ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yunan esnafını zengin etmek
-
türk insanı cimri değil. fırsat bulduğunda çoğunluk şekilde yemeye içmeye çok düşkünüz.
yunan esnafının ve kapıda vize sonucu gidenlerin son durum hakkında verdiği bilgiye göre, türkler çok mutlu. yemiş, içmiş, harcamışlar. sefaları olsun.
özellikle yiyecek ve içecek ama genel olarak hizmet sektöründe türkiye'de gerçekte var olmayan bir enflasyon yansıtıldı. geçen sene yaptığım aktivitelerin birçoğu bu sene 3-4 katı fiyatlarda. bu bir tabak tavuk yemeğinden, kalıcı oje hizmetine kadar böyle.
böyle bir enflasyon yok. bu esnafın kendini garantiye alma ve kazıklama refleksi. özellikle tatil yörelerinde sadece otel rezervasyon fiyatlarına bakarsanız ve bu fiyatları yunanistan, italya, ispanya gibi turizmde rekabet edebildiğimiz ülkeler ile kaeşılaştırırsanız devasa saçmalığı göreceksiniz.
türk lirası kazanıp euro kazanıyormuş gibi harcanıyor bu ülkede. yunan esnafının zengin olmasını şu an için destekliyorum. umarım bu sene tatil destinasyonu tamamen yunan'a kayar da bizim esnafımız ekstrem fiyat politikasını ve düşük kalite hizmetini gözden geçirir.
spoiler için türkçe karşılık önerileri
kansere karşı yürüyüş yapılmasındaki mantık
-
çok kolaydır, herkes kurabilir.
o da şudur: toplumsal bilinç oluşturmak. insan olsanız düşünürdünüz.
başarısız çapkınlık hikayeleri
-
18-19 yaşındayım o zaman. bir gün sürekli takıldığımız bilardo cafe'de üç arkadaş oturuyoruz, muhabbetteyiz. derken cafeye üç kız geldi bir masaya oturdu. cidden çok güzellerdi ama. fena. neyse dedik tanışalım bir şekilde ama nasıl. hiçbirimizin de gidip konuşmaya yemiyor.
madboy: kola gönderelim. hayırdır falan diyeceklerdir illa, zaten deyişlerinden anlarız, ters giderse, kapıdan ilk girenlere kola ısmarlayacaktık, öyle bir karar almıştık sebebi bizde saklı, siz girdiniz size ısmarladık deriz.
-: meyve suyu gönderelim kola belki içmezler ama meyve suyunu kesin içerler. bazı insanlar var ya kola içmez.
garson osman abi çağrılır.
madboy: abi şu arkadaşlara üç meyve suyu sana zahmet. neli olduğu farketmez. sana diyecekler biz istemedik şu arkadaşlar gönderdi dersin.
osman abi: tamam.
osman abi gitti meyve suyu yapmaya. o sıra kızlardan biri kalktı lavaboya gitti. gitti gelmez. o sıra osman abi masaya meyve sularını bıraktı. kızlar o lavaboya giden söyledi hesabına buna bir şey sormadılar muhabbetlerine devam ettiler. osman abi bekliyor hayırdırı ama diyen yok. osman abi'ye ayrıl yaptım kaşla gözle. dedim içimden lavabodaki gelir der hayırdır diye çağırırlar nasıl olsa. geldi o da oturdu. o da sandı herhalde masadakiler söyledi yine bir hareket yok. dedim osman abi al parasını bizi karıştırma.
nikahsız çiftler aynı odada kalamaz kararı
-
suudi arabistan'da sadece erkeklerin kaldığı otelde viagradan ölenlerin savunduğu parti döneminde gerçekleşmiştir.
eved.
