hesabın var mı? giriş yap

  • terlikler dünyasının arafında yer alan bir terlik türü. bu terlik, ne bizim evde giydiğimiz terlikler kadar rahat ne de misafir terliği
    kadar yenidir. genellikle ayakkabıların, terliklerin olduğu dolabın en arkasında bir yerde bir suçluluk vesikası gibi durur. bu terlik, bizim giydiğimiz yahut misafirlerin giydiği terliklerin artık tipi tamamen kaymış bir versiyonudur. bu terliği eve gelen bir usta giydiği zaman artık ne kendimiz giyeriz, ne de misafirlere giydiririz. usta terliği olmuştur o bir kere... maşallah ustaların ayakları da genelde kar canavarı yeti gibi olduğu için zaten eskimiş terliğin tipi usta giydikten sonra iyice kayar.

    eve gelen kibar usta, "yalnız şöyle bir terlik alabilirsem" diye bizden terlik rica ettiğinde, ya da mahcup bir şekilde ayakkabılarını çıkartırken, usta gelecek diye hazırladığımız terlikleri şakkadanak çıkarırız. "buyur usta, terlik vereyim sana, rahat et" deriz. sanki o an düşünmüşüz gibi... oysaki o terlikleri çok önceden ayarlamışısızdır biz usta için... bunlar bizim eski terliklerimizden ya da yamulmaya başlamış misafir terliklerinden türetildikleri için eve gelen ustanın ayağında biraz komik gözükebilir. şirinlik olsun diye dil çıkaran köpekli pofuduk terlik almışız, eskimiş, hemen ustaya verilecek terlik yapmışız... lan yılların tesisatçısının ayağına yakışıyor mu şimdi o pofuduk terlik? bu adam yaşar usta gibi dellenip dokunma köselelerime, dokunma kunduralarıma diye lokma anahtarla omurilik soğanımıza vursa? ondan sonra allah korusun hangi pozisyondaysak öyle kalabiliriz ömür boyu. lise biyoloji kitaplarında yazar bu... bu vesileyle geçmişteki hatalarım için tüm ustalardan özür diliyor, hepsini tek tek öpüyor, sevgiyle kucaklıyorum. helal olsun size bir dikişte içtiğiniz bardak bardak soğuk sular...

  • yardıma koşmamız gerekirken hakkında şakalar komiklikler yapılan konu.

    "hemen hesap numarası gönder kardeşim, candan önemli mi" diyerek borcunu kapatmak isterdim ama bütün birikimimi yarın bulgaristan'dan gelecek sevgilime gönderdim :(

  • - neden döndün ha, neden?
    - juventus küme düşürülünce herkes bir yerlere gitti. cannavaro real'e, zambrotta barca'ya. ben de sana döneyim dedim.

  • mitler, destanlar ve dinler üzerine yapmış olduğu sansasyonel çalışmaları ile tanınan joseph campbell, tarih 1949 yılını gösterdiğinde ilk özgün çalışması olan, orijinal adı “the hero with a thousand faces” (bin yüzlü kahraman) isimli kitabı yayınladı. kitap türkiye’de ilk olarak sabri gürses’in çevirisi ve kabalcı yayıncılığın çalışmalarıyla “kahramanın sonsuz yolculuğu” adıyla çıktı. kabalcı yayıncılıktan iki baskı yapan kitap, daha sonra yine sabri gürses'in çevirisiyle aynı isimle ithaki yayıncılık tarafından basıldı.

    joseph campbell, kitabın arka kapağında da belirtildiği üzere dünyanın bütün mitik anlatılarında var olan kahramanların izlemiş olduğu yolu izleyecek olursak tek bir arketip kahramanın varlığına ulaşacağımızdan söz eder ve buna “monomit” adını verir. monomit bütün mitik anlatıların karakteristiğini kapsayan genel bir kalıptır ve campbell tarafından “kahramanın yolculuğu” adı verilerek bir çevrim / döngü şeklinde formülize edilmiştir. formülize edilen bu çevrim / döngü maceraya çağrı, çağrının reddedilişi, doğaüstü yardım, ilk eşiğin aşılması, balinanın karnı, sınavlar yolu, tanrıçayla karşılaşma, baştan çıkarıcı olarak kadın, babanın gönlünü alma, tanrılaştırma, nihai ödül, dönüşün reddedilişi, büyülü kaçış, dışarıdan gelen kurtuluş, dönüş eşiğinin aşılması, iki dünyanın ustası ve yaşama özgürlüğü aşamalarından oluşmaktadır. campbell'ın da belirttiği üzere kahraman, pek çok anlatıda bu aşama sırasını izlese de aşamalar bazen birbirleriyle yer değiştirebilir ya da aşamalardan bazıları görülmezken bazı aşamalar farklı boyutlarda bulunabilir.

  • bence bir sonraki hedefleri ayakkabı satıcıları olmalı dediğim canım esnaf çeşidi.

    insanlar ayakkabı alıyor onunla yürüyor, nedendir ne yapmak istemektedirler.