hesabın var mı? giriş yap

  • fizyoterapistim, aynı zamanda yıllardır fitness yapıyorum. yüksek lisansıma devam ediyorum.

    sporcularla çalıştım, vücut geliştirme yapan hastalarım oldu. türkiye 3. sü hastamdı 2 ay birlikte çalıştık.

    tahmin edebileceğiniz gibi egzersiz fizyolojisinden, spor fizyoterapisine birçok ders aldım.

    sporcu beslenmesi ile ilgili kongrelere katıldım.

    supplement ve steroidlerle ilgili pek çok kaynak okudum. çalışmaları inceledim.

    ama şu sözlük yazarları kadar emin değilim neyin ne olduğu hakkında. ulan nasıl bu kadar kendinden emin konuşabiliyorsunuz ya? nereden geliyor bu özgüven? hayır yazdıklarından konu hakkında zır cahil olduğun belli.
    adam baya baya sadece protein tozu kullanarak, kasta mikrotravma oluşturmadan, hipertrofi ve ya güce yönelik antrenman yapmadan kas yapılacağını sanacak kadar bilgisiz. ama konuda en uzman adamdan daha emin söylediğinin doğru olduğundan.

    konuyla ilgili bilgim dahilinde bir şeyler söylemek gerekirse. 3-6 ay arası fitnessla uğraştıktan sonra protein tozu kullanma da bir sakınca yok. ben yarım ölçek spor öncesi ve 1 ölçek spor sonrası, böbreklere zararı en aza indirmek amacıyla yüksek miktarda su ile tüketiyorum(takriben 750 ml). özellikle spor sırasında ve spordan sonra katabolizma yani yıkım pik yaptığından bu dönemde whey kasa ihtiyacı olan proteini sağlıyor. bunun dışında kalan tüm proteini normal besinlerden sağlıyorum.

    50 dolara amerika'da satılan protein tozu türkiye'ye gelene kadar 10.000 km yol yapıyor. 200 tl'ye satılması normal hatta akp'nin bize geçirdiği vergilerle iyi bile.

    karaciğer hakkında çok dertlenenler hayatları boyunca alkol almayanlar olsa gerek, yoksa günde 5-10 bira içip buraya yazacak kadar malları kanzuk almasın.

  • belki de ayar verme amacı falan yokken sadece basit düşünerek merak ettiği için yazdı bunu fazıl say, ama bu sayede hem hakan hatipoğlu'na hem de bize çok güzel bir şey gösterdi;

    kendisi bile ne işle uğraştığını bilmeyen insanlarla dolu etrafımız. bir yeteneği olmayan, bir meşguliyeti olmayan, bize kattığı bir şey olmayan insanlar o kadar çok hayatımızda ki. hem de tam karşımızda.

  • bilal erdoğan'ın paraları sıfırlamak için internet bankacılığından amcasına eft yapacakken ödemeyi yanlışlıkla imf'ye geçmesi olayı. sonra bankayı falan arayıp, araya tanıdık koyup yanlışlık oldu dese de adamlar parayı almışken geri göndermemişler doğal olarak. tayyip ise olayı duyduktan sonra sinir krizleri geçirip bilal'e temiz bir dayak atsa da ertesi gün krizi fırsata çevirip "imf'ye borcumuz kalmadı" diye oy istemeye başlamış. bilal mi? hala ne olup bittiğinin farkında değil.

  • bbc'de 1 nisan 1957 tarihli panaroma programında yayınlanan ve bbc'nin telefonlarının kitlenmesine sebep olan 1 nisan şakasına konu ağaçlardır.

    efsanevi haber/şaka, ağaç dallarından spagetti eriştelerini bir sepet içerisinde toplayan ve güneşte kurutan çiftçileri konu alıyordu.

    video

    şakayı inandırıcılık ekleyen şey, haberi sunan kişinin, bbc'nin ilk savaş muhabiri richard dimbleby olmasıydı. dimbleby programda, spagetti ağaçlarının en büyük düşmanı olan "spagetti bitlerinin" neredeyse tamamen yok edilmesi sayesinde isviçre'deki spagetti hasadının beklenenden verimli olacağını belirti.

    ayrıca, hasadın veriminden mutlu olduğu gözüken isviçreli kadınların görüntüleri akarken "spagettilerin boylarının eşit boyda olmasının insanların kafasını karıştırdığını" bunun, "spagetti üretiminde mükemmelliğe ulaşmayı başaran sabırlı çiftçilerin sabırlı çabalarının ürünü" olduğunu ekledi.

    haberde, makarnanın anavatanı italya yerine, isviçre'nin konum olarak kullanılmasına ve programın 1 nisan'da yayınlanmasına rağmen izleyiciler spagetti ağaçlarının gerçek olduğuna inandılar. bbc'nin o dönemdeki en üst düzey yöneticilerinden biri olan genel müdür sir ian jacob'ın bile habere inandığı ve doğrulamak için spagettiyi üç ayrı kitapta araştırmak zorunda kaldığı belirtildi.

    bölümün yayınlanmasının ardından yüzlerce kişi bbc'yi telefonla aradı ve haberden övgüyle bahsettikten sonra evde kendi spagetti ağaçlarını yetiştirmek için neler yapmaları gerektiğini sordular. bbc, bu soruyu soranlara şakaya uygun olarak "bir kutu domates sosuna, tek bir spagetti çubuğunu koyduktan sonra beklemelerini" önerdi.

