ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
demet akalın'ın 19 yıldır türk popunu forse etmesi
tai'nin 10 bin çekirdekli bilgisayar satın alması
-
lordum oturun isterseniz ..kafayı baya iyi bulmuşsunuz...biraz çekirdek yiyin iyi gelir...
(bkz: marshall yardımı)
1957 yılına gelindiğinde abd yardımının ön gördüğü koşullar neticesinde yapılan gizli anlaşmalar ile hükümetin( yok chp değil demokrat parti başta o zaman) emri sonucunda türkiye'deki uçak üretimi tamamen durdurulmuştur. fabrika daha sonraları uçak üretimi yerine traktör ve çeşitli makine parçaları üretmeye devam etmiştir.
aselsan kuruluş 1975, rte askeri kantinde sucuk satıyor...
savunma sanayi müsteşarlığı kuruluş 1985, bilal ilk defa babacığım dedi...
tai kuruluş 1984, selçuk bayraktar artık tuvaletini kendi başına yapıyor...
tusaş motor sanayi kuruluş 1985, ailenin en zekisi sümeyye doğdu, bilal telefonu sümeyyeye ver...
roketsan kuruluş 1988, rte darphane işçileri grev sözcüsü..2012 de grevi yasakladı.. bu arada 1981 de mezun olduğu üniversite diploması yerine lise diplomasıyla başvuruda bulundu ehliyet için ...
geçmişten gelen bir tane bilgi birikimi olmaması cidden çok mu zor, çok mu zorlanıyorsun, çok mu zorluyorlar seni... kıyamam sana lordum...
kars almanları
-
bir arkadaşımın gönderdiği trt'nin yapmış olduğu belgesel ile haberdar olduğum belki de türkiye'deki en ilginç azınlığı oluşturan almanlar.
alman-rus harbi'nde ruslara esir düşen bu almanlar evvela estonya'ya daha sonra da 93 osmanlı-rus harbi sırasındaki 1877 kars muharebesi sonrasında kars'a sürülmüşler. yüz yıldan uzun bir süredir bölgede kurdukları köyde yaşamlarını sürdüren bu insanlar, zaman içerisinde sağa sola ve hatta almanya'ya geri dönmüşler en nihayetinde de oldukça az sayıda kalmışlar.
yalnız videoda anlatılan aile, devlet olarak durumu ele alış biçimimizi tüm saflığıyla gözler önüne sermekte. devlet televizyonunun yapmış olduğu bir belgeselde insancıklara iş dilendirtmeleri canımı sıkmıştır. youtube'daki yorumlardan okuduğum kadarıyla da insanların durumları hiç de iyiye gitmemiş. velhasıl çok az kişinin haberdar olduğu enteresan bir vaka olarak tarihte yerini almıştır.
finlandiya başbakanının skandal kıyafeti
-
merkel'in bir röportajı vardı; "evinizde yardımcınız var mı, kaç kişi" diye bir soru sordular.
çok net hatırlıyorum "yardımcım yok, bütün işlerimizi eşimle birlikte yapıyoruz" diye cevap vermişti.
"bu ceketi daha önce giymiştiniz" denildi, "ben devlet görevlisiyim, modacı değilim" dedi.
bazı ülkelerin oldukları, geldikleri yeri anlamak adına inanılmaz bir röportajdı.
bu da onun gibi, elbisenin fiyatı zerre anlam ifade etmez kendini bilen insanlar için.
"itibarın tasarrufu olmaz" gibi sözler, lüks yaşam sevdası vs tamamen geri kalmış ülkelerde oluyor.
türkiye insanının çirkin olduğu gerçeği
-
güzellik kavramı göreceli olmakla beraber, genetik miras güzel olmaya yetmez. başka şartlar da gerekir. (genellemeler bütün kötülüklerin annesidir)
maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi'ne göre insan ihtiyaçları temel ihtiyaçlar ve üst düzey ihtiyaçlar olarak ikiye ayrılır.
temel ihtiyaçlar;
1. temel ihtiyaçlar (yeme, içme, şu)
2. güvenlik ihtiyaçları (barınma, tehlikeden korunma)
3. ait olma, sevme, sevilme ihtiyacı (kız arkadaş, bir gruba girme, statü kazanma)
4. saygı, saygınlık ihtiyacı (başarılı olmak, isim yapmak)
üst düzey ihtiyaçlar;
5. bilme, anlama ihtiyacı (dünya turuna çıkma)
6. estetik ihtiyacı (sanatsal ve kişisel tatmin)
7. kendini gerçekleştirme ihtiyacı (emekli olup, kendi domatesini yetiştirmek)
amerikalı psikolog abimiz abraham harold maslow'a göre insan ihtiyaçları seviye seviye ilerler. yani bir insan açken telefon modelini, güvenlik sorunu varken tiyatroyu, geçim sıkıntısı varken dış güzelliğini düşünmez. ülkemiz yıllarca terör sorunu, darbeler, işsizlik, enflasyon, daha özelde aile baskısı, evlen baskısı, erkek şiddeti gibi sorunlarla uğraştı durdu. insanlar spora, sanata, kendilerine vakit ayıramadılar. çünkü daha önemli sorunları vardı; para kazanmak, dedikodu çıkmasın diye evlenmek, töre cinayetine kurban gitmemek için evlenmek, çocuk yapmak vs.
