hesabın var mı? giriş yap

  • 9 dakika önce başlamış pazartesi'dir.

    elimde simdimi kemirirken ekrana boş boş bakıyor, gelmişimi geçmişimi film şeridi gibi geçiriyorum gözümün önünden.

    oysa 2 gün önce şu an, biriktirdiğim az buçuk parayla paris'te kruvasan ve kahve ile kahvaltıp yapıp, insanlığa gülümsüyordum.

    kahpe felek fazlasına izin vermedi.

  • obradovic ve bogdanovic sayesinde bir sırp milliyetçisi oldum. avusturya-macaristan veliahti görsem sıkarım iki tane o derece.

  • bu mezhebe katılmı$ ilk donem quaker'larından ticaret ile ugra$anları veya esnaf olanları,mu$terilerin kendileri ile pazarlık yapmasını engelleyerek satmak istedikleri ürünü satabilecekleri en du$uk fiyata satmaya ba$lamı$lardır..bunun yegane sebebi kar amacli olarak cok para istemeyi bir ce$it yalan soylemek/aldatmak olarak gormeleridir..
    fakat neticede satılan malların diger dukkanlara nazaran daha ucuza verilmesinden ötürü bütün mu$teri kitlesi onların dukkanlarından alı$veri$ yapmaya ba$lamı$ ve sonucta ilk donem quaker ların buyuk bir bolumu hatırı sayılır bir zenginlige sahip olmu$tur..

  • bence çevirinin en güzel kısmını

    “mirror mirror on the wall, who’s the fairest of them all?” u (ayna, duvardaki ayna, kim en “beyaz”?)

    “ayna ayna söyle bana, benden güzel var mı bu dünyada?”

    diye çevirerek yapmıştır.

    aşırı ırkçı ögeler barındıran bu masal ülkemizde standart bir peri masalı olarak yer alıyor ve küçücük çocukların beynine en azından bir de güzel olmak için illa beyaz tenli olmaları gerektiği saçma kompleksini kazımıyor.

    yine karbeyaz yerine pamuk prenses diye çevirmek de odak noktayı eski avrupanın beyazlık eşittir asalet sevdasından uzak tutmuş.

    bu çeviriyi yapan adam ya da kadını tekrar tebrik ediyorum. çevirinin gurusudur bana göre kendisi.

  • elektrikli sandalyeyi icad eden de kendisidir.aktaralım:
    1886'da new york valiliği, ölüm cezasının insani yöntemlerini (!) araştırmak üzere bir yasama komisyonu kurar.
    o tarihe kadar yaygın kullanılan "asılma" yöntemi ağır ve acılı bir yöntem olarak görülmektedir.

    aynı yıllarda westinghouse ve tesla ile edison arasında genç elektrik techizatı endüstrisine hakimiyet alanında kıran kırana bir mücadele yaşanmaktadır. önce yola çıkmış olan edison elektriğin doğru akım* istasyonları vasıtasıyla dağıtımı için bir şebeke kurmaya başlamışken westinghouse yeni geliştirdiği alternatif akım* ile buna kafa tutmaya başlamıştır.

    alternatif akımın doğru akıma karşı ekonomik ve lojistik üstünlüğü vardır. kalın bakır kablolara ihtiyaç duyan doğru akımın akıbeti bakır fiyatlarının giderek artmasıyla daha da meçhul bir yön çizmektedir.
    öte yandan doğru akımın birkaç milden öteye ciddi kayıp olmaksızın taşınması da imkansız olduğundan her küçük yerleşim veya endüstri birimine bir istasyon tesis etmek mecburiyeti vardır. bu noktada yenilginin kaçınılmazlığını büyük ihtimalle kendisi de bilen edison bilimsel etiği bir kenara bırakmakta sakınca görmez.
    1887'de west orange, new jersey'de westinghouse'a karşı bir karalama kampanyası başlatır. 1,000 voltluk bir westinghouse ac jeneratorüne bağladığı bir metal plaka ile bir düzine masum hayvanı katleder. basın olan biteni yakından takip etmektedir. "electrocution" terimi böylece doğar.