500 entry'si olmayan yazarları ciddiye almak
-
entry sıçarak 500'e ulaşanları ciddiye almaktan evladır.
edit: tencere tava başlık başa.
the hero with a thousand faces
-
campbell, kitapta sıradan insanı kahraman yapan yolu temelde 3 aşamada inceler. ilk aşama "evden ve toplumdan ayrılma/yola çıkış"tır. bu aşamada "macera çağrısı" ön plana çıkar. kahraman için yapılması gereken tek şey vardır, o da bu yolculuğa çıkmak ve macerayı yaşamaktır. daha sonra "kabul edilme töreni" diye adlandırılabilecek kısım gerçekleşir. bu aşama zaferle sonuçlanan çeşitli denemelerden oluşur ve sonuç olarak sıradan insan kahramana dönüşür. yani artık kahramanın "kahramanlığı" hikayedeki bir başka karakter tarafından onaylanır veya değişik sembollerle seyirciye aktarılır. en son aşama ise "geri dönüş/toplumla yeniden entegre olma" aşamasıdır. kahraman evine geri döndüğünde eski karakterinden çok farklıdır. hem fiziksel hem de zihinsel olarak bir değişim geçirmiş, bilinci bütünlük kazanmıştır.
ilyada'dan antigone'ye, star wars'dan gılgamış'a ve hatta harry potter'a kadar aslında tüm kahramanlık öykülerinin iskeleti aynıdır. (bkz: monomyth)
atilla taş'ın türk milletine yaptığı saygısızlık
-
photoshop ile görsele döken mi saygısız? mecliste o kurdun ağzına ampul sokan mı saygısız?
o ampul, o kurdun ağzına girdi mi? girdi.
elmaya elma demek ne zamandan beri saygısızlık?
muhalefete anayasayı ezdirmiyoruz kampanyası
-
bir kisinin en fazla 2 kere cumhurbaskani olacagi da yaziyor anayasada. oraya da gelsene klavye delikanlisi.
not: aktrolleri inim inim inleten gelismedir.
1 haftadır aralıksız yanan zombi
her gün makarna yumurta yediğini anneden saklamak
-
öğrenci evlerinde makarna, yumurta en standart yiyecektir. kiminde vakitsizlikten, kimin de üşengeçlikten kiminde de parasızlıktan pişer. ancak bu durum evladının güzel yiyeceklerinden mahrum olduğunu düşündüp zaten üzülüp duran anneye söylenmez.
- ne yediniz evladım bugün
- köfte yaptık anne
- kuru kuru mu yediniz onu
- yo be anne yanına salata da yaptık
- oyy oyyyy bi salata köfteyle mi duruyorsunuz
- yok be anne, çorbada yaptık...
- ah be evladım pilav, garnitur bişiler de yapsaydınız yanına
- yaptık annem, pilavda yaptık, patateste kızarttık. yoğutta koyduk masaya, üzerine de puging yaptı selami onu yedik.
- ay evladım kıyamam ben size, dün sınavın vardı ama uğraşamamıssındır. ne yedin kurban olduğum
- eee ,eeee ay aman anne kafa mı kaldı ne yediğimi nerden hatırlayım, kurduk gene sofrayı merak etme
telefon kapatılır, ev arkadaşları sayılan yiyeceklerden bi tuhaf olmuştur.
- puding ne lan baklava aldık deseydin,
- inegöl köfte olduğunu söyleseydin şöyle parmak parmak, yanında da turşu vardı hatta
pilaki bile yaptık deseydin,
- pilav da öyle sıradan pilav değildi, özbek pilavı deseydin...
sonra herkes birbirine bakar cepte paralar sayılır, yakındaki dürümcüye gidilip gidilemeyceği hesaplanır. ehh be anne akşam akşam yaptırdığın masrafa bak bize denir.
ben nedense hep dolma ve sarmayı özlerim, diğer yemekler bir şekilde marketten bile alınır yapılır da ya bunlar.. anneme hep sarma, dolma yediğimizi anlatırım, benim yapamayağımı bildiği için sürekli meçhul ev arkadaşı bu işi yapabilen insandır. annemde neden merak etmez bilmiyorum koca istanbul'da ev arkadaşlarımın hep dolma yapabilen insanlar olmasını...
belki ve büyük ihtimalle onlar da bilir o yemekleri yemediğimizi, karşılıklı bir mutlu yalanı paylaşıyoruzdur.. ne yapalım bile bile bir anne evladının makarna ve yumurta ile beslendiğine razı olmayacaktır hiçbir zaman.