hesabın var mı? giriş yap

  • polis, devlet değildir. polis memuru da devlet değildir.

    mevcut anayasa diyor ki (madde 6) halk, tek egemen güçtür ve bu yetkisini hükümet, meclis ve yargı yoluyla kullanır. yani devlet, halkın yetki kullandığı araçtır.

    polis ise, hükümete bağlı kolluk kuvvetidir. görevi ise egemenliğin asıl sahibi olan halkı suçlara karşı korumaktır. polis, halk adına hiçbir şey yapamaz, halk adına hükümet bir şey yapabilir, polis ise emirleri yerine getirir.

    bir polis, "ben devletim" diyorsa o devlet, polis devleti olmuştur. anayasanın ilgili maddesi ise fiilen gasp altındadır.

  • yattığınız ya da oturduğunuz yerden aniden kalkmanızla pozisyon değişikliğine bağlı olarak özellikle sıvı kaybının terle vs. çok olduğu sıcak mevsimlerde daha kolaylıkla oluşan, ani ve kısa süreli tansiyon düşmesi. gözler kararır, baş döner. günlük sıvı alımını arttırmak, ani hareketlerden kaçınmak gerekir. sağlıklı ,normal her insanın başına zaman zaman gelebilir, ucunda ölüm yoktur, paniğe de mahal yoktur.

  • sonuçları google'dan çeken motorumsu. json olarak gelen sonucu sayfaya döküyor. ahanda link. test diye arattım google custom search'ten sonuçları aldı geldi. merak edenler herhangi bir browser'ın geliştirici konsolunda network tabına basarak görebilir. adamlar 10 yılda json parse etmeyi öğrenmiş herhalde.

    edit: benim de bir arama motorum olsun diyenler google'ın ücretsiz hizmetini kullanabilirler. buradan buyrun. facebook kullanabilecek kadar internetten anlıyorsanız siz de yaparsınız :)

    edit2: (bkz: #65674964)

    edit3: bakanlık alakamız yok diye bildiri yayınlamış. acayip güldüm ya. neyse vurmayın artık öldü adamlar.

    edit4: m. serdar kuzuloğlu 2010'da bu adamları fena haşlamış.

  • yanlış soru. çekiyor.

    bak şimdi, troll falan demeden anlatıyorum. kütle çekim kuvvetini f = g.m1.m2 / d^2 ile hesaplıyoruz. yani etkileşimde bulunan iki cismin kütlelerini evrensel çekim sabitiyle çarptıktan sonra, iki cisim arasındaki uzaklığın karesine bölüyoruz.

    evrensel çekim sabitinin değeri, mks sisteminde 6.67 × 10^(-11)

    google'dan ortalama ağırlıklara şöyle bir baktım. bir karpuzu uç değer sayılabilecek şekilde ortalama 7 kilo alalım ki çekim gücü en yüksek olsun. elmayı da büyük boy seçip ortalama 150 gram alalım. bu da kilogram olarak 0.15'e eşit.
    şimdi formülde, pay kısmında bulunanların hepsini çarparsak yaklaşık 7 x 10^(-11) çıkar. aradaki mesafeyi de küçük alalım ki sayının tamamı en büyük olabilsin. mesela aralarında 1 cm olsun. mks sistemi gereği metreye çevirirsek 0.01 eder. karesini alırsak ve ilk bulduğumuz değere bölersek elde edeceğimiz son sayı 7 x 10^(-7) olur. yani 0.0000007 newton. karpuzun elma üzerindeki kuvveti bu kadar. elma da karpuza buna eşit ama bununla zıt yönlü bir kuvvet uyguluyor. yalnız bu esnada ikisi de yeryüzü tarafından aşağıya doğru, daha büyük bir kuvvetle çekiliyorlar. dolayısıyla elmanın, dünyanın çekim kuvvetini yenerek karpuza doğru gitmesinin imkânı yok.

    evet, huzura erdin mi bunu öğrenerek sayın yazar?

    edit: bir arkadaş entry'de ciddi bir hata olduğunu ve kütle çekimini bir mıknatısın kolayca yendiğini söylemiş. aslında söylediği "kütle çekim en zayıf kuvvet" gerçeği, benim söylediğimi çürütmez, destekler. elektromanyetik kuvvet, kütle çekim kuvvetinden güçlüdür ama karpuz ve elma manyetik özellik göstermez. dolayısıyla kütle çekiminden daha ağır basan bir etkileşimleri yok. muhatap oldukları ve yenmeleri gereken makro boyutlu tek temel kuvvet kütle çekimi. bu durumda bileşke kuvvete bakarız. o da yer çekimi lehine olur.

    sürtünme zaten her türlü harekette hesaba katılması gereken bir şey ama başlığın konusu bu iki cismin birbirine çekim kuvveti uygulamadığı iddiası olduğuna göre daha derin hesaplar yapmaya gerek yok bence.

