ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
istanbul'dan taşınılacak en ideal şehir
rus edebiyatı klişeleri
-
kesinlikle balolardır. tolstoy'un anna karenina'sından tutun da puşkin'in yüzbaşının kızı'na kadar balolar ve balo betimlemeleri dönem zihniyetini geniş bir perspektifle sunar. söz konusu balolardaki diyaloglar adeta dönemin rus toplumunun bir panoramasıdır. bu durum rus edebiyatında o denli klişeleşmiştir ki sovyet döneminde, edebiyat anlayışındaki radikal değişmelere rağmen rus yazarlar eserlerine illa, bir iki balo sahnesi koyarlar. bense her bir okumamda arka fonda dmitri shostakovich'ten waltz no.2'yi duyar gibi olurum.
volkswagen golf
-
hastasıyım şu başlığın valla. çok yaratıcı yazarları fark etmemi sağlıyor. mesela bir yazar demiş ki: "almanya'da çöpçülerin bindiği araba." ben böyle şahane aşağılama kombosu görmedim. adam arabayı kötüleyeceğim diye bir meslek grubunu ve o meslek grubunun nezdinde bir kitleyi aşağılmaya çalışmış. almanya'da çöpçülerin bindiği arabaysa ne mutlu almanlara. mis gibi gelir eşitliği var demektir bu. işçi sınıfı güzel arabalara binebiliyor demektir. bundan daha güzel birşey olabilir mi. almanya'da temizlik işçisinin veya herhangi bir çalışan sınıfın golf'e veya muadili bir arabaya binmesi o toplumu yüceltir. senin ülkendeki belediye temizlik işçisi değil golf, 97 model kompakt bir arabayı zor alıyorsa bu senin ülkendeki gelir adaletsizliğini ve otomobillere uygulanan şahane vergileri gösterir. sen hala kendini başkalarının üstünde görmeye devam et.
bir kereye de mahsus olsa yapmak istenen işler
-
limon satıp zabıtalardan kaçmak.
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
- abi sen kız mısın? niye küpe takıyorsun?
+ çok ayıp, ben kızım... şimdi o kadar çirkin miyim yani?
- ee... şey... ama sakalın da var
+ hastalığım var o tüyler ondan. çok kırdın beni ufaklık
- abla çok özür dilerim ya böhüüeee
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
2-3 yaşlarındaki yeğenim ailece toplandığımız bir ortamda dedesiyle konuşur:
-dedee dedee
-efendim yavrum
-benim babamın kuyruğu var ama
-nasıl kuyruk
-banyodayken delikten baktım kocaman kuyruğu var.
-.....
millet kopar.eniştem.....
yalnız yaşadığı halde her gece çay demleyen insan
-
yine de yalnız yaşadığı halde 3 çeşit yemek yapan insan değildir. porsiyonları küçük yapıyorum tabi. ama bazen kendi kendime 'pff kabak mı bu, istemiyorum ya, soteden yerim sadece' dediğim oluyor, ulan sen yaptın kabağı amk niye yemiyosun. harbiden. bazen hem kola hem ayran hem bira alıp dolaba koyuyorum mesela, yemek vakti gelince de 'hmm hangisini içsem acaba lan çok kararsız kaldım fanta yok mu amk' diye düşünüyorum. ben reçeli hiç sevmem, yemem de. 40 yıl reçelsiz yaşayabilirim, o derece. ama geçen gün reçel aldım iki kavanoz, dolaba koydum arada bir gözüme çarpsın da 'bu reçellerin ne işi var burda' diye sinirleneyim. hehe.
4 nisan 2020 kocaeli-ankara otobanı
-
iyi de bunlar ankara'ya gece 12'den önce varamaz ki. dolayısıyla ankara'ya da alınmamaları lazım.
ömürlerinin geri kalanını otobanda geçirirler artık.*