hesabın var mı? giriş yap

  • thy nin yetiştirilmek üzere pilot alımlarında dlr-1 sınavını geçen adayların girdiği mülakat. genellikle 2 alman psikolog ve 1 türk pilot ile ingilizce gerçekleşen mülakattan ziyade sohbet havasında geçen sınav. 15-20 dk gibi kısa süren mülakatlar olduğu gibi 1 saati aşan mülakatlar da oluyor. temel olarak adayın kişiliğinin kokpit ortamına uygun olup olmadığı test ediliyor. ancak bunun için sadece kişisel sorular değil pilotlukla ilgili temel sorular da sorulmakta. örnek olarak

    - bir uçak (a320, b737 vb.) kokpit resminde göstergelerin isimleri ve ne işe yaradığı
    - masada duran uçak maketlerinin hangi tip olduğu
    - uçuş kontrol yüzeyleri (aileron, elevators, rudder, spoilers, flaps, slats, air brakes)
    - bir pilotun haftalık aylık yıllık uçuş limitleri
    - jet motoru nasıl çalışır
    - ils (instrument landing system) nedir nasıl çalışır
    - wingtip nedir ne işe yarar (wingtip votices)
    - uçağa etki eden kuvvetler (thrust, drag, weight, lift)
    - lift nasıl oluşur ve uçak kanat tipinin bunda etkisi (aerofoil/airfoil)
    - kokpitteki roller (pilot flying, pilot monitoring)
    - fly by wire nedir hangi uçaklar da vardır (boieng b777 ve airbus uçakları arasında çalışma prensibi farkları)
    - airbus ve boeing uçakları arasındaki karakteristik farklar (kokpit camları, burun, yoke/sidestick)
    - pilotluk eğitiminde aşamalar (ppl-cpl-atpl ve alınan teorik dersler)
    - uçağın ağırlık çeşitleri (empty wieght, dry operation weight, zero fuel weight, taxi weight gibi gibi)
    - pilotun tipik bir uçuşunda havalalanına girdikten itibaren yaptığı uçuşuyla ilgili işlemler

    tabi burada bu soruların cevaplarını bilmekten ziyade soruyu cevaplama şekli de önemli. mesala çok iyi bildiğiin bir şeyi açıklarken çok bilmişlik taslıyor musun ya da bilmediğin bir soru karşısında panik mi oluyorsun yoksa sakinliğini koruyabiliyor musun gibi. tabiki mesleğe olan ilgiyi de ölçüyorlardır. kişisel sorular ise neden pilotluk gibi sorular dışında kişiden kişiye göre değişebilen ve genellikle verilen cv, dlr-1 aşamasında teslim edilen ve kişisel bilgileri içeren form ve gene dlr-1 aşamasında teslim edilen biographical data diye adlandırılan 10 soruya verilen cevaplar üzerinden şekilleniyor. biographical data ise

    1) why are you interested in the position/job you are appliying for?
    2) what other professional alternatives are you interested in?
    3) which circumtances of your childhood and youth had an influence on your development?
    4) which persons and circumtances played a role - positive or negative - during your higher education or vocational training?
    5) please describe your own roles and functions in school, college, job, clubs, or other groups
    6) what have been special events, experiences, successes, failures, and disappointments in your life?
    7) what are your hobbies and personal interests?
    8) which accidents, serious illnesses or injuries did you have?
    9) everybody has both favourable and unfavourable characteristics. please describe yourself with respect to both categories.
    10) how did you prepare for the dlr assessment?

    sorularından oluşuyor. bu soruları el yazısıyla cevaplamamız ve dlr-1 sınavı başlamadan ilgili görevliye teslim etmemiz gerekiyor. bu soruların titizlikle cevaplanması çok önemli ve güçlü zayıf yönlerimizi tarif ettiğimiz 9. soru ise mülakatı ciddi anlamda şekillendiriyor. mesala olumlu özellik olarak sakin biriyim derseniz sizi mülakat boyu sinirlendirmeye çalışırlar. kısacası mülakat boyunca çizdiğiniz profilin bu sorulara verdiğiniz cevaplarla çelişmemesi çok önemli. dolasıyla dürüstçe cevaplamakta fayda var. son olarak bu mülakatta etkili olanın sadece mülakat performansı olduğunu düşümüyorum bir önceki aşama olan dlr-1 aşamasının sonuçlarının da dlr-2 mülakatına etki ettiğini düşünüyorum. böyle düşünmemin sebebi ise dlr-1 sınavındaki sonuçlarının adaylara açıklanmaması ve dlr-2 mülakatını gerçekleştiren ekibin elinde ise sizin sonuçların bulunması hatta bazen adaylara şu modülde şöyle sonuç almışsın falanda diyebiliyorlar.

