hesabın var mı? giriş yap

  • üşenmedim okudum. iyi ki okumuşum*

    otobüste yanımdaki kız feci osurdu benden başka
    kimse anlamadı onun osurduğunu çünkü yan
    yanaydık ve kendi kıç bölgemde titreşimi hissettim.
    çok güzel kızdı aslında böyle bir şey yapması beni
    üzmüştü. daha sonra koku hafiften yayılmaya ve
    kız da bunun farkında olduğu için kızarmaya başladı.
    tabi ben hiç durur muyum ? hemen camı açtım ve
    ayağa kalkarak; hanımlar beyler, az önce talihsiz bir
    şekilde minibüsün içine osurdum. burnunuza çürük
    kavun kokusu gelebilir, aldırış etmeyin. siz hiç
    osurmadınız mı ? sen şoför amca, akşam televizyonun karşısına yatıp ntv sporu açtığın
    zaman, burnunu karıştırırken hiç inletmedin mi
    ortalığı? çocukların odada gülmedi mi hiç ? sen,
    şişman olan kız. sen hiç deprem etkisi yaratmadın
    mı zeminde ? klozeti parçalamadın mı hiç ? beni hor
    görmeyin arkadaşlar, evet osurdum, ama bilinçli değildim. sadece, osurdum. diyerek gözyaşlarımla
    beraber oturdum. yavaştan bir alkış sesiyle beraber
    yıkıldı minibüs. şoför deli gibi kornaya basıyor ve
    herkes zart zurt osuruyordu sonra yanımdaki kızla
    göz göze geldik. gözlerini kapatıp bana doğru
    eğildi. heyecandan kalbim çıkacak gibi olmuştu. ben de gözlerimi hafif kapatıp eğildim. ağzını uzattı
    hafif araladı, yaklaştık.. gargh diye bi geğirdi amk
    kevaşesi kendimden geçtim. direkt gömdüm
    kafayı, müsait bi yerde indim. iyi yapmışmıyım
    beyler ?

  • yıldırım demirören'i "yılın spor adamı" seçen özel üniversite ile ilgili "o üniversitede okunmaz" diyerek beni benden alan büyük yorumcu.

    edit: vikingstekibalta nickli arkadaşımız mesaj atmış. "hiçbir yerde videosu yok. yalan galiba. " demiş. geçen yedi yılın ardından videoyu buldum. 57.29 da söylüyor reis. hatta devamında "hangi üniversite abi? tanıdığımız falan varsa gitmesin oraya" diyor. :)

    youtube linki

    vesile olduğu için vikingstekibalta'ya teşekkürler.

  • einstein bir gün bakkala girmiş o zamanlar einstein, kamyoncu sigarası olarak bilinen uzun marlboro içiyormuş. marlboro'nun fiyatı ise beş dolar elli centmiş. einstein, bakkalın 9 yaşındaki çırağına 10 dolar uzatmış. bakkalın çırağı ona;

    - "dayı, elli centin daha var mı?" demiş...

    einstein çocuğa;

    -"ne elli centi yiğenim? ben sana 10 dolar verdim." demiş...

    çocuk;

    -" dayı elli cent daha ver de, sana 5 dolar para üstü vereyim. boşuna bozukluk taşıma sen." demiş...

    einstein'ın gözleri dolmuş ve;

    -"sen bir dahisin ufaklık. paranın üstü kalsın, senin olsun. "demiş ...

    o çocuk kim miymiş? o çocuk yazları oxford'dan, amerika'da bulunan amcasını ziyarete gelen ve amcasının dükkanında çıraklık yapan stephen hawking'in ta kendisi...

  • bildik klişe. ama anaya saygısızlık. ayrımcılık, haksızlık bu.

    ana yemeği yemekten de rahatsızlık duymak lazım bence. ama kimin umrunda, millet hiç utanmadan yumuluyor hazır sofralara, önlerine getirilmiş soyulmuş doğranmış meyve tabaklarına... babasının 1 lirasını yemekten rahatsızlık duyanların, annesinin 1 tencere dolmasını 1 oturuşta yiyip bitirmekten rahatsızlık duymaması büyük haksızlık bence.
    sizi gidi gizli emek sömürücü sinsiler sizi!
    (bkz: anne yemeği yemek)

  • şu an canlı bahiste, atletico takım kalecisi ne renk kazak giyiyor? diye bahis açılsa maçı izleyenlerin yarısı bilemez

  • taşak geçmeyi çok seviyoruz da yüz küsür entry içerisinde sadece burada değinilmiş olması (bkz: #6558694) beni üzdü açıkçası. bilmeyip de sormaya utananlara açıklık getirmek isterim.

    3 silahşörler bir kitap değil bir seridir, efendim. 17yy.'da geçer ve dartanyan'nın (d'artagnan şeklinde yazılır aslında, fransızca bilmediğimden dö mü de mi nası okunur bilmem) evden ayrılıp kraliyet silahşörlerine katılmasını anlatır. kaldı ki bu silahşörler aslında 3 tane falan değildir. 3 kişi mi koruyacak koskoca fransız kralını? dartanyan olmadan önce de bunlar silahşördü. özellikleri en ünlü silahşörler olmaları ve aralarındaki arkadaşlık bağının inanılmaz olmasıydı. (birmimiz hepimiz, hepimiz birimiz için geyiği...). hikayeyi de çizgi filmlerden bilmeyen yoktur. yok efendim işte ingiltere prensi midir kralı mıdır neyse onunla, fransa kraliçesi aşıktır. birbirlerine hediye yollarlar falan. bu kardinal'de bu aşkı ortaya çıkartmaya çalışmak için türlü dalaverelere girer. dartanyanın önderliğinde iyiler kazanır.

    sonra bütün silahşörler biryerlere dağılırlar.

    hikayenin başında zaten öyle kanka falan da değildir dartanyan. atos'la bildiğin kavga ederler ve düello ederken, kardinalin adamları (kısaca kötüler) bunları hapse atmaya kalkar. bunlar birleşip kardinalin adamlarını bir güzel yerler ve dartanyan 3 sillahşörlerin saygısını kazanır.

    her zaman 3 silahşörlerdir.

    serinin devamında (hani filmi de vardır the man in the iron mask` diye.) orada bir araya geldiklerinde 4 silahşörler diye anılırlar. (3 silahşörlerden 20 yıl sonra geçer bu hikaye).