hesabın var mı? giriş yap

  • dünya bunların yüzü suyu hürmetine dönmüyor. dünya bunlar bu kadar mal oldukça biz bunları daha çok sömürürüz diye düşünen fırsatçılar tarafından yönetilmeye devam ediyor. hep de böyle olacak bu kafayla.

    sıçayım sizin aptal romantizminize.

  • balkonda usul usul sigara içerken üst kattaki komşu ailenin (anne, baba, kız) konuşmalarına şahit oluş:
    k: ya anne gitmeyin istemiyorum ya...!!!
    a: kızım manyak mısın altı üstü 3 gün nolcak?
    b: evet neden bu kadar sinir yaptın ki kızım?
    k: ya ben korkuyorum alla allaaaa..??
    b: daha neler.. kızım kaç yaşındasın sen neden korkuyosun?
    a: üstelik komşular var???
    k: ne komşuları ya? özlem ablalar* tatilde, karşı komşu 1 aydır yok, alttaki it zaten ayık gezmiyo...!!!
    ben: ana ben!?!?!?!

    kız it dedi ya la...?

  • marvel studios ikinci black panther: wakanda forever fragmanını da yayınladı. ilk fragmanın incelemesinde bahsettiğim konular üzerinde fazla durmadan ikinci fragmandan biraz bahsetmek istiyorum.

    ikinci fragmanda ilk fragmanda olduğu gibi t'challa'nın cenazesi ile açılıyor. ama bu sefer namor'un sesini de duyuyoruz "sadece en fazla yıkılmış olan insanlar büyük lider olabilir" diyor. tahminim bu sözün muhatabının shuri olduğu yönünde. aynı zamanda büyük ihtimalle kendisinden de bahsediyor. o sırada talocan (atlantis) şehrini de görüyoruz. daha otantik bir tasarıma sahip. aquaman'de atlantis şehri son derece teknolojik bir şehirdi. mcu'nun o konsepte benzememek için böyle bir yola gittiğini söyleyebiliriz. aynı zamanda mcu atlantis'i olan talocan'ın orta amerika uygarlıklarından esinlendiği düşünülürse aquaman'e göre daha empati kurulabilir bir konsept yaratmış olabilirler.

    t'challa'nın ilk filmin sonunda vibranium'u dünya ile paylaşmaya hazır olması bir şekilde talocan'ı zor duruma sokuyor. şu an tahmin etmek çok mümkün değil ama su altında yapılan faaliyetler talocan'ı müdahaleye zorlayabilir. namor'da sürecin ana kaynağı olan wakanda'yı hedef alıyor olabilir. filmde diğer talocan'lılar namor'u k'uk'ulkan ismiyle anıyor. yani the feather serpent god. bu maya kültüründe inanılan bir tanrının ismi. böylece namor'a talocan'lıların tanrısal bir bağının olacağını düşünebiliriz. yalnız şöyle kilit bir nokta var. namor'un ayaklarında kanatlar var. kanatlar ona uçma özelliği veriyor. kanatlarının olma sebebi ise mutant gücü. bu olay ortaya çıktığında namor ve talocan'lılar arasında gerginlik olabilir.

    namor demişken ben şu ana kadar namor ile ilgili ne gördüysem çok beğendim. bu fragmanda aksiyonda daha fazla görüyoruz kendisini. uçma dinamiği harika yapılmış. superman gibi uçma yerine gerçekten ayaklarındaki kanatlarla uçtuğunu hissettirmişler. spider-man'in ağda sallanmasını da andırdı. ama tabi onu ayakları ile zıplıyor ya da yürüyor versiyonu gibi. çok beğendim. namor, wakanda'ya saldırığında anladığım kadarıyla wakanda'yı düşürmeyi başaracak. talocan'lılar yüzeye çıkmış görüyor. taht odasına uçtuğu bir sahne var. o sahnenin sonu ramonda için kötü sonuçlanabilir.

    shuri'nin yeni black panther olacağı artık bu fragmandan sonra kesin diyebiliriz. hem evren içindeki dinamikler hem de çizgi romanlar düşünülürse en mantıklı zaten shuri. fragmanın sonunda görünen kostümün detayarı shuri'nin genel makyajı ve takıları ile uygun. eşleşiyorlar. tabi akıllara bir önceki filmde killmonger'ın black panther'lere gücünü veren heart-shaped herp'ün kökünü kurutması geliyor. muhtemelen shuri teknoloji yardımı ile herb'ün etkisini kopyalamayı başaracak.

