hesabın var mı? giriş yap

  • hem alkollü araç kullanıp hem de polisi görünce çakallık yapmaya kalkan trafik canavarlarına göz açtırmayan trafik polislerine sahip olduğunu öğrendiğim şirin belde.

    polislerin vatandaşa gaz - su sıkıp copla saldırmak yerine asli görevlerini yerine getirdiklerini görmek güzel.

    alkollü sürücüye göz açtırmayan polis iyi polistir arkadaşım. yok eskiden üflemezmiş de, şimdi üflemek zorunda kalıyormuş da... beter olun ulan, alkol alıp trafiğe çıkıp birinin canını yakacağınıza ehliyetinizden olun.

    bana kalsa değil altı ay, ömür boyu sürücü koltuğuna oturtmazdım sizin gibileri. bu kafa yüzünden edebiyle içenlere de diş biliyor alkol almayan adam.

    hem alkollü araç kullanıp hem de saf gibi polisin gözü önünde sürücü değiştireyim derken yakalanıp ehliyeti kaybedince zırlamak ne lan? allah akıl fikir versin. pes bu kadar yüzsüzlüğe.

  • insanı ağlatma potansiyeli olan cömertlik.

    bugün arkadaşlarla geziyoruz mağazanın tekine girdik maaşının iki katı borcu olan elinde nakit tek kuruşu kalmadan kredi kartıyla öbür ayı görecek bir arkadaşım eline biri yeşil biri krem rengi iki kazak hangisi güzel dedi ben olsam krem rengini alırdım dedim. tamam ben ikisini de alıyorum dedi. ödedi, çıktık. sonra ''sana ilk maaşımla hediye alamadım küçük de olsa kabul et krem rengi olanı sana aldım.'' dedi. ulan ne duygulandım anlatılmaz. benim gözler dolup dolup geliyor.
    ah be kızım sen zaten zar zor geçiniyorsun benim işim yok çulsuzum senin işin var çulsuzsun ama yine de beni mutlu etmek için yüzümde bir gülümseme görebilmek için bir şeyler yapmaya çalışıyorsun...

    hep diyorum hep diyeceğim iyi insanlar da olmasa bu hayat çekilmez.

  • fatih terim'in, bu maçta taktik değişikliğine gideceği konuşuluyor kulislerde. "haydi aslanlarım" yerine "haydi kaplanlarım" taktiği ile oynayacakmışız.

    edit: bu taktik de tutmadı. çek cumhuriyeti maçında allah ve kitap içeren bir taktik bekliyorum.

  • sauron, gandalf, saruman, radagast falan bunlar maia'dır. yani ruh vari yaratıklar. elfler, insanlar, orklar, cüceler, hobbitler vesairin aksine dünyalı değillerdir. arda'ya (dünya) yaratıldıktan sonra, valar'la beraber veya valar'dan sonra gelmişlerdir.

    şimdi, tolkien'in orta dünya evreninde hem çok hem de tek tanrılı bir sistem var. tüm evreni yaratan, diğer alt-tanrıları da yaratan tek bir tanrı var, adı eru iluvatar. bu tek tanrı, daha sonra valar'ı yaratıyor. valar'ı melekler gibi düşünebilirsiniz, iluvatar'a hizmet ediyorlar. aralarından biri kötü ruhlu, yani bir nev'i iblis, valar'ın en güçlü iki isminden biriyken sonra kötü yola sapacak, onun adı da melkor.

    bir de maia var, maia'lar, valar'ın hizmetkarları. her maia, bir valar'a bağlı çalışıyor. bunları da ruh, peri gibi adlandırabiliriz.

    eru iluvatar, arda'yı (dünyayı) yarattıktan sonra (çok özet geçiyorum) iki kıta oluşturuyor. eru iluvatar'ın izniyle kıtalardan batıdakine valar (alt-tanrılar) ve maia (ruhlar) yerleşiyor. doğudaki ise, bizim orta dünya dediğimiz yer ve onun uzantıları. elfler, insanlar falan hep burada doğup büyüyor. elflerin bir kısmı batı kıtasına gidip orada yaşıyor, sonra bir kısmı geri dönüyor, melkor bunları kandırıyor falan filan uzun hikayeler.

    gelelim sauron'a, sauron da melkor'un maia'sı.

    şimdi, dünyadayken bu valar ve maia etten kemikten forma giriyorlar. genelde insan/elf formunda geziniyorlar. esasen ruhani varlıklar tabii. ama özellikle orta dünya'da, yani doğu kıtasında insanlar arasında gezerken, fiziki bedenlere bürünüp dolanıyorlar. deniliyor ki (tolkien diyor tabii neticede hepsi kendi kurgusu) uzun yıllar (binlerce yıl) aynı fiziki formda dolandıkları zaman, tekrardan ruhani formlarına dönmeleri çok zorlaşıyor.

