hesabın var mı? giriş yap

  • haha video güzel, togg'un özeli dışında üretim videolarını izlemeyi severim. ortaya logo koymalarının sebebi sanırım bu tarz videolar stock görseller olarak kullanılmaya müsaittir.

    entry'ler sitem dolu ve bunun nedeni bildiğiniz 100% özel sermaye yani turkcell,zorlu, bmc gibi şirketlerle hayata geçen projeyi iktidar partisinin "akp araba üretiyor, vooaaahh" diye paylaşmasıdır. akp'nin cebinden çıkarıp araba üretiyormuş gibi kastığı siyasetin bu kadar para harcanan bu ticari faaliyete vereceği zararları anlatmak isterim. (ki akp'nin bunları umursadığını sanmıyorum)

    bu proje sırf akp ile siyasete alet edildiği için iç pazarda bunun olumsuz etkilerini çok yaşayacak.(genellikle iç pazarda tutunamayan projeler dış pazara da tutunamaz) togg=akp algısı oluşacağı için akp'ye oy vermeyen demiyorum bizzat nefret eden 50% ve fazlası nüfus kafadan bu arabayı almayacak. bu arabayı gördüğünüz yerde " akp'li" düşüncesi kafanıza zuhur edecek. bunun bi ticari marka için ne kadar berbat olduğunu biliyor musunuz?

    özellikle akp iktidardan düştüğünde, bağımsız yargı ve medya tarafından dökülecek kirli çamaşırlar ve açılan dosyalar ile bu marka çok talihsiz bir duruma düşecektir. o yüzden 100% yerli olmasa da 100% akp siyasetine alet edilmiş bu projeye yatırım yapan şirketlere vah vah diyorum. olsun yine de bir tecrübe işte, bir girişim.

  • bir kere inkara gerek yok. bir dönem hepimizi annemiz banyo yaptırıyordu. zaten inkar edene gülünür. neyse. günlerden pazardır. (bkz: pazar gunu ailecek banyo yapma gelenegi) banyo sırası için kardeşlerle yapılan kavgadan sora sıra bize gelmiştir. anne meşgul bir kuaför gibi banyoda sıradaki müşterisini beklemektedir. önceki banyo seansının pisliklerini temizlemektedir. banyoya girilir ve soyunulur. tek başına banyo yapmaya geçiş sürecinde pek acı veren bir soyunmadır bu. yavaş yavaş davranılır. ama annenin daha işi var. çamaşırıdır, ütüsüdür. onun vakit kaybına tahammülü yok. ağırdan alan çocuğun soyunmasını hızlandırır ve tabureye oturtur. banyo taburesine oturmadan önce sıcak su dökmekten bihaberdir bu gaddar anneler. küçük bir titreme olur. iyice kamburlaşılır.

    bu sırada anne suyu ayarlamaktadır. ve nedense bu su hep kaynama noktasına yakın olur. ilk kafadan dökülen su kamburlaşan bedeni sarsar. dimdik olunur. "sıcaaaaaak" diye bağırılır ama anne o suyun sıcak olmadığını düşünmektedir. ikinci sudan sonra da "sıcaaak" inlemeleri devam ederse biraz soğuk su ilave eder anne suya.

    sonra sabun faslı. sanki kafayı değil de kirli donu çitiler gibi sabunlar anne kafayı. bir oraya bir öbür tarafa gider kafa. sonra gözlerin kapanması talimatı gelir ve tekrardan su dökme işine geçilir.

    sabunlanma işi de bitince işin en acı verici kısmına gelinmiştir. kese. sanırsın işkembe temizliyor anne. elinin altındaki incecik çocuk kolları değil de cansız bir nesne. hele o boğaz altının keselenmesi yok mu? gıdıklandığına mı yanarsın, acıdığına mı?

    kese de bitince sıra lifle vücudu sabunlamaya gelir. anne deminki yaptığı güreşten yorulduğu için sabunladığı lifi elimize verip kendi kendimize sabunlanmamızı isteyebilir.

    tüm bu işlemlerden sonra kafadan aşağıya son bir iki su dökülür ve o kaçınılmaz hareket gelir. aynen sac yikayan berberin saclari siyirttirma hareketi gibi bir hareket. ama hareket suratadır. anne, elini kafanın üstünden çeneye doğru bastıra bastıra sürter. burun ağrır, surat ekşir.

  • durumu anlatabilmek adına bulduğum en uygun başlık buydu.

    örnek: aldatan karımı terk etmiyorum (troll başlığı)

    x kişi: sen gavatsın
    y kişi: bence böyle şeyler normal
    z kişi: buna normal diyen gavattır
    tekrar y kişi: buna gavatlık diyen yobazdır.