    ıronheart'ı da aksiyonda görüyoruz bu film biraz. ne yalan söyleyeyim hala ıronheart'ı bu hikayede tam olarak kafamda konumlandıramıyorum. sanki bu hikayede yeri yokmuş gibi hissediyorum. ama ıronheart sevdiğim bir karakter. dizisini de merak ediyorum. ryan coogler bu filmde karakteri tanıttıktan sonra dizi ile de belli ölçülerde ilgilenecek. önemli bir karakter mcu'ya katılıyor.

    son olarak attuma karakterinde de bahsetmek lazım. attuma, namor'un çizgi romanlardaki en büyük villain'ı. çizgi romanlarda olduğu gibi filmde de onun generali olarak ilk kez karşımıza çıkacak. namor gerçek manada bir villain değil. bir noktada hızı illaki kesecektir. attuma öyle değil. attuma gerçek manada kötü. bakalım o dengeyi filmde nasıl kuracaklar. dedikodular gerçek çıkar ve wakanda ile atlantis savaşının perde arkasında latveria ve doom çıkarsa, doom, attuma'yı direktman kontrolü altına da almış olabilir ya da hiç attuma ile uğramadan iki ülkeyi vibranium üzerinden karşı karşıya da getirebilir.

    özellikle she-hulk ve thor: love and thunder ile mcu kalite bağlamında en büyük testlerini verdi. iki projede şahsen en beğenmediğim mcu projeleri oldu. black panther: wakanda forever'ın mcu'nun tekrar şahlanacağı projesi olduğuna inanıyorum.

  • 23 şubat 1942 sabahı, rua gonçalves dias 34, petrópolis, rio de janeiro adresindeki yatak odasının kapısı, öğleye kadar açılmadı. bu durumdan şüphelenen hizmetçiler polise haber verdiler. yatak odasına giren polisler sırtüstü yatan stefan ile elini onun göğsüne koymuş olan sevgilisi lotte'yi buldular. "veronal" adındaki ilaçtan almışlardı. titizce düzenlenmiş masanın üstünde pulları bile yapıştırılmış olan veda mektupları duruyordu. ayrıca petrópolis valisi'ne hitaben yazılmış "deklarasyon" başlıklı bir mektup vardı:

    "kendi isteğimle ve bilinçli olarak hayattan ayrılmadan önce son bir görevi yerine getirmeye kendimi mecbur hissediyorum. bana ve çalışmalarıma böyle iyi ve konuksever şekilde kucak açan harikulade ülke brezilya'ya içtenlikle teşekkür etmeliyim. her geçen gün bu ülkeyi daha çok sevmeyi öğrendim. benim lisanımın konuşulduğu dünya bana göre mahvolduktan ve manevi yurdum avrupa'nın kendi kendisini yoketmesinden sonra hayatımı yeni baştan kurmayı daha fazla isteyebileceğim bir yer daha yoktu.

    ama hayata 60 yaşından sonra yeni baştan başlamak için özel güçlere ihtiyaç var. benim gücüm ise uzun yıllar süren yurtsuzluğum sırasında tükendi. böylece ruhsal çalışması her zaman en büyük sevinci ve bireysel özgürlüğü bu dünyanın en büyük nimeti olan bu hayatı, zamanında ve dimdik sona erdirmek bana daha doğru görünüyor.

    bütün dostlarımı selamlarım! umarım uzun gecenin ardından gelecek olan sabah kızıllığını görebilirler! ben, çok sabırsız olan ben, onların önünden gidiyorum."

  • istanbul'daki bir devlet üniversitesinin fen edebiyat fakültesindeki bir bölümde 2. sınıf öğrencisi olan bir arkadaşım var. çok güzel bir kız. hani şanslı genlerle doğmuş olanlardan. ingilizcesi orta, bilgisayar bilgisi word, powerpoint, excel den ibaret onlar da orta. kendisi şu an çok ünlü bir restorantta çalışıyor. rezervasyonları alıp, oturma planını hazırlayıp akşam gelen müşterileri güler yüzle karşılıyor. pazar günleri hariç her gün, günde 7 saat çalışıyor. aylık kazancı 2500 tl maaş + ssk + yol ve yemek + her ay bahşiş oranına göre 250-750 arası tip.

    başka bir arkadaşım - gene çok güzel bir tanesi- bu yaz ünlü bir viski firmasının tanıtımını yaptı. firma sofistike olmasını istediği için dekolte ve mini giymesi yasaktı. daha çok bordo, lacivert tonlarında diz altı, dar elbiseler ya da siyah uzun dar elbiseler giymesi istendi. pazartesi hariç her gün gece saat 11 ile 3 arası baya ünlü bir gece klübünde viski standının önünde durarak günde 150, ayda 3600 tl kazandı. konuştuğumuzda son 4 ayda 15000 tl gibi bir miktar kazandığını söyledi.

