hesabın var mı? giriş yap

  • tam iran islam devrimi’nde kendilerine özgürlük getireceğine inanan mollaları destekleyen solcu kafası vol.2021.

    edit: devamını biliyoruz zaten.

  • "ürüne para ödemiyorsanız ürün sizsiniz."

    örnek olay:

    "bir gün eve giderken aklıma "kedi maması" almak geldi. üstelik evimde bir kedi de yaşamıyor. yalnızca sokak kedilerini doyurmak için bunu düşündüm. o arada aile bireylerimden birisi beni aradı ve konu kedi mamasına geldi. önce eve uğrayıp akşam vakti mamayı alır ve bir sonraki gün kedileri beslerim diye düşünerek eve gittim ve bilgisayarımı açtım. dolaştığım sitelerin içinde bulunan reklamlarda bir gariplik vardı. pet maması ve hatta spesifik olarak kedi maması reklamları aratmadığım halde her reklamda beliriyordu."

    ekşi sözlük yazarlarının konu hakkındaki deneyimleri için: google'ın telefonları dinlemesi

    bu tip olayları sıkça yaşayan bir kişiyseniz ve bu durum sizi haklı olarak paranoyaklaştırmaya başladıysa, bilmeyenler için basitçe google'ın "kişiye özelleştirilmiş reklamları" ve "davranışsal reklam servis sağlayıcıları"ndan kurtulmanın yolunu anlatacağım.

    google'ın kişiye özelleştirilmiş reklamlarını kapatmak:

    bu linke tıklayın: https://adssettings.google.com/authenticated (reklam kişiselleştirme kapalı bölümünü seçerek kaydedin.)

    davranışsal reklam servis sağlayıcıların reklamlarını toplu olarak kapatmak:

    bu linke tıklayın: http://www.youronlinechoices.com/…lam-tercihleriniz (isterseniz teker teker, isterseniz sol tarafta beliren "tüm şirketleri devre dışı bırak" seçeneği ile etkinlikleri devre dışı bırakın.)

    ayrıca unutmayın ki;

    "şartları okudum ve kabul ediyorum." dediğimiz anda telefon uygulamaları dahil her bedava ve ücretli uygulama bizi dinliyor, anlıyor ve yakaladığı sözcükler üzerinden bizlere reklam göstermeye başlıyor. en azından kullanmadığınız her an “ses erişimi ve mikrofona izin ver” seçeneğinizi kapalı tutmakta fayda var.

    bizleri ansiklopedilerden, kitaplardan, kalemlerden ve kağıtlardan "tercihli olarak" koparıp, internet dediğimiz bu soyutluğun içine hapsettiler. bu da yetmezmiş gibi yavaş yavaş ve korkunç bir şekilde "yürüyen ürünler" haline dönüştük. oysaki tek istediğimiz şey bilgiye hızlı ve etkin ulaşabilmekti. bu basit istek, hem bilgiye ulaşırken tembelleşmemize hem de ürünleşmemize sebebiyet verdi.

    bizler ürün değil bireyiz, elimizden geldiği kadar kişisel alanımız için mücadele etmeliyiz.

  • konum:ankara
    yıl:2016

    2000 parçalık puzzle'ımı "içki fotoğrafı" olduğu için, günah diyerek çerçevelemeyen; tamam sen çerçeveleme bana ver çerçeveyi ben yapayım dediğimde, sana ona uygun çerçeve satmam diyerek çıtayı çok yükseklere koyan ankaralı esnaf dayı.

    puzzle da şuydu.

    edit: link düzeltme

  • okul bahçesinde bir gün geziyordum
    hoca çağırdı "albert buraya gel"
    "buyrun hocam"
    dedi "çıkar kalem"
    cebimden plütonyum-239 çıkardım
    dedi "çıkar defter"
    formul kağıtlarını çıkardım
    dedi "çıkar harita"
    işte güzelim orada senin
    benim vücudumda bıraktığın
    üç beş tane foton yarası varya
    işte onları çıkardım
    hoca dedi "bunlar ney"
    hocam üç beş foton yarası
    sanki sanırsınız ki piskopatın allahı
    ama bilmezsinizki o üçbeş foton yarası
    ela gözlü sevdiğimin hatırası

    sanirim sair ile filozof arasi biseymis einstein.

  • benim babama 14 yasinda tren carpmis, uzerinden gecerken iki bacagini da koparmis, yanindaki en yakin arkadasi oracikta vefat etmis. annem ile evlendiginde 31, ben dogdugumda 32 yasindaydi. babam memurdu, acik goruslu, okumayi seven ve nazik bir adamdi. annemle birbirlerini cok severlerdi, ikisi de birbirine hic kiyamaz, birbirlerinin isteklerini yerine getirmek icin yarisirlardi. beni cok seven ve bunu soylemekten cekinmeyen bir babaydi. etrafimda gordugum ailelerin cogundan daha iyi bir yasantimiz oldu. tabii ki hersey her zaman olumlu degildi. babamla bisiklete hic binemedim ornegin, kendi de doyasiya binememis. bazen bana bisiklete binmeyi cok ozledigini, istedigi kadar yuzemedigini anlatirdi. ama en kotusu diger insanlardi. mesela annem evlenirken komsulari alay etmis babamin yuruyusuyle, ben tum cocukluk yillarimda akran zorbaligina maruz kaldim. babamin neden oyle yurudugu ile ilgili bitmek bilmeyen sorular, sakalar vs. bu yuzden elalem ne der bizim evde hic onemli bir konu olmadi. cunku daha biz hicbir sey yapmadan elalem zaten konusuyordu. doyasiya gezdik, eglendik, babam bana hep en yakin arkadasiymisim gibi davrandi. bildiklerimin cogunu ondan ogrendim. ozetle engelli biri ile evlenmek kotu birsey degil, insanlar cahil, egitimsiz ve mankafa. eger secim sansimiz olsaydi annem de ben de yine ayni hayati secerdik.