hesabın var mı? giriş yap

  • aslında sineklerin pek de farklı bir amaçları yok. kara sinekler için konuşursak kara sinekler de tıpkı diğer canlılar gibi barınma , yeme ve üreme amaçlı hareket ederler. ev ortamının ısısı dışarıya göre daha iyidir. rüzgar yoktur , ne çok sıcaktır ne de çok serin. sinekler yazın serinliğin kışın da sıcak havanın peşindedir. kışın sinek mi olur demeyin ılıman iklime sahip bir yerde yaşıyorsanız her daim sinek bulmak mümkün. özetle ev ortamı sinekler için daha güvenli bir ortam.

    ayrıca evde besin bulma imkanları da oldukça yüksek. mutfakta , tuvalette , döşemede mutlaka emikleyecekleri bir şey bulabilirler. peki neden bu hayvan sehpaya veya masaya değil de suratıma ve bacağıma konuyor derseniz. yaydığınız ısı ve koku onların gözünde potansiyel bir yiyecek kaynağı olmanıza neden oluyor. özellikle terliyken kokunuzu alan sinek " hımmfs nefis kokuyor , gidip şunu biraz emikleyeyim" diye düşünüyor.

    odanın orta yerinde hiç durmadan dönmeleri ise tamamen üreme amaçlı. bir eş bulsam da bafilesem düşüncesinden başkası değil.

    ben çözümü kedi beslemek ile buldum. özellikle avcı karakterli bir kediniz varsa evin içinde hareket eden her şeyi bir şekilde savuşturuyor.

  • alın evinizde besleyin çok meraklıysanız yettiniz artık.

    sikiğin teki de güya bana laf sokmuş amk andavalı cahreyn kekosu siksin seni kendini bir bok sanan dangalak.

  • bizim bölümden alpaslan ve bahadır adlı iki arkadaşın 2-3 sene evvelinde lineer cebir dersinde yaşadıklarınıda geçtiğimiz günlerde daha yeni duydum.

    bu iki eleman küçük bir sınıfta yapılan derste canları sıkılınca "hangimiz daha uzun süre bacaklarımız sıranın üstünde durabilecek" yarışması yapmaya karar veriyorlar. hoca tabi bunları farkedince çıldırıyor ve;
    hoca - siz ikiniz...çıkın dışarı!
    b & a bu çağrıyı üzerine alınmıyor
    hoca - size dedim! o ayaklarınızı indirip çıkın!
    bahadır - yürü alpaslan yürü, bize ders mi yok!
    alpaslan - heee sanki ne..

  • ilk baktığımda 180 bin oy vardı, sonuç; %50-%50'ydi.. az önce baktığımda 243 bin oy vardı, sonuç yine %50-%50'ydi.. ulan bu memleket her konuda nasıl oluyor da bu kadar net bir şekilde tam ortadan ikiye ayrılmayı başarıyor yeminle anlamıyorum..

  • taksim'in meydanında açık bir kafenin verandasında(!), en kenarda oturmuşum gazetemi okuyorum.
    biri koluma dokundu.
    baktım bi travesti bacı:

    - ojan ne gizeaal!
    şaşkın şaşkın tırnaklarıma baktım, sonra karşımdaki bol makyajlı, pırıl pırıl gözlere baktım:
    - sen de çok güzelsin, dedim gülümseyerek.
    - ay hakkaten miii.. (alaycı söylüyor bunu)
    - evet evet. hakkaten..

    yanında ojeyle gezen salak bi hatun değilim, tamamen tesadüf, çıkardım çantadan ojeyi verdim:
    - al. senin olsun.

    kızcağızın gözleri tekerlek kadar açıldı:
    - ay sahiden miii, gel buraya beee...
    dedi, masayı sokaktan ayıran korkuluklardan nasıl çekti beni kendine, şapır şupur öptü.
    herkes dumur vaziyette,
    içeriden bir hareketlenme olduğunu gördüm, korktum kıza bir şey yaparlar diye,
    - hadi git git, dedim, geliyorlar, atacaklar ikimizi de buradan...
    - ay hiç böyle şey görmediieeem... dedi kırıta kırıta sahneden ayrılırken.

    en cool halimle(bahaha!) tekrar yerime yerleştim, bir yandan da herkesin teker teker gözünün içine bakıyorum ki ne bir şey diyebilsinler, ne tepki verebilsinler ve lanet okuyorum bir yandan da, bu insanlara bu muamele reva mı allah belanızı versin diye..

    evet, arkadaşlar, o bendim o gün işte..

  • "traş olurken berber örtüsünün altında ellerimle değişik hareketler, nah falan yapıyorum. kendimi çok çılgın hissediyorum."