hesabın var mı? giriş yap

  • rusya'daki yatırımlara devam edeceğiz dediği açıklamadır. başlarım sizin manipülasyonunuza. ayrıca açıklama yaptığı yere uygun bir tonla anlatmış konuyu, her zaman yapılan işler.

    başlığın sahibi troll zaten.

  • insanın kaybetme duygusunu kaybettiğinde nasıl özgürleşip çevresindeki şerefsizleri maymuna çevirebileceğinin kitabını yazmış bir idoldür.

    limonla ayı abbas'ı madara etmişliği vardır.

  • tesla'nın son yazılım güncellemesi ile gerçekleştirdiği olay. kesinlikle görece basit bir "takip mesafesi uyarısı" değildir.

    olayın altında yatan mantık ise şöyle: tesla radar işaretini öndeki arabanın altından ya da çevresinden yansıtarak iki öndeki arabadanın konumunu buluyor (bunu yaparken radar işaretinin hangi arabadan yansıdığını ayırt etmek için de öndeki aracın mesafesini optik sensörlerle hesaplıyor).

    bu şekilde hem öndeki arabanın, hem de onun önündeki arabanın mesafelerini biliyor. eğer öndeki iki arabanın çarpışmasının kaçınılmaz olduğuna karar verirse daha kaza gerçekleşmeden frene basmaya başlıyor, kaza gerçekleştikten sonra da çoktan kazaya karışmadan durmuş oluyor.

  • yıllardır yazılımlar ve veritabanları ile uğraşan biri olarak şunu söyleyebilirim ki,
    eğer yazılımlar ve sistemler üzerinde doğru düzgün bir şeffaf denetleme mekanizması yoksa toplam 1 saat içerisinde bile 8 farklı cevap anahtarında çalışacak 8 farklı şifreleme yöntemi ile şıklar belirlenebilir.

    zaten işin içinde olan biri için son kpss skandalındaki olaylar nedeniyle güvenlik artırıldıysa, soruları dışarı çıkartmak yerine belirlenmiş cevap yapısını içeri sokmak daha kolaydır.

    bu tip bir durumun gerçekliği durumunda iki ihtimal ortaya çıkıyor.

    a) ösym içerisinde bu algoritmayı uygulayan ve yazılımlara doğrudan müdahelesi olan kişiler tarafından daha sonra bu algoritmanın dışarı satılmasını sağlayan "çıkar amaçlı suç örgütü" söz konusudur.

    b) bu sınavdan yüksek puan alarak kazanılacak üniversite ve bölümlere bazı "özel" insanların yerleştirilmesini amaçlayan ve bunun sonucunda hakim/avukat/mühendis/doktor lardan oluşan ülkenin her noktasında söz sahibi olacak özel bir nesili amaçlayan bir "terör örgütü" söz konusudur.

    her ne kadar hakkında açılacak soruşturmanın bile, körler sağırlar birbirini ağırlar ekseninde olacağını bilsem de,
    soruşturmada yer alacak onurlu birileri okur umuduyla yazayım.

    bu işin olası sorumluları aşağıdakilerden biridir ama hangisidir?
    a) şıkları karıştırma algoritmasını yazan yazılımcılar.
    b) şıklar karıştırıldıktan sonra veritabanına erişebilecek veritabanı kullanıcıları.
    c) veritabanına ve programa erişim kontrollerini elinde bulunduran sistem yönetimi.
    d) hangi öğrenciye hangi kitapçığın geleceğinin bile belli olduğu bir sisteme onay veren idari kadro.
    e) hepsi.

    şimdi ihtimal dahilinde yukarıdaki şıkların gerçek olması durumunda.
    başka neler yapılabilir?

    1- hangi öğrencinin hangi okulda, hangi sınıfta sınava gireceği, hangi sırada oturup hangi tür kitapçığın geleceği belirlenebilir.
    2- istenilen öğretmen istenilen sınıfta görevlendirilebilir.
    3- istenilen öğrenciler bir sınıfa toplanıp, istenilen öğretmenlerle buluşturulabilir.

    sınav sonrasında yapılabilecek diğer müdahaleler farkedilebilir ve fiziksel evraklarla karşılaştırılabileceği için bu risk büyük ihtimalle alınmayacaktır.

    böyle bir durum söz konusu ise, sorumlu kişiler, onları bu konuma getiren amirler, amirleri atayan bürokratlar dahil olmak üzere dürüst bir soruşturma yapılmalıdır.

