hesabın var mı? giriş yap

  • (viskiden hiiç anlamayan ben ve zihni bulanık tekel şop adamı arasında geçer)

    - viski alıcam, neler var?
    - old mac satmıyoruz canım.
    - old mac ne? viski mi?
    - evet ama burda yok, aşada market var oraya sor.
    - neler var peki başka?
    - ucuz viski olarak old mac var..
    - amca hani yoktu old mac?
    - aşağıdaki markette var dedim ya evladım.
    - off boşver yaa... cube var mı?
    - bilmiyorum canım, aşağıdaki marketin sahibiyim ben, arkadaşın yerine bakıyorum.
    - ooooldu...

  • bendim bu ama siz böyle yazınca utandım. bundan sonra reklam tabelası gibi gezmek için gap yazılı sarı, abercrombie'den at kadar büyük geyikli pembe tişört alıcam.

  • filmdeki gizli kahramanlardan biri de vincent vega'nın arabası. 1964 chevy malibu ss.

    birisi bu arabayı anahtarla çizdi. vincent torbacısına gidip kafa dağıtmadan önce canı sıkkın bir sekilde bundan bahsediyor. "birisi arabamı çizdi!!" the wolf'un arabayı temizlemesinden sonra, vincent'ın mia'yı yemeğe çıkarmasından önce vincent ile butch barda kısa bir sohbet gerçekleştiriyor.

    sohbete girmeden önce vincent vega'nın geçirdiği günü hatırlayalım. üzerine kurşun yağdırdılar ama mucize eseri kurşun isabet etmedi. sonra kazara arabasında birini öldürdü, çok acil bir şekilde arabayı temizlettirmek zorunda kaldı. sonra bir kafede soyguna karıştı, bunlar olurken üstünde başka birinin saçma kıyafetlerini giyiyordu ve o akşam patronun karısını dışarı çıkaracaktı. patron da karısının ayaklarına dokunan adamı 4. kattan aşağı atan adam bu arada. kısa sürede bunları yaşayan vincent, maç satan butch'a tabiki saygı duymayacaktı.

    ikili arasında geçen kısa sohbette vincent, butch'a boksla ilgili bir hakaret olan palooka der. bu ifade temelde dövüşte iyi olmayan boksör anlamına gelir ve ardından alaycı bir ses tonuyla punchy diyerek devam eder vincent. butch'a maçını satan boksör imasını yapar. bu iki ifade butch'u aşağılaması için yeterlidir.

    öte yandan butch da kötü bir gün geçirmektedir. beşinci rauntta bilerek yenilmesi karşılığında ruhunu satmıştır. berbat bir haldeyken barda karşısına vincent çıkar ve epey saygısızdır. sonra vincent ile marcellus'un kucaklaşmasını görünce nefreti iyice artar. bara girerken o an orada olmayan bir arabayı, bardan çıkarken görür. barda zaten çok fazla insan yok. barmenin arabası olsa girerken görürdü. 1964 chevy malibu ss kesinlikle vincent vega'nın arabasıdır ve onu anahtarıyla bir güzel çizer.

    vincent torbacının evine mia'yla gidip duvarına çarptığı sahnede, butch'un sebep olduğu çizik görünebilir. görsel

    * araba gerçekte tarantino'nun arabası. true romence filminin senaryosunu satınca kazandığı parayla almış. araba, pulp fiction filminin çekimleri bitince çalınıyor ve 19 yıl sonra 2013'de bulunuyor. görsel

  • boşanmak isteyen bir ablanın bahane araması gibi geldi bana daha çok. sürekli boşayacağım diye tekrar ediyor. bakın, bu bir yardım çığlığıdır. *

  • şu rezil günlerde erimeye fırsat bulamayan iç yağlarıma ilaç gibi gelmiş olan bir fragmana sahip olan, can olan.

  • eskisehir 1991, aylardan kis aylarindan biri olsa gerek zira inanilmaz soguk [sanirim o sene eskisehir'in en sert kislarindan biriydi, rekor muydu neydi oyle birsey] .

    bir kac gundur yagan kar sona ermis, yerler buz. odunpazari'nda oturuyoruz o donem cumbur ve cemaat halinde. bir yerden eve yuruyerek gidiyoruz, hamamyolu'ndan gececegiz. kalabalik bir grubuz $amata, girgir yuruyoruz. birden, murat benim kulagima egilerek "bak simdi tugrul*'u iticem kayacak" dedi fakat tugrul bunu duydu ve kacmaya calisirken tamamen kendi cabalari ile kaydi ve iki ayagi birden yerden kesilerek inanilmaz estetik bir sekilde kic ustu dustu. biz gulmekten yarilmisken birden boyle hizli hizli yuruyen, elinde james bond canta, borsaci kilikli takim elbiseli [aynen depeyi gibi, evet] bir adam geldi, tugrul'a egilerek "birader, nefis dustun.. artistik puanlar 9.5 9.6 9.6" seklinde dalga gecti ve gitti ama boyle uc saniye icinde, cok hizli bi sekilde. biz daha da yarildik haliyle...

    neyse..

    ayni gunun aksami, tugrul ve ben arkadian'a gittik, bir ara aciktigimiz icin disari ciktik, bufelerden sandvic almaya. yanimizda ziya nam-i diger lopez var [o donem eskisehir'de ogrenci olup da lopez'i tanimayan cok azdir] bu ikisi dusmeyelim diye kolkola girdiler [yerler hala buz] ben de bunlar kesin dusecekler diye tahmin ettigim icin yanlarina yaklasmiyorum. az sonra, tahmin ettigim uzere ikisi birden yine iki ayak yerden kesilecek sekilde [totalde dort ayak] dustuler, ben bir daha gulme komasina girmiske,n sabahki adam yine ayni sekilde sanki bir yerlerde saklaniyormus gibi cikageldi ve tugrul'a egilip "birader zincir tak zincir" dedi ve yine saniyesinde kayboldu.

    bakakaldik ardindan.

  • herkes niye öğrenci evi tribine girmiş onu anlamadım. milyonluk adamlar temizlikçi tutamayacaklar mı? topumuzun ruhu fakir, biri de teoman'ı bulaşık sırasına sokmaya çalışıyo çıkar donunu da yıkasın.