hesabın var mı? giriş yap

  • yaşım daha küçükken behlul ve bihter arasındaki tutkuyu,heyecanı,toksikliği,abartılı cümleleri, kavgaları aşk zannederdim.büyüdüm ve bir kez daha izledim.gerçek aşkın peyker ve nihat arasındaki uyum, yormayan tutku,arkadaşlık, ne olursa olsun birbirinin arkasında durma,saygı olduğunu anladım.
    edit:ilk defa bir entrym debeye girdi...

  • iş için bi şehirdeyim. ertesi gün saat 15'te toplantı var. otelde gece kendi kendime "öğlene kadar yatarım, sonra kalkar giderim" dedim. uyandığımda saat sabahın 6 sıydı. dön dön uyuyamadım. çıktım dışarıya. şehir merkezinde yürümeye başladım. yürü yürü vakit geçmez. saat 9'a doğru sinemanın önünden geçiyorum. "bi film izleyeyim bari vakit geçer" dedim. köstebek filmi girmiş o ara gösterime. sinema 10'da açılıyormuş, bekledim açılsın diye. açıldı, gişeye yanaştım "köstebek'e bir tane bilet" dedim. "filmi oynatmamız için en az 3 bilet satılmalı" dediler. lan manyak 3 bilet al otur izle filmi işte.

    ben ne yaptım? sinemanın önünden geçenleri çevirdim "çok güzel film buyrun beraber izleyelim" diye. 2 kişi buldum oturduk izledik filmi.

  • hede

    floyd'un istediği tarihte, yerde, kurallarla oynanacak maç.

    manny: tüm isteklerini kabul ettim çünkü bizde son isteklerin yerine getirilmesi adettendir.

  • ancak her iki tarafın da benzer duyguları taşıması halinde işe yarayacak bir taktiktir. bak aynı duygular diyorum, aynı derecede duygular değil. diyelim ki kız erkekten hoşlanıyor veya tam tersi. ama birinden birinin hiç mi hiç niyeti yok öyle bi şeylere başlamaya. şimdi diğer hoşlanan kaçsa, hatta usain bolt olsa ne yazar? diğerinin kovalamak için bi nedeni yok ki. bir amaç uğruna yorar insan kendini. eğer karşı tarafın sana zerre duygusu yoksa, varlığın ona konuşurken keyif veriyor ama yokluğun zerre koymuyorsa sen istediğin kadar kaç dur, yıllar sonra arkana bi bakarsın ki kimse seni kovalamamış, sen boşu boşuna kendini yormuşsun.

    bu zihniyetin altında yatan temel felsefe aslında insan ulaşamadığına daha çok bağlanırdır. hani yasaklar insanı cezbeder, ulaşamadığımız şeyi gözümüzde büyütürüz ya, hah işte tam da bu düşünceye dayanıyor bence. ama dediğim nüans burada da önem kazanıyor, karşıdaki seni istiyor mu gerçekten? o yüzden bir tarafın sevip diğer tarafa açıldığı ve onun da yüz vermediği durumlarda açılan kişilere bu laf üzerinde suçlama yapılarak "abi sen hemen yelkenleri suya indirmişsin, biraz geri çekilecektin bak nası tıpış tıpış geliyo" denmesini pek mantıklı bulmuyorum. böyle bi durumda kaçmak tavşanın dağa küsmesinden farksız olur.

    ha işe yaramaz mı diyorum? hayır, ama her ilişki öncesinde işe yaramaz. karşı tarafı ölçüp biçersin, eğer yeşil ışığı aldıysan belki bunu uygularsın. ama böyle bi durumda bile şahsen uygulanması yine saçma geliyor bana. sonuçta ondan hoşlanmışsın, onu sevmişsin, ona aşık olmuşsun, daha neyin taktiği? satranç mı oynuyoruz amk? niye sürekli bi taktik gütme çabasında hissediyoruz kendimizi ki? hoşlanmışsam, kendi açımdan, asla kaçmam, üstüne giderim, zaten iş işten çoktan geçtiği için kaçma süresince onsuz geçecek zamana dayanamam.

    modern zamanlarda aşk işte...

