ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran facebook durum güncellemeleri
-
" cumhuriyetimiz artık 91 yaşında ve alzheimer oldu, maalesef kendini imparatorluk sanmaya başladı. hazineyi yiyip bitiriyor..ve artık altına da kaçırıyor :( "
velociraptor
-
kisaca 'raptor' olarak da anilan, dinazor bilgisi az olanlara en iyi jurassic park filmi ile tanitilmis, muazzam yaratiklardir. saatte 60km hiza ulasabilirler. elleri ince uzun parmaklidir, avini iyice kavrayarak tutmasi, avini kacirmamasi icin kullanislidir. ayrica ayaklarinin ic kisminda cok sivri, uzun, hareket ettirebildikleri bir tirnak bulunmaktadir, bununla avin uzerine sicradiklarinda tutunmalari kolaylasir, ayrica yere serdikleri kurbanlarinin midelerini desmeleri icin kullandiklari onemli bir silahlaridir. (bkz: deinonychus) (bkz: oviraptor)
avukatlara sınav getirilmesi
-
bence var olanlarında sınava girmesi gerek. hatta tüm yargı camiasının yeniden elden geçmesi gerek.
türkiye'nin en abartılmış sanatçısı
-
(bkz: ferhat göçer)
eski ilkokul önlüklerindeki yaka iliği sorunsalı
-
o önlükler zaten komple sorunsaldı. sadece yaka iliği değil yani. o yaka ilikleri genelde tenefüsteki sınıf maçlarında kopardı. tebeşir izi de kolay çıkmazdı o önlükten. maçlardan önce arkamıza tebeşirle numara yazardık futbolcu hesabı 1 den 11 e kadar, derse girmeden önce de hesapta temizlerdik ama tahtaya kalkanın arkasında inceden yine numaralar gözükürdü. benım arkamda 3 yazıyordu öğretmen görmüştü solbek tahtaya demişti.
barcelona tarihinin en iyi oyuncusu
-
(bkz: messi yazmayayım da çok bildiğimi düşünsünler)
adam 95 doğumlu maradona yazıyor. ulan 95'de maradona kokain çekiyordu lan.
debe editi: #fatihterimistifa
yaran facebook durum güncellemeleri
-
mühendis adayı bir hanım kızımızdan geliyor: "mühendislik kantinine oturup kız keser oldum. allah'ım sonumu hayır et!"
beşiktaş
-
taraftarının yarısı scout olan kulübüm. diğer yarısı ise pro lisanslı teknik direktör elbette.
nippon konchuki
-
shohei imamura'nin 1963 yilinda cektigi izlerken bizi zaman zaman bayiltan ama sonlarina dogru tekrar tempo kazanan iki saati askin siyah beyaz filmi. filmde 1918 yilinda kirsal bir bolgede hayata gozlerini acan "tome" isimli kizin buyume evresi ve sonrasinda buyuk sehre yerlemesi ve orada hayatina devam etmesi zaman dilimleri halinde izleyiciye aktarilmistir. shohei imamura filmlerinde sikca rastlanan ensestlik bu filmdede kendini gosteriyor.yonetmen film boyunca ara ara goruntuyu dondurarak karakterlerinin konusmasina musaade etmis. ulkemizde "bocek kadin" olarakda bilinen filmin sonu ise ayri bir olaydir ki anlatmaya dilimizde kelimeler yetmez.
nutella
-
pietro ferrero, 1920'lerde italya'da bir fırıncı olarak şekerleme kariyerine başlamıştır.
piedmont'a taşındıktan sonra kıyılmış fındıklarla yapılan kalın ve cevizli bir krema olan gianduja ile tanışan ferrero, bunun lezzetli ancak sürülemeyecek kadar yoğun olduğunu gördü. uzun süren denemelerinden sonra ferrero, bitter çikolata, fındık ve bolca şekerden oluşan ve gianduja'yı temel alan sert bir macun yaratmayı başardı. pastone adını verdiği macun halen sürülmek için çok sert olsa da italyan çocukları ve işçileri arasında popüler hale geldi.
ikinci dünya savaşı başladığında hükümet çikolata dahil olmak üzere bir çok gıda maddesine askerler için el koyunca çikolata krizi patlak verdi. şekerin insana sağladığı enerji çikolatanın askeriyede popülerliğini artırdı ancak bu kriz ev tüketicilerini de olumsuz olarak etkiledi.
