hesabın var mı? giriş yap

  • oyuncu doğa rutkay kamal beklenen istanbul depremiyle ilgili "500 bin insan ölümle burun buruna" diyen deprem uzmanı prof. dr. naci görür'e tepki gösterdi: "artık yeter. istanbul korkusundan yasımızı yaşayamadık. korkudan uyuyamıyoruz, anneyiz nefes alamıyoruz."

    ablacim 20 senedir konusuyor bu adam. dinlemiyorsunuz. icimizde olmasi gereken o korku olmadigi icin bu haldeyiz. hazmet, sindir, iliklerine kadar hisset ki, hissedelim ki bir seyler degissin; degil mi?

    tanim: kuma kafa gomme sanati.

    kaynak: https://www.sozcu.com.tr/…m_campaign=sag_textmanset

  • debe editi: nefes...

    memursenli memura cok bile...
    yetkili sendika sagolsun tum yetkisini memuru ezdirmek icin kullaniyor.

    2010 yilinda yeni baslayan 8/4 teknik personel 1215 dolar alirken, simdi 1/4 30 yillik teknik personel 800 dolar aliyor...

    memur aileler calisirken evini alir, emekli ikramiyesiyle yazlik alir, yerli arabasina binerdi...

    birakin memuru eskiden herhangi bir okumus calisan tazminatiyla emekli oldugunda, bir ev ve bir adet 2. el araba aliyordu.

    zamanla bunu bir eve dusurduler, babalarimiz ev aldi ikramiyeyle.
    gectigimiz yillarda emekli olanlar sifir bir arac aliyordu cok degil 3 4 yil once.
    1 2 yil once 2. el iyi bir arac aliniyordu...

    bu sene emekli olanlar 30 yillik emekli ikramiyesiyle; dis implanti yaptirip olmeyi bekliyor...

    okuyani bitirdiniz,
    calisani bitirdiniz,
    emekliyi bitirdiniz,
    genclerin umutlarini tukettiniz...
    herkesi asgari ucretli yapin bari komunistiz dersiniz, onu da yiyen olur merak etmeyin...

  • yasaklanmasi gereken sunnet degil. yasaklar hicbir zaman iyi sonuc vermez. 18 yasindan kucuk, kendi kararlarini kendi veremeyen cocuklari istismar etmesinler yeter. 18'inden sonra isteyen isterse kokunden kestirsin, bence bir problem yok.

  • bazı "patron şirketleri" tarafından asla tercih edilmeyecek uygulamadır. neden mi? çünkü o eski kafalara göre işyerinde değilseniz çalışmıyorsunuzdur. sırf bu sebeple, ego tatminleri için çalışanlarını ofislere getirtmeye devam edeceklerdir.

  • black mirror'ın 2. sezon 1. bölümünün ismidir.

    dizi, 2 yıllık bir aranın ardından be right back adlı bölümle devam etmiş ve bu sefer de yine insanlığı can alıcı bir noktadan vurmayı başarmıştır: “ölülerin farklı bir formatta diriltilmesi mümkün müdür?” sorusunu yönelten ve cevabını da bölüm içinde birçok bakış açısı ile birlikte sunan sarsıcı bir black mirror bölümü daha.

    “hemen döneceğim,” diyerek giden ash, sevgilisi martha tarafından beklenmekte fakat saatler ilerledikçe de geri dönmemektedir. bir trafik kazasında hayatını kaybettiğini anladığımız ash’in ani bir şekilde dünyaya gözlerini yummasını kabullenemeyen martha, içinde bulunduğu teknolojik imkanların birçok şeyi çözebildiği bir çağda farklı bir yönteme başvuracaktır.

    gelişmiş bir bilgisayar programı ile, ölen insanların tüm sosyal medya hesaplarındaki sesli, görüntülü ve yazılı tüm geçmişlerini belleğine alarak, yapay bir insan yaratılabilmektedir. telefon veya tablet gibi ekranlardan, yani kısaca bir “kara cam” aracılığıyla, sanki ash hiç ölmemişçesine onunla “iletişim kurmaya” başlayan martha, ilk zamanlarda bunu kabullenemese de, zamanla uyum sağlayacaktır.

    buraya kadar her şeyin normal olduğunu görüyoruz çünkü böyle bir programın yapılma ihtimali günümüzde çok da düşük sayılmaz. gelecekte karşımıza çıkmasına kesin gözüyle bakılmakta olan bu ilginç programın bir üst versiyonunda ise ölen insanların, insan formunda ama bir android/robot seviyesinde geri dönüşümü sağlanmaktadır.

    ash’in bir kopyası ile yaşamaya başlayan martha, adeta dış dünyaya kendisini kapatır ve o çok sevdiği eşiyle birlikte dolu dolu saatler geçirmeye başlar. o aslında ölmüştür fakat bunu kabullenemeyeceğini bilen martha, bir robot dahi olsa sevdiği adamla hayatına devam etmektedir. ilk zamanlar her şey iyidir, hoştur, ama zamanla martha da karşısındaki “şey”in gerçek bir insan olmadığının, ash olamadığının farkına varacaktır. bir süre hayatı eskisi gibi mutlu bir şekilde devam etse de, çöküş devri yakındır ve martha, bir daha asla ash gibi bir adama sahip olamayacağını acı bir şekilde tecrübe edecektir.

    öncekilere nazaran duygusal bir bölüm olduğunu söyleyebiliriz be right back’in. tabii ki bu etkiyi yaşatmasında güzel ve yetenekli aktris hayley atwell ve oldukça iyi bir aktör olan domhnall gleeson’ın payları yok değil. gerek martha’nın ash ile yazılı bir şekilde iletişime geçtiği anlarda, gerekse robot hali ile etkileşimde bulunduğu kısımlarda olsun, bölümün başından sonuna, tatlı hatıraların getirdiği acı duyguların hissedildiğini söylemek mümkün.

    çok sevdiğimiz ve ondan kopamayacağımızı düşündüğümüz insanlar öldükten sonra da onlarla iletişimimizi devam ettirmeli miyiz? devam eden iletişim nereye kadar sağlıklıdır? iletişime geçtiğimiz “şey” o sevdiğimiz insan mıdır gerçekten yoksa onun duygusuz, sevgisiz ve ruhsuz bir yansıması mı? bu tür soruları yanıtlamamızı bekleyen serinin senaristi charlie brooker, izleyicisine unutulmaz bir deneyim daha yaşatıyor.

  • "galatasaray, finansal fair play ile boğuşurken benim takımdan tazminat almam doğru olmazdı" açıklamasını yapan, son yıllarda türkiye'ye gelmiş en karakterli adamlardan biridir.