hesabın var mı? giriş yap

  • sanırsın en-cinnu diyarından gelen kötü bir ruhu hapsediyor; kem alametlere nişan olmuş ruhani varlıklara pıranga vuruyor ki bir daha dünyaya hiç çıkmasınlar...

    ...kavanoz kapağı kapatıyor yaa! içinde salça, hadi bilemedin turşu olan cam bir kavanozun kapağını.

    bu ne hırstır, ne gözü dönmüşlüktür anlamıyorum. bir kavanoz kapağını kendine namus meselesi yapmayı ise hiç kavrayamıyorum; sanki acı çekmeden açılan kavanoz kapakları törelerimize ters, kan davasına gebe objeler.

    hayır bir de daha sıkı kapatınca değişen bir şey yok ki? alırsın kavanozu, sonuna dek çevirirsin... en sonunda da şöyle yarım saniye sıkarsın içine hava almasın diye.

    bunun için kafadaki kılcak damarları çatlatmanın, spartalılar gibi manyaklaşmanın anlamı nedir allahasen...

  • enteresan diyaloglara ve enstantanelere yol açabilir.

    bir kere 11 tane birçoğu uzman olan 30 yaş üstü doktorun bulunduğu sahada kendini mental açıdan yetersiz görüyorsun.maça başlarken takımın orta sahanın 2 yönünü de oynamaya çalışan dinamik zencisi olarak buluyorsun kendini.* sonra yapılan meslek espirilerine falan bakınca mevkin bir anda forvet arkasına doğru kayıyor. insanın özgüveni geliyor bir anda.

    adam mesela kadın doğumcuymuş maç esnasında öğrendim.gol kaçırdı arkadan mesleğinin hakkını ver. şu deliği bul artık diye tepkiler geliyor. adamın teki kilolu bi doktor amcaydı koşu yoluna pas attım , benim nabzım çok yükseliyor koşamıyorum öyle pas atma dedi bana. adam koşamıyor ama halı saha maçına gelmiş. gerçekten de hiç koşmadı. öyle sergen gibi alex gibi az koşuyor anlamında demiyorum gerçekten koşmuyor , yürüyor.

    düşen birisi olsa hemen teknik müdahaleler, basit olayı enine boyuna değerlendirmeler halı sahada görmeye alışık olmadığımız abartılı fairplay hareketleriyle maçı viran eylediler. maç baklavasınaydı kazanan takımdan 3 tanesinin trigliseridi yüksekmiş yemediler.yiyenler de lan ben şimdi bunu yerim gece rahat durmam hahahahah tarzı diyaloglara girdiler. hulen dedim çok bilmek de
    iyi değil. esnaf amcalarla yapacaksın maçı herifler kalp tansiyon şeker hepsinin kombinleyip gelmişler haberleri yok. devre arasında da sigaralarını yakıyorlar, paketi çoraplarına sıkıştırıp giriyorlar maça.

  • ismi yadırganan film. ilk film gibi bunun da ismi arabesk bulunuyor. iyi de behzat'ın kendisi zaten arabesk? adam araba arkasında yazı görüp sevdiği kadına sms atıyor, filmin ismi de "rise of the dark machines" olmayacak elbette.

    aslında ingilizce düşününce; "007: london burns" diye film çekseler salyanız aka aka izlersiniz sofistike ibneler sizi...

  • sadece ankara'ya özgü olan ve herhangi bir yerde yazılı olmayan kurallardır:

