hesabın var mı? giriş yap

  • hukuka uygun muameledir.

    polis küfretmiyor, direnci kırmanın üzerinde şiddet uygulamıyor, görüntü alınmasını engellemiyor. polisin yaptığı hareketlerde bir hata yok.

    zaten 40 yaşlarına yakın iki tane polis görülüyor videoda, eski tarz polislerden adamlar. yeni ak-it polislerinden değiller.

  • plato'nun "mağara benzetmesi", plato'nun benzetmesine göre toplumdaki insanlar (düşünürler dışındakiler) bir mağarada kollarından birbirine zincirlerle bağlanmış ve sırtı mağara kapısına dönük oturan esirler gibidirler. sadece arkalarındaki ışık kaynağının (doğrunun,gerçeğin) yaydığı ışıkla karşılarındaki duvarda oluşan kendi gölgelerini görebilir, bu gölgelere bakarak eğlenir ve hayatlarını böyle geçirirler. filozoflar ise kendilerini bu zincirlerden kurtararak her ne kadar zor ve acı verici olsa da yüzlerini cesaretle ışığa (gerçeğe) dönerek hayatın gerçek anlamını ve doğruyu görebilen kimselerdir. ancak bu kimselerin mağaraya döndükten sonra gördüklerini diğer insanlara anlatması ve onları inandırması da bir o kadar zor olacaktır, çünkü esaret ve karanlık rahattır, oysa gerçekleri görmek ve ışığa bakmak cesaret ister.
    (bkz: plato)

  • eğer rahat ve huzurlu bir yaşam istiyorsanız, "çok fazla parada gözüm yok" diyorsanız, ihtiraslarınızın değil keyfinizin kölesiyseniz; bölüm olarak tek tercihiniz resim öğretmenliği olsun.

    * işsizliğin kol gezdiği türkiye'de, en çok personel alımı yapan kurum millî eğitim bakanlığı'dır. resim öğretmeni, her okulun ihtiyacıdır. olmazsa olmaz.

    * mezun olduktan sonra ilköğretim okulunda çalışmaya başlarsanız; 90 gün kafa, 15 gün şubat, 23 nisan, 19 mayıs, 30 ağustos, 29 ekim, 9 gün ramazan, 9 gün kurban, 48 gün cumartesi, 48 gün pazar tatili yaparsınız. bir de rapor çakarsanız sizden güzeli olmaz. yanaklarınız al al olur; semiz, gürbüz bir insan olursunuz.

    * bir öğrencinin resim, heykel gibi sanat dallarına yeteneği yoksa, velisi bunu olgunlukla karşılar. matematik kötüye gidiyorsa; veli okulu istila eder, öğrencileri rehin alır, müdürü yakar, hademeyi keser.

    * müzik öğretmeni her pazartesi sabahı ve cuma akşamı okulda hazır bulunmak zorundadır. gecede 30 bin dolar para alan şarkıcı müsveddeleri "ay sabah sabah sesim hiç çıkmıyor" derken, müzik öğretmeni, her pazartesi sabahı "koooork maaaa" diye ses vermektedir. beden eğitimi öğretmeni okulun kadrolu bodyguard'ıdır. resim öğretmeni "yapma yavrum" dese yeterlidir. hatta onu bile demese olur.

    * ödev vermek, ödevleri okumak -daha doğrusu bakmak- kolaydır. resim ödevlerinin %96,78'i* yavrucağın annesi tarafından yapılmaktadır. tam not verirseniz; hem yavru, hem annesi hem de sülalenin geri kalanı memnun olur.

    * tahminimce öğrenciliği zordur, ama istikbâli parlaktır. millet hastanelerde, plazalarda, fabrikalarda tırmalayıp, 7 günlük iznin hayalini kurarken, siz izinleri kuru bamya gibi dizip balkona asarsınız.

  • neredeyse 1999 yılından beri konuşulagelen "başlık engelleme" fasilitesi nihayet hayata geçirildi. mr. kanzuk daha iki gün öncesi talimat verdi coderlara, şak diye yaptı adamlar. ufacık bi buton için bunca yıl yalvartmanın alemi var mı ya? sanki her şeyi sil baştan kodlayacaklarmış gibi...

    yazarın yanı sıra, açtığı tüm başlıkları da engellemiş oluyorsunuz böylelikle. sanki moderatörsünüz de herifi sözlükten uçurmuşsunuz gibi.

    şimdi lord eddard stark düşünsün.

