cekirdegin altinda da buyuk bir beton yatak olusturulmasina karar verilmis. evet ama radyoaktif enkaz nasil tasinacak? cekirdegin altina beton nasil dokulecek? gerekli ekipman ve zaman yok? ve butun isin 15 gun icinde tamalanilmasi dusunuluyor.
enkazi tesis icine tasimak ve de radyoaktif cekirdegin altini beton ile kapatmak icin itfaiyecilerle birlikte askerlerin kullanilmasina karar verilmis ve 1500 kadar asker kullanilmis. (kac itfaiyeci kullanilmis bilmiyorum) basit bir gaz maskesi, eldiven ve cizme disinda bir koruma ekipmani kullanmayan asker ve de siviller bolgede calismaya baslamislar. bir askerin (veya sivilin) gunde en fazla 3 dakika calismasina izin veriliyormus. ama bu sure icinde alinan radyasyon miktari bile omur boyu alinabilecek radyasyon esiginin uzerindeymis. ve adamlar orada 15 gun boyunca calismislar. evet calismalar planlandigi gibi 15 gun icinde bitirilmis. butun radyoaktif moloz tesis icine tasinmis ve tesis beton bir zirh ile tamamen kapatilmis. ayrica radyoaktif cekirdeginin alti da (acilan tuneller sayesinde) beton ile doldurulmus.
peki bu radyoaktif enkaz kaldirma isinde calisan askerlere (ve de sivillere) ne olmus?
bu temizlik calismalarina katilan askerlerin buyuk bir kismi ise -ki hepsi 20'li yaslarda saglikli insanlar- bir yil icinde olmusler. (bu sayi (asker+sivil) kimi kaynaklara gore 4000 civarinda.)
gercekten buyuk bir dram. bile bile olume gitmisler. ama birilerinin de bu isi yapmasi gerekiyordu. evet saniyorum savasarak olmeseler bile, gene de ulkelerindeki insanlari korumak adina olume gitmisler.
quis custodiet ipsos custodes
-
eski roma'da "koruyuculardan kim koruyacak" anlamina gelebilecek unlu bir soz obegi.. asagidaki gibi bir cok soruyu da cagristirabilecek fesat bir soru;
- sorguculari kim sorgulayacak?
- yoneticileri kim yonetecek?
- kurtaricilardan kim kurtaracak?
- telefonlarimizi dinleyenleri kim dinleyecek?
- gozetleyenleri kim gozetleyecek?
-ozgurlukleri sinirlama yetkisine sahip olanlarin ozgurlukleri sinirlama ozgurluklerini kim sinirlayacak?
- harcamalarimizin hesabini sormaya yetkili olanlarin harcamalarinin hesabini kim soracak?
- yasalara uygunlugumuzu denetleyenlerin yasalara uygunlugunu kim denetleyecek?
- ozgurlukleri kotuye kullananlari engelleme yetkisine sahip olanlarin, yetkilerini kotuye kullanmalarina kim engel olacak?
boyle gider..
rasim öztekin
-
gittiğim ilk biletli tiyatro oyununda başrol oynamıştır. 2071'de türkiye oyununa, wikipedia'ya göre 1994 yılında, anneme ısrar ettiğim için, tek başıma gitmiş, kendisini ve tüm oyunu büyülenerek seyretmiştim. annem bir tek bilet almıştı, ama oyunu eve yakın bir yerde sanıyordu, halbuki oyun uzaktaydı ve ben çok istemiştim izlemeyi. o da dışarıda oyun bitene kadar beni beklemişti. 9 yaşında bir çocuk olan bendenizin tek başına oyuna gelmesine şaşıran diğer izleyiciler, bana oldukça ilgi göstermiş, içecek yiyecek ısmarlamış, hatta oturduğum zemini yükseltmek için montlarını koyup görebilmemi sağlamışlardı. gördüğüm ilgi karşısında muazzam bir gururla oyunu seyre dalmıştım. oyunda, rasim öztekin'in karakteri, günümüzde (1994) dondurulmuş, 2071'de uyanmıştır. türk lirası dolar karşısında değer kazanmakta (1 türk lirası 82 dolar gibi bir radyo anonsu vardı), kadınların baş tacı edildiği ve atatürk'e büyük saygı duyulan, ona hiç hakaret edilmeyen bir gelecek öngörülüyordu. 2071'deki her şeye şaşırıyordu ama bu üç şeyi unutmuyorum. zira her biri en büyük alkışlara sahne olmuştu, özellikle atatürk kısmı - usta oyunun sonunda bu kısımdan bahsediyor, alkışlar salonu yıkıyor, ben ise tüm alkışlar arasında büyük fark yaratan son atatürk alkışıyla bir başka gururlanıyordum.. ustaya saygıyla.
türkiye pazarında tutunamayan harika ürünler
-
(bkz: elmalı biskrem)
şeyma subaşı
-
var mısın yok musun programında da yarışan güzel.
şu sıralar acun ılıcalının yanında pek sık gözüküyor. nedense.
jerry west
-
şampiyonluğu kaybettiği halde mvp seçilmesi hikayesi doğrudur ama biraz eksik anlatılır. o final serisi 3-3 devam ederken son maçın son çeyreğine lakers önde girmiştir. o yıllarda finaller mvp oylaması teknolojik yetersizlik nedeni ile online değil, telefon ile yapılmaktadır ve genelde son çeyrek ortaları gibi oylama sonlanmaktadır. fakat bir mucize olur ve lakers maçı kaybeder. normalde şampiyon olan takımın en iyi oyuncusunun alması gereken bu ödülü, yukarıda açıkladığım sebeple jerry west alır.