hesabın var mı? giriş yap

  • - nimet çorabımın tekini bulamıyoruuum? aradım mamafih bulamadım
    - hayvan ara, banyoya bak.ya da geri git ne bileyim

  • 9 dakika önce başlamış pazartesi'dir.

    elimde simdimi kemirirken ekrana boş boş bakıyor, gelmişimi geçmişimi film şeridi gibi geçiriyorum gözümün önünden.

    oysa 2 gün önce şu an, biriktirdiğim az buçuk parayla paris'te kruvasan ve kahve ile kahvaltıp yapıp, insanlığa gülümsüyordum.

    kahpe felek fazlasına izin vermedi.

  • çözümü çok basit olan krizdir.

    1. rusya'dan özür dilenecek. pilotların ailelerine tazminat ödenecek. suriye'nin kuzeyindeki rus operasyonlarına hava sahamız rus tarafının önceden haber vermesi şartıyla açılacak.

    2. laik cumhuriyet vurgusu arttırılacak. ışid'e destek kesilecek. büyük kentlerde ışid ve ışid sempatizanlarına nefes aldırılmayacak. soruşturmalar, davalar, tutuklamalar ile islami terör sindirilecek. batılı turistin korktuğu ışid ve islami terör bitirilecek.

    ilk madde ile oluk oluk rus turist akmaya başlar. ikinci madde ile de batılı turistte patlama yaşanır.

    ikisi de çok kolay maddeler. iktidar karar verse 1 hafta içinde iki maddeyi de hayata geçirir.

    ama tabi şu açık ki, iktidar turizm krizini falan önemsemiyor. adamların derdi başka.

  • sonuçları trajikomik olabilir bunun. çocuk solak işte ne zorluyorsun sağ elini kullandırmaya.

    evet efenim gelelim olayın gerçeklik boyutuna. insanlarımız sol eli kullanmanın, yemek yemenin vesairenin haram olduğu düşüncesiyle çocukları sağ el kullanmaya zorlarlar genelde. pek sık görünür bu durum toplumumuzda.

    arkadaşlarımla birgün yürüyoruz yolda. bir tanesinin cep telefonu çaldı. çocuk durdu konuşmaya başladı; ama bildiğin durdu, yürümüyor. "hadisene cem, hadi yürü cem" dedik çocuk kıpırdamıyor. neyse sonra kapattı telefonu. neden yürüyerek konuşmuyorsun diye sordum. sonra başladı anlatmaya:

    "ben küçükken solakmışım, sol elimle yazmaya çalışıyorken bizimkiler 'oğlum sol elle yazı yazılmaz sağ elle yaz' diyerek zorladılar beni. şimdi iki elimle de yazı yazabiliyorum; ama böyle aynı anda iki işi falan yapamıyorum. yürürken telefonla konuşamıyorum, yürürken merdivenden çıkarken falan sakız çiğneyemiyorum" diye döktü içini garibim.

    sonra en bombası geldi:

    "bir gün patates kızartıyorum tavada. sol elimde kızarmış olan patatesleri aldığım tabak duruyor, sağ elimle de tavadan kızaranları alıyorum kevgirle. hani yağını süzmek için aşağı yukarı sallarsın ya kevgiri; ben de başladım sallamaya. sonra farkettim ki kevgiri değil, sol elimde tuttuğum tabağı sallıyormuşum, bütün patatesler yere döküldü."

    işte böyle de dengesiz olabilir çocuğunuz. aman diyim zorlamayın*.

  • böyle saçma bir açıklama olabilir mi? açıklamaya bakın:

    ''bu sene 10 filmde sadece 3 filmde kadın izleyebildik. bu özellikle jürinin yarıdan fazlası kadın olan bir ekip için üzüntü verici oldu. umarım seneye 10 da 7 kadın filmi olur demek istiyorum.'' link

    bu kadar çelişkili ve mantıksız bir açıklama görmedim. eşitlikten dem vurup kadın jürinin kadınlara kayırma yapmasını bekleyip ve eşitlikten bahsedip seneye 5-5 e değil de 10 ödülün 7'si kadına gider demenin neresinde cinsiyet eşitliği var? artık usandık şu saçma sapan gereksiz cinsiyet duyarlarından oldu cinsiyet eşitliği olsun diye biz erkekler ezilelim altınız da ne kaldı eşitlikten yana o halde? resmen orada ödül alan 7 erkek oyuncunun emeklerini yok saymış. onlar kayrılarak bu ödülü aldı haketmedi demeye getiriyor. ne söylediğinin farkında değil artık bazı kadınlar. çok boktan bir popülizm var bu kadın konusunda amaç kadın erkek eşitliği değil amaç bu konudan ekmek çıkarmak. çoğu kimse kendisinin de ne dediğinin farkında değil.

