hesabın var mı? giriş yap

  • yepyeni bir dil, çok farklı bir ifade tarzı.

    twitter, facebook, ekşi sözlük, friendfeed... gibi ortamlarda yazarken kullanılan dil. kullanılan platformun teknik özelliklerinden kaynaklanan sınırlar var bir yanda. misal twitter'daki 140 karakter, friendfeed'deki 350 karakter sınırı gibi. öte yandan özel hayatı ifşa etmenin de herkes için farklı sınırları var.

    sanırım en tanınanı facebook etkinliğine yurtdışında olacağım yazmak. ama onla da kalmıyor. doğruyu tam olarak ifade etmeye platformun şartları el vermeyince, gerçeği kırpmak zorunda kalıyorsun. işte gerçeği neresinden kırpacağın da sana kalıyor. zaten seni çok iyi tanımayan insanlar var ortamda. eğer makası doğru yere vurursan, hem yalan söylememiş oluyorsun, hem de bu hiç tanımadığın insanlara hava basabiliyor, şanslıysan prim yapabiliyorsun.

    birkaç örnek vereyim:

    "italyancamı ilerletecek zaman bulabilsem keşke."
    takipçinin düşünmesi beklenen: italyancası var. oh oh şahane.
    gerçek: bon corno prinçipessa ve yemek isimleri dışında italyanca tek kelime bilmiyorum.

    "istemediğimi anlatmak için daha ne yapabilirim? bunaldım."
    takipçinin düşünmesi beklenen: vaaaay, peşinde köpek olan erkek/kadın var desene. ben de kimse senle ilgilenmez zannediyordum. peşinde koşanın olduğuna göre fark edemediğim bi şey olmalı. dur az da ben koşayım.
    gerçek: turkcell yeni kampanyasını tanıtacak diye günde 10 tane mesaj atıyor.

    "insan çalıştırmak çok yorucu. o kadar laf anlatacağıma kendim yaparım dediğim oluyor ki bu çok yanlış.
    takipçinin düşünmesi beklenen: ooo adam yöneticiymiş. müdür mü, şef mi neyse artık.
    gerçek: yurtiçi kargo'dan paket gelmedi hala. gidip kendim alasım da yok. öfff.

    "millet kafileler halinde amsterdam'a gidiyor. gidin gidin. benim bulamadığım bir şey bulursunuz belki orada."
    takipçinin düşünmesi beklenen: amsterdam'a gitmiş. beğenmemiş. demek ki daha güzel yerler de görmüş.
    gerçek: değil amsterdam'a, izmit'e bile gitmedim.

    "mmmm kendi tarifimle gnocchi yaptım. nefis."
    takipçinin düşünmesi beklenen: uu hem italyan mutfağını biliyor, hem değişiklik yapabilecek kadar hakim mutfak işlerine.
    gerçek: üç tane patatesi duru suda haşladım. çatalla ezip üstüne tuz biber ektim de yedim.

  • türk tipi işletmecilik anlayışının sonucu ortaya çıkan durum.
    çalışma saatleri uzadıkça verimlilik düşer. milletçe bunu anlamıyoruz hiç bir zaman da anlamayacağız. iş veren ''ben bu parayı bu personele veriyorsam bir şekilde bu parayı çıkartmalıyım'' zihniyetiyle saat olarak personelini fazla çalıştırmaya çalışıyor. işte vizyonsuzluk nedir en net örneği bu. bu hiç bir zaman düzelmeyecek bir sorun. herkes yaptığı işten, iş yerinden ve iş vereninden nefret ediyor. kimse uzun mesai saatlerinden dolayı kendini geliştiremiyor, dinlenemiyor, yaptığı işe saygı duymuyor ve daha bir sürü sıkıntı.

    edit: evet ben de biliyorum tek sorunun sadece uzun mesai saatleri olmadigini ama ücret, idealizm artık her ne ile motive olduğunuzun tükenmişlik sendromu içine düştüğünüzde bir anlamı kalmayacak. bu çözülmesi gereken ilk ve en temel sorun. kimse harici bir hayat yaşamasına izin vermeyen, eşiyle evlatlarının arasına giren bir işi mecburiyetten yapsa bile sevemez sahiplenemez doğal olarak başarılı ve verimli olamaz.

    edit: format geregi tanim eklendi.

  • sürekli pet şişeyle su alıp yeni yeni "çöpler" çıkaran insandan (kadın-erkek fark etmez) çok daha bilinçli kızdır. en azından daha az çöp çıkarır.

    sırf abd'de 3 haftada atılan pet şişelerle ucuca konsa ay'a varacak zincir oluşturulabileceğini biliyor muydunuz?

    "fakir kızdır ehere mehere" diye aklınca süper espirikler yapan trolleri, çevre kirliliğinden ötürü aç susuz geberme noktasına geldiklerinde de görmek isterim.

