hesabın var mı? giriş yap

  • kesinlikle (bkz: sabun).

    hadi tesadüfen bir şeyleri karıştırıp kaynatıp deneme yanılmayla sabunu buldun (ki o bile çok acayip), bunun temizliğe yaradığını nasıl fark ettin? ben olsam kesin bir tadına bakar, sonra da "bu ne saçma bir şey oldu ya böyle!?" diye tükürüp atardım.

    edit: 83mxx'in dediğine göre ilk olarak nil nehri'nde keşfedilmiş. hatta şöyle açıklamış: "ölüleri yakıyorlar ve cesetlerden süzülen yağ ve kül nil nehrinin sularına karışıyor ve nehirde çamaşır yıkayan kadınlar nehrin bir bölgesinde yıkanan çamaşırların daha temiz olduğunu farkediyor. ve araştırma sonucu devrin mucitlerinden birisi sabunu (yani yağ+kül) keşfediyor." şahsen benim aklıma yattı*.

  • son derece kolay ve kedi alıştıktan sonra hızlı tamamlanan bir işlemdir, karmaşık hale getiren bizleriz. basit bir kaç ipucu vereyim.

    1- kedinize sevdiği bir yemekten bolca verin, tıksırana kadar yedikten sonraki şişkinlik ve sindirim sürecinde hımbıllaşıyorlar. fazla direniş görmezsiniz.

    2- kedinin üzerine swat timi gibi atlayıp paketlemeye çalışmayın. güzel sözlerle çağırıp öpe okşaya alın kucağınıza. hayvan bu işlemi zoraki bir eziyet gibi algılayıp strese girmesin.

    3- kucağınıza yatırmayın, oturtun. son derece sakin ve aceleye getirmeden önce ön patilerden başlayın. bu süreçte de arada bir adıyla seslenme başını okşama ritüeline devam.

    4- patilerini üstten hafifçe bastırarak ileriye doğru itelediğinizde tırnakları sustalı gibi çıkıverecektir.

    5- arada direniş gösterir veya huysuzluk ederse sakın ses tonunuzu değiştirme veya patilerini sıkıp sıkıştırma hatasına düşmeyin. o anda kedi masum bir işlem yapılıyor düşüncesinden sıyrılıp defansa geçecektir. sabırlı olun.

    6- tırnak kökünden kesilmez, cellatlaşmayın. tırnağın ölü keratin dokusunun ardından köküne doğru beyazlaştığı bir bölge vardır. işte o beyaz kısma kadar gelmeden ölü doku kısmını keseceksiniz.

    7- tırnak makası ile yanlamasına keserseniz daha az çatlama riski doğar.

    bu işlemi sabırla bir kaç defa kavgasız bitirebilirseniz kediniz artık size ve işlemin zararsızlığına güvenecek, sonraki seanslarınız 1.5-2 dakikada (mubalağasız) tamamlanır hale gelecektir.

  • sen geç bekliyorum.

    kafanı çıkarma ben geçiyorum.

    yeşil yandı yürü.

    çevirme var ilerde.

    hacı ne yaptın?

    sağa çek, dövücem.

    vs.

    debe editi: bir dişi kişi olarak, selektör ile ilgili yazdığım entry debe'ye girdi ya, daha da kimse bana kadın sürücü muhabbeti yapamaz. (bkz: swh)

  • kuzey kore* tarafından yayınlanan ve haberde yazılana göre önceki senelere nazaran yenilikler içeren takvim.

    önceden ülkenin coğrafi güzelliklerine yer verilen takvimlerde bu sene hostesler kullanılmış. ayrıca ülkede bu sene 71 gün resmi tatil olacağı belirtilmiş. uzmanlar bunun ülkeye turist çekmek için yapıldığını düşünüyormuş.

    açıkçası ben kendi adıma gelişmeyi beğendim ve kuzey kore de görmek istediğim ülkelerden biri sayılır. nedense oldukça ilgi çekici geliyor kapalı bir ülke olması.

    kaynak

  • "aşkım" yazmış. tabi bizim bünye öküz olunca, açarsın telefonu ve "mesajın yarım kalmış. ne yazacaksan söyle" denir.

    işte kadın ve erkek arasındaki en büyük farklardan biri budur. onun aşkı kabardığı için sms atar, sen ise tüm iletişim araçlarını fonksiyonel olarak kullanırsın.

    kadınlar mı zor, biz mi danayız bu yaşıma geldim halen anlayamadım.

  • dün gece başıma gelen hadise.

    rasyonel bir insan olduğum için soğukkanlılıkla ihtimalleri düşünmeye başladım.

    - herhangi bir misafir beklemiyor olsam da ailemden biri gelmiş olabilirdi.
    - ışığı açık unutmuş olmama rağmen yeni açılmış gibi algılayabilirdim.
    - acemi bir hırsız girmiş olabilirdi.

    elime parfüm şişesini alıp hafifçe salona doğru yürüdüm. floresan titreyip duruyordu. baktım pencerenin önünde pelerinli 5-6 yaşlarında bi kız çocuğu. saçları hafiften yüzüne düşmüş. yüzü bembeyaz. kapkara gözlerini bana dikmiş. elinde gözleri oyulmuş bir oyuncak bebek var.

    korkudan titreyerek yaklaştım. karşısında çömeldim. usulca yaklaşarak "merhaba küçük kız, nasıl geldin buraya, annen nerde" diyecektim ki bi anda cesaret geldi, omuzlarından tutup kafayı gömdüm. burnunu tutup yerden doğrularak kalktı, üzerine doğru bi hışımla uçan tekmeyi salladım. ağzını yüzünü dağıttım. koydum kapının önüne.

    ne lan öyle asırlardır aynı yöntemle milleti korkutmalar. burdan ruhlar alemine sesleniyorum. tamam, iletişim kurmaya çalışıyorsunuz, bi derdiniz var belli ama biraz güncelleyin oğlum kendinizi. yeni yöntemler bulun. öyle tuvalet penceresinden bakmalar, koridor ışığını kapatınca oturma odasına kadar kovalamalar, üst katta misket oynamacalar, geceleri pencereden belirmeler, ahtapot gibi yatağın altından kolu uzatıp açıkta kalan ayağa dokunmalar, gecenin en sessiz anında kulağa isim fısıldamalar, gecenin üçünde kırmızı görmüş boğa gibi ayağı halıya sürtmeler.

    evet bunları yaptınız. ama modası geçti. yeni yöntemler bulmanız gerek.