    şakanın bu kadar inandırıcı olmasının bir diğer sebebi de spagettinin 20 yüzyılın sonlarına kadar birleşik krallıkta popüler olmaması da etkiliydi. ingiltere'de spagetti yiyenlerin çoğu, o dönemde marketlerde konserve içerisinde satılan spagettilerden yiyenlerden oluşuyordu. yapımı ve kökeni hakkında çok fazla bilgiye sahip değillerdi.

    sonunda bbc işi tadında bırakıp videonun şaka amaçlı yayınlandığını duyurdu ve izleyicilerin birçoğu hayal kırıklığına uğramasına sebep oldu.

    panaroma adlı programın o dönemdeki editörü olayı anlatıyor.

    spagetti şakası, bbc'nin izleyicilere yaptığı ilk şakaydı ancak son da olmadı.

    nisan 1964'te, izleyicilere kokuları televizyon aracılığı ile iletmenin yolu olan "smellovision" adlı icadın mucidi ile yaptıkları röportaj sonrasında bazı izleyiciler, televizyondan soğan ve kahve kokusu aldıklarını doğrulamak üzere kanalı aradılar.

    1992 cadılar bayramında ise, kötü bir hayalet tarafından saldırıya uğrayan gazetecileri konu alan "ghostwatch" adlı belgeseli yayınladılar. bu belgeselin bazı izleyicilerde travma sonrası stres bozukluğuna neden olduğu bildirildi.

    bbc'nin spagetti ağacı şakası halen tarihteki en iyi şakalar listelerinde yer alıyor.

    sonuç olarak, "spagetti ağacı" bbc'nin aldatmaca programlarının en ikonik olanı ve hala tarihin en büyüklerinden bazılarının listelerinde referans gösteriliyor.

    museum of hoaxes'a göre, spagetti ağacı şakası , viyanalı kameraman charles de jaeger'ın okuldayken öğretmeninin "spagettinin ağaçta yetiştiğini söylesem inanacak kadar aptalsınız" dediğini belirtmesinden esinlenerek ortaya çıktı. görünüşe göre öğretmen haklıydı...

    kişisel bir yorum yapmam gerekirse; (böyle bir gereklilik yok aslında ama yapmak istiyorum)

    şaka, devlet televizyonlarının neden siyasi partilerden bağımsız ve sadece devleti temsil etmesi gerektiğinin de kanıtı gibidir. insanlar, yayınlanan içerik ne kadar saçma olursa olsun arkasında devlet olan bir kurumun doğru söylediğine inanma eğilimindedir.

    ülkemizde maalesef bu güven ortamında eser kalmamıştır. hatta bırakın güvenmeyi, uzun bir süredir, belli başlı devlet kurumlarından yapılan açıklamaların direkt yalan olduğunu düşünüyoruz.

    kaynak: allthatsinteresting

  • orumcek adam dendiginde cogu kisinin aklina eglenceli aksiyonlara giren geveze komik bir super kahraman gelse de, orumcek adam maskesinin altinda pesimist ve sarkastik bir adam var. super gucler kazandigi icin hayati mahvolan, zar zor gecinen, sayisiz kez basarisiz olan, bir cok insanin olumune sahitlik etmek zorunda kalan adamin gevezeligi onunkisi. iste orumcek adam maceralarindan bazilarinda bu durum cok daha fazla islenir. bazi maceralari inanilmaz derecede melankolik, dokunakli, duygusal ve karamsardir. bunlardan sahsen en cok sevdigim bes tanesini liste halinde anlatacagim o yuzden entry'nin devaminda feci spoiler var. ayrica size arzu'yla kaya'nin selami var ehi ehi.

    1- the kid who collects spider-man

    https://eksiup.com/p/mj1118408jv9

    https://imgur.com/a/ix0zxdv

    ilk kez the amazing spider-man serisinin 248. sayisinda yayinlanan hikaye. tim, orumcek adam'in buyuk bir hayrani ve onun hakkindaki her seyi topluyor. butun gazete haberlerini, resimlerini ve hatta orumcegin kil payi kurtuldugu kursun cekirdeklerini. en buyuk dilegi ise bir gun orumcek adam'la tanismak. sonunda bir gece orumcek adam odasinda ziyaret ediyor tim'i. kucuk tim buyuk bir heyecanla orumcek adam koleksiyonunu gosterirken orumcek de bu sayede anilara daliyor. tim'e maceralarinin bilinmeyen yonlerini anlatiyor. ve tim en sonunda orumcegin en buyuk sirrini yani gercek kimligini bile ogreniyor. bu mutlu sona gidermis gibi gozuken son karesi ise bir yumru gibi oturuyor bogazimiza. cunku tim'in odasinin bir hastanede oldugu, losemi olan tim'in ise bir kac haftalik omru kaldigi anlasiliyor.

