hesabın var mı? giriş yap

  • aynı zamanda tıp tarihinin karanlık koridorlarında dolaşan dizidir.

    psikiyatrinin ayrı bir branş olarak anılması 19. yüzyılın başına rastlar. victoria döneminde sayıları hızla artan akıl hastaneleri, aynı zamanda uygunsuzların! kontrol altında tutuldukları birer kurumdur.

    dönemin psikiyatristleri de dönemin ruhuna uygun olarak; kadının yerinin evi olduğuna; kocasına karşı itaatkar olmasına ve kendisini evine adaması gerektiğine inanıyordu. bu role uymayan kadınlar, akıl hastası ilan ediliyordu.

    yine dönemin psikiyatristleri, kadınların daha zayıf bünyelerinin olduğunu, bu yüzden de akıl hastalıklarına daha yatkın olduklarını düşünüyorlardı.

    kadınların akıl hastanesine kapatılması ise kocalarının veya babalarının başvurusu ile gerçekleşiyordu. kadınların ise buna karşı itiraz hakkı bulunmuyordu. bu yüzden abd'de 1800'lerin ortasında kocası tarafndan akıl hastanesine kapatılan elizabeth packard'ın verdiği mücadele ve packard yasası önemli bir dönüm noktası olarak anılıyor.

    dizide uzun uzun vanessa'nın akıl hastanesine yatırılmasını, gördüğü terapileri, hastabakıcısı john clare ile yaptıkları "normalleşme" üzerine tartışmaları izleriz.

    dr. jekyll, dr. frankenstein ve dorian gray'in el ele vererek, lili'yi normalleştirme/ evcilleştirme deneyi öncesinde lili'nin attığı tirat, yine victorya dönemi psikiyatrinin kadına karşı bakışının eleştirisidir.

    henry hering'in bedlam akıl hastanesinde çektiği fotoğraflar

  • bu ülkenin genelkurmay başkanını terörist ilan edilip, hapse atılmasını sağladılar. sizce öldürmelerine gerek var mı? ama yaparlar mı? sorusuna en iyi cevap, başka bir iddiada yatıyor.(bkz: esref bitlis suikasti)

  • la la land'i izledim bugün. yönetmen damien chazelle'ın ne kadar titiz bir yönetmen, kendisini pek sevmesem de emma stone'un da ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu fark ettim. filmde bir şey dikkatimi çekti.

    --- spoiler ---

    filmde sebastian'ın alternatif hayatını izlediğimiz kısımda, kendisini paris'te bir caz barda piyano çalarken görüyoruz. tam o sırada ortam kararıyor, spot ışıkları saksafon çalan müzisyene düşüyor. saksafon çalan müzisyenin solosunu dinliyoruz.
    şimdi, yanlış hatırlamıyorsam film boyunca ortamın karardığı ve spot ışıklarının düştüğü sadece iki insan var. sebastian ve mia. sebastian müzik, mia da oyunculuk performansı sergilerken, onları spot ışıkları altında görüyoruz. çünkü onlar bu hikayenin kahramanları.

    ama alternatif hikayede artık sebastian bu hikayenin kahramanı değil. alternatif hikayede sebastian, mia'yı seçtiği için sanat alanında yani kariyerinde kahraman olmaktan vazgeçiyor. o yüzden de o spot ışığı o hikayenin kahramanı olan adını bilmediğimiz saksafon çalan müzisyene düşüyor.

    film bu açıdan insana şunu soruyor: hangi alanda kahraman olmak istiyorsun?

    --- spoiler ---

    yazının tamamını blog'umda okuyabilirsiniz: http://www.cevapisareti.com/…ir-kahramanlik-oykusu/

  • özellikle yaşlıları vuran tuzak. zamanında beni de vumuşluğu var mutlaka detay fatruranıza bakın.

    babam 85 yaşında. telefonunda çıkan mesajlar olduğunda tuşlara rastgele basıyor. bimcell üzerinde bu şekilde bir sürü abonelik ittirmişler. sim menü üzerinden abonelik iptali yok, hangi aboneliklere üye olunduğunun bilgisi yok. tüm abonelikleri iptal seçeneği yok.

    müşteri hizmetleri desen abonenin kendisi arasın yakınının araması ile iptal edemeyiz diyorlar.

    gelen eski mesajların içeriğine bakıp iptal için gerekli doğru sms mesajını bulup doğru telefon numarasına göndermek gerekiyor.

    sim menü uygulaması kaldırılamıyor. durdurulamıyor.

    sadece yaşlılar için risk değil. genelde telefon görüşmesi bittikten sonra ekranda görünüyor, ekran kilidi henüz kapanmadığı için yanak temasıyla bile onay butonuna basılabiliyor ve haberiniz olmuyor.

    kötü niyetli bir uygulama. hukuki yolunu yordamını bilen varsa bir el atsın şu işi gündeme getirelim.

  • kim olduğunu bilmiyorum, ama haklı olan kadındır.

    bu çağda hala geceleri insanları rahatsız eden, uykusundan uyandıran bu gereksiz geleneğin tüm ülkede kaldırılması gerekiyor. ibadetlerinizi insanları rahatsız etmeden de gerçekleştirebilirsiniz. dünya değişiyor, hayat değişiyor artık yaşadığınız çağa ayak uydurmaya çalışın. korkmayın, medeniyet sandığınız kadar kötü bir şey değil.

    bu arada ülkenin %98.7’sini müslüman sanan yazar da, konya'nın herhangi bir köyünde yaşıyor sanırım.

  • herpes zoster oticus
    suçiçeğine yol açan virüsün neden olduğu klinik bir durum
    suçiçeği geçtikten sonra virüs vücutta canlı kalır ve yıllar sonra tekrar aktive olabilir
    7 numaralı kraniyal sinirde (facial nerve) nöropati yapar, sinir trasesi boyunca ağrılı döküntü gelişir
    bazen yüz felci ve işitme kaybı gelişebilir
    öngörülebilir ve önlenebilir bir durum değildir genelde
    tedavisinde steroid kullanılır (bazı antiviral tedaviler de eklenebilir), yüz kaslarında güçsüzlük ve işitme kaybı gelişmesini önlemek için

  • 1 liralık mısırı 30 liraya itelerken cebine indirdiklerini benimle yemediklerine göre batmaları da zerre umrumda değil.

  • benim de sürekli yaptığımdır. tam tersi yapmamak garip geliyor. oradaki insan üç kuruş maaşa akşama kadar senin benim artıklarımızı düzeltmekle meşgul oluyor. en azından benım dağıttıklarım için yorulmasın istiyorum.

  • oturma duzenegi nedeniyle gloria'nin starbucks'dan daha sansli oldugu rekabet. gloria'da elinize verdikleri menuden begendiginiz kahveyi "ahanda şu olsun" diye gostererek isteyebiliyorsunuz, starbucks'da telaffuz etmek durumundasiniz :

    - bana bi tane maçarotti..
    - efendim?
    - bi tane makivetti..
    - nasil?
    - nescafe var mi?
    - yok maalesef..
    - sittir, o zaman bi tane makamotti..
    - ne?
    - ver bisi iste canina yandigim..

  • iç burkan anne söylemlerindendir.
    maddi durumunuz kötüdür ama siz farkında değilsinizdir. çarşıda pazarda gördüğünüz pasta, kurabiye gibi yiyecekleri tutturmanıza rağmen, anneniz *almaz. "onların neylerle yapıldığı belli değil, ben evde sana aynısını yaparım temiz temiz" der. büyüyünce anlarsınız bu cümlenin anlamını..