    şimdi melkor kötü, sauron da onun hizmetkarı, o da kötü. ama ikisi de çok güçlü varlıklar. sauron'dan önce kötü adam melkor ama yani sauron bir ise, melkorun gücü bin, belki yüz bin. öyle de bir fark var. çok büyük savaşlar oluyor. valar kılıcını yayını alıp orta dünya'ya geliyor. melkor'un altından girip üstünden çıkıyorlar. adam bire karşı on savaşıyor, melkor napsın. kaybediyor. melkor'u alıp dünyanın ötesine, uzaya (boşluk) hapsediyorlar.

    fakat tabii valar dediğin çok kudretli yaratıklar. orta dünya mahvoluyor bu savaşta. valar baltasını indirdi mi dağlar yarılıyor falan, su altında kalan ülkeler, komple yok olan şehirler vesair. valar diyor ki "aga biz artık buraya karışmayalım, bırakalım elfler, insanlar, cüceler falan kendi göbeğini kendi kessin" ve geri batı kıtasına dönüyorlar.

    işte sauron da böyle bir ortamda güçleniyor. yani yüzüklerin efendisinde valar çıkıp gelse, sauron'un ümüğünü sıkarlar. beş dakikalarını almaz. ama gelmiyorlar. çocuğunun yürümesini öğreten ebeveynler gibiler. hatta sauron'un o filmde gördüğümüz parmağının kesilmesi sahnesinde falan valar'ın neredeyse hiç müdahalesi yok. büyücüler, arifler yok yani. insanlar, elfler ve cüceler beraber savaşıyor ve yeniyor sauron'u.

    bu arada şunu diyebilirsiniz, madem valar melkor'u yendi ve dünyadan kovdu, sauron'u neden sağ bıraktı? şöyle ki, melkor yenilince sauron valar'a koşup tövbe ediyor, ayaklarına kapanıyor (valla). "ben ettim siz etmeyin" diyor. ağlıyor sızlıyor. bunu affediyorlar. bir süre iyi adam rolünde elflerin arasında dolanıyor. işte o dönemde yüzükleri yapıyor, kandırıyor insanları cüceleri ama elfler olaya erken uyanıyorlar. sauron kötü niyetini alenen ilan edip orta dünya'da melkor'un eski müttefikleri ve hizmetkarlarıyla (orklar, ejderhalar falan) beraber yeniden savaşa girişince, valar yardım etmiyor (önceki savaştaki yıkım sebebiyle çekiniyorlar). ama elfler, insanlar ve cüceler iyi iş çıkarıyor. sauron'u yeniyorlar. yüzüğünü de alıyorlar adamın (gasp ediyorlar adamı).

    neyse, sauron'un bedeni ölüyor o savaşta ama ruhani varlık dedim ya, bu kaçıyor. ormanlarda dağlarda saklanıyor. bu arada nazgüllerin, yani 9 insan kralın lideri olan kral kendi ülkesini kuruyor, o da yeniliyor falan. sauron gölge gibi hala. yavaş yavaş güç kazanıyor.

    valar bunu fark ediyor. ama kendi gelmek yerine, 5 tane maia yolluyorlar orta dünya'ya. bunlar işte saruman, gandalf, radagast ve iki büyücü daha. bunlara diyorlar ki, "insanları, elfleri ve cüceleri sauron'a karşı hazırlayın. ama onlara krallık etmeyin, liderlik yapmayın. hükümdar değilsiniz. sadece danışmanlık yapacak, rehberlik edeceksiniz". böylece orta dünya'ya geliyorlar.

    ama içlerinde en güçlüsü olan saruman kötü yola meylediyor. sauron'u yenip orta dünya'ya hakim olmayı arzuluyor. bu sebeple valar'ın desteğini yitiriyor. çok uzun süre insan görünümündeki bedeninde kaldığı ve geliş sebebini bir yana bıraktığı için, kitapta da filmde de öldükten sonra tekrar ruhani bedenine kavuşamıyor. yalan oluyor yani saruman. maia'lar bir bedende uzun süre kalınca artık şekil değiştiremiyorlar.

    sauron öyle değil. yüzüğü var. gücünü yüzüğüne aktarmış. isuldur parmağını kesip sonra öldürdüğünde tamamen ölmüyor. aslında ölmesi lazım çünkü onu kurtaracak bir melkor yok. ama yüzük hala var. yani sauron yüzüğün var olduğunu biliyor, fakat yerini bilmiyor. nehirde denize sürüklendi sanıyor herkes, buna gandalf ve elfler de dahil.

    sauron nihayetinde fiziki bedenine kavuşuyor. filmlere bakmayın, esasen bu eleman yüzüklerin efendisi boyunca kulesinde takılıyor. ayağı kolu bacağı kafası elleri falan var. bir parmağı yok, kesilmiş. demek ki yenisini çıkaramamış. muhtemelen yüzüğü takınca tam gücüne kavuşacak.

    yüzük olmadığı için farklı şekiller de alamıyor. insan formatında takılıyor.

    işte özetin özetiyle olaylar böyle.

