hesabın var mı? giriş yap

  • entry girerken bir sekme daha açıyor ve tekrar ekşi sözlük'e girerek kelimelerin yazılışlarını kontrol ediyorum. ve bunu yapan tek yazar olmadığıma adım gibi eminim.

  • eğer doğruysa telefon numarası, nerede çalıştığı belli bir hayvan evladının marifetidir. kız yurtdışına çıkacağı için ertelemek zorunda kalmış keşke polise hemen haber verebilseydi. burdan yapabileceğimiz herhangi bir şey olup olmadığını merak ettiğim durumdur ayrıca. kızın sosyal medyada gezen mesajı ihbar kabul edilebiliyor mu gibi sorular doğurmuştur.

    evde yalnızken sipariş verildiğinde, hele bir de geç saate kalmışsanız karşıdaki adamın sizin hakkınızda kapılabileceği art niyetli düşünceler korkusunu hortlatmıştır ayrıca. aşağıdan kapı çaldığında asansörün gelmesine yakın kapının sürgüsünü açıyor, üç kat kilidi bire indiriyorum ki evde yalnız olup korktuğum anlaşılmasın. kapıyı açmadan da mutlaka yok seninki daha gelmez benimkidir falan diye sesleniyorum içeriye doğru. televizyonun sesini açıyorum vb. sırf bunun için iki menü ya da iki içecek söylediğim de oluyor. bunlar oluyor çünkü allah korusun başınıza bir iş gelse "gecenin o saatinde sipariş vererek herifi kapının önüne kadar getiren kız" olarak içten içe suçlanacağını da biliyorsun. hiç ama yemeksepeti, ama kurumsallık, adamlar çekinir falan diyemiyorum. bir şey olsa ailem şoku atlatınca bana o saatte sipariş vermenin risklerini anlatır, ya da konu komşu "gerçi gece gece ne gerek varmış" falan der biliyorum. böyle hizmetler kadın milleti için değil bizim memlekette galiba, biz çok yanlış geliyoruz.

  • eskilerin beylik hakkı dediği nane. kısaca özetleyecek olursak; para basma yetkisini elinde tutan kurumun, bu yetkisi dolayısıyla para basarak elde ettiği reel gelirdir. para stokundaki değişimin fiyatlar genel seviyesine oranı ile ifade edilir. enflasyonun sadece para miktarındaki artışından kaynaklanması durumunda, (bkz: senyoraj) ve (bkz: enflasyon) vergisi birbirine eşit olur.

  • mutlu olmaya odaklanmamak,
    kendini başkalarını mutlu etmeye adamamak,
    hayır demeyi öğrenmek,
    beklentilerini minimuma indirmek...

  • oldu olacak kuzey yarımküre bizim olsun, güneyde kadınlar kalsın. senede bir kez ekvatorda buluşalım, çiftleşelim. çocuklara da ronaldinho baksın.

  • "chatter: the voice in our head, why it matters, and how to harness it." kitabının yazarı ethan kross tarafından zararlı iç konuşma'ya (toxic self talk) ilişkin bazı tespitler:

    uyanık olduğumuz zamanların üçte biri ile yarısı arasında bir süreyi o anda kalmayarak geçiriyoruz. bu süre içinde ne yapıyoruz: iç konuşma. iç konuşma, hayatınıza yansıtmak için dili sessizce kullanma yeteneğinizdir. zararlı iç konuşma, iç sesin karanlık tarafını ifade eder. anlam bulmak için dikkatimizi içimize çevirdiğimizde çoğunlukla sorunlarımıza çözüm bulamıyoruz. bunun sonunda derin derin düşünür, endişelenir ve felakete sürükleniriz. olumsuz bir döngünün içinde sıkışıp kalıyoruz. zararlı iç konuşma, sahip olduğumuz bu olağanüstü aracı bir lütuftan ziyade bir lanete dönüştürüyor.

    iç konuşmanın evrimsel bir amacının olup olmadığı araştıran birçok bilim adamı, dili kullanma yeteneğimizin sadece başkalarıyla iletişim kurmak için değil, dünyada yönümüzü bulmaya yardımcı olan kendimizle iletişim kurabilmek için bir araç olduğuna inanıyor ve bu yetenek bize hayatta kalmak için bir avantaj sağlıyor. aslında bu, inanılmaz bir problem çözme aracıdır. spektrumun en temel ucunda iç konuşma, 'sözle çalışan bellek sistemi' (verbal working memory) dediğimiz şeyin bir parçasıdır. sözlü bilgilerin kafamızda aktif kalmasını sağlayan ve bize yardımcı olan insan zihninin temel bir özelliğidir. iç konuşma, aynı zamanda simülasyon yapmamızı ve planlamamızı sağlar. önemli bir sunumdan önce kafamızda olacakların üzerinden geçeriz. ne diyeceğimizi düşünür, farklı noktalar üzerinden geçer, seyircinin soracağı soruları duyup sonra sırayla cevap veririz. bu karşılıklı iletişimi simüle etmeye yardım için iç konuşmayı kullanırız. iç konuşma, kendimizi kontrol etmemize yardımcı olur. gece geç saatte bir atıştırma yapacakken kendi kendinize "yapma, sabah pişman olacaksın" dediğinizde bu iç konuşmadır ve size yardımcı olur. hayatlarımızı 'hikayeleştiririz'. birçoğumuz, kim olduğumuza ve kimliğimize dair anlayışımızı şekillendirecek şekilde deneyimlerimizi açıklayan bir anlatı bulmak için dikkatimizi içimize çeviriyoruz. yani bazen bu iç konuşma. inanılmaz bir yardım kaynağı olabilir ama bazen de bizi gerçekten mahvedebilir.

