hesabın var mı? giriş yap

  • olm siz siyasal islamci haramilerin ne zaman durust oldugunu gordunuz, ne zaman yagmada talandan uzak durdugunu gordunuz? ya da herhangi bir siyasal islamcinin yaninda ne zaman durust, namuslu birini gordunuz?

    simdi selcuk bayraktar’in siyasal islama yakinligini falan unuttuysaniz hatirlatayim. sumeyye’yi bildiniz mi, hani o kendisine 20 25 gibi gitmesi gereken. hah, selcuk bayraktar o sumeyye’nin esi oluyor. siyasal islama o kadar yakin bu bey.

    evet cok guzel laf sokmus yardim almadik diye, eminim almamistir. kesin almamistir.

  • standart geyiktir bu mahalle arası bankerleri. 91 gram altını kuyumcuya bir insan neden verir ki? kaybolmasın falan diye değil bırakın bu işleri. işletmek için verilir sonra da böyle olur işte. minimal çiftlik bank.

  • sırf birini cok sevdiniz, seviyorsunuz diye kendinizi sevmekten asla vazgeçmeyin.
    kendinizi sevmeye devam etmeyi asla unutmayın.

  • insanı ana dili türkçe olduğu için mutlu eden bir kitaptır. methiyeler düzen hiçbir yabancının bu kitabın büyüsünü yakalayabileceğini sanmıyorum, dilden gelen bir büyü o çünkü -ve istanbuldan. türk edebiyatının en iyi romanlarından biri fikrimce.
    çok uzun zaman önce okuduğum için kimbilir ne çok ayrıntısını unutmuş olduğum ayrıntılar romanı. boğazın suları çekildiği zaman bölümünde kendini anlatır biraz da bu kitap. alaaddinin dükkanı gibi bir sürü bir sürü birbiriyle alakasız şeyi bulundurur içinde ve aynı dükkanın çocukken orhan pamuka göründüğü gibi güzel görünür bütün karmaşası okuyucuya kitabın. kara kitap çocukluk kutuları gibidir içinden alakasız ve çok çağırışımlı, derin biriktirmeler çıkan: duygular, nesneler, mekanlar, karakterler. birbiriyle bağlantısız her şey -mesneviden, türkan şoraya, okuyucudan, cinayete, kıskançlıktan siyasete- biraradadır ve kara kitaptır.
    yüzlere bakmayı, işaretleri aramayı, istanbulun söylediklerini dinlemeyi bilenler orhan pamuk'un oyunundan keyif alırlar -akrostişlerden, ayrıntılardan. kimisi ise sıkılır ilk sayfalarında. oysa uzun cümlelerle, bütün ayrıntıların anlatımıyla sonundan olay örgüsünden bağımsız bir biçimde o ana dahil olursunuz. yürüdüğü hissini verir sanki insana, içine çeker bu roman.
    kendi adıma tutunamayanlar 'dan sonra okuduğum en iyi türkçe roman olduğunu söyleyebilirim.

  • bilgisayar veya televizyon ekranının fotoğrafını çekerken bu durumla karşılaşmışsınızdır. ekran dalgalı/hareli/çizgili olur. tam olarak şu şekil

    neden böyle? bunun iki temel sebebi var:

    1. darbe genişlik modülasyonu (pwm): bazı ekranlar, parlaklığı ayarlamak için darbe genişlik modülasyonu (pwm) adı verilen bir yöntem kullanır. bu yöntemde, ekran arka ışığı belirli bir süre açık, belirli bir süre kapalı olacak şekilde açılıp kapatılır. örneğin, ekran parlaklığı %50 ise, arka ışık her saniye bir saniye açık, bir saniye kapalı olacaktır. kamera, pwm kullanan bir ekranın fotoğrafını çekerken, arka ışığın açık ve kapalı olduğu süreleri algılayabilir. bu, fotoğrafta dalgalanma veya çizgiler olarak görünebilir.

    2. deklanşör hızı: deklanşör hızı, kameranın bir fotoğrafı çekmek için deklanşörün açık kaldığı süredir. deklanşör hızı ne kadar düşükse, fotoğraf o kadar uzun pozlanır. ekran parlaklığı düşükse, kameranın daha uzun bir pozlama süresi kullanması gerekebilir. bu, ekranın yenilenme hızı ile deklanşör hızı arasındaki uyumsuzluk nedeniyle dalgalanma veya çizgilere neden olabilir.

    bu iki nedenden herhangi biri, ekranların fotoğraflarda dalgalı görünmesine neden olabilir. bu sorunu önlemek için, ekranın parlaklığını artırabilir veya deklanşör hızını kısaltabilirsiniz. ayrıca, ekranın parlaklığını ayarlamak için pwm kullanmayan bir ekran seçebilirsiniz.

  • universiteyi kazanip ilk calculus 1 vizesinde kocaman bir sifir alacak ogrenci yetistirmektedir ayni zamanda.

  • adana'da arı sinemasında, eskiler bilir, en arkadaki 2 sıra boydan boya 2li koltuk olurdu, yani koltukların arasında kol koyacak yer olmazdı ve bu da en çok mekansız sevgililerin işine gelirdi. yalnız bu koltukların biletleri çok çabuk bittiği için kalabalık günlerde erkenden gidip kuyruğa girmek sureti ile alınırdı...
    mekansız bir genç olarak ben de o dönemdeki kız arkadaşımla bu güzide sinemaya gitmeye kalktım, ama kader ağlarını örüyordu :
    tam sinemanın kapısında annesine yakalandık ve kız kulaklarından kavranmak sureti ile ellerimin arasından çekilip alındı...
    eh, kendimi bari film seyrederek avutiim dedim ve gidip iki kişilik koltuğuma yayıldım. hemen yanımda bir çift vardı ve adam 25 - 30 yaşlarında oldukça kalıplı iri bir adamdı. biraz sonra nedendir bilinmez bu çift film esnasında tartışmaya başladılar. sanırım adam kıza yaklaşmaya kalktıkça kız olmaz yapma diyordu. derken kız çok kızdı, herifi itip kalktı sinirle sinemadan çıktı, adam peşinden ayağa kalktı, ayıptır söylemesi, o karanlıkta bile çok net algılanabilecek bir çadır durumu vardı ortada... kız çıkıp gitti...
    adam kalakaldı...
    sonra bana dönüp, "eeeee, kaldık mı senle başbaşa şimdi..! " dedi...

    arkama bile bakmadan kaçtım.......

  • bi iki kere oynadıktan sonra siziy sıkmaya mahkum oyun..
    son olarak 1 piyon bırakırsanız, bilgin
    2 piyon, zeki
    3 piyon, kurnaz
    4 piyon, başarılı
    5 piyon, normal
    6 piyon, tecrübesiz
    7 piyon, aptal
    8 piyon, gerizekalı
    9 piyon, beyinsiz
    olarak adlandırılıyosunuz.. 9 dan sonrasını yazmamışlar.. zaten böyle bi durumda yazılanı da anlayamassınız..