ferrero, gianduja ile yaptığı deneylere geri döndü. yeterli miktarda ulaşamadığı kakaoyu telafi etmek için fındıkları pürüzsüz bir macun haline getirdi ve daha fazla şeker ekledi. ancak bu macun da sürülmek için çok kalın olunca ferrero kendi aydınlanmasını yaşadı: kakao kıtlığı vardı ancak kakao yağı bulunabiliyordu ayrıca kakao yağı aradığı tutarlı kıvamın anahtarıydı.
ferrero yeni icadının yeni bir isme ihtiyaç duyduğunu düşündü ve ürününün ana maddesi olan fındığa (nut) "-ella" ekini getirdi. "ella" tatlı ya da "sevgili" olarak da çevrilebilirdi bu nedenle nutella ismi ferrero'nun aklına yattı.
1964 yılına gelindiğinde nutella ingiltere pazarına sunuldu ve ingilizler bu ürüne hayran kaldı. ürün kısa sürede ingiltere'de popüler hale geldi. 1965 yılına gelindiğinde ferrero ürününü fransa'da satmak için bazı denemeler yaptı ve parisliler arasında da ürün olumlu tepkiler alarak popülerleşti. sonraki 10 yıl içinde ürün tüm avrupa'da popüler hale geldi.
abd'nin nutella ile tanışması çok geç oldu. ferrero şirketi 1983 yılına kadar abd'de nutella satışı yapmadı. 1983'de ise amerikalılar ürünün pazarlamasında sıkıntılar yaşadılar. ürün sağlıklı bir kahvaltı katkısı olarak pazarlanmaya başlandı ve porsiyon başına içerdiği 21 gram şekerden bahsedilmedi ve içerdiği yağsız süt ön plana çıkarıldı.
çocuklarına sağlıklı bir yiyecek sunduklarını sanan ebeveynler içerdiği şekerin farkına vardıklarında çok da mutlu olmadılar ancak amerikan kahvaltılarında şekerli yiyeceklerin tercih edilmesi nedeniyle nutella'nın popülerliği içerdiği yüksek şekere ve gelen ebeveyn tepkilerine rağmen arttı.
ferrero company'nin bugünkü ceo'su, pietro'nun torunu giovanni ferrero, dünyanın en zengin 40., italya'nın ise en zengin adamıdır.
kaynak: histroy daily
yaran inci sözlük entry'leri
-
üşenmedim okudum. iyi ki okumuşum*
otobüste yanımdaki kız feci osurdu benden başka
kimse anlamadı onun osurduğunu çünkü yan
yanaydık ve kendi kıç bölgemde titreşimi hissettim.
çok güzel kızdı aslında böyle bir şey yapması beni
üzmüştü. daha sonra koku hafiften yayılmaya ve
kız da bunun farkında olduğu için kızarmaya başladı.
tabi ben hiç durur muyum ? hemen camı açtım ve
ayağa kalkarak; hanımlar beyler, az önce talihsiz bir
şekilde minibüsün içine osurdum. burnunuza çürük
kavun kokusu gelebilir, aldırış etmeyin. siz hiç
osurmadınız mı ? sen şoför amca, akşam televizyonun karşısına yatıp ntv sporu açtığın
zaman, burnunu karıştırırken hiç inletmedin mi
ortalığı? çocukların odada gülmedi mi hiç ? sen,
şişman olan kız. sen hiç deprem etkisi yaratmadın
mı zeminde ? klozeti parçalamadın mı hiç ? beni hor
görmeyin arkadaşlar, evet osurdum, ama bilinçli değildim. sadece, osurdum. diyerek gözyaşlarımla
beraber oturdum. yavaştan bir alkış sesiyle beraber
yıkıldı minibüs. şoför deli gibi kornaya basıyor ve
herkes zart zurt osuruyordu sonra yanımdaki kızla
göz göze geldik. gözlerini kapatıp bana doğru
eğildi. heyecandan kalbim çıkacak gibi olmuştu. ben de gözlerimi hafif kapatıp eğildim. ağzını uzattı
hafif araladı, yaklaştık.. gargh diye bi geğirdi amk
kevaşesi kendimden geçtim. direkt gömdüm
kafayı, müsait bi yerde indim. iyi yapmışmıyım
beyler ?