hesabın var mı? giriş yap

  • 9gag yorumlarından birini taşıyorum: "on the one hand i feel bad that jeniffer lawarnce privacy was invaded, but on the other hand...well that hand is busy"

  • -noldu?
    -akıldan kalmışım
    -hadi ya
    -oysa namaz, oruç falan hep beş
    -e hiç mi yok aklın senin ki?
    -var da kullanmamışım öyle dediler
    -istersen bi allah'la konuş?

  • inanmayacaksiniz ama ben bu eylemi gerceklestirdim. o, ıs ustundeyken degil tabii asdjkldsa:

    lise 3'teyim, kurban bayrami sebebiyle evden ayrilmistik. dondugumuzde gecirdigimiz soku, 3 gun ustumuzden atamamistik, evin alti ustundeydi, polisleri cagirdik hemen, dediler bu "balkoncu" bilmemkimin isi. bu ara cok dadanmis bizim semte, siz bilmemkacinci evsiniz hatta falan dediler, iyi.

    sonra, aradan bir hafta gecti, evde yalnizim, annem babam isteler, polis aradi, dedi sizin hirsizi yakaladik, olay yeri tatbikati mi dedi ne dedi oyle bisey yaptirmaya gelmemiz gerekiyor. ıyi dedim, buyrun gelin.

    annemi aradim hemen gel diye, o gelemeden, bizim polisler ve hirsiz da gelince, onlari misafir odasina aldim, oturduk bekliyoruz. e bu arada napicam, tabii ki icecek bisey ıster misiniz diye sordum ve zahmetsiz diye meyve suyunda anlastik. ve evet... evet... haliyle, o an, iki buklum salonumuzda oturan, daha dun biz yokken evin icinde kendi mulku gibi calip cirpip cirit atan hirsiza da gercekten "ayip olmasin" diye sordum, ikramimi yaptim, aldi utanmadan bi de pezevenk ve ustune meyve suyumuzu da icerek o gun evimizden ayrildi.

    evet.

  • şahsi fikrim bu mahlukat cinayete teşebbüsten yargılanmalı! sakın ekmek parası vs. gibi duyarlar kasmayın. planlı olarak adam öldürmeye teşebbüsten yargılanmalı.

    edit: iş yeri 5 aydır kapalı, asgari ücretliyim, devlet 5 krş yardım yapmadı. ev kredisi ödüyorum. borçlandım, kredi çektim, çaresizlik had safhada..
    ne olursa olsun "ekmek parası" adı altında kimseye zarar veremezsin. buna hakkın yok. nokta.

  • akbile anca 5 lira yükletebilen adam fakirin halini anlamak için oruç tutuyo. lan sen zaten fakirsin bırak oruç seni tutsun.

  • bu türün keşfi bilimin işleyişinin en güzel örneklerinden bir tanesi.

    chicago üniversitesinden neil shubin, "balıklar karada hayatta kalabilecek şekilde nasıl evrimleştiler?" sorusunu kafaya takıyor. 390 milyon yıl öncesinin fosillerinde sadece balıklar var, kara canlıları yok. 360 milyon yıl önce ise karasal omurgalıların (ilkel amfibiler) olduğu biliniyor. 390 milyon yıl önceki, yüzgeçleri karasal uzuvlara en çok benzeyen (lobe-finned fish) balıklar tatlı sularda yaşıyor; 360 milyon yıl önceki amfibiler de tatlı sularda yaşıyor. işte neil amca bu bilgilerden hareketle diyor ki "bu balıkla amfibi arasında bir ara tür varsa tatlı suların civarında bulunan 375 milyon yaşındaki kayalara bakmalıyım" diyor. ve bu kriterlere uyan daha önce üzerinde çalışılmamış bir alan buluyor kanada'nın kuzeyinde, arktik denizi dolaylarında. ve 5 yıl hiçbir getirisi olmayan kazıların sonunda aradığını buluyor.

    evrim gerçeği tüm bilimselliğiyle bir kez daha kanıtlanıyor.

    bahsettiğim 3 türü görmek için:

    imgur: http://i.imgur.com/eycdunv.png
    hizliresim: http://i.hizliresim.com/4lvb4q.png

  • geçen internetten süt söyleyeceğim, bir uygulamada kampanya var. pınar da baya indirime girmiş kampanya ile 4 süt neredeyse bedavaya geliyor. neyse lan dedim pınar söylemem şimdi o kadar pınar boykot diyoruz beleş de olsa almam diyerek vazgeçtim.

    muhalefet şu anda halkın en az yüzde 50'si. yüzde 50'nin dirayetli şekilde boykot yaptığını düşünsenize. bu ülke birlik olamadığı için bizi kıtır kıtır yiyorlar zaten. birlik olup bir boykotu çaksak o firma sahibi ayağımıza kapanıp, yalvarırım abi bırakın şu işi der.

    edit: boykot sebebi şu şekildeydi. pınarın yönetim kurulu başkanı, (not: bu kişi pınar yönetim kuruluna üye ama pınarın sahibi firmanın yönetim kurulu başkanıymış) karşıyaka başkanlık sistemine evet demediği için karşıyaka basketbol takımının sponsorluğunu çekebileceğini söylemişti.

    bu adamlar bize ekmek vermek istemiyor yani kendi siyasi görüşlerinden değilsek. biz de onlara para kazandırmamalıyız.

