hesabın var mı? giriş yap

  • garth ennis ve steve dillon'ın yarattığı, vertigo comics'den çıkan çizgi roman. tanrı cenneti terketmiştir. cennette kaos sırasında, bir melek ve bir şeytanın ilişkisinden en az tanrı kadar güçlü bir varlık doğar ve yeryüzüne kaçar. esas oğlanımız olan mutsuz vaiz jesse custer*' ın içine giren bu güç onun ve karşılaştığı herşeyin yaşamını tamamen değiştirir. jesse, eski bir kiralık katil olan kız arkadaşı tulip ve kankası vampir cassidy ile birlikte tanrıyı bulup ona sebep olduğu kaos için hesap sürmek üzere yola düşer.
    fazla "amerikan" olmasına rağmen, kesinlikle "tarzı" olan bir çizgi roman, özellikle karakterler çok başarılı verilmiş, metafizik-bilimkurgu-fantastik-gotik-parapsikoloji-voodo-mitler-gore vs vs... blasphemy had safhada...

  • şu başlığa iki entryde bir "yarmayandır" yazılsa yeri yemin ediyorum.
    gıybet' miş grubun ismi, ahhahahahahah ne kadar orijinal ya. kız nereden buluyorsunuz böyle esprileri, hayret.

  • viskiden anlamayan insanların jack'i gelmiş geçmiş en iyi viski ilan etmesinden ötürü, bir diğer viskiden anlamayan insanların buna muhalefetiyle; herkesi birbirine düşürmüş olan güzide tennessee viskisi. satış politikası "bizim sırlarımız var, biz özeliz" olduğu için insanlar 33 sayfa boyunca nasıl içileceğine dahi karar verememiş, bourbon mu değil mi ayırt edememiş, single maltlarla ve blended scotchlarla kıyaslamaya çalışmışlardır.

    halbuki o kadar da gizemli değildir. bourbonlarla aynı işlemden geçer. sadece watering işleminde tennessee'ye özgü kireçtaşı mağaralarından gelme su kullanılır ve viski yapımı sırasında 2. damıtımdan sonra elde edilen white dog (yeni ürün), akçaağaç türü odun kömürü filtresinden geçer. klasik olan no:7 viskimiz kömürden geçtikten sonra içi yanık amerikan beyaz meşe varillerinde dinlendirilip olgunlaşır ve şişelenir. o vanilya aroması bu variller sayesinde oluşur. gentleman jack'de ekstra bir durum söz konusudur. şişelenmeden önce, olgunlaşan viski tekrar kömür filtresinden geçer. bu viskiyi yumuşatır ve ona lezzet katar. bütün bu işlemlerin sonucunda dumanlı ve aromatik bir bourbon elde etmiş oluruz aslında. isim farkının tek sebebi kömür işlemindendir.

    gel gelelim içimine. bourbon'un ve tennessee viskisinin raconu olmaz bir kere. bunlar eğlenceli viskilerdir, rahatdır; bundan dolayı sevilir. insanı kastırmaz. buzsuz içmenin yada içine su katmanın bir manası yoktur. çünkü öyle komplike bir aroması yoktur, su katıp da ortaya çıkarılabilecek değişik tatlar bulamazsınız. çünkü scotchlar gibi yıllandırılmazlar, olgunlaşırken varilleri sömürüp yeni aromalar kazanacak vakitleri olmaz. amerikan viskilerinde sadece bazı markaların özel üretimleri 8 ila 18 yıla kadar saklanır; onların durumu istisnadır. ister sek bol buzlu için, ister kolayla, sodayla yada kahveyle karıştırıp içersiniz. yanında da ne yemek istiyorsanız yersiniz.

    karşılaştırmanızı yapacaksanız eğer, bourbonlar arasında bu karşılaştırmayı yapmanız doğru olandır; scotchlarla karşılaştırma yapmak anlamlı bir sonuç vermez. karşılaştırmanızı jack daniels'in kendi ürünleri arasında, bir diğer tennesee viskisi olan dickel ile, veyahut jim beam, tom moore, maker's mark ve woodford reserve gibi başka bourbonlarla yapabilirsiniz örneğin. ama ulaşacağınız sonucu ben söyleyeyim. jack daniels'ın yeri ayrıdır, bu yüzden tennessee viskisi olarak ayrı tutmak doğru olanıdır.

    edit: imla ve bilgi tazeleme.

  • biz gazeteci yaşlı bir köylüye sormuş;

    -65 yıl nasıl bir yastığa baş koydunuz?

    köylü teyze cevap vermiş.

    “bizler yırtık elbiselerin yamandığı, söküklerin dikildiği, kırıkların tamir edildiği bir zamanda doğduk, kullanılıp atıldığı ve yerine yenisinin alındığı bir zamanda değil...”

    bokunu yiyim ben o köylünün.

  • ben bi' şey söylemek istiyorum; ama soru olarak değil, ciddi ciddi merak ediyorum.

    bizler vatandaş olarak aldığımız maaşı iyi yönetemeyip borçlandığımızda, çıkmaza girdiğimizde devlet dahil kim yardım ediyor?

    kulüpler bu yardım toplama çakallığını hep yapıyor. türk toplumunun genlerine işleyen radikalizmi, fanatizmi sömürdükçe sömürüyorlar.

    deprem olur, vatandaş mesaj atsın 10 lira. salgın olur, haydi pamuk eller cebe. bayram olur, haydi birlik beraberlik. vatandaşa girsin de girsin. mesela herhangi bir kulüp kar elde etse vatandaşa yardım yapar mı? örnek vereyim; şampiyon olduk bakın baskılı tişört çıkardık, alın. adamlar başarıda bile vatandaştan para toplama derdinde.

    kimse kusura bakmasın, özellikle kulüp organizasyonlarına para gönderen insan kerizin bayrak sallayanıdır benim gözümde.

    tanım: takım fark etmeksizin gerçekleştirilen keriz silkeleme tespihinin bir başka tanesi.

    edit:
    #111347317 alın bakın, destek ise bu durum bence herhangi bir futbol takımının durumundan daha önemli.

  • ak partinin çöküşünün en çok ona oy verenleri vurmasından etik olmasa da mutluluk duyuyorum. içlerindeki aşağılık kompleksi ile biz kentlileri sopalasın diye tuttukları adam kentlilerden yurtdışı seyahati&iyi bir otelde tatil gibi imkanları almış olsa da kendi kesiminden marketten yumurta alma hakkını aldı.

    bazı şeyleri bazı toplumlar aç kalmadan tüm onurları ezilmeden anlayamazlar gerçi bazen bunlar olsa da anlayamazlar

  • hiç duyar kasacak değilim.
    beleş paraya hallenene kadar eşşek kadar tipler. gitsinler, çalışsınlar.
    çocuk yazıp da insanların duygularıyla dalga geçmeyi bırakın. ağzı burnu dağılmış insan şov peşine düşmez.