  • 10 dakika içinde 2 üst üste frikik golü yazmıştır. bu da ronaldo'nun geçen sezon 50+ maçta attığı frikik golüne eşit.

    biri 24 metre civarı, yan ağlara.
    biri 19 metre, çok yakın ama baraj üstünden, tam 90'a.

    yıllardır ronaldo kanat oynuyor (zannedip) ağlıyorlar, messi 1 yıldır sağ kanat oynuyor. kanadı geçtim, orta saha oynuyor artık. ona rağmen gol sayısı arttı, asist sayısı tavan yaptı.

    adama ne deseniz kapağı bırakıyor ki bunlar zaten hikaye.

    messi sakat geçirdiği aylar dışında 2008/2009 sezonundan beri tarihin en iyi futbolcusu. 2 frikikten yazdı diye değil, ocak'ta 5. ballon d'or ödülünü kazanacak diye değil. golleri, asistleri yüzünden de değil.

    22 kişilik bu oyunu michael jordan gibi domine edebildiği için. izlediğin en iyi forvet ve aynı anda izlediğin en iyi orta saha olduğu için.

    biz raul ölümcül golcü diye büyüdük:

    messi = 423 gol (546 maç)
    raúl = 423 gol (1,003 maç)

    zidane, pirlo, iniesta, xavi daha nice efsane orta saha izledik. hepsinden daha iyi orta saha, hepsinden çok asist yapıyor, hepsinden daha iyi oyun kuruyor, domine ediyor, hücumu yönetiyor. bugün bu efsanelerin videolardan izlediğimiz uzun ve ara paslarından bir maçta 10 tane atıyor.

    messi ligin hem gol hem asist kralı oluyor.
    şampiyonlar liginin hem gol hem asist kralı oluyor. kaç kişinin dikkatini çekmiştir bu?

    ilk golünü 10 yıldan biraz uzun zaman önce attı. adamın kötü oynadığı maçları zar zor seçebiliyorsun. yaşı büyüdükçe oyun kalitesindeki artış şaka gibi.

    işte bu yüzden onu başkasıyla karşılaştırmak çok abes. çok absürd. frikikleri herkes atar.

    geçen sezondan gol atmadığı maç söyleyeyim size açın izleyin; iç saha ve deplasman manchester city maçları ve ligde athletic bilbao, san mames deplasmanı. youtube'dan istediğiniz maçı açabilirsiniz.

    bir adam gol/asist yapmadan futbol maçını nasıl domine eder izleyin.

    -----------------------

    edit: geçen sezonun en iyi performanslarından birini ben paylaşayım. ligin en zor deplasmanlarından birinde, unutulmayacak bir maç oynadı;

    san mames: https://www.youtube.com/watch?v=3bfhlqbrxle

    bu adam kadar oyuna etki eden, hangi pozisyonda oynadığı belli olmayan, bu kadar geride top alıp bu rakamlara ulaşan, neredeyse dokunduğu her topu olumlu kullanan ve rakibe zarar veren, savunulması bu kadar zor, atamazsa attıran bir adam yok. 10 yıldır rakipleri bu adamı durdurmak için plan yapıyor, o hala en iyi sezonunu yaşayabiliyor.

    şu anda aktif olarak izlediğimiz her futbolcunun yeri dolar. bizim için özel de olsalar yerlerine daha iyileri gelebilir. daha çok gol atanı, asist yapanı, çalım atanı, daha yeteneklisi, daha hızlısı...

    tek bir şeyden eminim; messi'nin bıraktığı boşluk asla dolmaz.

