hesabın var mı? giriş yap

  • 30 eylül 1969, novato, kaliforniya...

    güneşli bir öğleden sonranın ilk saatlerinde christine hinton, rock yıldızı sevgilisi david crosby’in yeşil volkswagen minibüsünü sürmektedir. yanında kaliforniyalı country joe & the fish grubunun gitaristi barry melton’un eşi barbara langer vardır. iki kadın, crosby ve hinton’un novato’nun marin ilçesinde bulunan yeşiller içindeki çiftlik evinden birkaç kilometre uzağa gitmektedir.

    christine’nin kedilerinin bakımını yapacak bir veteriner onları beklemektedir. yolculuk sırasında hayvanlar oldukça tedirgindir. içlerinden biri aniden arka koltuktan sıçrayıp christine’nin kucağına atlar. kedinin bu hareketinden dikkati dağılan kadın aracın kontrolünü kaybeder. karşı şeritten başka bir araba gelmektedir.

    çarpışma kaçınılmazdır. barbara langer kazayı ciddi yaralarla atlatırken christine için yapılacak bir şey yoktur. olay yerinde ölür. haberi telefonla alan david crosby hemen novato hastanesi’ne gider. tam vardığı sırada eşinin kanlı bir çarşafa sarılı sedyesini taşıyan ambulansı görür.

    korkunç bir şok yaşar.

    crosby’in yasının bitmesi yıllar alacaktır. o zamanlar sahip olduğu mayan isimli yelkenlisiyle uzun bir yolculuğa çıkar. döndükten bir yıl sonra sevgili christine’sinin küllerini golden gate köprüsü’nden pasifik okyanusu’nun sularına döker. bu arada ölen eşine tüm zamanların en güzel ve ilham dolu şarkılarından birini adar: guinnevere adlı şarkı yeşil büyük gözlü, çok güzel ve tatlı bir kadını anlatır.

    https://www.youtube.com/watch?v=lpvotvvbmko

  • egosunu değil dünya üzerindeki tıp literatürünü takip eden doktorlarımıza teşekkür ederek ve tenzih ederek söylüyorum ki çoğu için özel muayenehanesindeki para kasası egosundan daha önemli ve büyüktür.

    parayı bastırıp özel muayenehanelerinde karşılarına çıktığınızda kırmızı halıyla karşılarlar sizi. ne egoları kalır ne de havaları.

    daimi müşterileri ( hasta demedim bak) olabilmeniz için gülücükler, gülücükler. en bilmiş hasta da olsanız dinlenir ve kabul görürsünüz.
    asla ''sen'' olmaz ''siz''lerin havada uçuştuğu durumlar yaşarsınız.

    öyle...bazı doktorlar tüccar.

  • "yaptığınızı,, bir başka budalanın,, bunları sizden beklediğini düşündüğünüz için yapıyorsanız,, onun sizden bunları beklemeside, ,sizin onun bunları beklediğini umduğunuzu sandığından ileri geliyorsa,, herkes istemediği birşeyi yapıyor demektir.. o zaman ortaya budalaca bir durum çıkar"..

    ettiği özlü sözlerin çoğu pek de cesurdur şekilde görüldüğü üzere..

  • - şantiyeyi keçi sürüsünün basması

    - işçilerden birinin elinde bıçakla keçilerden birini yakalayıp " keseyim mi şefim? şurda bi ateş yakar çeviririz. " diye bir öneride bulunması ve bu konuda oldukça ciddi olması ( çok açtı galiba )

    - keçilerin çobanının atıyla bi hışım çıkıp gelmesi

    - çobanın zenci olması, işçinin korkup keçiyi salması

    gibi bir dizi egzantrik olaylardır...

  • şaşırtıcı değildir. çünkü solcu olmamak:
    ihaledir
    ayakkabı kutusudur.
    içinde işçilerin öldüğü madenin kapısında selfiedir.
    madenci yakınına tekmedir.
    ağaç kesmektir, derelere hestir.
    bunu yapma diyenlere coptur, gazdır.
    sokak arasındaki son tekmedir.
    cihatçıyı hastanede ağırlamak sonra da işidi lanetliyor gibi yapmaktır.
    para alınca mavi marmara konusunu kapatmaktır.
    rusya' ya ses çıkartamayacağını anlayınca halep dememiş gibi yapmaktır.
    pişkinliktir.

  • başlık: beyler elim ayağım titriyor şuan inanamazsnız

    1.amını sikim ekmek almaya gittim bakkal amcaya. son 3 ekmek vardı aldım onları tam çıkacakken bizim mahhalleden bi kız girdi çok tatlı bi kız öğrenci ünide. o da ekmek var mı diye sordu. bakkal amca beni gösterdi son 3 taneyi aldı diye.

    kız bana baktı sonra ve "yaa rica etsem birini verseniz dedi bizim evde hiç kalmadı" dedi. anında koşarak uzaklaştım eve zor attım kendimi.

    ekmeği kaptıracaktım az kalsın lan elim ayağım titriyor piçler

  • sigortası 212'li ise ve basın kartı varsa ortada tartışacak bir durum yok demektir. zira basın kartı olanlara aşı yapılacak denmiş. berna laçin basın kartını sahtecilikle mi almış? hayır gazetede yazı yazmış (milliyet gazetesinde). o zaman sıkıntı nerede?

    edit: basın kartı sadece savaş muhabirlerine verilir sanan bir mal sürüsü varmış. ülkemizde basın kartı alıp almama patronun sigortanı 212'den yatırıp yatırmamasıyla ilgilidir daha çok. varlığını 100 kişinin bile bilmediği yerel gazetede tırıvırı kasaba dedikodularını yazan birisi de basın kartı sahibi olabilir.

  • yaşadığım yerde pokestop yok, gym yok diyen arkadaşların artık ash gibi anasıyla bacısıyla vedalaşıp köylerini terk etmelerini gerektiren oyun.