    ve hükümetimizin halkına birazcık bile saygısı varsa, şu dakikadan itibaren sınav ve seçim sistemlerini denetleyecek, tüm siyasi partiler ve ilgili bilişim dernekleri tarafından belirlenecek uzmanlardan oluşacak bağımsız bir bilişim denetim kurulunun oluşturulması için adım atmalıdır.

    yoksa öğrencilerin girecekleri okulu belirleyen bir sınavda bile bunlar olabiliyor ise, bir vatandaş olarak ülke kaderini belirleyen bir seçim sistemine güvenmemiz beklenemez.

  • süper olay.

    ekran görüntüsüne gerek yok, twitter'da #receptayyiperdoğan yazıp aratırsanız nadide örneklerine tanıklık edebilirsiniz.

  • 2020 yılında bugün söyle bir enty ile doğum günün kutlamıştım.. (bkz: #112121981)

    bundan üç ay sonra hayata veda etti.. 31 ekim 2020 nassau, bahamalar

    ''aşk belki dünyanın dönmesini sağlamaz. ancak bu dönüşü yaşanmaya değer kılar.'' demiş adamdır kendisi...

    sir sean connery... ya da doğduğunda dendiği gibi anmak gerekirse thomas connery.

    25 ağustos 1930, edinburgh, iskoçya'da doğdu...

    connery işçi sınıfı bir ailede büyüdü. kraliyet donanması'nda üç yıllık bir görevden ve bir dizi tuhaf işten sonra vücut geliştirme çalışmalarına başladı ve öğrenci mimar/resssam sanatçılar ve erkek moda katalogları için model oldu.

    1953 mr. universe yarışmasına katıldı ve bu da sahne yapımlarında figüran olarak çalışmasına yol açtı.

    1954'te richard rodgers ve oscar hammerstein ii müzikali south pacific'in turne yapımında küçük bir rol aldı ve azmi ile başrollüde üstlendi.

    bunu, 1957'de rod serling'in bbc televizyon prodüksiyonu requiem for a heavyweight'de yorgun boksör mountain rivera'nın çok övülen performansı da dahil olmak üzere daha fazla sahne ve televizyon çalışması izledi.

    connery ilk sinema filmini lilacs in the spring'de (1954; abd'deki adı let's make up) yaptı ve ilk kez komedi on the fiddle'da (1961; aynı zamanda operation snafu olarak da yayınlandı) o güne kadar ki en yüksek ücreti aldı...

    dönemin diğer önemli filmleri arasında disney fantezisi darby o’gill and the little people (1959) ve ikinci dünya savaşı destanı the longest day (1962) vardı.

    1962'de connery, ıan fleming'in casus gerilim filmi dr. no'nun ekran uyarlamasında ingiliz gizli istihbarat servisi'nin ajan 007'si james bond rolünü üstlendi.

    filmin muazzam başarısı ve hemen devamı olan from russia with love ( 1963) ve goldfinger (1964), james bond filmlerinin dünya çapında bir fenomen, connery'nin ise uluslararası bir ünlü olduğunu kanıtladı...

    james bond filmleri/@justin mcleod

    tipik bir süper casus gibi davranmak istemeyen connery, özellikle alfred hitchcock'un psikolojik gerilim filmi marnie'de (1964) başka oyunculuk rolleri üstlenmeye devam etti.

    sonraki iki james bond filmi thunderball (1965) ve you only live twice (1967)'yi tamamladıktan sonra connery, bond rolünden vazgeçti.

    ancak dört yıl sonra bond rolündeki son filmi olduğunu ilan ettiği diamonds are forever (1971) filmindeki rolüne geri dönmeye ikna edildi.

    1970'li yılları çoğunlukla dönem dramaları ve bilim kurgu filmlerinde oynayarak geçirdi; bunların en iyileri the molly maguires (1970), zardoz (1974), murder on the orient express (1974), the man who be king (1975), the wind and the lion (1975), robin and marian (1976), ve the first great train robbery/ the great train robbery (1978) idi...

    1981'de terry gilliam'ın zaman yolculuğu fantastik filmi time bandits'te kral agamemnon rolüyle unutulmaz bir ikona dönüştü ve iki yıl sonra mgm tarafından sinsice seçilmiş bir isim olan never say never again (1983) filminde 007 rolüne geri dönerek bond hayranlarını sevindirdi.