  • son 6 ayda,

    su kuyruğuna girildi.
    tüp kuyruğuna girildi.
    yağ kuyruğuna girildi.
    ekmek kuyruğuna girildi.
    kıyma kuyruğuna girildi.

    hoşgeldin hasta kuyruğu.
    hoşgeldin 80'ler.

  • "fake olduğunu anlamazlar değil mi?" sorusuna "yok canım, fake olduğunu anlamazlar" cevabı verilen fake sesler.

    ak troller, bu kadar mı çaresizsiniz lan?

  • açık öğretim fakültesidir. dönemlik verdiğin 205 tl harç ile aylık akbil'e 170 yerine 77 lira vererek aylık 93 lira kar ediyorsun. üstüne yine sinema biletiydi oydu buydu, telefonda öğrenci indirimleri falan derken bu karlar haddini aşıyor.

    edit: ögrenci akbili artık 40 lira. bu kazanç yılda 2bin lirayı geçti.

    edit2023: öğrenci akbili 140 tl - normal aylık ücreti 777 tl. buradan matematiği siz yapın. ben ise bu esnada 4. diplomamı alma yolundayım.

  • burnun duzenli olarak temizlenmesi.

    tanimlamasi kolay olsa da, cogu kisi tarafindan onemsenmeyen hatta yok sayilan bir kisisel bakim turu. nasil yapilacagina gecmeden once kendi tecrubelerimden bahsetmek istiyorum.

    kendimi bildim bileli solunum yollarimda problem var; burun kemigi egriligi, geniz akintisi, alerji, sinuzit ve kisin gecmek bilmeyen nezle. bu sorunlarla karsilan herkes gibi ben de antibiyotikler, kremler, burun spreyleri ve oksuruk suruplari kullandim. hicbiri gercek anlamda sorunlarimi cozemedi; farial, otrivine ve flixonase gibi ilaclar ise yariyordu ama surekli kullanilamadiklari icin sagladiklari cozum gecici oluyordu. antibiyotikler burundaki enfeksyonu temizliyor fakat sonrasindaki oksuruk krizlerine care olamiyordu. bazi spreyler burun icindeki kilcal damarlari zayiflatiyor ve hic olmadik zamalarda burun kanamalarina neden oluyordu. yani ozetle kis geldiginde yasam cekilmez oluyordu.

    gecen sene, hayatimi iskenceye ceviren sorunu cozmeye karar verdim. internette gecen uzun saatler sonucunda, insanlarin tecrubelerinde ozellikle duzenli burun temizliginden bahsettiklerini farkettim. cozum gercekten bu kadar kolay olabilir miydi?

    denemeye karar verdim ve duzenli burun temizligine basladim. ilk haftalar dogru karisimi elde etme cabalariyla gecti buna ragmen nefes alisim rahatladi. iki-uc haftaya burnum tamamen acildi ve o zamandan beri hic burun tikanikligi yasamadim. kesfettigim seyi cevremdeki diger insanlara anlattigimda, yapilir mi veya ugrasilir mi gibi tepkiler aliyorum. ama inanin yapilir ve bu sorunun tek cozumu bu.

    burada tarif edilen seyleri yapmadan once lutfen doktorunuza danisin, herhangi bir ters etkilesime veya alerjiye neden olmak istemem. tahmin edebileceginiz gibi cozum kolay ve keyifli degil, hatta tam tersi zor ve aci verici. bu nedenden dolayi da yaygin bir sekilde uygulanmiyor. yillardir bilinen bir yontemi kullanacagiz: burna ilik tuzlu su cekmek.

    piyasada satilan sterimar isimli bir sprey var, ayni isi yapiyor gibi gorunse de, kendi tecrubemde bu sprey'in iki dezavantajini gordum. birincisi spreyin soguk olmasi; bu burun icinde garip bir gidiklanmaya neden oluyor ve burnun icinde katilasmis sumugu, sicak su kadar etkili yumusatamiyor. ikincisi, tam bir dezavantaj olmasa da, sprey'in tuz oraninin az olusu, ayrica burna sprey olarak sikildigi icin cok az bir miktarin kullanilmasi. karsilastirma olarak, burna cektiginiz bir avuc tuzlu su, bir kutu spreyden cok daha etkili oluyor. yine de eger kullanmadiysaniz, bahsedecegim cozumden once bu spreyi deneyebilirsiniz.

    ideal tuzlu su tarifi soyle:
    oncelikle deniz veya okyanus suyundan uretilmis, iyotsuz tuz bulmaniz gerekiyor. normal tuzdan biraz daha pahali oluyor, toz gibi degil pul biber gibi parca parca oluyor. iyotlu sofra tuzu kullanmayin, bu tuzun az bir miktari bile burnu cok feci yakar. ayrica gerekli tuz miktarini kullanamadiginiz icin burnunuzu da acamazsiniz.

