hesabın var mı? giriş yap

  • bunu geçenlerde bi arkadaş anlattı.. olayın kahramanlarına çok yakınım. doğruluğu tasdiklidir yani.

    iki ay önce olimpiyat stadı'nda trabzonspor-manisaspor maçı var. umut bulut'un attığı gol öncesi tribünde bi abimiz içine doğmuşçasına gol diye bağırarak ayağa kalkar. 2-3 saniye sonra da gol gelir.. hemen yanıbaşında duran amca merak eder durumu:

    "ula uşağum maçi radyodan mi dinleysun?"

  • bu olay ilk pandemi döneminde "menü elden ele gezmesin" muhabbeti ile çıktı bende hafiften saflık olduğu için hala ondan devam ediyor sanıyordum geçen gün restorandaki adam söyledi abi sürekli fiyat değiştirmek çok masraflı diye artık herkes böyle kullanıyor diye.

    bazı menülere bakması işkence oluyor doğru. ama aklıma şu geldi. sene böyle 2000 değil, internet yaygınlaşıyor hızla. bir komşu teyze vardı eve 5-6 gazete alırdı, oğlu dedi ki anne bak gazeteye gerek yok hepsi bilgisayarda artık. kadın dedi e aç bakayım. açtı çocuk dedi ki "anne şimdi hangi köşe yazarını okumak istersin"

    kadın dedi ki öyle ne bileyim ben şöyle sayfalara bir bakacağım, yazıya, paragraflara satır başlarına göz gezdireceğim sonra karar vereceğim sıraya koyacağım.

    ha işte qr menülerde o şöyle bir göz atma olayı olmuyor hedef odaklı oluyor çok. menü kapsamlı ise bitti zaten.

    en güzeli tunalıda bir kaç yerde vardı, böyle ekran var tablet. dokunup kaydırarak hem bakıyorsun hem tık tık oradan sipariş ayarlıyorsun, garson direkt siparişi getiriyor.

  • ortamlarda sorsan da hepsinin en sevdiği film de fight club'tır ha!

    kişisel gelişim kitaplarında okudukları zırvaları kendi yaşanmışlıkları, fikirleri ya da hayat prensipleriymiş gibi anlatıp profesyonel görünmeye, prim yapmaya çalışan bir avuç beyaz yakalı kölenin tiyatrosu

    karakterler:
    tülay : ofiste klima savaşlarını yapan kişi .
    salih : meslekteki 20. yılına rağmen hala müdür olamamış, tecrübeleriyle egosunu tatmin eden ofisin deneyimlisi.
    arzu : hergün meeting set edip konsörnleri konuşan mba'lı abla.
    haldun: stajyerliği yeni bitmiş ve şirkette yer edinmeye çalışan yalaka.
    nazan : linkedin'in yılmaz özdil'i... ... ...
    belma : başka şirketten yeni geçiş yapmış ve otorite kurmaya çalışan yönetici adayı.
    ferhat: iş ortamında efendi adamlar yerine tercih edilen piç bu.
    hasan: şirketin badem bıyıklısı.
    adem: fizik okurken kafayı sıyırıp sonra iş bulamayınca finans sektörüne giren adam.
    mutlu: en alt tarafta en yapıcı yorumu yapan adam gibi adam.
    aykut: bariz ekşici.

  • inanılmaz olay. çetiner çetin adlı şahıs "ukraynalı kadınlar kocalarını bırakıp kaçıyor. türkiye'de hiçbir kadın kocasını bırakıp kaçmaz'" diyor. stüdyoda da kimse tepki göstermiyor. dahası hülya hökenek denen şahıs da başını sallayıp onaylıyor bu iğrenç sözleri.

    oğlum savaş olağanüstü haldir. ne yaşayacağınızı ya da yapacağınızı önceden bilemezsiniz. kimseyi yargılama aptallığı yapmayın bu durumlarda. aklınız fikriniz ukraynalı kadınlarda. biraz şeref, haysiyet olur lan insanda.

    https://twitter.com/…?t=xwzlu6fdkollwqcxbod85w&s=19

  • garip bir kısır döngüyü barındıran süreç. kalksan kalkılmaz, yatmak istesen uyku yok, öyle yorganın içinde esir oluyor insan. ciddi manada sabır gerektirir.

  • almanya'da erasmus yapan birkaç türk genci olarak bindiğimiz şehir içi otobüste* biraz fazla ses çıkarıp, gülmemiz üzerine şöförün dahili mikrofondan türkçe olarak ''çocuklar, hayatınız boyunca hep böyle gülüp mutlu olursunuz inşallah.'' anonsunu yapması.

  • fransa yapımı animasyon filmidir. kendi halinde yaşayan ayı ernest in diş doktorluğu öğrenciliğindeki ufak fare celestine le yollarının kesişmesiyle başlar hikaye. algımıza yerleşmiş yargılar ve sistem üzerine ince eleştiriler barındıran gösterim tekniğiyle de oldukça sade bir film ama yine de izledikten sonra yüzünüzde o meşhur kocaman gülümseme beliriveriyor.