    haziran ayında başka bir arkadaşım ve sevgilisi itü inşaat mühendisliğinden mezun oldu. kız ortalama güzellikte, 3.2 gibi ortalama yapmış ve çok iyi seviyede ingilizce ve almanca biliyor. oğlan taşşaklı bir liseden mezun, aynı kız gibi iyi bir ortalamayla ve onun gibi 2 yabancı dille mezun. kız başlangıç olarak 2000 tl maaşla büyük bir şirkette çalışmaya başladı. oğlan 2200 maaşla daha küçük ama piyasaya göre daha fazla maaş veren bir yerde iş buldu.

    bundan sonrası için yorumu size bırakıyorum.

  • dun bi usta grubu calisirken onlarin yaninda muhabbetlerine kulak veriyordum.

    adamlar ekonominin iyice kotuledigini ve ayrica suriyelilerin sektore cok girdigini, işlerini ellerinden almaya basladigini konusuyordu.

    yerli ustanin hakkinin yendigininden, sektorun yabancilastirildigindan flan bahsettiler. bu suriyelilerin ulkeye gelmesini buyuk problem olarak konustular. birbirlerine sakin iş vermeyin, 10 liraya bile calissa is vermeyin bunlara diye ogutlediler.

    en son dedi ki biri; bunlar hep ecnebinin turkiye ustunde oyunu işte. turkiyede yerli uretimi, yerli ustayi, calisani bitirmek icin yapiyorlar dedi.

    karsinizdaki zihniyet cok acayip bi zihniyet gencler. dunyada yaşam varoldu varolali gecen surecteki cahiliye devrinin doruk noktasindayiz suan bu topraklarda.

    o yuzden bu kriz bile bir sey anlatmayacak onlara. bunu sakin beklemeyin.

    bu krizi bile ruslarin bi oyunu olarak gorecekler. belki almanlarin belki kübanin.

  • kendisi ile ayni ahlak anlayisini paylasmamak, hayatimin en onemli ovunc kaynaklarindan biri.

  • 58 yaşına geldiğinde hala ailesi rahat yaşasın diye çırpınmasıyla beni her gün kahredendir. böyle bir adamın oğlu olduğum için kendimden utanıyorum. yanlış anlaşılmasın babamdan falan değil kendimden utanıyorum. bir ona bakıyorum bir aynaya ve yazıklar olsun demeden edemiyorum kendime. çocuklaşıp bir mucize olsa da cebine çok para girse ve hayatının sonuna kadar rahat yaşasa diye düşünmediğim tek bir günü hatırlamıyorum. alsın annemi de gitsin bir yerde kafasını dinlesin. ne beni ne de başka kimseyi düşünmeden rahatça yaşasın istiyorum ama olmuyor. lanet olsun ki olmuyor. olmuyor çünkü emekliysen hayvan muamelesi gördüğün bir ülkede yaşıyorsun ve son nefesini verene kadar da sadece insan gibi yaşamak için çalışmak zorundasın.

    nefret ediyorum bu ülkeden.

  • amerika'lıların terimleştirme hastalığının güzel yansımalarından biri. aslında modern basketbolun arayışı olan hücum seti diyebiliriz pace and space için. ben de ilk kez kaan kural kullanınca duymuştum.

    pace- takımın temposunu refer ediyor aslında. yani takımın olabildiğince hızlı hücumları bitirmesi. set kurup 24 saniyeyi tamamiyle kullanmak yerine bir an önce şutu bulup, skora çabuk ulaşmayı baz alan bir terim.

    space- yukarıda yazıldığı üzere golden state ofansını baz aldığımızda üçlük tehdidi üzerine karşı takımın savunmacılarının bu tehdide yani şut tehditine yönelmesinden mütevellit boyalı alanı boş bırakmaları üzerine bir terim. yani 3'lük tehdidinden korktuğunuz bir adam bir anda şuta kalktığında önünde 2 savunmacı yükseldiğinde o adamın içerideki boş adamı bir anda görmesiyle şutunu pasa çevirip, boyalı alandaki boş adama pas attığını düşünün.

    bütün bu durumun kombinasyonlarını golden state hücumlarında görüyoruz zaten.
    ama bence bu sene doğu'da da boston hücumlarında göreceğimizi düşünüyorum. dahası, diğer takımların da oyuncu özellikleri ve kadro yapıları da bu plana uyum sağlayacak gibi gözüküyor. tabi san antonio gibi baya yerleşik düzenler bunun dışında kalabilir.