  • 11 mart 2018'de iran'da düşen türk uçağının ikinci pilotu.

    vefatıyla birlikte biraz araştırma fırsatı bulduğum hayatı aslında ciddi talihsizliklerle dolu, üzücü bir hikayeye sahip.

    mesleki hayatında aldığı ilk vurucu darbe asker arkadaşının çocuğunun doğum gününde söylediği masum bir şarkı olmuş. bu şarkının yer aldığı video görüntüleri 10 dk'dan 9 saniyeye indirilmiş ve pavyonda, klüpte şarkı söylüyor gibi anlamsız bahanelerle ordudan atılmasına sebebiyet vermişti.

    ikinci darbe ise arkadaşları tarafından gelmiş. ordudan atılmasıyla birlikte maddi sıkıntılar yaşamaya başlayan melike kuvvet'e kirasını bile ödemekte zorlandığı bu günlerde yakın bildiği arkadaşları destek olmak yerine sırt çevirmiş. bu zor günlerinde bir üniversitede ders vermeye başlaması bile onun için hafifletici bir şey olamamış zira kendisi bu maaşla ne kirasını ne borçlarını ne de ordudan atıldığı için ödemek zorunda bırakıldığı tazminatını karşılamıyormuş.

    gelelim üçüncü darbeye. ordudan atılmasına itiraz etmek amacıyla ayim'e açtığı davayı da kaybetmiş. bu arada küçük bir not: ayim'in bazı hakimleri, hava kuvvetleri komutanı, personel daire başkanı, istihbarat daire başkanı bu olaydan bir sene sonra, 15 temmuz darbe girişiminde suçlu bulundukları için tutuklanmış.

    hayatını tam toparlamak adına bir şeyler yapmak isterken m. kuvvet'e hayat dördüncü darbesini de indirmişti. helikopter pilotu belgesiyle sivil havacılık alanında iş bulması mümkün olmadığından kendisi bir uçuş okuluna başlamış ve jet pilotu sertifikası almak için didinmiş. bu hayatını toparlamak adına güzel bir girişim fakat her şey yolunda gitmiyor tabii. belgesini almaya az bir süre kalmışken 15 temmuz darbesi gerçekleştirildi. fetö'lülerin tutuklandığı ve fetö sebebiyle işten atılanların işe iadelerinin gerçekleştirildiği bu dönemde melike kuvvet'in de umutları yeşermiş. tam işe iadesi yapılacakken sivil havacılık için eğitim aldığı okul fetö'den kapanmış. fetö bağlantılı bir okulda eğitim aldığı için işe iadesi gerçekleştirilmemiş.

    tabii güzel şeyler de olmuyor değil: bu olaylar üzerine anayasa mahkemesine başvurmuş ve işe iade için açtığı bu davayı kazanmış.

    bu sırada işe iadesini beklerken geçim sıkıntılarını hafifletmek adına ise dün akşam iran'da düşen özel uçağın sahipleri adına pilotluk yapmaya başlamış. birkaç aydır çalıştığı bu iş ise onun üzücü sonu olmuş. dün düşen uçakta ikinci pilot olan melike kuvvet'le birlikte 11 kişinin cesetlerine ulaşıldı. türk hava kuvvetleri'nin ilk kadın pilotlarından olan melike kuvvet'in ölümü kadar hikayesi de hakikaten çok üzücü. ne denilebilir ki, geride bıraktığı insanlara sabır diliyorum.

  • benim anlamadığım şu,

    fb madem maçı ilk oyun durmasında terk edecekti, neden u19 ile çıktı sahaya? çocukların suçu ne?

    fb maçı madem ilk oyun durduğunda terk edecekti, neden sahada galatasaray'lı oyunculara press yaptılar? oynamaya niyetleri yoktu madem santra ile başlayınca hareketsiz kalarak protesto ederlerdi. galatasaray'lı oyuncular bu durumda atak dahi yapmazdı.

    farkındaysanız oyun başlayınca rakip ne yapacak diye öylesine paslaştılar ilk önce. sonra baktılar ki rakip oynamaya niyetli, press falan yapıyorlar. icardi affetmedi.

    hatta oyuncular sahayı terk ederken, u19 takımını alkışladı bile koskoca icardi.

    bence fb'nin yapması gereken aşağıdakilerden biriydi:

    *maça hiç çıkmamak
    *maça as kadro ile çıkıp hiç hareket etmeden oyunun durmasını beklemek sonra sahayı terk etmek
    *maça u19 ile çıkıp maçı tamamlamak

    bu üç ihtimalden birini gerçekleştirselerdi, saygı duyardım.

    ama hem u19 ile çıkıp, hem oynayacakmış gibi press falan yapıp, hem de 50. saniyede icardi'den golü yedikten sonra maçı terk etmek, kusura bakmayın ama çok büyük bir rezillik oldu.