hesabın var mı? giriş yap

  • hiç duyar kasacak değilim.
    beleş paraya hallenene kadar eşşek kadar tipler. gitsinler, çalışsınlar.
    çocuk yazıp da insanların duygularıyla dalga geçmeyi bırakın. ağzı burnu dağılmış insan şov peşine düşmez.

  • adamların kafasının ancak bu kadar çalıştığının kanıtı olan düşünce. sanki mantik bilimi açısından 3. halin imkansızlığı söz konusu. yıllardır ar ge yapıp, üretimde teknolojik yatırım yapmak yerine ulkenin itibari diye diye dunyanin parasını müsrif gibi harcayıp, ülkeyi betondan grinin 50 tonuna çevirdiklerinden içine düşülen durum.

  • türkiye'de türk kahvesini 5 liradan aşağı içebilen var mı, halbuki marketteki paketi 5 lira bile değilken...

  • sakatlanan oyuncunun, sağlık ekiplerince dışarı çıkarılmasının ardından, anında oyuna dahil olabilmesi.

    2011'den beri futbol izlemiyorum. ancak sanırım hala devam ediyordur. dizinden silahla vurulsa o kadar acı çekemez adam, yerde yuvarlanmalar, taklalar falan. sonra sağlık ekipleri giriyor, mecbur dışarı çıkarıyorlar adamı. bir bakıyorsun bizimki 1 dakika sonra oyunda. oyunu en az 5 dakika soğutmuş. bu harketin de bir cezası olmalı. sağlık ekibi sokturacak kadar sakatsan, bekleyeceksin arkadaş.

    olması gereken kural: eğer bir oyuncu sağlık ekibi gerektirecek şekilde sakatlanmışsa, sahadan çıktıktan itibaren 10 / 15 dakika olmadan sahaya giremez. oyuncu değişikliği yapılırsa, bu sürenin beklenmesine gerek yoktur.

  • nedense devamini okuyayim rezilligine deginilmemis aciklama.

    ha bi de neymis entryleri teknik bir aksaklik yuzunden silemedik. ondan dolayi dakikada 2 tane silebiliyoruz. ay kiyamam serverlarin uf mu oldu .s..s.s.s ayda milyonlarca request alan site dayanamadi oyle mi?

    (bkz: biz de bunu yedik)

  • + özgeçmişinizde son iki yıldır nerede çalıştığınız belirtilmemiş?
    - çok gizli bir projede çalıştığım için onu yazamadım oraya tabi.
    +ne kadar gizli?
    -çook!
    +kamuyla ilgili bir iş mi?
    -kamu vaaaar, özel sektör vaaar, amerika vaar.

    yemediler.

  • amerika’da, seçim sistemi hakkında en kafa karıştırıcı ve bazı kesimlerce adil temsiliyete zarar verdiği düşünülen, ingilizce’de electoral college olarak geçen (seçici kurul) bir yöntem uygulanıyor. iki basamaklı, dolaylı bir seçim yöntemi olan electoral college, amerikan seçim sisteminin temelini oluşturuyor.

    bu yöntem amerikan seçim sistemi bağlamında kısaca şöyle: 435 (bütün eyaletlerin nüfusuna oranla sahip olduğu temsilcilerin toplamı) + 3 (eyalet statüsünde sayılmayan başkent washington d.c.’nin temsilci sayısı) + 100 (eyaletlerin her birinden senato için 2 tane temsilci); toplamda 538 temsilci sayısı oluyor. halk aslında doğrudan bu politik temsilcilere oy veriyor, başkan adaylarına değil. bu politik temsilciler de seçim gününden sonra toplanarak hangi partiden temsilci olarak seçilmişlerse, o partinin başkan adayına oy veriyorlar. böylelikle halk başkanlık seçimlerinde dolaylı bir şekilde oy vermiş ve iradesini yansıtmış oluyor. örneklersek, eyalet çapında cumhuriyetçiler kazandıysa o eyaletin temsilcilerinin hepsi cumhuriyetçi parti’den çıkıyor ve bu seçilmiş temsilciler de başkanlık makamı için başkan adaylarından birini seçiyor. sonuç olarak başkanın kim olacağına belli bir grup karar vermiş oluyor. temsilciler genel olarak hangi partiden seçildilerse, seçildikten sonra da kendi partisinin başkan adayına oy veriyor. böyle olmayan durumlar istisnai olup, temsilciler genelde mensubu oldukları partinin adayına oy verdiklerinden bu ikinci seçim temsili bir niteliğe bürünüyor.

    electoral college sistemi bazen galip tarafın kim olacağı konusunda çarpıcı değişiklikler yaratabiliyor. 2000 yılında al gore, ülke çapında (popular vote) bush’tan daha fazla oy almıştı ama florida’da cumhuriyetçilerin kazandığı açıklanınca florida’ya ait 25 temsilci de cumhuriyetçiler arasından çıktı. aslolan electoral college olduğu için, gore seçimi kıl payı kaybetmişti.

    yaklaşık 220 yıldan beri kullanılmakta olan electoral college sisteminin tarihî çıkış noktası, yerel hükümetlerin başkanlık seçiminde etkilerinin artması ve otonomilerinin korunması olarak geçiyor. yani aslında amerika’daki genel seçimler 50 tane eyalette ayrı ayrı yapılan seçimlerin sonuçlarının toplanmasıyla yapılmış olunuyor. dolayısıyla california, new york veya florida gibi yüksek nüfuslu eyaletler önemli hale gelip, rekabetin en çok kızıştığı (aynı zamanda kutuplaşmanın körüklendiği) ve siyasi kampanyaların en yoğunlaştığı sahneler haline geliyorlar.

    seçim sonucu, electoral college oylarının çoğunlukçu sisteme göre değerlendirilmesiyle elde ediliyor. yani toplamın yarısından bir fazlası kadar temsilci hangi partiye oy vermişse onun başkan ve başkan yardımcısı adayı kazanıyor. 538 tane temsilci olduğu için de, en az 269+1 oy alabilen aday kazanmış oluyor. 435’in içindeki electoral college üyelerinin (ingilizce deyimi ile presidential elector’lar) sayısı, her on yılda bir eyalet düzeyindeki sayım ile yenilenmektedir. genelde uzun yıllar partide çalışmış olan aktivistler, mensubu oldukları parti tarafından presidential elector olarak seçilirler.

  • 1. "erkek" olmak meziyet değil.
    2. "erkek" olmanın cetveli askerlik değil.

    bu ikisini hala kavrayamamış haldeyseniz, askere gidip dünya siyaseti uğruna ölün zaten. vatana hizmet olur.