hesabın var mı? giriş yap

  • güney kore’den çıkıp dünyaya yayılan az malzemeli az eforlu kahve. diğer adıyla dalgona kahvesi. üzerindeki dondurmaya benzer katı kremamsı görüntüsüyle oldukça içilesi. şimdilerde tiktok gibi platformlarda da meşhur olmuş ama çok şükür tiktok indirmediğim içüğn görmedim ,bilmiyorum.

    gelgelelim bu görsel şölenin tarifine ; ( tek kişilik için )
    bir yemek kaşığı kahve ( ben jacops gold kullanıyorum)
    bir yemek kaşığı şeker
    bir yemek kaşığı sıcak/soğuk su
    ve bardağınızın 2/3 ünü dolduracak kadar buzlu/sıcak süt( ben sıcak süt tercih ediyorum)

    peki nasıl yapıyoruz ?
    kahve şeker ve sıcak suyu tel karıştırıcıyla elde ya da mikserle çırpıyoruz . gördüğüm kadarıyla elde çırpanlar sayıca çok fakat elde denerseniz yaklaşık 15 dk nızı alıyor o katı kıvamı elde etmek ve kas ağrısı da cabası.
    mikserle ise sadece 5 dk :) bu arada bu bir mikser virali değildir hahaja

    evet bir yandan da sütümüzü kaynamadan, hafif fokurtuyu görene kadar cezvemizde ısıttık.
    şimdiyse bardağımızın 2/3 üne ısıttığımız sütü döküyoruz (tercihen buzlu soğuk süt de olabilir tabiki ). üzerine de çırptığımız, katılaşan kahve karışımımızı güzelce döküp ,yayıyoruz. süslemek için üzerine bir çimdik kahve de serpiştirebilirsiniz . vee kore kahveniz hazırrr sevgili kahveseverler

    bon appetit :)

  • merhaba. ben kendi halinde yaşayan bir vatandaşım. sizinle küçük bir konu hakkında konuşmak istiyorum. bu senenin başından beri, benim için her zaman büyük bir hayal olmuş olan gla180 hayalleriyle yanıp tutuşuyorum. arkadaşlarım, dostlarım, sevgili kardeşlerim ben bu arabaya sahip olmak çok istiyorum ama benim o kadar param yok. sabahları iki poğaça bir meyvesuyu üstüne de iki dal sigaradan sonra metrobüsle işe giden gariban bir insanım.

    iki haftadır sahibinden'de gla180 ilanlarına bakıyorum. üç dört tane aracı görmeye gittim ve görüşmeler çok iyi geçti. ama işte bilmedikleri şey, benim o kadar param yoktu ki. 4 sene önce kardeşimin düğününde giydiğim takım elbisemi giyip gittim araçları görmeye. bana karşı ılımlı bir tavırdaydılar. notere gittik hatta bir araç için. kimliğim evde kalmış diyerek usulca farkettirmeden çıktım noterden ve hüngür hüngür ağlamaya başladım kapıda. çok gücüme gitti dostlarım.

    bakın dostlarım ben sıfır bile bakmıyorum. 2016 model falan bakıyorum. ailemle bu arabanın fiyatı olan 178.000 tl'nin 3'te 1'ini bile karşılayamıyoruz. :( o yüzden sizden tek isteğim gönlünüzden herhangi bir şey kopuyorsa o bile yeterli benim için ama herhangi bir destek herhangi küçük bir düşünce bile benim için yeterli.

    sizleri seviyorum dostlarım. gla180 almama yardımcı olun, dm yoluyla ulaşanlara ibanımı vereceğim. size söz arabayla her hafta foto falan atarım instagrama. isimlerinizi falan yazdırırım üstüne, lan yeter ki gla'm olsun be. :(

    edit: 50’den fazla mesaj geldi iban isteyen. burada bir aileyiz dostlarım, şimdiden 60.000 tl’yi topladık, bu paraylacksndksjxjsjs oğlum ironi lan ironi. kimsenin emeğini dilenmeyiz biz, ciddiye alıp yazanlardan allah razı olsun, umarım kalbinizin ekmeğini yersiniz :) allah herkesin gönlüne göre versin, hepiniz sağolun varolun dostlarım :)

    edit2: ironi’den anlamayip dilenci diye çıldıranlar da sakin olsun. kimseden para toplamadık oğlum, kacirdiginiz bir sey yok :)) sizi asude defne özkan başlığına alalım, ibani da acik, topladigi para da :)

  • meğersem norepinefrin hormonu yüzündenmiş. norepinefrin hormonu, sinir hücrelerindeki sinyalleri komşu sinir hücresine taşıyan kimyasallardan biri. (bilimcesi nörotransmitter). bu hormonun vücutta fazla salgılanması, kişinin kötü anılarla sürekli boğuşmasına sebep olmakta imiş. bunun panzehiri de adra2b geni imiş. bu gen kodladığı alpha-2b adrenerjik reseptör adındaki başka bir protein ile norepinefrinin kötü etkisini normal düzeye indiriyormuş. adra2b geninin delesyonunda (gen kaybında), norepinefrin hormonu vücutta artarak, kişinin sürekli kötü anılarla boğuşmasına ve depresyona girmesine sebep oluyormuş.

  • an itibarıyla tv’deki yayını üzerinden “siz kimsiniz oğlum?!” diyerek bizlere kimlik soran zat.

    ben voyager altin plak; güneş sistemi’nden çıkarak yıldızlar arası yolculuğa çıkan insan yapımı uzay aracındaki plak. insanlığa dair her şeyi üzerimde barındırıyorum.

  • (bkz: barkın'a o konuda ben de çok kırgınım)

    olum neyin kafasını yaşıyorsunuz ya? tamam ülkemiz bu konuda bir latin ülkeleriyle, iskandinav ülkeriyle yarışamaz belki ama erkekler konusunda da diğer ülkelere çok bir fark attığımız söylenemez. ne kızlar görüyoruz dibimiz düşüyor.* mağara da mı yaşıyorsunuz anlamıyorum ki. sokaklarda her şeyin olduğu gibi kadının da güzeli var çirkini var. siz görmek istediğinizi görüyorsunuz bence. bu yaptığınıza algıda seçicilik, seçicilikte kavga çıkarıcılık derler.*

  • olay tam bir vahşet. burada kızın hayatını kurtaran yazara ve onun arkadaşına teşekkür ederken bir de polislere teşekkür etmek gerekli. olayı bir daha değerlendirip gençlere telefonla dönüş yapması ve arama izni çıkartıp tekrar o eve gitmeleri inanılmaz. polis kısmını okurken kendimizi amerikan vatandaşı gibi hissettirdi. diğer kısımlar normal türkiye. tekrar tebrikler ikinize. adamsınız.