ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
dergi cd'lerinden demo oyun oynamış efsanevi nesil
-
fifa 98'de yalnizca ingiltere v fransayi secebilerek, 2ser dakikalik mactan 100lerce kez oynamis nesildir.
1 yil sonra, babasi bir gun is gezisinden donerken oyunun tam versiyonunu getirdiginde havaya ucmus, hayatinin o gune kadarki en mutlu anini yasamis nesildir ayni zamanda.
olayı bitiren dublajlar
patates kızartmasını üst noktaya taşıyan detaylar
-
başkası tarafından hazırlanıp önünüze getirilmesi.
cnbc-e
-
köyde sobanın alevinde cnbc e den spartacus izlerdim geceleri.şimdi para vererek o zevki alamıyorum
pelin batu
-
bugunku yazisinda soyle buyurmus:
"(bu arada, bağışlayın, ukalalık edemeden duramayacağım, müzedeki bir levha günümü gün ediyor. “it is located 6 km north of the center of şanlıurfa as the crow flies”dan ne anlıyoruz? “karga uçarken şanlıurfa merkezinin 6 km kuzeyinde.” oysa anlatılmak istenen basit kelime kuşbakışı. galiba çevirmenin kuştan tek anladığı karga!)"
https://www.milliyet.com.tr/…li-parmagi-var-1644236
simdi ben de ukalalik etmek istemiyorum ama bir zahmet:
http://en.wikipedia.org/wiki/as_the_crow_flies
edit: link düzeltildi.
edith piaf: hayat kısa, linkler ölüyor.
görsel
şeyma subaşı'nın sevgilisinin uçağı kapatması
-
havayolu şirketinin ayıbıdır. tek başına seyahat etmeye bu kadar meraklıysan, milyarder sevgilin sana özel jet alsın.
para gücünü kullanarak zorbalık ve sonradan görmelik yaparak tüm koltukları alıp diğer yolcuları mağdur etmek olacak iş değil.
böyle bir şey ancak senin gibi görmemişlerin işidir.
bu ayıp da sadece sana değil havayolu şirketine de yazar.
kim ne derse desin.
böyle bir şey ne etik kurallara sığar, ne de kurumsal imaja uyar.
demokratik ve gelişmiş bir ülkede böyle bir şey yaşansa, o havayolu şirketi dava edilip hayli yüksek miktarda tazminat ödemeye mahkum edilebilir.
para ile kral hayatı yaşayacaksan, başkalarını mağdur etmeden yaşayacaksın.
zorbalığın ve görmemişliğin lüzumu yok.
need for speed underground 2
-
yeni nesil nfs serisi, toca serisi, gran turismo, forza, grid, project cars, colin mcrae dirt serisi ve bilimum kaliteli yarış oyunları bir araya gelip sentezlense, bu oyunun vereceği eğlence hissiyatının onda birini veremeyecek ne yazık ki, çünkü nfsu2 gelmiş geçmiş en güzel araba yarışı oyunudur.
trtuning dergisinin de yeni yeni popüler olduğu zamanlardı oyunun piyasaya sürüldüğü zamanlar, hayvan gibi peugeot 206 gti modifikasyonu yapmak, tok kapı sesli golf ile caddelerde gezinmek hep bu dergilerle, modifiye furyasının ayyuka çıkmasıyla doğru orantılı olarak tutku haline gelmişti.
2000'li yılların başlarında internet kafe'lerde fink atmış doksanlar jenerasyonu çok iyi hatırlayacak ki, o kafe sahibinin önünüze getirdiği karışık tost ve ayran, cebinizdeki az buçuk harçlık ve bitmek tükenmek bilmeyen araç modifikasyonu hevesi tüm ihtiyacınız olan şeylerdi. masaüstündeki grili beyazlı nfs simgesine çift tıklayıp "ea games, challenge evvvvvvvvvvverything" diye fısıldayan ablayı duyduktan sonra riders on the storm snoop dog remix karşılardı sizi intro olarak. ondan sonrası malum.
modifikasyona ayırılan süre ile yarış yapmaya ayırılan süreyi karşılaştırsak sanırım üçte iki gibi bir oran çıkıyor, zira hayvan gibi ses sistemlerini bagaja sığdırmaya çalışmak, hatchback otomobillere kafam kadar jantlar takmak, fantastik boyalarla otomobilin orasını burasını boyamak, neon lambalarla, incik boncukla ilgilenmek insanı kendine modifiye garajı ustası gibi hissettiriyordu. oyunun kendini sevdirme sebebi de tam olarak buydu sanırım. süslediğiniz ve sanat eseriniz olarak gördüğünüz otomobilin yollarda gidişini izlemek, free run modunda sokaktaki diğer tuner'lara kafa tutmak yarışlara katılmaktan daha zevkliydi.
oyunla alakalı olarak akıllarda kalan en üzücü detay ise hiçbir zaman online mod'da birileriyle yarışamamak kanımca. internet kafe'nin bilgisayarlarındaki oyunlar ele mahkum crack'li olunca, yapacak birşey kalmıyor maalesef. şimdi oyunun orijinaline sahip olsan da faydasız, ea games sunucuları hizmeti kestikten sonra.
206'yla sokak aralarında çevikçe cambazlık yapmak, skyline r34 ile çılgınlar gibi drift yapmak, rx7 ile perfect shift çekip rakiplere aynadan öpücük atmak, hummer, escalade gibi ayılarla slow ride turu atmak artık hiçbir şey ile kıyaslanamayacak.
oynarken bir de winamp'ı açıp playliste birkaç tane eminem, snoop dogg ve bilimum 2000's rap döşediyseniz siz de bizdensiniz.
ömrümü çürüttün lan underground. bir de vice city var, allahsızsınız.
hastası olunan sözler
-
"efe yakışıklı ve zengin, onu dedem de sever.. beni sevsene"
(bkz: umut sarikaya)
horizontal ile vertical'ı karıştırmak
-
(bkz: vertical limit)
üniversiteli kızlara asılan 30 yaş üstü adamlar
-
sadece üniversite önlerinde değil de içinde de bekleyenleri vardır. hatta bazılarının üniversite içerisinde odaları bile vardır.
plajlarınıza cesetlerimiz vurduysa özür dileriz
-
özür dilemeyin.. çölünüze dönseniz kâfi.
türk televizyonlarındaki unutulamayan anlar
-
ahmet çakar'ın vurulduktan birkaç gün sonra yaptığı "...sonra bilincimi kaybetmişim. gözümü hastanede açtım, bir baktım karşımda reha muhtar! kendimi cehennemde sandım" açıklaması.
emma watson
iş arkadaşlarıyla günlük hayatta görüşmeyen insan
-
iş hayatının sahteliğini dışarı taşımayan insandır.
imamoğlu'nun toki başkanı karşısındaki kibri
-
ezici bir halk oyu ile seçilmiş istanbul büyükşehir belediye başkanı karşısında, haddini bilmeyen atanmış bürokrattan başka bir şey göremedim.
izleyip vaktinizi boşa harcamayın.