    edit: bu arada sauron'un gözü, gerçek bir göz değil. yüzüklerin efendisinde iki ayrı boyut var. biri maddi boyut. biri de ruhani boyut. frodo yüzüğü takınca bu boyuta geçiyor. maia ve güçlü elfler aynı anda iki boyutta da yer alıyor (bu elfler yüzüğü takınca bile frodo'yu görebiliyor). mesela frodo da, normalde hayalet gibi olan yüzük tayfı insan kralları (nazgüller), yüzük takınca tam görüyor (gözleri, elleri, kolları vesair çünkü nazgüller ruhani boyutta yaşıyor). işte gandalf (özellikle ak gandalf olduktan sonra) ve sauron da bu ruhani boyutta çok uzak mesafeleri görebiliyorlar. sauron'un gözü dedikleri şey de, frodo yüzüğü takınca bunu hisseden sauron'un ruhani boyutta uzaklara bakıp yüzüğün yerini bulmaya çalışması.

    edit 2: peter jackson, yüzüklerin efendisinde uydurduğu "göz-saruman" şeysinden sonradan vaz geçmiş ve hobbit filmlerinde bunu "sauron ve etrafında parlayan ateş" şeklinde yeniden uyarlamış, biraz kitaplara uygun hale getirmişti.

    edit 3: peki ya sauron kazansaydı ne olurdu? muhtemelen elflerin hepsi orta dünyayı terk ederdi. insanların batı kıtasına girişi yasak ama valar eskiden olduğu gibi onlara ayrı bir ada ayırabilirdi. ama bunun cücesi, enti, hobiyi falan da var. muhtemelen bir noktada manwe’nin (valar’ın lideri, yeryüzündeki en kudretli varlık) tepesi atar, “eeeh yeter ulan” diyerek tahtından kalkar ve denizi geçerek sauron’a tekmeyi basardı (tabi eru gitmesine izin verirse). ama orta dünya önce sauron’un sonra valar müdahalesiyle mahvolurdu.

  • bütün bu yapılanlar türkiye'deki eğitim sistemini berbat hale getirmek ve kaliteyi iyice düşürmek içindir. eve ödev verilmeyecek dediler bizim velilerimiz ise çok sevindi ama yapılan tembelliğe alıştırmak ve çocuğun evde eline kitap almasını engellemekti. tekli eğitime geçiriyorlar ki sınıflar kalabalık olsun çünkü onlar da biliyor elli kişilik sınıflarda eğitim filan asla olmaz. çiftli eğitim yapıyoruz sınıfım kırk bir kişi. vakıflar ve sendikalar eğitimin göbeğine alındı ki ideolojilerini rahatlıkla aşılayabilsinler. erken yaşta çocukları okula başlattılar amaç oyun oynama çağındaki çocuğu elli kişinin olduğu dört duvar arasında zorla tutmak böylece çocuk hayatı boyunca okuldan nefret etsin. sürekli yazı sistemini değiştirip dur kafaları karışsın, bilime, sanata, kültüre harcayacağın zamanı yirmi dokuz harfi bir el yazısı bir düz yazı şeklinde yazdırmakla uğraş. ders saatlerini kısalt fakat teneffüs sürelerini uzat ne kadar boş gezerlerse o kadar iyi. matematik, fen, türkçe derslerini olabildiğince azalt, eve ödev vermek de yok zaten bunun yanında ver verebildiğin kadar din derslerini ki ülkede zihni pırıl pırıl, araştıran, soran, sorgulayan, kolay kandırılmayan, ilkeli çocuklar yetişmesin. en son tatil sürelerini iki hafta daha eklediler. bol bol tatil yaptır eve ödev de verme. sonra her sene bir sınav sistemini değiştir, dur. sonra al sana tam istedikleri gibi bir gençlik!!!

  • düşünsene jürgen klopp stuttgartta mekan basmaya gidiyor.

    tanım: yürüyen ego + yürüyen cahil fatih terim'in şaşırtmayan hareketlerinden biridir.

  • amcam, evde yaramazlık yapan 6 yaşındaki torununa haykırdı bunu. o esnada umarsız bir tavırla çekirdek çitliyrodum, bana dönüp pargalı'nın sülüman'a vezir olduğu yaştasın dememiş olması sevindirici gerçekten. gerçi kendisi de yavuz'un mercidabık'ta memlüklüleri yenip halifeliği aldı yaşta ve bir sik başarmışlığı yok ama olsun.

  • büyük patlamadan hemen sonrasını tanımlamak için kullanılan zaman birimidir.
    planck döneminden sonra zaman rakamsal olarak ifade edilmiş, mekan da boyutsal olarak hesaplanır duruma gelmiştir.
    sıcaklık tahminen 10^32 kelvin, yoğunluk 10^94 g/cm^3, çap ise 10^-36 cm idi.
    bu noktada evren minik bir enerji yumağıydı ve bilinen hiçbir atom altı parçacık varolmamıştı.