hesabın var mı? giriş yap

  • ülkede ne kadar it kopuk, sapık, katil, hırsız, pedofili, tecavüzcü, sadist varsa ipini kopardığı gibi eller cepte islık çalarak ininden çıkmış cirit atıyor. yeni türkiye tam olarak böyle irin dolu bir cehennem çukuru. bunu inkar edenler ise çukurun merkezinde yakaladıklarını içeri çekmek için ağız suyu akıtan gören körler, ve duyan sağırlar.

  • a- deh$et bir site, herkes bi sey giriyor
    b-tanim midir nedir
    c- entry onun adi (1 dk sessizlik)
    a- nerden biliyon sen abi
    b-sonra bulusuyorlarmis surekli, cesitli organizasyonlar duzenleniyormus piknik filan yapiyorlarmis
    c-zirve.. onun adi zirve (isinle mesgul olmaya devam eder)
    a-abi sen nerden biliyon
    b-sürekli birbirlerine laf filan sokuyorlarmis
    c-ayar.. ayar onun adi.
    a-iste ayar midir nedir cok onemliymis
    b-kendilerine bi sey diyorlar bunlar kuser midir suser midir
    c-yazar yazar onun adi
    a-abi sen herseyi biliyon ajanmisin
    c-hayir ben.. ben eksi sozluk yazariyim.!!
    a-vaaaaay..
    b-vay munagoyum bea.. cekilin cekilin
    a-abi yazarmis.
    c-oyleyim.. mesgul etmeyin beni, yarinki entrylerimi hazirliyorum.
    a-kusura bakma, bilemedik.. cay getiriym mi abi..

  • bizde evliyken konu komşuyla çocuk yapmak daha revaçta olduğundandır.

    müge anlı sağ olsun, izlemesek bile haberdar oluyoruz.

  • kendi arabasıdır, en doğrusunu kendi bilir. bozuluyorsanız ya da sigarasız duramam diyorsanız arabasına binmezsiniz olur biter.
    kimse sizin dumanınızı da tribinizi de çekmek zorunda değil.

  • karnesini gösteren ilköğretim öğrencilerine yeter ki okusunlar diye ücretsiz kitap dağıtan bir şirkette, elinde pek de parlak olmayan bir karne ile gözüne kestirdiği bir masaya yaklaşıp son derece mahçup bir eda takınarak ''sadece takdir ve teşekkür belgesi alanlara mı kitap veriyorsunuz?'' diyen bir çocuğun; çalışanın ''olur mu öyle şey? ver bakalım karneni? hmm...fena değilmiş. ama bence sen seneye daha çok çalışıp takdir belgesi alacaksın, bana öyle geliyor. al bakalım kitabını.'' demesi üzerine yüzünde açan güllerin sayısına ve elinde kitabıyla sekerek uzaklaşmasına şahit olmak.

  • 1931'de orbital hibritleşmesi kuramını ortaya koymuş, karbon elementinin dört değerlikli yapısını aydınlığa kavuşturmuştur. kimyanın kuramsal olarak ilerlemesinin son hamlesi kabul edilebilecek bir nevi son halkadır bu buluş.

    "kimyanın varlık sınırları içerisinde bilinmeyen birşey kalmamıştır" (bkz: kimya/@santa)

    1954 de kimyayı bitirdiği, 1962 de ise çok kral adam olduğu için nobel almıştır. kendisini severiz sayarız.

  • cevabı şöyle olan bir sorudur:

    * ülkenin ismi cumhûriyet masr'al arabiye diye geçer kendi dillerinde, mısır kelimesi de masr'al 'dan gelir. mısırlılar ülkelerine "mısr" diye hitap ederler. biz de bu ismi kullanırız.

    * egypt ise mısır'ın müslüman olmadığı dönemlerden kalma bir kelimedir. yunanistanlı şehir devletleri bu diyara "aigyptos" diye hitap ettiği için (hwt-ka-ptah kelimesinin bir türevi, mısırlılar'ın o zaman kendi ülkelerine hitap şekli) günümüze "egypt" şeklinde ulaşmıştır.

    * tahıl olan mısır ise, tüm bunlardan bağımsız olarak dilimizde "mısır buğdayı" olarak anıldığı için bu isme sahiptir. zaten yeni bir tahıl olduğundan (eski dünyaya 16. yy'dan sonra getirilmiştir, amerika'dan) değişik dillerde birbirinden alakasız isimlere sahiptir.

    (bkz: google sizin dostunuzdur, arkadaşınızdır)

  • biz ona halk dilinde haraç kesme diyoruz.

    bir de dostlar alışverişte görsün yapmışlar, bu hareketi görüp de etkilenecek kitle de artık ne bileyim..

    evet en büyük savaş cehalete karşı olanmış. canım atatürk.

  • rüyamda 1-1 biten maç. beşiktaşım 2. dakika da demba ba ile öne geçiyordu. maçın son dakikalarında galatasaray sow ile beraberligi yakalıyordu. evet bildigin sow. düşün adam ne kadar meraklı derbilerde beşiktaşa gol atmaya.

