hesabın var mı? giriş yap

  • yapılan bazı paylaşımlarda kendini gören ali, metroda kitap okurken tanımadığı bir kızın fotoğrafını çektiğini ve kızında fotoğrafın altına "entel olcam kız tavlıcam diye kendini yırtan izban kekosu :d terliklerine bayıldım :* " yorumunu görünce biraz da duygusallık ile yazdığı ve bir kitap sayfasında paylaştığı alttaki yazı ile bir kez daha düşündürmüştür hepimizi.

    yazıdan önce değinmeden geçemeyeceğim şey ise, şu sosyal medya zımbırtısı yüzünden her şeyden haber çıkarma, dalga geçme veya bilgelik taslayanları görmek ( paylaşımı yapan kız ve onun gibiler) ne kadar mide bulandırıcı olsa gerek. her sabah normal hayatta ne tarz birisi olduğunu bildiğin insanlar dünya'nın filozofu, enteli geçinir değil mi çevrende, hepsine haklısın hep bir sus diyesin gelir mi?

    işin komiği insanları hala kıyafetleri, ayakkabısı vs. yargılayacak ölçüde sadece potansiyele sahipler. kıyafet insanda izlenim bırakır evet ama bu önyargı olmamalı. diğerleri için hayat gittiği tatil de en güzel fotoğraf açısını bulmak için milyon kare, pahalı ya da ünlü bir restoran ise sınıf etiketleri, ödenemeyen kredi kartları ile alınan şeylerin fotoğraflarını paylaşmaktan, telefona gömülen hayatlardan ibaret.

    ha, bir de en nefret ettiğim kitap okumak marifet değildir önemli olan okuduğun ve yaşadığındır. herkes kitap okur, kimisi sabahtan akşama ama boş okur, önemli olan bir şey çıkarabilmektir. bu yüzden bunları yazma gereği duydum, başkalarının hayatlarını bilmeden kimileri kitaplardan bir şey çıkarmaya çalışırken kimileri de popüler kültürün meraklısı ama her ne hikmetse bu ülkenin filozofları kesilir diyeyim de, yazının devamını siz okuyun.

    ali uçar arkadaşımızın paylaşımdaki ifadesi,

    "arkadaşlar fotoğrafta ki şahıs benim ve hiç utanmıyorum karşımda oturmuş olan kıza veya çevremde hiç kimsenin namusuna bakmadığım için.. evet ben cebi çok zengin bir insan değilim hatta ilkokul 6 sınıf terkim annem babam ayrı toplumun huzurunu kaçıran soytarı olmadım utanıyorum...

    çalmıyorum çalışarak kazanıyor param yettiğince kitap almaya kütüphaneye gitmeye çalışıyorum çok utanç duyuyorum böyle bir insan olduğum için...

    elbisem kirli terliğim bindiğim metroya uygun değil işte zihnimi kirletemiyorum utanıyorum. ama her ne olursa olsun bana kitaplar böyle olmayı öğretti insan olmayı hayvanlaşıp çevremi kirletemiyorum üzgünüm utanıyorum...

    ali uçar"

    https://www.facebook.com/…199100475/?type=1&theater

  • 24 yaşında 4 çocuk babası. çocuğun elinde silah geziyor. harika bir doğal seçilim örneği.

    edit: herkes çocuğun silahı kaldıramayacağından bahsetmiş. doğrudur lakin bu olayın yaşanması için gereken tek şey tetiğin çekilmesi. çocuğun silahı alıp tek başına kafaya nişan alabilmesini beklemeyin zaten.

  • off the record söylüyorum, aramızda kalmalı,
    decline ettiğin meeting, büyük bir skandaldı,
    haftasonu taskların üzerinden geçmeli,
    ömür dediğin yitip gidiyor #beyazyakalı.

  • hastaneden çıktıktan bir ay sonra ve yüz yaşına hepi topu 61 gün kalmışken hayatını kaybetmiş edinburgh dükü.

    yunanistan doğumlu olup schleswig-holstein-glücksburg olarak bilinen hanedana doğmuş, ancak henüz iki yaşındayken kral da dahil tüm akrabaları yunanistan'dan sürülünce soluğu ingiltere'de almıştır. bilhassa ikinci cihan harbi'nde girit, sicilya ve okinawa gibi savaşın seyri için büyük ehemmiyet arz eden cephelerde aktif görev almıştır.

    1947 senesinde daha sonra kraliçe olacak olan elizabeth ile evlenip mountbatten-windsor hanedanının bir üyesi olmuştur. 1957'de prens unvanı verilmiş ve 2017 senesine kadar da bu unvanı taşımıştır. dört sene evvel kraliyet unvan ve görevlerinden affını isteyerek emekliye ayrılmış ve bugün itibariyle de hayatını kaybetmiştir.

    ulus-devlet çağında potansiyel yunanistan kralı olması beklenmekteyken teknolojik otokrasi çağında çağ dışı bir kraliyetin en uzun yaşamış erkek üyesi olarak tarihe geçmeyi başarmıştır.

