hesabın var mı? giriş yap

  • önce bir girizgah yapayım annemle babam ayrı. babam ankara, ben istanbul'dayım binyıllardır. hayatımla ilgilenmez kendisi, ayda bir belki arar falan. öyle enteresan bir adam. diyalog telefonda geçiyor.
    babam arar.

    ben - efeem baba
    babam - sen ek$i sözlük'te yazar mısın???!!! ( bağırarak)
    ben - eveeeöt?
    babam - benim neden haberim yok??! nickin ne?
    ben - betty puf puf
    babam - o ne biçim nick öyle, karı gibi?!
    ben - !!!

    adam 30 yıldır bir oğlu olduğunu sanıyormuş meğer. keşke uyandırmasaydım, mutluydu öyle :/

  • bir rus fıkrası gelsin bakalım.

    başbakan medvedev gergin bir şekilde başkan putin’in odasına girmiş ve ondan saat dilimlerini kaldırmasını istemiş.

    putin: neden?

    medvedev: bu saat farkı meselesi yüzünden delirmek üzereyim. bir şehre seyahat ediyorum, telefonla evimi arıyorum ama herkes uyuyor oluyor. geçen gün sabah 4’te kalktım ama akşam sandım. doğum gününü kutlamak için merkel’i aradım ama bana “doğum günüm dündü” dedi. çin devlet başkanını yeni yıl tebriği için aradım ama “yeni yıl yarın” dedi...

    putin: bunlar küçük sorunlar.

    medvedev: küçük sorunlar mı?!. içinde polonya başbakanıyla düşen uçağı hatırlıyor musunuz? taziyelerimi bildirmek için aradım ama bana uçağın henüz havalanmadığını söylediler!

  • akpliler' in osbir çekerek katıldığı isyan. arap var, istiklal marşına tepki var. türklük karşıtı ne ararsan var. tam akpliler' in istediği ortam.

    edit: bak bak. arapçılara bak. telaşla savunmaya gelmişler. neymiş, düzgün türkçe imiş. mülteci bu kadar düzgün yazamazmış. arabına halel gelmesin diye atılan taklalara bak.

  • 1-0 iken sıçmaya gittim, geldim 3-0 olmuş. netten golleri izleyim bari dedim golleri izlerken 5-0 olmuş. skicem yapacağınız işi hea.
    insanı sıçtığına sıçacağına pişman ediyorsunuz.

    mutluluk editi: goool almanya gol attı beyler. altı oldu. bu defa kaçırmadım.

  • 19 parça kahvaltılığın 750 tl olmasından ziyade bunun bir lüks olarak görülmesi çok daha üzücü bence.insan gibi yaşamayı ne zaman gerçekten isteyeceğiz acaba

  • şu başlıktan anladığım: bizim millet etnik köken nedir bilmiyor. selanik göçmeni, bulgaristan göçmeni, kafkas göçmeni, balkan göçmeni, vs bunlar etnik tanımlar değildir. alevi, sünni, şii, budist, bogomil vs bunlar da değildir. ukalalık gibi olacak ama kavramları bilin yahu.

  • şimdiii bi kaç gün önce bu başlığa gene denk gelip, neyse yazma demiştim, debe'de tekrardan denk gelince yazmaya karar verdim.
    yaklaşık 7-8 ay öncesine kadar sektörün en içindeki adamdım.
    çok iyi firmaların hem üretim departmanlarında hem kalite departmanlarında hem de arge departmanlarında uzun süreli bir geçmişim var.
    bu durum yaklaşık 2 sene kadar öncesine göre çok mantıksızdı çünkü markalar kendi ürünlerine (markalarına zarar gelmemesi adına ve müşterileri kendilerine bağlama adınasadık müşteri oluşturma ve güvenli marka yaratma stratejisi adına) çok önem verirler ve çok titiz davranırlardı(büyük markalardan bahsediyorum).
    paranın para olduğu zamanda ufak bir reçetesel hata sebebiyle 3 milyonluk ve 10milyonluk ürünleri rework yaptığımızı bilirim ki bu durum markaların kendi ürünlerine ne kadar çok değer verdiklerini gösteriyordur.

    fakat sektörde de enflasyon çok can yakmaya başladı. eskiden fason üretim yapmayan fabrikalar bile verimli çalışma oranlarını arttırmak ve hatlarının boş kalmaması için bu işlere girmeye başladılar.
    fason üretim : kendi fabrikanda başka markaya üretim yapmak.
    böyle olunca iyi fabrikalarda fason üretimler yapılmaya başlandı.
    biraz daha zaman geçince fason üretilen ürünlerin maliyetleri bi tık altta olduğu için satış miktarları arttı ve kaliteleri düşmedi.
    biraz daha zaman geçince fabrikalar bu fason üretimden pay almak için(çünkü ayakta kalmaya çalışıyorlar) sıraya girdiler.
    bunu fırsat bilen fason üretim yaptıran firmalar da tabii ki fiyat kırmaya başladılar. fabrikaların kar oranları düştü ama en azından işçilik maliyetleri hatları boş kalmadığı için daha makul seviyeye geldi.

    tabii bu fason üretimin şartları var. hem fabrikanın kalite biriminden kalite oluru alıyorlar(sanmayın ki her insan bu işi boş veriyor, bu işi hakkıyla yapan sektörde çok değerli insanlar var ve yasa dışı bir şeyin olmasına o fabrikadan maaş alıyorlar diye izin verecek değiller. baktılar artık olmuyor, baskı çok fazla, en kötü sektörü bırakıyorlar benim gibi), hem de fason üretimi yaptıran firmalar da üretim esnasında ve herhangi bilinmeyen bir zamanda fabrikaya denetçi gönderip üretimi ve genel akışı denetliyorlar ve puanlama yapıyorlar.
    uygun olmayan durumlarda o fabrikada katiyen üretim yaptırmıyorlar.
    ve evet kendilerine ait reçeteleri var ve çoğu zaman kaliteli reçete içeriklerine sahipler.
    o yüzden 2 farklı bölgeden denetimden geçen bir ürünün daha uygun fiyata alınabilmesi nereden bakarsanız bakın tüketicinin lehinedir.
    hijyenik ve kurallara uygun üretilmiş olma ihtimali daha yüksektir.
    ytd.