  • -dünya'nın en çok çalışan ülkesiyiz. kaynak

    -buna rağmen avrupa'nın en az kazanan üçüncü ülkesiyiz. kaynak

    -ve buna rağmen oecd ülkeleri arasında en çok vergi veren altıncı ülkeyiz. kaynak

    - satın alma gücünde, 38 avrupa ülkesi arasında 32. sıradayız. kaynak

    özetle; çok çalış, az kazan, bol vergi öde ve bir şey sahibi olama.

    edit: son madde eklendi.

  • keops piramidi, mısırda bulunan en eski ve en büyük üç piramitten birisidir. eski dünyanın yedi harikalarından birisi ve günümüzde büyük oranda bozulmamış tek yapısıdır.

    bu piramitlerin nasıl yapıldığına dair birçok teori bulunsa da, henüz nasıl yapıldığı kesinlik kazanamamıştır. bu teorilere chris massey isimli birisi ilginç bir teori daha eklemiştir. bu teoride bazı eksik noktalar olsa da, temel noktası taşların taşınması ve şekillendirilmesinde suyun kullanıldığıdır.

    keops piramidinin yakınlarında su kaynağı bulunmamaktadır. en yakın su kaynağı nil nehriyle birleşen küçük bir akarsudur ve keops piramidiyle arası yaklaşık 10 kilometredir.

    heredot, keops piramidinin bulunduğu gize şehrine geldiğinde, kendisine piramidin tamamlanmasının 10 yıl sürdüğü söylenmiş. chris massey, incelemeleri sırasında bölgede çok sayıda su yolu ve şerit görmüş ve teorisini bu gördüklerine dayandırmış.

    kalker taşı, taş ocağından çıkarıldığı ilk etapta yumuşak bir taştır ama atmosferdeki karbondioksit ile temasa geçince sertleşir. kalker taşını taş ocağından çıkardıktan hemen sonra suyun altına koyarak setleşmesinin önüne geçilmiş ve bu sayede yumuşak kalan taşlara şekil vermek daha kolay olmuş. aynı zamanda taşları suyun altında çevirmesi de daha kolay hale gelmiş. su seviyesinin, taşı şekillendirmede boyut olarak faydası da olmuş. suyun dışında kalan parçalar kesilerek, her taş aynı boyuta getirilmiş.

    kalker taşını suyun içinde hareket ettirmek kolay değildir. suyun kaldırma kuvvetini kullanarak, bu işi kolaylaştırmaya çalışmışlar. kalker taşını suyun içinde yüzdürmek için çeşitli yöntemler kullanılmış. ilk etapta kalker taşına tahta bağlandığını düşünse de, dönemin şartlarındaki imkanlara göre pek inandırıcı olmayan miktarda odun gerektiği, bu sebeple odundan başka malzeme kullanıldığını düşünmüş massey. teorisine göre, hayvan derisini papirüs ile kaplayarak, kalker taşını bununla sarmışlar ve bu şekilde suyun içerisinde yüzdürmüşler.

    papirüs, mısırda yaygın olarak kulanılan bir malzeme. hayvan derisi ise o zamanlar su ve şarap gibi sıvı maddeleri taşımak için yaygın olarak kullanılan bir malzeme.

    daha önceki teoriler kalker taşlarının nil nehrinden papirüs tekneleri üzerinden getirildiğini söylemektedir. bu yöntem ise hem daha güvenli, hemde taşların devrilme ihtimalini ortadan kaldırmaktadır.

    taşların taşındığı geçit yolu, daha önce belirtildiği gibi su yolu ve şeritlerden oluşmaktadır. ilk geçitin su seviyesi, limandaki su seviyesiyle aynı olabilir. kalker taşı ilk kapıdan geçtikten sonra kapı kapanacaktır. suyu tutan ikinci kapı ise yükselerek taşları tepeye doğru çıkaracaktır.

    suyun içerisinde kalker taşının yukarı doğru gitmesi pek mantıklı gelmese de, atmosfer basıncı sayesinde mümkün. kısaca şöyle ve şöyle

    ilk iki kapı genel olarak şöyle özetlenebilir.

    taşları daha yukarı itmek için daha fazla basınca, dolayısıyla daha fazla kapıya ihtiyaç vardır. taşları yan yana getirmek için işçilerin halat kullandığı düşünülmektedir.

    son kapıdan geçen taş, hendeğe doğru yüzdürülerek inşaat alanına ulaştırılır. inşaat alanında son işçilikler yapılarak, taş istenilen yere getirilir ve istenildiği gibi şekillendirilir.

    piramidin bir tarafı bu şekilde inşa edildikten sonra, aynı sistem diğer yanları inşa etmek için kullanılır.

    son olarak başka bir su yolu olduğu düşünülen şöyle bir fotoğraf daha bulunmaktadır.

    bu teoriyle ilgili daha detaylı bilgi youtube üzerinde bulunmaktadır.