hesabın var mı? giriş yap

  • +siri seni seviyorum.
    -öyle mi, teşekkür ederim.
    +sen de beni seviyor musun?
    -rehberinde askim var aramamı ister misin???

  • onlardan biriyim ve aç kalmamak dışında bir hayrını görmedim. aşk hayatında adama kilo aldırmaktan başka şeye yaramıyor, kimse sana sabahın altısında börekli çörekli sofra hazırladın diye daha çok aşık olmuyor. öyle sananlar varsa diye söyledim.

    bir sponsorum da yok ki şöyle bir kafeydi meyhaneydi açayım, hem yiyip hem kazanayım...

  • haşin erkeklerimizin düştüğü komik durum.

    1,5 ayda 8-10 kez şahit oldum bu olaya. hepsi de kız arkadaşına sinirlenmişti.

    niye duvara, dolaba vs yumruk atıyorsun? git yüzüne su çarp, 10'a kadar say ne biliyim bir sakinleş. orada artistlik yapacaksın diye değer mi?

    hayır yaptın bir artistlik koşarak acile gelmek ne demek? asıyordun, kesiyordun demin.

    hadi kendin geliyorsun bari kız arkadaşını getirme. ona niye gösteriyorsun bu durumunu? yaptın bir eşeklik getirdin ağlama bari.

    aman da benim minnoşumun eli uf mu olmuş?

    not: çaktırmayın birazdan sağı solu yumruklayıp acile düşmeye başlarlar.

    edit: etik mi? hasta adı verdiğimi hatırlamıyorum.

    doktorum veya hemşireyim; erkeğim veya kadınım bunlar neyi değiştirir ki? sen yine aynı sen boş ver çok takılma böyle şeylere.

    gelen mesajlar üzerine edit: yaklaşık bir 10 kişi özelden kendi hikayesini anlatıp bana kezban dedi. anlaştılar mı? arkadaşlar mı anlamadım.

    sanırım insanların beni kezban olarak nitelendirmesindeki anahtar cümlem bu: "aman da benim minnoşumun eli uf mu olmuş?"
    ama bu cümlede cinsiyet belirten bir şey yok bence. "minnoş" kelimesini sadece kadınlar kullanacak diye bir şey yok. ben yolda hafif sekerek yürüyen bir kedi yavrusu görünce de kan alınan bir bebek ağladığında da aynı tepkiyi veriyorum. bunda bir tuhaflık göremiyorum.

    edit 2: arkadaşlar bu şekilde acile gelen insanları "röntgen çalışmıyor" diye geri yollamıyoruz. hepsi diğer hastalar nasıl tedavi oluyorsa sıradan rutin işlemlerle tedavilerini olup gidiyorlar. ne kadar denk örnekler tartışılır ama bu şişeyle de gelse böyle oluyor, kolunda jilet iziyle de gelse böyle oluyor.

    mecburi edit: ulan bu başlık altında kız sanıp asılmak ne demek!

    herkes rahatlasın erkeğim.

  • kendisini beğenmeyenler emin olun ki demet akalın'ı değil, ceylan'ın cover'ladığı şarkıların gerçek sahiplerini dinlemeyi tercih ediyorlar. abartılı tarz ve vokallerini "cool" bulabiliyorsanız da geçmiş olsun, yüzünüzü bir yıkayın.

  • pazar günü başlayacak olan katar dünya kupası muhtemelen son 50 yılın en kötü dünya kupası olacak. kimsenin istemediği, hem iklim hem ülke koşullarının böyle devasa bir organizasyona uygun olmadığı herkesçe bilinirken neden dünya kupası katar'a verildi?

    2009 yılında düzenlenen fifa kongresinde dünya kupası'nın hem 2018 hem 2022 ev sahipleri belirleniyor. 2018 dünya kupası'nda en iyi teklif ingiltere'ye aitken 2022 dünya kupası'nda amerika birleşik devletleri çok öndeydi. ancak sonuç olarak 2018 dünya kupası rusya'ya, 2022 dünya kupası katar'a gidiyor. insan hakları konusunda sicili zayıf bu iki ülkede futbol için altyapılar da oldukça kötü durumda. bu nedenle bu kararlar da şaibeli. ek olarak haziran- temmuz aylarında düzenlenen organizasyon için katar'ın iklimi de uygun değil.

    fifa otelinde yetkililere özel paketler teslim edildiği konuşulurken bu ülkeler kendilerine oy veren ülkeler ile jeopolitik anlaşmalar yapmaya başlıyor. katar'ın ihale komitesinde yer alan phaedra al-majid muhbir olarak ortaya çıkıyor ve katar'ın afrika'dan gelen federasyon yetkililerine oyları karşılığında para teklif ettiğini iddia ediyor.