    1980'lerin ortasındaki iki film onu yeniden büyük bir yıldız haline getirdi.

    umberto eco'nun the name of the rose (1986) filminin uyarlamasında dedektife dönüşen bir keşişi canlandırmasıyla britanya akademi film ödülü'nü kazandı...

    bunu, the untouchables'da (1987) al capone'un peşindeki tecrübeli chicago polisi rolüyle en iyi yardımcı erkek oyuncu akademi ödülü ile taçlandırdı...

    steven spielberg'in ındiana jones and the last crusade (1989) filminde connery, indiana karakterinin babasını ve the hunt for red october 'de (1990) kaçan bir sovyet denizaltı kaptanını canlandırdı.

    connery'nin 1990'lardaki unutulmaz filmleri arasında robin hood prince of thieves (1991), first knight (1995), the rock (1996), dragonheart (1996), and entrapment (1999) vardı.

    connery, çizgi roman dizisi the league of extraordinary gentlemen'in film uyarlamasında (2003) yer almasının ardından oyunculuktan resmen emekli oldu, ancak çeşitli seslendirme rolleri üstlenmeye devam etti.

    connery, 1999'da ömür boyu başarı nedeniyle kennedy center onur ödülü'nü aldı ve 2000'de kraliçe ıı. elizabeth tarafından şövalye unvanına layık görüldü.

    connery, film çalışmalarının yanı sıra iskoç bağımsızlığının açık sözlü bir savunucusuydu ve iskoç ulusal partisi'ni güçlü bir şekilde destekliyordu.

    connery, 31 ekim 2020'de bahamalar'ın başkenti nassau'daki lyford cay'deki evinde 90 yaşında uykusunda öldü.

    ölümü ailesi ve eon productions tarafından duyuruldu; ölüm nedenini açıklamamalarına rağmen, kendisi gibi aktör olan oğlu jason bir süredir hasta olduğunu belirtti.

    bir gün sonra, connery'nin eşi micheline roquebrune, son yıllarında demans (bunama) hastası olduğunu belirtti.

    connery'nin ölümünden bir ay sonra ölüm nedeninin zatürre, kalp yetmezliği ve yaşlılıktan dolayı öldüğü belirtildi.

    ölümünden sonra cesedi yakıldı ve külleri 2022'de iskoçya'da bilinmeyen yerlere saçıldı.

  • "gidip şahin alacak halimiz yok ya. ben gidip 1 buçuk milyona sıfır audi marka araç da alabilirdim.”

    demiş.
    haklı.
    devlet size bu kadar pervasız, ahlaksız, yüzsüz ve hadsiz konuşmayı sağlıyor, alırdın elbet.

    nüfusu amfitiyatro kapasitesi kadar ilçeye kontenjandan başkan seçilmiş, "1,5milyonluk araba hakkımdı, az bile harcadım" diyecek kadar utanmaz..senin yüzüne tükürmeyen gakkoşlar düşünsün artık makam aracının faturasını..

  • bir türlü bulaşmaya cesaret edemediğim sistemdir. şimdi tamam ben ispanya’daki, italya’daki, ingiltere’deki bir eve gidip kalabilirim, sanki bunda sıkıntı yokmuş gibime geliyor da şimdi ben elin fransız’ına, japon’una, alman’ına nasıl alt kattaki komşuya dikkat et, tv’nin sesini çok açarsan alttan süpürgenin sapıyla vurur diyeyim? yemek pişirirken mutfak camını açmazsan fayanslar terliyor, akan suyu tutması için kenara koyduğum bezi her gün mutlaka sıkmalısın diye nasıl tembih edeyim? banyoya girerken yerdeki banyo örtülerini topla, duşakabin sızdırıyor nasıl denir? balkonu iki günde bir akıt mutlaka, balkondan karınca geliyor açık yerlere tıkadığım peçeteleri çıkarma sakın, lavaboya bulaşık koyma, deliği tıkayıp koku yapıyor, sifon tam çekmiyor, sıçtıktan sonra fırçayı da kullanarak müdahale et nasıl denir lan?!

    giremiyorum bu siteye bir türlü, elin amerikalısı bana koloniyal tarz evini sunarken ben ona apartmanın kapısına toplaşan gençlere bulaşma pıçağı takarlar diye nasıl diyeyim?