  • bana en sevdiğim kitap sorulduğunda, soranın tipine, elindeki silaha ve içki durumuna göre, "sık kullanılan cevaplar" bölümünden gerekeni seçiyorum: kuran, nutuk, halil cibran, suç ve ceza... ama içimden geçen cevap gödel escher bach.

    beni en çok etkileyen kitap olmasına ve pulitzer ödülü olmasına rağmen, en çok önereceğim kitap değil. çünkü konunun tam belli olmaması, açık bir plana göre ilerlememesi ve içeriğin ağır olması, bazı insanları rahatsız edecektir. zaten başlık da biraz yanıltıcı: değişik alanlardan üç meşhur isim var ama bunlardan ikisi, biraz süs diye oradalar ve süs olmayan gödel bile zar zor alakalı. zira kitabın hedef kitlesi, yapay zekacılar, machine-learningciler veya en azından "mühendis kafalı" olanlar. konu ise, geniş anlamıyla, bilinç.

    yazarın ana tezi şu: bilinç, basit yapıtaşlarından oluşan ama yeterince karmaşık biçimde birbirine bağlanmış, özellikle de kendine referans veren bir sistemde ortaya çıkabilir. bu yapılara strange loop diyor (self reference, recursion, fractal geometri gibi kavramlarla yakından alakalı).

    buna basit örnek: kendi ekranına çevrilmiş bir kameranın yarattığı "video feedback loop". yahut birbirine belli bir açıyla bakan aynaların içinde yaratılan görüntü. (bunlarda meydana gelen "tekrarlanan resim" etkisine droste etkisi deniyormuş. pink floyd'un ummagumma albüm kapağındaki gibi). kitabın başlığındaki "süs isimler", aslında daha iyi örnek teşkil ediyorlar, çünkü bu loopların paradoksal yapısına işaret ediyorlar. mesela escher'in drawing hands'inde görülen yumurta-tavuk ilişkisi.

    ***

    bu sistemlerin, bilinç oluşturabilmeleri için, hem milyarlarca kat daha karmaşık looplara sahip olmaları, hem looplar arasında da loop olması (hiyerarşik bir yapı), hem de dışardan gelen etkilerle kendi yapılarını değiştirmeleri gerekli (nöroplastisite). bu yüzden, kendine çevrilmiş bir tv kamerasını 1 milyon yıl da açık tutsak, oradan bir terminatör çıkmaz. ama bunun asıl önemli sonucu: bilinç için, organik nöron yığınları gerekli degil. platform önemli değil (organik, silikon, vs) önemli olan strange loop yapısı.

    dahası, strange loop'lar ne kadar çok ve karmaşıklarsa, bilinç de o kadar keskin olur. yani bilinç, siyah beyaz bir fenomen değil, dereceleri var.

    ***

    bu kadar hızla değişen bir konuda, 35 senelik bir kitabı önermek garip ama bu bir ders kitabı veya popüler bilim kitabı değil, bir sanat eseri, o yüzden onu zamansız görüyorum. anlatmak istediği kavramları, kuru tanımlarla değil de, puzzle benzeri örneklerle ve kelime oyunlarına dayalı fabllarla betimlediği için, yavaş ilerleyeceksiniz ama zevk alarak ilerleyeceksiniz.

    burada bir dil notu geçmek gerek: kitabın elbette türkçe çevirisi de mevcut. ben okumadım. fakat, biraz da kitabın meşhur ettiği "meta" kavramını anlatan kelime oyunlarını, hakkını vererek çevirmeleri zor. yapmışlarsa helal olsun ama ikinci bir emre kadar, kesin ingilizcesini okuyun.

    hofstadter, buradaki kavramları daha düz bir dille anlatmak için "ı am a strange loop" diye bir kitap yazdı sonra. bir de başka bir yazarla ortak giriştiği "the minds i" isimki bir kısa hikaye kolleksiyonu mevcut. her hikayeden sonra onu yorumlamış, ilgili araştırmalardan bahsetmişler. geb kadar teknik değil, belki konuya meraklı olan ama bu tuğladan korkanlara, bu iki kitap daha iyi birer başlangıç noktası olur.

  • + önceki işinizden ayrılma sebebiniz?
    - patronun köpeği ile kavga ettim...
    +ehem! köpeği derken?
    -gerçek köpeği canım böyle kuyruğu falan var. mecazen değil.
    +nasıl oldu bu çok merak ettim?
    -patronun odasında duruyor bu. bir tek bana hırlıyor. benim de zoruma gitti...
    +eeeeeeee?
    - sekreterin masasından dev zımbayı kaptığım gibi üstüne yürüdüm. o da karşılık verdi...olaylar gelişti tabi.