kimse kız çocuklarına da erkek çocuklarına da fikirlerini sormadı. evlendirdiler, ya istedikleri işte çalıştırdılar ya çalıştırmadılar. ses çıkaranı dövdüler. mutsuz nesiller yarattıklar. mutsuz, geçim sıkıntısı çeken insanın nasıl göründüğü, nasıl koktuğu, vücut hatları, saçı, makyajı, dişi, game of thrones umrunda olmuyor maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisine göre.(istisnalar vardır tâbi)
mutlu, refah seviyesi yüksek insanlar mutlu nesil yetiştiriler, mutlu nesiller kendilerine bakarlar, spor yaparlar, hobi edinirler. hem fiziksel hem ruhsal olarak yetişir giderler...
önce fakir bir ailede dünyaya gelmiş ünlülerin 15-20 yaş arası hallerine bakın sonra da 30 yaş civarı hallerine bakın. para, mutluluk, imkan ve istek olunca insan kendini hem fiziksel hem ruhsal olarak değiştirip, geliştirebiliyor.
başka ülkelerden örnek vermek gerekirse hindistan'da bir bollywood'un kadın yıldızlarına bakın bir de sokaktaki kadınlara bakın. bollywood yıldızları dünya çapında güzellikleriyle göz kamaştırırken sokaktaki kadının yüzünden acı, korku eksik olmaz. çünkü 15-16 yaşında zorla evlendirilmiştir, şiddet görmüştür, tacize uğramıştır, değil okumak için kitap tuvaleti bile zor bulmuştur.
son olarak 1-2 ülke dışında spor ve sanatta başarılı, söz sahibi ülkelerin hepsinin refah seviyesinin yüksek olduğuna hepiniz dikkat etmişsinizdir. işsizlik, iç savaş, siyasi-ekonomik krizler, salgın hastalıklar, kıtlıklar varken sanat ve spor ilgi görmez.
edit; ekleme.
14 ocak 2015 cumhuriyet'in charlie hebdo vermesi
-
gidip iki tane cumhuriyet alarak müslümanları duble kışkırtacağım eylem. adamlar içine mentos atılmış kola gibi. kışkırıyor.
orhan gencebay
-
kula kulluk edene yazıklar olsun diyerek kazandığı paralarla sahip olduğu lüks yaşamı koruyabilmek için kula kulluk etmek zorunda kalan zavallı.
erkeklerin tek montla kışı geçirmesi
-
erkeklerin tek montla 8 kışı geçirmesi başlığı varsa oraya gideyim; zira 2016 aralığında abime iş yerinden verilen giyim çekiyle aldığım mont ile sekizinci kışımı tamamladım.
japonların depreme o kadar da hazır olmaması
-
evladım. tsunami o. napsınlar deniz kenarlarına 1 km yüksekliğinde tsunami geçirmez duvar mı örsünler. 9.5 depremde bina yıkılmıyorsa yapılması gereken yapılıyor demektir. biz de japonlar kadar hazır olmasak şuan 41000 insan yaşıyor olabilirdi.
mobil tarife ücretlerinin iyice çığrından çıkması
-
hâlâ 10-15 gigabyte gibi 20 sene öncede kalan kota miktarlarını sattıkları yetmiyormuş gibi fiyatlarını da 300 liralara kadar çıkarmışlar. lan instagram reels'tan bir video açıyorsun herif hem 4k yapmış hem de hdr. sadece 1 videoda neredeyse 100 megabyte kota gidiyor. 15 gb neyime yetecek benim hiç mi utanmıyorsunuz? yüksek kotalı tarifeler 600 liradan başlıyor. yüksek dediğim de 30-40 gigabyte.
5 gigabyte kotalı tarife bile var sene olmuş 2024. reziller. en büyük rezaletse hâlâ istanbul'un göbeğinde çekmeyen mahalleler var. altyapı yatırımı diye bir şey yok.
edit: hâlâ 10 euro ucuzmuş diyenler var. lan tamam 10 euro'mu al ama karşılığında çağımıza uygun kota ver. 15 gigabyte nedir.
umut sarıkaya tipi mutsuzluk tanımları
-
indirilen altyazı, filme uyuyor mu diye bakarken, sürekli diyalog olmayan sahnelere denk gelmek.