  • 1680 yılında etiler yoktu, diyerek başlanması gereken soru. etiler, adını etibank'ın yaptırdığı konut kooperatifinden alır. etibank da cumhuriyet sonrası açılan ve selçuklu öncesi anadolu medeniyetlerini (sümer, hitit*, akad*) isim olarak benimseyen bir bankadır. etiler'in olduğu bölge 18. yüzyıla kadar ormanlık araziydi. kışın kurt inerdi. bölgeden bir arazi 18 yüzyıl sonlarında kaptanı deryaya tahsis edilince levend* adını aldı. bugünkü levent mahallesinin kurulması ise 1950lere kadar bekleyecekti*.

    eyüp ise bizans döneminden beri bir yerleşmeydi, sahabelerden eyüp el ensari ve ordusunun 7. yüzyıl sonunda kapılarına dayanıp bozguna uğradığı konstantiniyye surlarında yer alan bir bizans toprağıydı. 15. yüzyılda konstantiniyye osmanlılar tarafından alındıktan sonra fatih sultan mehmed, ilk kuşatmayı yapan eyüp el ensari'nin mezarını aratmaya başladı. kuşatmayı yapan müslümanlar, surların dışındaki bir manastır mezarlığının dışına gömülmüşlerdi. akşemseddin rüyaya yatıp mezarın yerini tesbit edince burası türbe yapıldı, ve üzerine görkemli bir cami yaptırıldı. cami son haline gelene kadar epey elden geçmiştir. eyüp uzunca bir süre şehir dışında bir köy, mezarlık ve ruhani mekan olarak kaldı.(tarîh-i sultan süleyman, nakkaş osman, 1580*)

    1680 yılında muhtemelen eyüp'ten, konstantiniyye'den gelirken bindiğiniz atla haliç kıyısına kadar gidip, kayıkla karşıya geçip, galata'dan yukarı ormanın içine doğru da eşrafın "delü mü sikdü acep?" bakışları arasında at üstünde gidebilirdiniz.

  • (bkz: dilemma)

    ama ablacım, seninki dilemma olmamış. kadının sevgilisini elinden al, işinden de kov...

    bence yetmez git köpeğini falan da öldür, annesine babasına korona bulaştır.

    bir iki "level" daha atlarsın böylece.

    aynı ortamda olmak istemiyorsan sen defolur gidersin.

    köpekler gibi kıskandığını itiraf edemeyen, duygusal olarak dengesiz bir yazar serzenişi.

  • murat ülker, aralarında şok marketlerinin de olduğu zincir marketlere yönelik "fahiş fiyat" suçlamalarına cevap verdi. marketlerin buradaki en zavallı kesim olduğunu belirten ülker, "milletin aklıyla alay etmeye lüzum yok" dedi.pladis yönetim kurulu başkanı murat ülker, aralarında şok marketlerinin de olduğu zincir marketlere yönelik "fahiş fiyat" suçlamalarına yanıt verdi. ülker, gazetecilerle sohbet toplantısında "fahiş fiyatlar" hakkında açıklamada bulunarak, zincir marketlerin fahiş artışların sebebi olarak gösterilmesinin milletin aklıyla alay etmek olacağını savundu.
    "biz yüzde 1 kazanıyoruz, bunu indirsek ne olur?"
    türkiye'nin büyük bir planlama sorunu olduğunu söyleyen murat ülker şunları kaydetti:

    "bir sene dağ-taş soğan dolu ertesi sene piyasada soğan yok. marketlere yükleniyorlar. marketçi alıp satıyor. parasını üreticiye ödüyor. yani milletin aklıyla alay etmeye lüzum yok. herkes akıllı herkes bakkala gittiği zaman kim kaç para biliyor. ve herhangi bir fahiş fiyat varsa asla satılmıyor öyle bir şey yok. millet aptal mı? biz yüzde 1 kazanıyoruz, bunu indirsek ne olur?

    "sadece domateste 35 milyon lira zarar ettik"
    daha pahalıya alıp ucuza satabilen biri doğmadı. o dönem domates fiyatları indirildi. sadece domatesten 35 milyon tl zarar ettik. türkiye'de enflasyon yüzde 19 civarında, üretici enflasyonu ise yüzde 45. yani aradaki fark aslında biz üreticilerin ne kadar fedakarlık yaptığının kanıtı.

    "market buradaki en zavallı kesim"
    artık herkes tl'nin değerlenmesi için çalışması gerekiyor. neden başkasının parasının değer kaybetmesini bekliyoruz. ya bu memleketin planlamacısı yok mu? market buradaki en zavallı kesim. alıyor, satıyor. desen ki, 'aldığın fiyata satma' o zaman hakikaten alaeddin'in cini lazım. 'aldığın fiyata satmayacaksın.' nasıl olacak bu iş?

    "patates bir sene sonra yığıldı kaldı"
    mesela ne oldu patateste. patates hiç satılmadı niye? patatesin çoğu bu hamburgercilerde, büfecilerde satılırdı. bu satılmayınca dağ taş patates oldu. şimdi tekrar açılıverince de, patatesler bozuldu tabi, patates yok oldu şimdi de. e tabi var yok yaparsan bunun fiyatı da aşağı yukarı oluyor."

    kaynak