  • gelmiş geçmiş en güzel şarkılar arasında ilk 10'a kesinlikle girer bu şarkı. müziği, sözleri, vokalin mükemmelliği her şeyiyle resmen şaheser. klibini izlerken gözleri dolmadan durabilen biraz kalpsizdir bunu da ekleyelim.

    ''nazik günahımızdan daha tatlı bir masumiyet yok'' tek cümlede bu kadar güzel anlatılamazdı. ''nazik günah''. evet eğer bu bir günahsa nazik bir günah. yalan değil, haram değil, tecavüz değil, cinayet değil. sadece iki yetişkin insanın birbirini arzulaması. zorlamasız, içten sevgiden daha masum bir şey var mıdır dünyada? çevredeki onca gerçek kötülüğe gözlerini kapayanlar konu iki insanın birbirini sevmesine gelince bıçaklarını bilemeye başlıyorlar, çünkü onlar azınlık. çünkü dişlerine göreler. karısını döven adam görse çekirdekle izleyecek herifler sarılan iki erkek görünce mahalleden arkadaşlarını dayak atmaya çağırır. böyle iğrenç bir gerçekliğin içinde yaşıyoruz işte. azınlık her kimse risk altındadır. bu tüm dünyada böyle, ortadoğu'da ise çok daha güçlü şekilde böyle. bireysellik yoktur çünkü. herkes birine saldırırsa sadece ordan geçen adam da girer iki tekme atar konuyu dinlemeden. köpeği sopayla döveni izlerken yüzünü buruşturmayanlar öpüşen iki erkek görünce yüzünü buruştururlar.

    birbirini seven, arzulayan insanları rahat bırakın. eğer günahlarla ilgilenecekseniz önce kendinizden ve çevrenizden başlayın.

    ''only then i am human, only then i am clean''

  • kuşları ürkütmeyecek kadar ponçik, dolar tahminleri yapacak kadar ekonomist. hmmm kızlar eklesin mi yani ?

  • eğitim kurumlarını teröristler mi ele geçirdi bu ne hal, pkk kampına adam mı yetiştiriyorlar her gün başka bir rezillik. oğlunun yetmiş yaşındaki adama tekme tokat girmesine göz yuman müdürün denetimindeki okuldan ve öğrencilerden kime ne hayır gelecek.

  • elinde altı adet plastik sandalyeyle halk otobüsüne binen adamın bunları ayaktaki ihtiyaç sahibi yolculara dağıtması, ve böylece otobüs içinde çay bahçesi ambiyansının yakalanması. hayır merak ediyorum acaba adam kendine böyle bir misyon mu yükledi. ayakta yolcu kalmayacak!

  • yıldırım demirören'i "yılın spor adamı" seçen özel üniversite ile ilgili "o üniversitede okunmaz" diyerek beni benden alan büyük yorumcu.

    edit: vikingstekibalta nickli arkadaşımız mesaj atmış. "hiçbir yerde videosu yok. yalan galiba. " demiş. geçen yedi yılın ardından videoyu buldum. 57.29 da söylüyor reis. hatta devamında "hangi üniversite abi? tanıdığımız falan varsa gitmesin oraya" diyor. :)

    youtube linki

    vesile olduğu için vikingstekibalta'ya teşekkürler.

  • bir film eleştiri sitesindeki şu yoruma çok güldüm:

    "leonardo dicaprio'dan kendi yaşındaki kadınlardan hoşlanıyormuş gibi yaptığı rolü ile oscarlık performans."

    bilmeyenler için: leo'nun 25 yaşına ulaşan kız arkadaşlarından ayrılma grafiği*
    görsel

  • o zaman ilk türklerden olan asya hunlarına saygı gereği, seçmeli olarak da; hunca öğretilsin...

    nasıl olsa modern çağda ikisi de işe yaramayacak. bari "asıl" atalarımızın dilini öğrenelim.

    ek olarak : hunca diye bir dil olmadığını, onun yerine göktürkçe olması gerektiği söyleyen arkadaşlar da sonuna kadar haklı.