  • tam oha çok iyiymiş hemen evleneyim diyordum ki gsb nin sitesine girdim ve şöyle bir açıklama gördüm:

    www.gsb.gov.tr/haberdetaylari/1/3454/evli-ogrencilere-burs-mujdesi.aspx

    yani suat kılıç böyle bir şey dememiş. daha ilginç bir şey demiş:

    "şu an evli üniversite öğrencilerinden yurtta barınma ücreti almama ve burs verme konusunda çalışma başlattık."

    evlendikten sonra yurtta kalacaksam o nasıl evlilik olacak acaba. yurtta beraber kalacaz desek daha bu sene başında karma yurtlar kaldırıldı.

    ee nerde yapacak bu gençler 3 çocuğu?

    suat başgandan ek açıklama bekliyorum.

  • su fed konusunda herkes birseyler karalamis ve bu konuda bilgisi az olanlarin veya hic olmayanlarin kafasi karismis. fed nedir, ne ise yarar, bilale anlatir gibi aciklayayim.

    soru 1: fed nedir?

    cevap 1: fed abd merkez bankasidir.

    soru 2: fed'in gorevi nedir?

    cevap 2: fed'in kendisine gorev belledigi 2 sey var ve geri kalan hersey bu iki seye bagimli. ilk olarak abd'deki enflasyonu belli bir cercevede stabil halde tutmak, ikincisi de abd'deki issizlik oranini stabil olarak belli bir cercevede tutmak.

    soru 3: nasil yani? neden "enflasyon ve issizligi sifirlamak" demedin de "stabil hale getirmek" dedin? fed'in amaci bunlari sifirlamak degil mi?

    cevap 3: hayir. fed'in amaci enflasyonu %2 civarinda, issizligi de %3-4 civarinda tutmak. fed her ne kadar ne enflasyonun ne de issizligin artmasini istese de bunlarin sifirlanmasini da istemiyor. fed'in gozunde (ve kapitalizmde) issizligin sifir olmasi demek sirketlerin calistiracak eleman bulamamasi demektir. issizligin %3'un altina inmesi maaslari kontrolsuz bir sekilde arttiracagi ve sirketler mevcut isciler icin rekabete girip zarar etmeye baslayacagi icin fed issizligi bu rakamin altina indirmek istemiyor. enflasyonun da sifirlanmasi istenmiyor cunku enflasyonun sifirlanmasi demek uretilen hizmet ve urunlere olan talebin azalmasi demektir. zira kapitalizmin bir numarali kurali esya ve hizmetlerin bedelinin arz-talep dengesinde olmasidir. ekonomilerin saglikli bir sekilde buyumesi icin enflasyonun %2 civarinda tutulmasi ongorulmustur.

    soru 4: fed issizligi ve enflasyonu nasil etkilebilir ki? ornegin issizligi dusurmek icin sirketleri eleman almaya mi zorluyorlar?

    cevap 4: fed'in elinde 2 tane arac var. biri piyasadaki para hacmini arttirmak, digeri de kisa donem faiz oranlarini belirlemek. fed bu ikisini kullanarak ekonomiye direk olmasa da dolayli yoldan etki yapmayi planliyor. faiz oranlarinin kisa donemde ekonomiye 3 etkisi var: 1) faiz oranlari dusukse insanlar paralarini bankada tutmak yerine harcarlar veya yatirim yaparlar, 2) faiz oranlari dusukse sirketler borc alip yatirim yaparken daha cesur davranirlar, 3) faiz oranlari dusukse insanlarin borc alip odemesi kolaylasir. kisaca faiz oranlari dusukken para biriktirme oranlari duser, yatirim ve harcamalar artar ve bu ekonomi icin kisa vadede iyidir ama uzun vadede enflasyona sebep olur. bu yuzden enflasyonun ilk isaretleri gorununce faiz oranlari yeniden yukseltilir.

    soru 5: fed faizleri dusurunce turkiye, cin, brezilya gibi gelismekte olan ulkeler bundan nasil nasipleniyor?

    cevap 5: para parayi ceker derler, ki sonuna kadar dogrudur. simdi bir bankamiz var ve banka parasini faiz veren bir yere yatirip parasina para katmak istiyor, zira bankanin musterileri de kendilerine faiz odenmesini istiyor. abd devleti dolar adli para birimine hakim oldugu icin abd devletine verilen borclar en guvenli borc olarak kabul ediliyor. yani ben abd'ye dolar uzerinden borc verirsem o borcun geri odenecegini bilirim. bu yuzden abd'ye borc verirken faiz orani daha dusuk tutulur. ornegin abd'de 10 yillik borc vermenin faiz orani %3 ise turkiye'de 10 yillik borc vermenin faiz orani %7-8 olabiliyor. bu durumda banka "ben parami odemesi garanti olan abd'ye mi yatirayim yoksa kucuk de olsa risk tasiyan turkiye'ye yatirip daha mi cok faiz alayim" diye dusunuyor. abd'deki faiz oranlari dusunce bankalar daha fazla faiz kazanabilmek icin baska ulkelere borc verip risk almak zorunda kaliyor. bu yuzden turkiye, brezilya gibi ulkeler bu durumdan nasipleniyor.

    soru 6: sonra fed paralari geri mi cagiriyor?