    ilk defa yapacaginizi varsayarsak, su bardagina bir cay kasigi deniz tuzu koymaniz yeterli olacaktir. ekleyeceginiz suyun sicakligi onemli, elinizin disini rahatsiz etmeyecek kadar sicak/ilik olmali. yani tam olarak ilik/sicak arasi. ilik olursa burna cekince soguk gelecektir, sicak olursa da burnunuzu yakacaktir. ilk gunlerde biraz daha ilik tarafta kalin, cunku tuz burnunuzu yeterince yakacak.

    tuzu koyup, ilik suyu uzerine ekledik. simdi en zor bolum geldi, suyu burna cekmek. bardaktan bir avucu dolduracak kadar su alin ve burnunuza goturun burda ogrenmeniz gereken; suyu burnunuzun derinliklerine cektiginizde cigerlerinize degil, genzinizden gecip agziniza geldigi. tabii cok cok hizli cekerseniz cigerlere gitme ihtimali var, olay suyu spreye donusturmeden cekmek. biliyorum cok zor ama tuzlu suyu genzinize kadar cekmeniz gerekiyor, ilk denemede buyuk ihtimal yapamayacaksiniz ama zamanla uzmanlasacak ve su icmek kadar rahat bir refleksle yapabilir hale geleceksiniz.

    bir de eger ilk defa yapiyorsaniz, burnunuz buyuk ihtimal tikalidir. bu isleri biraz daha karisik hale getiriyor. suyu ilk defa cekip sumkurunce baya bir kati akinti gelmeli. bu noktada cok derine cekmenize de gerek yok, once onleri acacagiz, arkalari acmak biraz daha uzmanlik gerektiriyor.

    comezlik donemlerini atlatip, burnun on kisimlarini temizleyince daha zor olan arka taraflara ve sinuslere gececegiz. bu kanallara cekilen tuzlu su on taraflara gore cok daha fazla aci veriyor ama dayanmaniz lazim. tuzlu suyu burundan sinuslere oradan genize cekip tutmaniz gerekiyor, ben 10-20 saniye tutuyorum. bu arada icinizden butun kufurleri edebilirsiniz, ama suyu birakmamaniz gerekiyor. sonrasindaki rahatlik icin biraz dayanmalisiniz. bunu 3-4 defa yapmaniz yeterli olacaktir. sonrasinda burnunuza temiz su cekmeyin, durulama icin baska bir yontem kullanacagiz.

    tuzlu su cekme fasli bittikten sonra burnunuz kisa bir sure akacak sonrasinda ise akamadigini farkedeceksiniz, bu noktada fazladan suya ihtiyacimiz var. iste durulamayi da boyle yapacagiz, tuzlu su cektikten sonra 3-5 bardak su icmeniz gerekiyor. ilginc bir sekilde su ictikten sonra burnunuzun saril saril aktigini goreceksiniz.

    simdi gelelim isin puf noktalarina:
    - kesinlikle ama kesinlikle yatmadan once yapmayin. tuzlu su tedavisinden sonra burnunuz bir saat akacak, eger bunu yapip yatarsaniz oksurukten bogulursunuz.
    - tuzlu su cektikten sonra su icmek cok onemli, su icmezseniz burnunuz deli gibi kasinacaktir.
    - sudaki tuz orani arttikca, karisimin burnu temizleme gucu de artar. tuz miktarini fazla abartmayin ama unutmayin burnumuzun yanmasi gerekiyor. aci yoksa sonrasinda rahatlama da yok.
    - en onemlisi bunu bir aliskanlik haline getirmeniz gerekiyor. ilk zamanlar gunde iki kere yaparken sonrasinda gunde bir kereye dusurebilirsiniz. burnunuz acikken bile bu temizligi yapacaksiniz, ozellikle de kisin -en az- iki gunde bir bu temizlik yapilmali.

    bonus olarak, tuzlu su sihirli bir sekilde burun kanamasina da iyi geliyor. tedaviye basladigimdan beri hic kanama yasamadim. yine de eger burnunuz beklenmedik bir sekilde kanarsa tuzlu su cekmeyi birakin, bilmediginiz ters bir etkilesim yasiyor olabilirsiniz. mutlaka doktorunuza basvurun.

    sonucta ne oluyor; tuzlu su ile temizlenen burun, rahat bir sekilde akiyor ve icinde enfeksyon uretici maddelerin birikmesi engelleniyor. ayrica burun one dogru akabildigi icin geniz akintisi azaliyor. otomatik olarka oksuruk de kesiliyor. iste nezlesiz, geniz akintisiz ve oksuruksuz huzurlu bir yasam hepsi gunde bes dakika ayiracagimiz kucuk bir burun temizligi sayesinde.