    ilerleyen günlerde katar tahtının varisi olan şeyh tamim bin hamad al thani'nin sahibi olduğu bir konsorsiyum paris st germain'i satın alıyor. katar hükümeti fransa'dan birkaç airbus satın alıyor ve şüpheler daha da artıyor. michel platini'nin oyunu sattığını konuşulmaya başlanıyor. tayland- katar arasında da oldukça ucuza doğal gaz anlaşması yapılıyor. tayland'lı üyenin de oyunun satın alındığı gündeme geliyor.

    katar bu iddiaları inatla reddetse de son günlerde çıkmış fifa uncovered belgeselinde durum az çok anlaşılıyor.

    (bkz: fifa uncovered)

    rezillikler burada da bitmiyor. dünya kupasına hazırlanmak için bir ülke aniden şantiye alanına dönüştürülüyor ve her yerde hızla inşaatlar başlıyor. bu inşaatlarda da pek çok göçmen işçi çalışıyor ve emniyetsiz çalışma koşullarından dolayı binlerce işçi hayatını kaybediyor. aşağıda 2021 yılına kadar olan işçi ölümlerinin dağılımının grafiği var:

    görsel

    resmi istatistiklere göre, 2010 ile 2019 yılları arasında ülkede katarlı olmayan 15.021 kişi ölüyor. bu her yaştan ve her meslekten insanı kapsadığı için çalışma koşullarıyla ölen göçmen sayısını bildirmiyor ancak zaten resmi sayıların güvenilirliği de çok şüpheli. katar'a göre sadece üç işçi işle ilgili nedenler yüzünden öldü. aşırı sıcaklar ve diğer inşaatlar yüzünden kaynaklanan ölümler buna dahil edilmiyor. ek olarak vardiya saatleri dışında barındıkları yerlerde ölen binlerce göçmen işçi de hesaba katılmıyor. guardian'a göre 6500 işçi bu nedenlerden dolayı ölüyor.

    katarlı doktorlar ölümlerin yaklaşık %70'ini akut kalp-solunum bozukluklarına bağlı "doğal ölümlere" bağlıyor. ancak kalp ve solunum yetmezlikleri ölüm nedeni değil sonuçları. kalbin durmasının altında yatan neden kalp krizi veya başka bir düzensizlik olabilirken solunum yetmezliğine neden olan alerjik reaksiyonlar veya zehirlenmeler olabilir. wdr tarafından yayımlanan belgesel world cup of shame'de bu konuya daha detaylı yer veriliyor.

    (bkz: world cup of shame)

    sonuç olarak katar, bu organizasyona ev sahipliği yapma hakkını verdiği rüşvetler ve yaptığı anlaşmalar ile elde etti. normalde haziran-temmuz'da düzenlenen bu organizasyon uygun olmadığı için kasım-aralık aylarında düzenleniyor. stat çevresinde alkol satışı olsa da halka açık yerlerde alkol yasağı devam ediyor. bütün bunların yapılabilmesi için pek çok işçi hayatını kaybediyor. izleyeceğimiz en tatsız dünya kupasının özeti bu.

    edit: şüpheli bilgileri çıkardım.

  • üniversiteye anadolunun küçük bi köyünden gelmis bi adam var. hoslandigi da bi kiz. bigün arkadaslari yari gaza getirmek mahiyetli, yari ciddi bi sekilde bunu kenara çekerler. anlatirlar durumu:

    - olm sen gidip konusmazsan bu tip olaylar hiç baslamaz. gidecen tanisacan kizla, muhabbet kuracan.

    gazi almistir. kizi bigün takip eder arkasindan. bütün cesaretini topladigi sirada iyice yaklasir ve kizin sirtina pat pat diye dokunur. kiz nooluyo gibisinden buna döner ve bakar. ama gencimiz bu noktada heyecandan tikanir. aazindan tek kelime çikmaz. kiz

    - nooldu?

    diye sordugu sirada da..:

    - sevmek suç mu?

    diye patlar...

  • (bkz: dayak nedir neden atılır)

    mekandan ziyade alkollü müşteri rezaleti olması gereken başlık

    hakkını vereyim ama kendi haksızlığını bu kadar açık açık yazan rezalet başlığı görmemiştim. genelinde başlık sahipleri melek gibi insanlar olur, durduk yere dayak yerler hep.