    cevap 6: burada "geri cagirma" diye bir sey yok. fed faizleri arttirinca dogal olarak paranin bir kismi riskin daha az oldugu abd'ye geri donuyor. aslinda fed sadece kisa donem faiz oranlarini belirliyor. yani uzun donemde yine faiz oranlarini pazarin kendisi belirliyor.

    soru 7: o nasil oluyor?

    cevap 7: simdi abd devleti borc alacagi zaman bankalara, sigorta sirketlerine, cesitli ulkelere filan gidip "100 milyar dolarlik borc almam gerekiyor" diyor. bu kisi ve kurumlar da "borc veririz de yuzde kac faiz verirsin" diyorlar. abd %4 deyince bazilari vazgeciyor bazilari "bana uyar reyis" diyor. eger "bana uyar reyis" diyenlerin verecegi borc toplamda 100 milyar dolara ulasirsa olay kapaniyor. yok eger bu adamlarda sadece 80 milyar dolar varsa geri kalan 20 milyar dolari alabilmek icin faiz orani yukselecektir. abd bu kez vazgecenleri ikna etmek icin %4 yerine %5 vermeye calisacaktir. bunun tam tersi de gecerli. abd %4 faizle 100 milyar dolar borc almak istiyor ama piyasada abd'ye borc vermek isteyen o kadar cok banka ve kurum var ki 200 milyar dolar para toplaniyor. bu durumda devlet de "madem herkes bana borc vermek istiyor, ben de sadece %3 faiz oderim" diyor.

    soru 8: peki bu uzun vadede halkin kullanacagi faiz oranini nasil etkiliyor?

    cevap 8: amerikali john abimiz teksas'ta (bu kez oregon degil teksas'i ornek veriyorum) ev alacagi sirada bankaya gidip kredi cekiyor. bankadan 200 bin dolar ceken john abimize banka "ben bu parayi sana %5 faizle veririm cunku amerika devleti bile borcuna %4 faiz oduyor" diyor. bu durumda abd devletinin odedigi faiz orani abd halkinin ev kredisi alirken odedigi faiz oranini belirliyor.

    soru 9: peki bu turkiye'deki tuketiciyi nasil etkiliyor?

    cevap 9: abd'de ekonomi yavaslarsa bankalar borc verecek adam bulabilmek icin faizleri dusuruyorlar. bu da ise yaramazsa bu kez yabanci bankalara dolar bazli borc vermeye basliyorlar. yabanci bankalar da kendi ulkelerinde borc verirken bu faiz oranini baz aliyor. boylece fed'in belirledigi ve amerikan hukumetinin kullandigi faiz orani turkiye'de ev kredisi almak isteyen mehmet agayi etkilemis oluyor.

    soru 10: bu arada dolar niye deger kazaniyor?

    cevap 10: abd'deki faiz orani artinca herkes abd'ye borc verip garanti faiz kazanmak istiyor ama abd'ye borc verebilmek icin dolar'a sahip olmaniz gerekir. bu durumda banka ve kurumlar abd'ye borc verebilmek icin eldeki parayi dolara ceviriyor, herkes dolara yuklenince dolar degerleniyor.

    soru 11: fed'e abd devleti sahip degil mi?

    cevap 11: fed devletten bagimsiz ama devletin denetimi altinda olan bir kurum. kurum yolsuzluga bulasmadikca veya abd ekonomisi yere cakilmadikca devlet genelde kurumu kendi haline birakiyor. abd ekonomisi yere cakilsa bile devlet fed'e direk mudahele edemiyor ama fed'in harekete gecmesi icin siyasi baski uygulayabiliyor. bir de fed'deki bazi yoneticileri abd devleti atiyor. yine de fed kagit uzerinde ozerk ve bagimsiz bir kurum.

    soru 12: bu mantiga gore faizlerin dusuk olmasi halk ve ekonomi icin iyi ama bankalar icin kotu mu oluyor?

    cevap 12: tam anlamiyla degil. eknomi krizdeyken veya krizden yeni cikip toparlanma asamasindayken dusuk faizler ekonominin buyumesini tetikler ama ekonomi ayaklari uzerinde durabiliyorken dusuk faizler devam ederse enflasyon tetiklenebilir. bu da herkes icin kotudur.

    soru 13: fed'in amaci abd'de issizligi ve enflasyonu kontrol altinda tutmaktir diyorsun ama fed'in yaptiklarinin etkileri tum dunya'da goruluyor. fed'in amaclari arasinda neden "tum dunya'da issizligi ve enflasyonu kontrol altina almak" yok da sadece abd var.

    cevap 13: cunku fed sadece dolara direkt etki edebiliyor ve diger para birimlerine mudahele etme yetki ve gorevi diger merkez bankalarina verilmis. zaten fed uluslararasi bir kurum olmadigi icin kagit uzerindeki amaclari abd'yle sinirlidir ama abd ekonomisi dunya ekonomisiyle baglantili oldugu icin de bir yandan boyle bir paradoks olusuyor iste.

    http://goo.gl/jbof6h