    bu esnada new york'ta kurulan yasama komisyonu ünlü mucid edison'dan yeni idam cihazının yöntemi açısından yardım ister. edison'un ilk tepkisi bir bilim adamı olarak ölüme alet olmayacağı şeklidedir. ancak bir süre sonra westinghouse karşısındaki yılgınlığı onu yeni bir mektup yazarak kendinde böyle bir method bulunamayacağı ancak westinghouse'un elindeki yeni enerjinin acısız ani ölüm için elverişli olduğu konusunda görüş bildirmeye iter. edison alternatif akımın öldürücü olduğu kamuya yayılırsa insanların bunu evlerinde kullanmak istemeyecekleri düşüncesindedir.

    bu esnada 4 haziran 1888'de "electrocution" new york'un yeni idam infaz yöntemi olarak kabul edilir. ortada henüz iki teori ve iki elektrikli sandalye tasarımı vardır. edison haliyle bunlardan alternatif akımla çalışacak olanak destek vermektedir.

    1888'in ikinci yarısında edison araştırma tesisleri harold p. brown ve asistanı dr.fred peterson'u doğru akımla çalışan bir elektrikli sandalye tasarımı için tutarlar. tesadüf odur ki brown yakın zamanda new york post'a bir yazı göndererek küçük bir çocuğun alternatif akım kaçıran bir telgraf teli yüzünden öldüğünü rapor etmiştir. brown ve peterson tasarladıkları cıhazı köpekler, atlar ve ineklar üzerinde bir dizi deneyde (!) kullanırlar ve basın önünde işkence edilen zavallı hayvanların büyük acılarına rağmen hayatta kaldıkları gözlemlenir. aslında edison'un amaçladığı da budur.

    bu esnada hala edison company bordrosunda bulunan dr.fred peterson valilik komitesine en uygun infaz metodunun seçilmesi açısından danışmanlıkla görevlendirilir. bu nedenle komitenin alternatif akımdan yana karar almasına şaşırmamak gerekir.

    1 ocak 1889'da tasarı yasalaşır. westinghouse tepki gösterir ve kendi markasını taşıyan alternatif akım
    jenaratörlerini new york eyaleti hapishane yönetimine satmayı reddeder. edison ve brown bir yolunu bularak westinghouse'u aşarlar ve ilk elektrikli sandalyelerde kullanılacak jenaratörleri temin ederler.

    westinghouse elektrikle idamın "vahşice ve alışılmadık" oluşuna dayanan temyiz itirazlarına maddi destek verir.
    edison ve brown ise alternatif elektrigin "hızlı ve acısız" olduğu konusunda tanıklık ederler.

    ancak kaderin cilvesidir ki böylece gerçekleştirilen ilk infaz başarısız olur. zavallı idam mahkumu, izleyenlerin gözleri önünde dakikalarca süren işkence ardından üçüncü derece yanıklar ve sinir sistemi arazlarına rağmen hayatta kalır.

    bu edison'un planının geri tepmesi demektir. kamu oyu edison'u lanetlemekte geçikmez. öte yandan westinghouse'un alternatif akımına ne olduğunu yazmaya gerek yok sanırım

    kaynak:
    http://inventors.about.com/…ary/weekly/aa102497.htm

  • "doktorların doktoru metin abimiz" dedi acun.
    adam 120 gün kırık çıkık yanık yırtık bulantı grip herşeye su ve buzla müdahale etti.
    gururlu edit :
    bu sene doktor sprey kullanıyor.
    ekşinin gücü :)

  • 2 gün önce mcdonald's ta bir şeyler yedim. saat gece 10 gibiydi ve masaları toplayan minimum 55-60 yaşında bir abiydi. ihtiyacı olmasa o saatte orada olmaz değil mi ?

    benden önce masada oturanların boşlarını aldı sadece 1 kere teşekkür ettim inanılmaz mutlu oldu.

    kalkarken de kendi çöpümü kendim attım, kolay gelsin iyi akşamlar dedim gene inanılmaz mutlu oldu ve bir sürü olumlu dilekte bulundu benim için.

    insanları mutlu etmek aslında bu kadar kolay.