hesabın var mı? giriş yap

  • kafein, dünyadaki en popüler uyarıcılardan biridir ve en çok kahvede ile tüketilir. insanlar sabahları uyanmak ve gün boyunca enerjik kalmak için kafeine başvurur, ancak çok fazla kafein, uyumaya hazır olduğunuzda bile sizi uyanık tutabilir.

    bu istenmeyen etkinin anahtarı, beyindeki nöron aktivitesinin bir yan ürünü olan adenosin adı verilen bileşiktir. sinir sistemimizdeki alıcılar sürekli olarak adenozin seviyelerini izler ve beyin ile omurilikte belirli bir seviyenin altına düştüğünde vücut kendini uykuya hazırlar. kafein, belirli adenosin reseptörlerini arar ve adenosinin etkilerini taklit eder, vücudu uyku zamanının henüz gelmediğini düşünmesi için kandırır.

    bir doz kafeinin vücudu ne kadar süreyle etkilediği, tolerans, genetik ve fiziksel sağlık gibi bir dizi faktöre göre değişebilir. ancak çoğu durumda, etkiler yaklaşık beş veya altı saat sürer. uzun süredir kahve içenler, aynı uyarıcı etkiyi elde etmek için artan miktarlarda tüketmelerini gerektiren kafeine tolerans gösterebilir. kahve içmeyi bırakırlarsa baş ağrısı, sinirlilik ve mide bulantısı gibi yoksunluk belirtileri yaşayabilirler.

    kafeine bağlı uyku sorunlarını önlemek için kafein tüketiminin günde dört fincan kahve ile sınırlandırılması ve son fincanın en geç öğleden sonra tüketilmesi önerilir. kafeinsiz kahve veya kafeinsiz çaya geçmek de yardımcı olabilir. amerikan pediatri akademisi'ne göre çocuklar ve ergenler ağır kafein tüketiminden kaçınmalıdır.

    kaynak: britannica

  • doğrusu, milli bayramlarda eve türk bayrağı asmak olan eylemdir.

    artık ağız burun öyle bir yamulmuş ki millî diyemiyor bazıları.

    milli bayram lan adı üstünde. diğeri de bayrak. türk bayrağı. asacam tabi sana mı sorucam hırt!

  • çalışmak için sabah 7:10'da uyanıp 20 dakikada hazırlanıp 8:30 mesaisine kıl payı yetişiyorum.
    akşam ofisten 18:30 çıkış eve varmam 19:30'u buluyor iş için harcanan süre 12 saat.
    7 saat uyku = 19
    kalan 5 saat yemek hazırla, çocukların ihtiyaçları vb. akşam bir filmi izlemek için 3 gün harcıyorum resmen.
    hayatımı bu 5 saate sığdırmaya çalışıyorum.
    neredeyse haftanın 3-4 günü bu döngüyü sorguluyorum o otoparkın içinde.
    güzel günler göreceğim, güneşli günler umuduyla 20 yıl oldu

  • türkiye'nin ilk korku dizisi. çocukken zekiye'nin gözlerinin kırmızıya dönmesiyle korkudan şuurumu kaybederdim. allahsızlar bilim kurgu dizisi diye gündüz vakti yayınlarlardı bunu.

    o dönem bunu izleyip de korkmayan çocuğa saygı duyarım.

  • ben böyle iddialı haber başlıklarına bayılıyorum.
    kuantum fiziğinin epigenetiğin konuşulduğu dünyada illüzyonistin sırrı çözülemiyormuş. coca cola'nın formülü de bulunamıyor bunlara göre.

    göllerde ötrofikasyon yapan nano kirleticileri bile tespit edebiliyoruz ama kolanın formülünü öğrenemiyoruz.
    vizyon sığır vizyonu olunca her şey çözümsüzleşiyor elbette.

