hesabın var mı? giriş yap

  • bu yemeğin ismi gerçekten de almanya'nın hamburg şehrinden geliyormuş ya.

    "hamburger" terimi, kıyma veya kıymadan yapılan yemeklerin üretilmesi ve yaygınlaştırılması geçmişine sahip olan almanya'nın hamburg şehrinden türetilmiştir.

    19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında alman göçmenler, et yemekleri de dahil olmak üzere kendi mutfak geleneklerini amerika birleşik devletleri'ne getirdiler. baharatla tatlandırılan ve sıklıkla soğan ve ekmekle servis edilen hamburg usulü dana köftesi, amerika birleşik devletleri'nde, özellikle de new york şehrinde popülerlik kazandı. zamanla bu sandviç gelişti ve sonunda "hamburger" olarak bilinmeye başladı.

    adı hamburg'dan gelse de bildiğimiz modern hamburger, esasında amerika birleşik devletleri'nde çeşitli şekillerde uyarlandı ve geliştirildi. dünyada farklı yerlerde, farklı yorumları da yapıldı elbet...

    kaynak

  • bir gıdım empati duygusu olanın yapmayacağı bir eylemdir. seviyorsan, seviyorsa ilişkisini bitirsin, kimsenin söz verdiği birisini aldatmaya hakkı olamaz. bir kumru, bir saksağan kadar olamayacaksanız insanız demeyin...

  • insanların büyük çoğunluğunun bir konu üzerinde aynı gerçek olmayan / hatalı bilgiye sahip olması olayı. sebebi bilinmemektedir.
    ismini 2013 te ölen mandela'nın, birçok kişi tarafından 80 lı yıllarda hapiste iken öldüğünün sanılmasından almıştır.
    ülkemizde en yaygın örneği şu olabilir, olmayabilir de (bkz: hugo'da küfreden çocuk)
    mandela etkisi ile ilgili olaylar

  • bundan sekiz on yıl kadar önce, yanlış hatırlamıyorsam beyaz şova konuk olmuştu. telefonla bağlananlar, stüdyodakiler inanılmaz bir sevgi ve saygı göstermişti ustaya. sanki onu ne kadar sevdiklerinin farkına varmışlardı bir anda. almanya'dan arayanlar, amerika'dan arayanlar, telefonda ağlayanlar. gecikmiş bir borç ödemesi gibiydi. gece boyunca türküler söyledi bir yandan. telefona her bağlanan, "usta, şöyle bir türkü vardı, o da senindi değil mi?" deyip türküyü istiyordu. her seferinde de daha bir mahçup oluyordu usta. sanki herkesin sevdiği o türküleri yazmış olmak ayıpmış gibi, eziliyor, kısık sesle yanıt veriyordu. arada stüdyodakiler de benzer cümleler kuruyordu. "şu da mı senindi? onu da bi söylesen?" falan. sonra telefona biri daha bağlandı. dedi ki "usta yaa, falanca diye bi türkü vardı, o da mı senindi?" usta'nın cevabı şöyle oldu: "başka sahap çıhan yohsa benim diyelim."

    hani "sahap çıkan" olsa ses etmeyecek. böyle de mülkiyetten, dünya malından, egodan, kibirden muaf bir adam. güzel adam.