ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
umut sarıkaya
-
- pardon siz marjinal şair basri özakıncı değil misiniz?..
+ evet benim de.. ve fakat siz beni nasıl tanıdınız? hiç bir edebiyat dergisine fotoğraf vermem ben...
- orspu çocuğu 3 aydır kiranı ödemiyosun şerefsiz!..
+ ah yitip giden...
19 mayıs 2014 zeytinburnu'nda yer yarılması
-
açılın ben yol mühendisiyim.
fotoğraflardan görüldüğü kadarı ile alınan önlem korkunçtur.
şimdi yarık bu.
görünen o ki yüzeysel bir asfalt çatlağı değil. altyapı'daki oturmaların getirisi ile oluşmuş ve ileride olabilecek bir faciaya davet çıkarıcı şekilde.
bu yarığı bu şekilde geçici de olsa sorunun köküne inmeden, altyapı temellerini sağlamlaştırmadan ya da yol kenarına herhangi bir istinat duvarı desteği yapmadan yama yapmak tek kelime ile aymazlıktır, sorumsuzluktur.
ileride olacak herhangi bir ani çökme durumunda bu yarığa araba da düşer, insan da ölür.
sonra bir takım siyasiler çıkar, kaderinde varmış der, olay kapanır.
bakın size bu konuya benzer örnek bir fotoğraf
tekrar söylüyorum, bu çok önemli bir konu. yüzeysel bir yama ile geçiştirilemez.
ekleme : cumhuriyet gazetesinin haberinde şöyle bir fotoğraf var. sondaj aracına benziyor, herhalde zemin etütü yapıyorlar.
ayrıca; yine aynı gazetedeki diğer bir fotoğraf ta destek amacı ile yol kenarına istifsiz taş dolgu yapıldığı görülmekte.
umarım yolu trafiğe tam çözümlendirmeden açmazlar.
ebrar karakurt'un istiklal marşı'nda ağlaması
-
vatan sevgisi, başarı, emek herşeyin içinde olduğu gözyaşlarıdır.
tanım: avrupa şampiyonu olup en tepeye çıkardığı bayrağımız yükselirken okunan istiklal marşı esnasında ebrar karakurt’un gururdan ağlamasıdır.
buz gibi bira + sosis tava + patates kızartması
-
75 tl.
sktch.in'de çizilen ekşi sözlük nick'leri
-
şüphesiz ki bunlardan bazıları çizime daha bir müsaittir;
http://sketchtoy.com/#1045608
kısa yoldan görmek isteyenler için; görsel
edit:
(bkz: geceye bir resim bırak/#80508480)
(bkz: 14 şubat sevgililer günü/#119538852)
(bkz: ekşi sözlük 22 yaşında/#119580688)
(bkz: sevgilisi olmayanların uyumadan önce düşündükleri/#123194469)
babaya söylemek istenip de söylenemeyenler
-
okul uzadı
gianluca vacchi
-
dans etme videolarını nedensizce izleyip eğlendiğim abimiz ama kendisi henüz tam keşfedilmemiş gibi geldi zaten ben de kendisini keşfet köşelerinde buldum... adamın enerjsine hayran kalmakla birlikte kendi enerjimi başka bir bedende izlemiş gibi oluyorum.
özet olarak; "dan bilzerian out gianluca vacchi in" diyoruz.
türkiye'nin internet hızında 117. olması
-
cable.co.uk'de yayımlanan ve speedtest.net ile 2020 yılı boyunca 150.109.350 farklı ip adresi üzerinden yapılan 577.488.512 test'e dayanan veridir. dünya ortalaması 24.83 mbps'dir.
detaylı veriler (excel)
listedeki ilk 10 ülke:
1) lihtenştayn: 229,98 mbps
2) jersey: 218,37 mbps
3) andorra: 213,41 mbps
4) cebelitarık: 183,09 mbps
5) lüksemburg: 118,05 mbps
6) izlanda: 116,88 mbps
7) isviçre: 110,45 mbps
8) hong kong: 105,32 mbps
9) monako: 104,98 mbps
10) macaristan: 99,74 mbps
türkiye ve alt ve üstünde bulunan 5'er ülke:
112) dominik cumhuriyeti: 10,69 mbps
113) dominika: 9,96 mbps
114) antigua ve barbuda: 9,63 mbps
115) kuzey mariana adaları: 9,53 mbps
116) brunei: 8,97 mbps
117) türkiye: 8,86 mbps
118) fiji: 8,83 mbps
119) kolombiya: 8,80 mbps
120) filipinler: 8,77 mbps
121) ekvador: 8,48 mbps
122) kenya: 8,20 mbps
listedeki son 10 ülke:
212) sudan: 1.35 mbps
213) somali: 1,14 mbps
214) etiyopya: 1,12 mbps
215) tacikistan: 1,01 mbps
216) doğu timor demokratik cumhuriyeti: 0,89 mbps
217) suriye arap cumhuriyeti: 0,76 mbps
218) ekvator ginesi: 0,75 mbps
219) türkmenistan: 0,74 mbps
220) yemen: 0,65 mbps
221) güney sudan: 0,58 mbps
kaynak
edit: türk telekom ile beraber peşkeş çekilen ana iletişim kablolarının da etkisi mevcuttur. olması gereken bunların ve mevcut şehir içerisindeki altyapı ağının devlet kontrolünde bırakılması, geliştirilmesi ve firmalardan lisans ücreti alınarak rekabet ortamı yaratılmasıydı...
