hesabın var mı? giriş yap

  • bugün doğum günü olan (1932) amerikalı besteci...

    williams, cbs radyo orkestrasında perküsyoncu olarak çalışan bir babanın oğlu olarak new york'ta büyüdü. küçük yaşlardan itibaren müzikle iç içeydi ve çocukken piyano çalışmaya başladı, daha sonra trompet, trombon ve klarnet öğrendi. müzik yazmaya erken yaşlarda başladı ve gençliğinde kendi parçalarını orkestralamayı denedi. williams 1948'de ailesiyle birlikte los angeles'a taşındı ve burada özel olarak ve kısa bir süre de los angeles'taki kalifornia üniversitesi'nde kompozisyon eğitimi aldı. 1951 yılında abd hava kuvvetleri'nde göreve başladı ve görevi sırasında bando müziği düzenledi ve şeflik yapmaya başladı.

    williams, 1954 yılında hava kuvvetlerinden ayrıldıktan sonra kısa bir süre juilliard müzik okulu'nda piyano eğitimi aldı ve new york'ta hem kulüplerde hem de kayıtlar için caz piyanisti olarak çalıştı. daha sonra kaliforniya'ya dönerek some like ıt hot (1959), west side story (1961) ve to kill a mockingbird (1962) gibi filmlerde hollywood stüdyo piyanisti olarak çalıştı. bu süre zarfında televizyon için de beste yapmaya başladı ve wagon train ve gilligan's ısland gibi diziler için şarkılar yazdı.

    1970'lerin başında williams, the poseidon adventure (1972) gibi büyük bütçeli felaket filmlerinin bestecisi olarak adını duyurdu ve o zamanlar hevesli bir yönetmen olan spielberg, williams'tan ilk uzun metrajlı filmi the sugarland express'in (1974) müziklerini yapmasını istediböylece ikili arasında onlarca yıl sürecek bir ortaklık başladı ve williams köpekbalığı saldırısı gerilimi jaws (1975), bilimkurgu filmleri close encounters of the third kind (1977) ve et the extra-terrestrial (1982) dahil olmak üzere spielberg'in en bilinen filmlerinden bazılarının müziklerini yaptı; ındiana jones serisi (1981, 1984, 1989, 2008), dinozor aksiyon filmi jurassic park (1993) ve devam filmi the lost world (1997), holokost biyografisi schindler's list (1993), savaş draması saving private ryan (1998), biyografi filmi lincoln (2012) ve çok daha fazlası.

    williams, kapsamlı kariyeri boyunca, dokuz star wars filminin (1977, 1980, 1983, 1999, 2002, 2005, 2015, 2017 ve 2019) ve ilk üç harry potter filminin (2001, 2002 ve 2004) müzikleri ve ikonik tema şarkıları da dahil olmak üzere sinema tarihinin en unutulmaz müziklerinden bazılarını yarattı. ayrıca nbc kanalının bazı haber programları ve 1984, 1988, 1996 ve 2002 olimpiyat oyunları için temalar besteledi. özellikle, sentezleyicilerin norm haline gelmeye başlamasından sonra senfonik film müziklerinin yeniden moda olmasına yardımcı olan gür senfonik tarzıyla tanındı.

    film çalışmalarının yanı sıra williams konser bestecisi ve orkestra şefi olarak da tanınıyordu. senfonilerin yanı sıra çeşitli enstrümanlar için konçertolar besteledi. 1980'de boston pops'un şefi oldu, yoğun turne ve kayıtlar yaptı ve bazen popüler film müziklerinin canlı yorumlarında orkestraya liderlik etti. 1993'te emekli olduktan sonra williams, pops'un ödüllü şefi olarak kaldı ve londra senfoni ve los angeles filarmoni gibi orkestralara konuk şeflik yaptı. 2009 yılında abd başkanı barack obama'nın yemin töreni için bir şarkı besteledi ve düzenledi.

    williams çalışmalarından dolayı birçok onur ve ödül aldı. fiddler on the roof (1971), jaws (1975), star wars (1977), e.t. the extra-terrestrial (1982) ve schindler’s list (1993) müzikallerinin uyarlamasıyla 50'den fazla akademi ödülü'ne aday gösterildi ve 5'ini kazandı.

    ayrıca 3 emmy ödülü ve 20'den fazla grammy ödülü sahibidir. 2004 yılında kennedy center onur ödülü'ne layık görüldü ve 2009 yılında sinema filmleri için senfonik müzik alanındaki başarılarından dolayı abd hükümeti tarafından bir sanatçıya verilen en yüksek ödül olan ulusal sanat madalyası'na layık görüldü.
    netten deeleme (wiki, britannica, sound and magazine)

    edit : hede' ler düzeltildi.
    edit 2: hede'ler tekrar elden geçti ama ben android üzerinden bakınca çalışıyor arkadaşlar.