  • sahsen yaptigim bütün diyetler gollum diyetine dönüyor bir süre sonra:

    - yiyecegissss. inci'nin önünden geçerken profiterol alacagissss.
    - hayir hayir, rejimdeyim ben, yemeyecegim.
    - bunu yedikten sonra aksam yemek yemeyisssss. eve kadar da yürürüsssss
    - olmaz! bir bozunca sonra toparlanmiyor öyle kaliyor
    - kendimisssi ödüllendirmemissss gerek kiymetlimisss. kaç gündür rejim yapiyorusssss. hem aç karna rejim yapilmassss

    bu durumda gollum diyeti'ni "iki ögün arasinda rejim yapmak" olarak açiklayabiliriz.

  • yalan olduğuna inanmak istediğim haber. şu anda elim ayağım titriyor. ne olur yalan olsun. daha dün konserinden o kadar kare paylaşmıştım. yani nasıl desem bu adam ilahtan da öteydi benim için.

    cümlelerimi toparlayamıyorum.

  • italyadan bir anı. baya yaşlı bir amca trende uzun süre baktıktan sonra dayanamadı:

    - sen türksün değil mi?
    + evet.
    - hala kılıç tasiyor musunuz yaniniz da?
    + fethetmeye gelmedim amca, gezip gidicem ben...

  • atatürk kendinden sonraki türkiye'yi görmedi zannedenler gençliğe hitabe'yi tekrar okusun.

    gaflet-dalalet-hıyanet diye gülüp geçtiğimiz osmanlıca'sını değil öz türkçe'sini okuyun bakalım, reçeteyi çoktan vermiş mustafa kemal paşa. buyrun kendinden dinleyelim:

    ey türk gençliği! birinci görevin türk bağımsızlığını, türk cumhuriyetini sonsuza kadar korumak ve savunmaktır.

    varlığının ve geleceğinin tek temeli budur. bu temel senin en değerli hazinendir.

    gelecekte bile, seni bu hazineden yoksun bırakmak isteyecek iç ve dış düşmanların olacaktır. bir gün bağımsızlık ve cumhuriyeti savunmak zorunluluğuna düşersen, göreve atılmak için, bulunduğun durumun olanak ve şartlarını düşünmeyeceksin! bu olanak ve şartlar, çok elverişsiz bir özellikte ortaya çıkabilir. bağımsızlık ve cumhuriyetini yok etmek isteyecek düşmanlar, bütün dünyada eşi görülmemiş bir galibiyetin temsilcisi olabilirler. zorla ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri ele geçirilmiş, bütün işletmelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve ülkenin her köşesi eylemli olarak ele geçirilmiş olabilir.

    bütün bu koşullardan daha acı ve daha tehlikeli olmak üzere, ülkenin içinde iktidara sahip olanlar duyarsızlık, sapkınlık ve hatta ihanet içinde bulunabilirler. üstelik bu iktidar sahipleri, kişisel çıkarlarını işgalcilerin siyasi çıkarlarıyla birleştirebilirler. ulus fakirlik ve çaresizlik içinde yorgun ve bitkin düşmüş olabilir.

    ey türk geleceğinin evladı! işte, bu durum ve şartlar içinde bile görevin türk bağımsızlık ve cumhuriyetini kurtarmaktır.

    gereksinim duyduğun güç damarlarındaki asil kanda bulunmaktadır!

  • akbabuş'la nazlı arasında geçen

    -yanıma gel.
    -orası tek kişilik.
    -o zaman üstüme gel. ağırlığını hissetmek istiyorum.

    diyaloğunun neresi komik anlamadım. bence acayip ince ve duygusal bir sahne o. genç yaşta tecavüze uğramış, sonra sevdiğinden koparılıp yıllarca başka tecavüzlere uğraması için başka yerlere sürüklenmiş bir kadının sevdiği adama yıllar sonra kavuştuğunda birbirlerine hala dokunamadıklarını ama kadının onca travmasına rağmen sevdiği adamı fiziksel olarak hissetmek istemesi bence çok iç parçalayıcı bir şey. birinin yanında uzanması; onun kokusunu, tenini, ağırlığı hissetmek; bunun neresi komik bre gafiller?

  • akabindeki 3 4 gün boyunca devam edecek olan sıçamama hadisesinin başlangıcıdır. mecaz falan değil abi, bi şey oluyor sıçamıyorsun. başka yerlerde askerlik yapan arkadaşlara da doğrulattım onlarda sıçamamışlar. biz pasta kesmiştik ersoy sıçtı diye. öncü birlik oldu o bize, sonra hepimiz kahramanca sıçmıştık. ne günlerdi bea.