    gelelim konumuza.
    bu taiwan'lı illüzyonistimizin adı/takma adı “yif magic"

    yaptığı gösteri yeni değil daha önce criss angel tarafından yapılmış sıradan bir illüzyon gösterisi. bu gavurların "yan karakterli illüzyon" dedikleri illüzyonistler arasında saygınlığı olmayan bir şov. herkes neyin ne olduğunun farkında sadece kayıtlı videoyu izileyenler bir illüzyon yaşıyor. aynalar, çift katlı ceketler, figüranlar ayarlanıp doğru açıdan çekim yapıldığında böyle ilginç sayılabilecek görüntüler elde edilebiliyor. bunlarla uğraşmak istemiyorsanız ve hepten illüzyonistlikten çıkacaksanız o zaman yine bu gavurların computer generated effect * dedikleri şaşırtıcı görüntüyü sonradan ekleme yöntemini de deneyebilirsiniz. şuradaki gibi mesela.

    he diyeceksin ki adam illüzyonist elbette bir numarası olacak. sihir yapacak hali yok.
    elbette haklısın kamilciğim lakin ben bunun saygın bir illüzyon gösterisi olmadığından dem vuruyorum zaten. olay ekipman ve figüran kullanarak şaşırtmak ise o zaman en kral illüzyonistler aksiyon filmi yönetmenleridir.

    öte yandan en başında değindiğim üzere adamdan ziyade beni gaza getiren haberin başlığı oldu.
    bu çağda sırrı çözülemeyen tek şey, herhangi bir otorite karşısında sorgulama bilinci kapanan toptan cahilleştirilmiş bir halktır.

    böylesi bir zihin felcinin sırrı kolaylıkla çözülemez.

  • sıradışı bir araştırma örneği. entry sahibine olumsuz laf söyleyen taş olur. her insanın yapabileceği bir iş değil. araştırma var, sonuçlardan anlam üretme var, bağlantı kurma var. aklına, emeğine sağlık yazar kardeşim. inşallah araştırman ahmet hakan veya tayfası tarafından çalınmaz ve yılın araştırmacı gazetecilik ödülünü alırsın. ne olursa olsun cüneyt özdemir’den iyi araştırmacısın.

  • öneminin ne zaman anlaşılacağını çok merak ettiğim değer veya başka bir bakış açısıyla özellik. sürekli yanımızda taşıdığımız, her gün dakikalarca hatta saatlerce beynimize dayalı olarak tuttuğumuz bir cihazın özelliği. tüketicilerin çon büyük bir kısmı böyle bir değer olduğudan haberdar bile değil. diğer bir kısmı da nükleer enerjiye karşı çıkma konusunda gösterdiği hassasiyeti her gün cebinde taşıdığı radyasyon kaynağı konusunda göstermiyor malesef. üreticilerin de işine gelmiyor olsa gerek ki, bu konunun üzerinde fazla durmuyorlar. heralde ürettikleri aletin bir radyasyon kaynağı olduğunu hatırlatmak istemiyorlar.

    halbuki çok önemli bir pazarlama stratejisi olarak kullanılabilir sar değeri. artık günümüzde kimsenin sar yüzünden cep telefonu kullanmaktan vazgeçeceğini sanmıyorum. dolayısıyla öyle veya böyle herkes cep telefonu kullanmaya devam edecek. ama sar değeri düşük modeller üretilir ve tüketiciler bu konuda bilgilendirilirse çoğu insanın telefonun özelliklerinden çok bu değere göre seçim yapacağına ve dolayısıyla zamanla tüm üreticilerin bu konuya daha titizlikle yaklaşacağına inanıyorum.

    tabi ki çevremizde sağlığımızı tehdit eden tek faktör sar değil. sadece evimizde bile, telsiz telefondan kablosuz modeme kadar pek çok zaralı cihaz bulunduruyoruz. ama bu boşvermişliği anlamak da gerçekten mümkün değil. unutmamak lazım ki sar etkileri uzun vadede ortaya çıkacak ve belki de yakında kanser oranlarında tüm dünyada bir patlama yaşanacak. hatta yaşanıyor malesef.. cep telefonu alırken en azından ayda bir kullandığımız kamerasının kaç piksel olduğuna dikkat ettiğimiz kadar sar değerine de dikkat etmemiz gerekmiyor mu sizce de?