    1- klasik trafik kurallarına uymak esasen yaşlılar ve ahmaklar için geçerlidir. yaşlı olup olmamanın yaşla bir ilgisi yoktur, kendinizi genç hissedip hissetmemekle ilgilidir.
    2- trafik kurallarına uymak tüm aptal vatandaşların görevidir.
    3- bir kavşakta trafik ışıklarının kırmızı yanıyor olması o kavşaktan kontrollü bir şekilde durmadan geçebileceğiniz anlamına gelir. turuncuysa hızınızı hiç azaltmadan geçebilirsiniz, ışık yeşilse bu gazı sonuna kadar kökleyin manasını taşır.
    4-yol üstünde bir yerde durmak istediğinizde sağa sinyal vermenize veya dörtlüleri yakmanıza görek yoktur. zira sinyali öyle olur olmadık yerlerde zırt pırt çalıştırırsanız akünüz bitebilir. ayrıca sağ kolumuz da gereksiz yere yorulabilir. durmak istediğinizde yapmanız gereken şey varış noktasında frene asılmaktır. fren mesafesini koruması gereken arkanızdaki pezevenktir.
    5-karşı şeritte bulunan araca kendinizi göstermek kaydıyla istediğiniz yerden istediğiniz zamanda, hatta yolun tam ortasından u dönüşü yapabilirseniz. eğer kapalı kasa kamyonet veya iş makinası kullanıyorsanız kendinizi göstermek gibi bir zorunluluğunuz dahi yoktur.
    6- ankara yollarında ekseriyetle şerit bulunmaz. olmayan şeridin ihlali de söz konusu olmayacağından dilediğiniz sıklıkta ve serilikte şerit değiştirebilirsiniz. şerit değiştirirken sinyal verip vermemeniz ihtiyari bir konudur. yani skinizin keyfine kalmış. esasen sadece ihtiyarlar şerit değiştirirken sinyal verirler.
    7-kavşaklarda döneceğiniz tarafa doğru yaklaşmanın pratikte bir anlamı yoktur. sağa dönecekseniz en sol şeride, sola dönecekseniz en sağ şeride yaklaşıp ani bir hareket yakpmak ve herkesten çabuk davranmak suretiyle istediğiniz yöne dönebilirsiniz. diğer sürücüler bu durumu anlayışla karşılamak mecburiyetindedir. korna çalan olursa size selam veriyordur, siz de çalınan korna süresinden daha uzun bir süreyle kornaya basarak bu selamı hakettiği biçimde yanıtlayabilirsiniz. eğer selamına el kol hareketi yaparak vücut dilini eklemek isteyen sürücülerle karşılaşırsanız bu hareketleri benzer jest ve mimiklerle yanıtlamanız önerilir.
    8-herhangi bir yerde park etmeniz gerektiğinde eğer boş park alanı yoksa, park yeri aramak için keriz gibi dolaşmak yerine arabanızın görünür bir yerine kartvizitinizi veya telefon numaranızı bırakmak suretiyle en yakın park etmiş aracın yanına veya arkasına aracınızı öylece bırakabilirsiniz. bu noktadan sonra sizi arayıp bulmak önünü kapattığınız araç sahibinin görevidir. dörtlüleri yakarak hemen dönecekmişsiniz gibi yanlış bir intiba yaratmayın. eğer araç sahibinin acelesi vardıysa o park etseydi böyle. bu arada eğer sivil polisseniz araca kart bırakmanıza da gerek yoktur, çünkü çevredeki herkes sizi tanımak ve aracın size ait olduğunu bilmek zorundadır. bilmeyen de er ya da geç kim olduğunuzu öğrenecektir.
    9- eğer hatlı bir minibüsünüz varsa tüm trafik kurallarından muafsınız.
    10- ankara'da yol çalışması yapılacağı zaman elbette ki trafiğin yoğun olmadığı zamanlar seçilebilir ve vatandaşın mağdur olması önlenebilirdi. bu da bir seçimdir. fakat böyle yapılırsa vatandaşın belediyenin çalışmaları konusunda bilgi sahibi olması mümkün olamazdı. bu yüzden yol çalışmalarının ankara'da yapılması için en ideal zaman sabah insanların işe gittikleri veya akşam işten dönüş anlarındaki trafiğin en yoğun olduğu zamanlardır. böylece belediyenin yol çalışması yaptığına tüm vatandaşlar şahit olur.
    11-metro elbette ki çağdaş bir ulaşım aracıdır ve ankara trafiğini azaltmak için sayısız faydaları vardır. belediye de bu konuya gereken önemi vermekte ve bu konuda çalışmalarını sürdürmektedir (yaklaşık 15 yıldır). ankara belediyesi metro yapımı konusunda diğer belediyelere de örnek olan yap-işlet-devret modelini benimsemiştir. diğer bir deyişle belediyemiz metro ha yapıldı ha yapılacak diyerek halkı işletmekte ve sorunu çözmeden bir sonraki belediyeye devretmektedir.
    12-nasıl ki yol çalışması için en uygun vakit trafiğin yoğun olduğu vakitlerse, yolun ortasındaki refüjlerde bulunan yeşillikleri sulamak için en uygun saat de akşam üzeri havanın en soğuk olduğu ve yolda buzlanma ihtimalinin en yüksek olduğu zamanlardır. belediye bu yöntemle otomotiv tamircilerini ve yedek parçacılarını da kalkındırmayı hedeflemektedir.

  • para çok acayip bir şey lan. adam yarışmacılara kutu açtırmaca oynatıyor. yok böyle dans da oynatacakmış. dün de maç yaptırıp hakem olmuştu. yemin ediyorum yakında birini chun li birini ryu yapıp street fighter da oynatacak. teptep çekilecek adada amk.

  • "örneğin erkek yanarken, kadın donar; erkek dışarda vakit geçirmeyi severken kadınlar evde oturmayı sever."

    ben kadınmışım lan! hem çevremdeki kadınlardan daha fazla üşüyorum hem de evde oturmayı çok seviyorum.

  • sadece çilek yemediği kilosundan belli olan yaban domuzudur.

    yine haberin içeriğini de kimse okumamış; çiftçi gerekli mercilere şikayet etmiş, gerekli merciler avcılık derneğine gitmiş, avcılık derneği yine devlet kurumlarından gerekli izinleri çıkartmış ve öyle avlanmış. hobi falan yok arkadaşlar.

  • bu iktidara %50 oy veren bir ülkeden başka nasıl bir cevap beklenebilir ki zaten. aferin size. aferin.