hesabın var mı? giriş yap

  • "hayatımda en çok da, inekden süt sağmayı bulan adamın,bulmadan önce inekle ne yapmaya çalıştığını merak etmişimdir."

  • entropi hakkinda iki onemli husus:

    1. termodinamigin ikinci yasasi aslinda tam olarak sunu soyler: "parcacik sayisi sonsuza giderken olmasi en muhtemel olan sey olur". bu su demek: bozuk para atalim. hepsinin tura gelebilecegi kac durum var? yalnizca bir: tttttt....
    biri disinda hepsinin tura gelebilecegi kac durum var? daha cok: ytttt..., tyttt, ttyttt...
    peki yarisinin yazi yarisinin tura gelecegi kac durum var? abarti cok: ytytyt..., yytyttyt, yttytyyt.... iste sonuncusu maksimum entropiye sahip olan sistemdir

    sonuc: cok para atarsam yarisi yazi yarisi tura gelir. entropinin artmasi, sistemin muhtemel olmayan durumdan daha cok muhtemel olan duruma dogru gitmesi demek. icinde bulundugunuz odadaki molekullerin hepsinin odanin sag kosesindeki noktaya toplanmasi mumkun. ama bu kosulu saglayan yalnizca bir konfigurasyon var. halbuki atomlarin odanin her yerine esit dagildigi cok konfigurasyon var.

    2. termodinamigin ikinci kanunu *kapali bir sistemde* entropinin her zaman arttigini soyler. kapali sistem kismi cok onemli. sisteme enerji vermek suretiyle entropisini azaltabilirsiniz. bazi arkadaslarim dunyadaki canli hayatin dogal yollarla olusmus olamayacagini, cunku duzenliligin hic bir zaman artmayacagini soyleyerek, imanlarini pekistirirler. iman pekistirmeye itirazim olmamakla birlikte, dunyanin kapali bir sistem olmadigina isaret etmek isterim. gunesten deli gibi enerji akmaktadir dunyaya, ve duzeni bu saglar.

    zira buzdolabina bir bardak su koydugum zaman da nefis duzenli buz kristalleri olusmuyor mu? tuzlu sulu bardagin icine ip bandirip alttan yavas yavas isittigimda ipin ucunda kusursuz bir kup olusmuyor mu? hani olmazdi hani?

  • olay bölüm başına üç beş kız düşen elektrik bölümünde geçer,
    hoca dersini güzel güzel anlatırken kapı açılır güzel mi güzel dört tane hatun içeri girerler. arka sıralara yerleşirler. aradan üç beş dakika geçer, kızlar kendi aralarında fısıldaşmaya başlarlar, bu ders kimya değil miydi diye, sonra hoca birden tahtaya dönüp periyodik cetvele benzer birşey çizer ve kimya anlatmaya başlar..

  • osmanlı imparatorluğu'nda doğanın ehlileştirilmesi çabaları var olsa da, bu çabalar doğa bilimlerinden ziyade kişisel merak, şöhret ve ihtişam aracı olarak kendine yer bulmuştu. 1500'lü yıllardan beri canlı hayvanların teşhiri ve saklanması ile kendini göstermekte olan öncü hayvanat bahçeleri olan arslanhaneler bu durumun en belirgin temsilcileriydi. 19. yüzyıla gelindiğinde daha düzenli olan bu kurumlar, padişahların doğa üzerindeki hükmünü göstermesinin yanı sıra, özellikle sultanların kişisel merak olarak uğraştığı egzotik kuşları besleme ve üretme faaliyetleri için saray konutlarına yakın yerlerdeydi. arslanhanelerde çağlar boyunca aslan, ayı, domuz, devekuşu, geyik, fil, firavun faresi, misk kedisi, kaplan, kar leoparı, pars, karaca, kurt, leopar, vaşak ve zürafa gibi hayvanların saklandığı ve teşhir edildiği biliniyor. arslanhane'nin 2. mahmut tarafından kaldırıldığı ancak daha sonra tekrar ihya edildiği ve sultan abdülaziz tarafından özel ilgi gösterildiği biliniyor. arslanhane, 19. yüzyılın ikinci yarısında beylerbeyi, çırağan ve yıldız sarayları'nda, 20. yüzyılın başında ise köşklerde varlığını devam ettirmiştir.

  • ıtalyan oldugu icin mancini'den bir farki olmayan teknik direktor. cunku butun italyan teknik direktorler birbirinin aynisidir.

    aynen butun almanlarin hirsli, disiplinli ve sistemli olmasi, tum hollanda'lilarin 4-3-3 oynatmasi gibi.

    siz futbol konusmayin gercekten komik oluyor.