  • sarıyer istinye polis merkezi 'ne el bombası ve otomatik tüfekle saldıran kişinin etkisiz hale getirildikten sonra maslak acıbadem hastanesine kaldırılması durumudur.

    2006 yılında gaspçılar tarafından göğüs bölgemden bıçaklandığımda 4-5 devlet hastanesi bir takım mazeretler ile beni tedavi etmeye kabul etmemiş ve her biri bir diğerine sevk etmiş durmuştu. nefes almakta zorlanırken istanbul turu atmıştım ambulans ile.
    yakınlarım yetkililere söylediğinde bizim yapacak bir şeyimiz yok hastanelere karışamayız cevabı almışlardı.

    el bombasıyla karakola saldıran adam kadar değerimiz yokmuş bu ülke için. en yakınındaki en güzel hastanede en güzel şartlarda iyileştirip sonra içeri alıp paşalar gibi bakarlar.

    valizimi toplamaya başlıyorum.

    bu da haber http://haber.mynet.com/…zine-saldiri-635704-guncel/

  • fatma şahin'in 23 nisan törenlerinde şiir okuyan ilkokul çocuğu edasıyla kalabalığın sesini çığırarak bastırmaya çalışması, binali'nin tören alanını terketmesi ve kadir topbaş'ın da blue jean'iyle konuşma yapmaktan vazgeçmesiyle sonuçlanmıştır.

    her gördüğü kalabalığı seçim mitingi zanneden devlet büyüklerine güzel bir kapak olmuştur.

  • bugün yediğim numara, daha öncesinde haberlerde izlemiştim ama hiç aklıma gelmedi o an, yanından ayrıldıktan sonra çaktım köfteyi ama neyse ki zarar ziyan yok, zarar olmamasının yanı sıra güzel bir anı da bıraktı. fırçayı düşüren arkadaşa "dayıcım hop" diye seslendim. aldım fırçayı kendisine uzattım. tam ayrılıyordum yanından ki abi dur dedi ve oturdu ayakkabıların önüne. gerek yok, estağfurullah olur mu öyle şey demeye kalmadı başladı fırçalamaya, eyvallah yeterli falan diyorum bırakmıyor. neyse bir yandan da muhabbet ediyor memleket neresi abi falan, edirne'liyim dedim. hadi ya hemşeri sayılırız bende keşan'lıyım dedi. vay amk bende keşan'lıyım dedim sonrasında. roman mahallesindenim (yörük mah.) abi falan dedi. n'apıyorsun hiç keşan'a geliyor musun falan dedim abi gidemedim bir senedir babayı kaybettik işte onun mezarını görmeye gidiyordum falan filan devam etti, ne zaman vefat ettiğini sordum başın sağolsun dedim, 2019'da vefat etmiş. benimki de 2018'de vefat etti dedim. baş sağlığı diledi. ve geldik final noktasına; işte benimde bir çocuğum var onu büyütmeye çalışıyorum seninde yardımın dokunursa sevinirim demeye kalmadı sözünü kestim hemen, zaten o ara üzerimde para arıyordum fakat nakit taşımayı sevmeyen biri olarak 5 kuruş para yoktu üzerimde, olsa verecektim. "kanka valla bende baktım bir şeyler vereyim diye ama 5 kuruş para yok inan ki" dedim ve cüzdanı açtım gösterdim. yüzüme baktı, hafif tebessümle vedalaşıp ayrıldık. 20 adım sonra falan ilgili haber beynimde şimşek gibi çaktı, "vay mk böyle oluyormuş demek" dedim, biraz buruk biraz şaşkın bir biçimde ali sami yen'e doğru devam ettim.

  • doğru olacağını düşünmediğim iddia. 23 nisan - 19 mayıs deselerdi inanırdım.

    edit: espri yapma kardeşim "yav", espri yüzünden bilgileri okuyamıyoruz şeklinde mesaj aldım. 19 mayıs'ın ve öneminin ne olduğunu bilmeyen insanların da var olduğunu şaşırarak öğrenmiş oldum.

  • uzun zamandır yazmıyordum sözlükte ama artık dayanamayacağım.

    bu sıçtımın yerinde halkı düşünen hümanistler niye sadece suriye ordusu ilerlediğinde ortaya çıkıyor lan?

    şii diye adamın kalbini çıkarıp yiyenler onlar; öldürdüğü oğlunun cesedi başında annesini arayıp dalga geçenler, şii olduğundan tehdit edenler onlar; hatta alevi yerleşimi diye lazkiye'de onlarca sivili teker teker öldüren onlar, ama bizdeki mezhepçilik kimsede yokmuş. naptı olm bu insanlar? cehennem topuyla adam öldürenlerin ardından lokum mu dağıttı?

    bu davarlar sözlükte de, kampüste de, sokakta da aynı. güçsüzken temel insan haklarına sığınıp, güçlü olduğunu hissettiği an yaşama hakkınızı bile alabileceğini düşünür. yıllardır hiç değişmez.