ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yazarların kişisel çöküşünün başladığı yıl
-
2010 falan. her şey bir anda boktanlaştı. neyse ki boktan günler geride kaldı, şimdi her şey daha da boktan.
süper yıl.
13 ocak 2024 5m migros kayseri rezilliği
-
bütün şubelerini tek tek ziyaret ettiğine yemin edebilirim ama kanıtlayamam. kodumun al sat fırsatçıları. aman vatandaşa ucuz bir şey yedirmeyin amk
arda turan'ın kısmetse olur yarışmacısına yürümesi
-
you can take a kid out of bayrampaşa.
but you cannot take bayrampaşa out of the kid.
sözlük yazarlarının süper güçleri
-
şemsiyeyi evde bırakarak yağmur yağdırabildiğim gibi şemsiyeyi yanıma alarak yağan yağmuru da durdurabiliyorum..
14 nisan 2020 terhislerin ertelenmesi
-
yarım günün hesabını yapan askerlerin dünyasını başına yıkan haber. plakalar yeniden dağıtılıyor.
okulda öğrenilmiş en unutulmaz bilgiler
-
(bkz: 1071)
(bkz: malazgirt meydan muharebesi)
(bkz: anadolu'nun kapıları türklere açıldı)
zihninde, altın varaklı dev bir kapı hayal etmeyen bizden değildir.
türk ateisti vs avrupa ateisti
-
avrupa ateisti rahat yerde ateistlik yapmaktadır. bir de buradan bakın.
çocuğuma pantolon alamıyorsam niye yaşıyorum
-
dostoyevski'nin dediği gibi;
"bu devir, sıradan insanın en parlak zamanı; duygusuzluğun, bilgisizliğin, tembelliğin, yeteneksizliğin, hazıra konmak isteyen bir kuşağın devridir. kimse bir şeyin üzerinde durup düşünmüyor. kendisine bir ülkü edinen çok az. umutlu birisi çıkıp iki ağaç dikse herkes gülüyor: 'yahu bu ağaç büyüyünceye kadar yaşayacak mısın sen?' öte yanda iyilik isteyenler, insanlığın bin yıl sonraki geleceğini kendilerine dert ediniyorlar. insanları birbirine bağlayan ülkü tümden yitti, kayıplara karıştı. herkes, yarın sabah çekip gidecekleri bir handaymış gibi yaşıyor. herkes kendini düşünüyor. kendisi kapabileceği kadar kapsın, geride kalanlar isterse açlıktan, soğuktan ölsün, vız geliyor."
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
beyazid meydanındaki ıvır zıvırcıların orada bir saat tamircisinde şahit olmuştum :
müşteri: -abi bu olmamış ki?
tamirci : -nasıl olmamış o' lum şahane çalışıyor saat.
müşteri: -e akrep yok?
tamirci : -akrep ne lan?
m: - abi yelkovan var akrep yok, dakika belli de saati nasıl anlıycaz?
t: - e sen güneş tepedeyken saat acaba altı mı yoksa dokuz mu diye merak edecek kadar salaksan ben ne yapayım?" kaç geçiyo"lar önemli o' lum, saat 2 mi 4 mü bi şekilde anlıyor zaten insan.
kredi çekip araba almak
-
finansal olarak en berbat tercihlerden biri.
niye? kredi çekerek başka şeyler yapmaktan ne farkı var:
1. kredi çekip ev, arsa alırsanız... bunlar zaman içinde değerlenen varlıklardır. ödediğiniz faiz, sermaye ve rant getirisi ile beraber düşünüldüğünde önemsiz kalır.
2. kredi çekip iş kurarsanız... benzer şekilde, işin getirisi ile faiz karşılanabilir.
ama... yurtdışı gezisi, iphone 8slx veya dodge viper almak için kredi çekerseniz; bunlar finansta "değer kaybeden" varlıklardır ve ödediğiniz faiz bu değer kaybıyla birleşerek mali refahınızı rencide eder.
özet: çook elzem değilse, araba veya diğer tüketim mallarını krediyle almayın. biriktirin, kendi paranızla alın.
edit: 2021 sonrası "hiperenflasyon hedeflemesi" sebebiyle bu mantık geçersiz hale gelmiştir. kur zıplamasının öncesini yakalarsanız krediyle araba almak mantıklıdır.