(bkz: okyanus altındaki iletişim kabloları/#121945736)
çocukluk dönemi sanrıları
-
''dante gibi ortasındayız ömrün'' dizesini ''dantel gibi ortasındayız ömrün'' sanıyor, ne zaman dedemlere gitsek salondaki sehpanın üzerinde duran dantel örtünün orta noktasına kilitlenerek kendimce hayatı sorguluyordum.
larissa gacemer'in haklı serzenişi
-
bu serzeniş sonrasında şunu okuyacağız yorum olarak muhtemelen: "canım tedavi artık çok kolay. deneyebilirsiniz". buradaki "canım"ı anladınız siz. akıl verme canım'ı. yani "ben doğurdum çok güzel. senden daha üstün ve bilgiliyim. allah herkese versin"
iğrençsiniz. rezilsiniz. topunuzun canı cehenneme.
1990 yazından akılda kalanlar
-
annemin birden bire yaslandigi yaz.
uc kardesiz. annem gundelige gidiyor. babam kumarbaz. evden annemin pazara gidip en ucuzundan haftalik sebze ve para kalirsa da biraz meyve alalim diye biraktigi parayi bile alip kumara yatiriyor. evin kuytu koselerinde sabahlari annem, ogleden sonra babam; biri surekli bir sey sakliyor, digeri surekli onu bulup, kumara yatiriyor. sonra annem, paralari karsi komsu melahat teyzelere birakmaya basliyor.
o arada, annem surekli bizimle pazarlik halinde: ''okuyacaksiniz, meslek sahibi olacaksiniz. bizim gibi olmayacak hayatiniz.''
''tamam anne'' diyoruz. tamam anne. yeter anne. yeter baba. yeter baba! bunu en cok kucuk abim soyluyor. ben pek sesimi cikaramiyorum. korkuyorum.
buyuk abim o yaz askeri okulu kazaniyor. yazili sinavdan sonraki diger sinavlara girsin diye annemle babam, bizi birakip bursa'ya gidiyorlar. spor ayakkabisi olmadigi icin yalin ayak kosarak kazaniyor kosu sinavini. babam gururlu: "ciplak ayakla bile gecti butun cocuklari." sonra diger sinavlari da kazaniyor ama annem fikrini degistiyor. ''askeri okula gonderemem daha cok kucuk'' diyor komsulara. ama lıseye yazdirmak icin ceket lazim. okul ceketi cok pahali. para yok. hic mi yok? hic yok. sonra kapi kapi dolasiyor tum akrabalari: cocugunuza kucuk gelen lıse ceketi var mi? kimsede yok. hic mi yok? hic yok.
''daha ceketi bulamiyorsun, nasil okutacaksin ki'' deyip vazgeciyor. ve abim bursa'ya bir daha goturuluyor. donus yolunda annem yaslaniyor. 3.5 saatte genc bir kadindan yasli bir kadina donusuyor. geri dondugunde cok sasiriyorum. ama soramam. kizabilir.
kayit icin bir kontrat imzalamamiz gerekiyormus. eger olur da abim okulda duramaz, mezun olmadan once ayrilmak isterse taahhütnamede belirtilen miktarda parayi odemek zorundaymisiz. iki de kefil istiyorlar. kefillerden biri annemin yegeni: imam. digerini bulamiyoruz. sonra bir komsumuz ''ben imzalarim'' diyor. onlar da fakir ama ''imzalarim ben'' diyen ali abi itfaiyeci. memur oldugu icin imzasi gecerli. sonra ali abi cok genc yasta kalp krizinden oldu. ailece hala dua ederiz ona. sonra...sonra daha baska bir suru hikaye.
o yazin sonunda abimi gormeye gidiyoruz. cok guzel bir bahcedeyiz. heyecanla bekliyoruz. kapilar acilacak. ogrenciler bahceye cikacak. ve iste aciliyor tum kapilar: birbirinin ayni yuzlerce cocuk. hangisi abim anlayamiyorum. hepsi ayni kiyafet icinde. saclari ayni sekilde kesilmis. sonra kalabik arasindan yavas yavas yaklasiyor abim. onu gorunce neden bilmiyorum agliyorum. abim degil sanki. pazardan alinma ayakkabilarimdan birinin numarasi kucukmus: o gun ilk kez giydigimden daha once anlamamistik. ayagimi acitan ayakkabiyi cikariyorum. beyaz corabimda kan.