  • yani, spontaneous human combustion

    kendiliğinden yanma başlığı altına taşınmış olan bu yanma durumu, yalnızca "insanlar" tarafından gerçekleştirilebiliyor, dolayısıyla bu olaya "kendiliğinden yanma" gibi bir ad verilecekse içine bir şekilde "insan" kelimesi de eklenmeli. yoksa böyle ne anlattığı belli olmayan yarım yamalak tabirlere, sırf türkçedir, dil bayrağımızdır gazıyla tamah etmek zorunda bırakılırız.

    kendi kendine yanan insanlar adı verilen bu vakalarda insanın gövdesi tamamen, kemikleri bile toz haline gelene dek yanıyor, fakat çevredeki eşyalar hiç alev almıyor.
    geçenlerde bbc'de kendisi de domuza benzeyen bir doktor olayı bir domuz cesedi ile gerçekleştirdi, domuz içten içe yanıyor, vücuttaki yağ yanmanın sürekli olmasını sağlıyor ve ısı vücudun kendi içinden geldiği için kemikler bile unufak oluyor. supernatural ya da benzeri hiçbir etki yok yani. zaten olay her zaman yalnız yaşayan insanların ya da öldürülüp yakılan cesetlerin başına gelmiş. diyelim ki yaşlı teyze kibritle ocağı yakmaya çalışırken giysisi tutuşuyor, teyze sözdürmeye çalışırken korkudan kalp krizi geçiriyor, ölüyor ve yanmaya devam ederek kömürleşiyor.

    olayın "human combustion" olduğu doğru yani, ama "spontaneous" bölümü yalan dolan.

    (bkz: patlarsam yanarsın)

  • bana anneannemi hatirlatan kurabiye... cok guzel yapardi rahmetli...

    ondan tarif alamadigima pismandim ama bir suredir kendim internetten derledigim tarifleri modifiye ederek o lezzete yakin bir sekilde bunu yapmaya calisiyordum... bu surecte edindigim tecrubelerime dayanarak, en ideal malzeme listesinin soyle oldugunu soyleyebilirim:

    125 gr tereyag
    100 ml zeytinyagi
    2 ad yumurta
    1.5 su bardagi seker
    2 limonun kabugunun rendesi (rendenin ince tarafiyla)
    1 limonun kabugunun rendesi (rendenin kalin tarafiyla)
    1 limonun suyu
    2 yemek kasigi suzme yogurt
    1 paket kabartma tozu
    1 paket vanilya
    2 cay kasigi karbonat
    6.5 su bardagi un
    bir tutam tarcin

    once karistirma kabina tereyagi koyuyorum ve bunu, icinde sicak su olan daha derin bi kaba oturtuyorum... boylece tereyagi eriyor ama cok da kizgin olmuyor...

    tereyag eridikten sonra zeytinyagini, limon suyunu, limon kabugu rendelerini, sekeri, tarcini ve vanilyayi koyup karistiriyorum... bu esnada sivi tereyagin sicakligi iyice azaliyor, sonrasinda da yumurtalari kiriyorum (yumurtayi ilk basta kirarsaniz katilasma riski var)... daha sonra da karbonatla kabartma tozu ilave ediliyor...

    bundan sonra da unu koyup yogurmaya basliyorum... hamur iyice kivama gelince de avuc icini dolduracak kadar parcalar alip, yuvarlayip tepsiye diziyorum... ustlerine catlamalari icin bicakla ufak birer carpi isareti koyup azicik da toz seker serpiyorum... en sonunda da 175 dereceye isitilmis firinda 25 dakika kadar pisiriyorum...

    deneyecek olanlara simdiden afiyet olsun!

    not: limonlari iri ve kabugu kalin olacak sekilde secin, dandik mayer limonlara ilismeyin...

  • biricik patronumun benden çeşit çeşit su tabancası almamı istemesi.

    dayanamayıp, "napıcaksınız efem su tabancasıyla" diye sorduğumda da, "evin bahçesini kediler bastı, bahçede rahat oturamıyoruz, oturduğum yerden tabancayla üstlerine su sıkıcam" diye cevap vermesi.

    işte böyle yaratıcı fikirleri olduğu için o patron, ben çalışanım :p

  • linkten görülebilecek fotodur. 1 mayıs kimleri bir araya getirmiş!

    http://imgur.com/07mpo7q

    bunlar okurlarını 6 yaş seviyesinde filan mı zannediyor acaba?

    edit: lamneth haklı, başlığı dikkatsiz açmışım, 1 mayıs 1977'ye değil günümüze ışık tutan (!) bir foto aslında. özür dilerim.