    örnek: volkan demirel türk futbolundan atılsın.

    x kişi: atılsın çünkü terbiyesizdir. (hafifletilmiş ifadeler tercih ediyorum yoksa evlilik hayatından olaya girenler var)
    y kişi: o atılacaksa diğeri de atılsın
    z kişi: o atılacaksa diğeri de atılsın diyen şikecileri görmemize vesile olmuş başlık
    y kişi: fransız döllerini ortaya çıkartan başlık.

    iki durumda da; "ne neden yapılır?" "bu durum hangi sosyolojik durumlar sebebiyle bu hale gelmiştir", "bu durumu düzeltmek için ne gibi öneriler sunulur" gibi önermeler yok, hesapta burası kutsal bilgi kaynağı ama gel gör ki kuşlubahçe muhtar heyetinden farksız. bu iki örnek özelinde sergilenen uygulamayı alın bütün başlıklara yayın. ben okuyan adamım, dünyadaki olan bitenle meselem var, ilgileniyorum ve gelip böyle bir platformda yazıyorum diyen zekanızın eseri bu mudur? seçimlerde bok attığınız milletten tek farkınız elinizin altında internet olması diyeceğim sonra aktroll olacağım ama onlarla sizi kıyasladığım için kemalist yavşak da diyecekler. ben olacakları önceden söylüyorum. kendinize çeki düzen verin, akıllı olun.
    (yazıyı o son cümleyle bitirmeyecektim fakat içeceğim masaya döküldü.)

  • yapması da, yemesi de çok zevkli.
    hem benim için sağlık! yumurtayı tek böyle yiyebiliyorum resmen.

    ps: ismi de n'asıl bu hale geldi bilmiyorum; ama bence bu da çok eğlenceli, annemin hediyesi bana ehee.

  • --------------------ezik--------------------------
    -----------şişko1-----şişko2-------------------
    --------------az göbekli------------------------
    --altyapı terk---başkasının yerine gelen--
    ----menisküsü olmasa fenere giderdi------

  • burada yapılan futbol muhabbetinin, 5 yaşındaki çocuğun yaptığı futbol muhabbetinden çok da farklı olmadığını belgelemesi açısından iyi bir örnek teşkil eden afacan cümlesi.

  • 4 saatten uzun süren yolculuklarda başıma gelen olay. uyuyamadığım için önce bi belden aşağısı öne kayıyor, sonra eller kucakta birleşiyor, kafa yana kayıyor derken bi de gece yolculuğuysa yıldızlara dalıyorum; ulan kainata bak amma çok yıldız var düşünüyorum bildiğin. şöyle bi 200-250 saat devam etsek yemin ediyorum tanrı parçacığı yaparım otobüsteki alet edevatla. valla yaparım.

  • 300.000 tanesi kız olsa, 150.000 tanesi güzel olsa, 75.000 tanesi benim yaş aralığıma hitap etse, 37.500 tanesi bana yüz verse, 18.750 tanesini ben beğensem..

    süper haber!

  • iskoçya'nın en ünlü köpeği.
    john gray, 1855* yılında edinburg’a yerleşir. asıl mesleği olan bahçıvanlıkla ilgili bir iş bulamaz ve gece bekçisi olur. zamanın yönetmeliklerine göre bir bekçi köpeğiyle birlikte dolaşmak zorundadır. o da kendisine bir bekçi köpeği için fazlasıyla ufak tefek olan skye terrier cinsi 1 yaşındaki* bobby’yi seçer. 3 sene boyunca yaz kış her türlü havada edinburg sokaklarında dolaşırlar. 1858 yılında john veremden ölür ve greyfriars kilisesinin bahçesine gömülür. bobby cenaze töreninden sonra mezarın başından ayrılmaz. defalarca kovulmasına rağmen, bir yolunu bulup tekrar mezarın başına gelir. en sonunda pes eden mezarlık bekçisi james brown, masa şeklinde bir taşın altına çuval sererek bobby’ye kalacak yer sağlar. yemek de verir. bobby o günden sonra sahibinin mezarının başından hiç ayrılmaz. sadece her öğlen saat 1’de kaleden atılan top sesini duyduğunda, mezarlıktan çıkıp, sahibinin sağlığında her gün yaptıkları gibi traills coffee house’a öğle yemeğine gider. tabiî ki orada da kendisine gereken ilgi gösterilir. bu sadakat 14 yıl sonra 1872’de 16 yaşında ölünceye kadar devam eder. ölümünden sonra, edinburg’lular anısına bir heykel dikerler. bu heykel edinburg’un sembollerindendir. her turist fotoğrafını çeker; tişörtleri, mugları filan satılır. disney filmini bile çekti.

    ana fikirler/sorular/yorumlar(yapmazsam çatlarım):
    1. iskoçya, efsanelerin turizm alanında çok kullanıldığı sevimli bir ülkedir.
    (bkz: loch ness canavarı), ayrıca google’da ara "greyfriars bobby"
    2. efsanelerde köpekler 16 sene yaşayabilir.
    3. efsanelerde 1+3+14=16 eder.
    4. ateş olmayan yerden duman çıkmaz. 14 olmasın da 10 yıl olsun ne değişir? insanların bu köpekten ders alması gerekir.
    5. bu kadar sadakat iyi bir şey midir?
    6. tamam, ilk günler sadakatinden dolayı mezarlıktan ayrılmamış olabilir ama daha sonra yiyecek ve barınak sağlanmış. mezarlıkta yaşayıp, öğle yemeğinde kafeye gitmek hayat tarzı olmuş. sadakatle ne alakası var? bırak 14 seneyi, bir sene sonra mezardan sahibi yerine babası çıksa tanır mıydı acaba?
    7. skye terrier’de ne kadar sevimli bir köpekmiş.
    http://www.greyfriarsbobby.co.uk/

  • az once gulnihal isimli bir yarışmacınin hatay ve mersinli olduğunu söyleyerek melezlik var dedigi yarışma. nur yerlitas da oryantalizm var ruhunda deyince evet oynamayi severim dedi.
    ahahahahah lan neyse ben bir sey demiyorum.