    birincisi, odaklanmamızı inanılmaz derecede zorlaştırıyor. zararlı iç konuşma dikkatimizi tüketir. zararlı iç konuşma, aynı zamanda ilişkilerinizde sürtüşmelere de neden olabilir çünkü sorunlarınız hakkında tekrar tekrar düşünüyorsunuz ve aynı zamanda başkaları için de iyi bir dinleyici olmuyorsunuz. ayrıca bizi daha asabi yapabilir ve 'yer değiştirmiş saldırganlık' (displaced aggression) olarak adlandırılan bir şeye yol açabilir. son olarak, iç sesin şiddetli, olumsuz fiziksel sağlık etkileri olabileceğini biliyoruz. muhtemelen stresin öldürdüğünü duymuşsunuzdur; bu tam olarak doğru değil. stres tepkisi aslında değişken bir tepkidir. stresi zararlı yapan şey, zaman içinde kronik olarak yüksek kalmasıdır. zararlı iç konuşmanın yaptığı da tam olarak budur. hayatımızda bir stres etkeni yaşarız, sonra o biter ama zihnimizdeki zararlı iç konuşma onu sürdürür. o olayı tekrar tekrar düşünmeye devam ediyoruz. bu da kardiyovasküler hastalık, kronik inflamasyon ve hatta kanser gibi şeyleri tetikleyecek şekillerde stres tepkisini aktif tutuyor.

    iç konuşmanın sonuçlarının ne kadar olumsuz olabileceğini anlamak zordur. iyi haber şu ki, iç sesinizin kontrolünü yeniden kazanmak için kullanabileceğiniz bilimin önerdiği araçlar var. kendi başımıza yapabileceğimiz şeyler, diğer insanlarla ilişkilerimizi kullanmanın yolları ve hatta fiziksel çevreyle etkileşim kurmanın yolları var. bu araçların gerçekten harika bir örneği ritüellerdir. kontrol sahibi olmayı seviyoruz. zararlı iç konuşma yaşadığınızda çoğu zaman düşüncelerinizin sizi kontrol ettiğini hissedersiniz. bilim aracılığıyla öğrendiğimiz şeylerden biri, bu kontrol dışı duyguyu etrafımızda düzen yaratarak giderebileceğimizdir; ritüeller bunu yapmanın bir yoludur. bir ritüel, her seferinde aynı sırayı uygulayarak, aynı şekilde gerçekleştirdiğiniz sıralı bir davranış dizisidir. davranışların her seferinde aynı şekilde olması, düzen ve kontrol hissi veriyor. zararlı iç konuşmaya saplanıp kaldığınızda bu gerçekten iyi hissettirebilir.

    tenis yıldızı rafael nadal, tenis kortunda yapmakta zorlandığı en zor şeyin kafasının içindeki sesleri yönetmek olduğunu söyledi. o da ritüellere başvurur. oyun aralarındaki molalarda dinlenme bölgesine gider. önce su şişesinden bir yudum alır. sonra diğer şişeden bir yudum alır. daha sonra her su şişesini sahanın çaprazına denk gelecek şekilde tam olarak aldığı noktaya geri koyar. bu onun zararlı iç konuşmayı yönetmek için yaptığı bir ritüel. iç sesinizi yönetmenize yardımcı olmak için her durumda, tüm insanlar için işe yarayan genel araçlar yoktur. asıl zorluk, sizin için en iyi sonucu veren, benzersiz araç kombinasyonlarının neler olduğunu bulmaktır.

    kaynak:
    what to do if your inner voice is cruel - ethan kross

  • bu saçın sahibi saçını yıkayıp bir hafta boyunca temiz görünümlü saçla gezen insanlara acayip imrenir. imreniyorum. evet. ulan ben dün gece saçımı yıkadım öteki 1 hafta önce yıkamış ama hangisi temiz görüküyo tabi ki soldaki. kuaföre gidince ve fön çektirince adam baktı olmuyo ne diyo sana 'saçına bişey mi sürüyosun' evet. bok sürüyorum geceden. ulan ne sürcem. oy anam. ailedeki herkesin saçı ibrahim erkal, mustafa sarıgül gibiyken benimki neden ince telli neden? bir de bir sinüzitin sahip olabileceği en kötü saç tipini bana vermişsin tanrım. bunu da belirteyim. her gün saç yıkamaktan sinüzit oldum arkadaş.

    özet geçeyim: hem saçım ince telli hem ben sümüklüyüm.