    - en dokunakli replik: "yemin ederim ki sirrini kimseye soylemezdim... yasadigim surece."

    - en dokunakli kare:

    https://eksiup.com/p/aj111842rxyj

    https://imgur.com/a/xsgnmcr

    gorsel anlatimdaki muhtesem isik ve golge kullanimi, en neseli karede bile karakterlerin ustune dusen golgeler gorsel anlatim dersi veriyor adeta. caresizligin melankolisi o kadar etkileyici anlatiliyor ki ice islememesi mumkun degil. ozellikle tim'in durumunun bir gazete kosesindeki ufacik bir kupurden ogreniyor olmamiz daha da katmerliyor melankoliyi.

    2- leah

    https://eksiup.com/p/3n111844fqsm

    https://imgur.com/a/xo0yfhc

    ilk kez friendly neighborhood spider-man annual serisinin birinci sayisinda yayinlanan kisa hikaye, sokaklarda yasayan evsiz kucuk kiz leah'nin dokunakli oykusune tanik ediyor bizi. buyuk bir orumcek adam hayrani olan kucuk leah, bir ara sokakta evi haline getirdigi karton kutusunda yasarken orumcek adam'la tanisip onun maceralarina katilma hayalleri kuruyor. her tarafini gazetelerdeki orumcek adam resimleriyle kapladigi kutusunda kar yagan sehrin bir kenarinda hayatta kalmaya calisiyor. karla kapli sehirde orumcek her ag atarak gectiginde bir gun onu farketmesini umuyor. sonunda orumcek onu farkettiginde ise... cok gec oluyor.

    - en dokunakli replik: "eger beni duyabiliyorsan leah, tatli ruyalar..."

    - en dokunakli kare:

    https://eksiup.com/p/e4111845t4mr

    https://imgur.com/a/divvyng

    gerek leah'nin hic repligi olmamasi olsun, gerek karli sehrin o melankolik yapisi olsun, ice isleyen bir gorsel anlatimi var bu hikayenin.

    3- return of the sin-eater

    https://eksiup.com/p/6j111846a7cy

    https://imgur.com/a/al2tcon

    ilk kez the spectacular spider-man serisinin 134, 135 ve 136. sayilarinda yayinlanan karamsar gunah yiyen hikayesi. daha once the death of jean dewolff hikayesinde akil hastaligi yuzunden kendince gunahkar gordugu insanlari oldurmeye baslayan polis stanley carter, polis komiseri jean dewolff'u da oldurur. bu gercegi cok gec ogrenen orumcek ise daha once hic yapmadigi bir sey yaparak carter'i olduresiye doverek sakat kalmasina neden olur. iste bu hikayede orumcek adam carter'a yaptiklari yuzunden gucunun aslinda ne kadar tehlikeli oldugunu anlar ve ic hesaplasmaya girer. carter ise normal hayata geri donmeye calisir ama gerek insanlarin yaklasimi gerekse medyanin kendisini ucuz bir malzeme olarak kullanmasi sonucu akil hastaligi tekrar nukseder ve gunah yiyen geri doner. bu hikaye boyunca gerek carter'in akil hastaligi karsisindaki caresizligi ve hayata tutunma cabasi, gerekse orumcegin vicdan azabi yuzunden caresizce kendini affettirme cabasi sebebiyle ic acitan bir tablo ortaya cikar. sonunda ise carter gunah yiyen'i yenmeyi basarir... hayati pahasina.

    en dokunakli replik: "ben yendim... gunah yiyen oldu... artik yasayabilirim..."

    en dokunakli kare:

    https://eksiup.com/p/8w1118473zt4

    https://imgur.com/a/j6yyknz

    yine gerek isik ve golge kullaniminin profesyonelligiyle olsun, gerekse yalnizlik duygusunu tam manasiyla veren bosluk dolu kareleriyle olsun cok basarili duygu aktarimi yapan bir hikayedir. ozellikle carter'in gunah yiyen personasindan kurtulmaya ve yeniden hayata adapte olmaya calismasi, ama herkesin dislamasi sonucu tekrar akil hastaliginin onunde diz cokmesi cok karamsar bir anlatimla verilmistir.

    4- kraven's last hunt

    https://eksiup.com/p/dq111848s6qb

    https://imgur.com/a/yvhsrtm

    uc ayri seride yayinlanmis hikaye. the amazing spider-man serisinin 293 ve 294. sayilarinda, the spectacular spider-man serisinin 131 ve 132. sayilarinda, web of spider-man serisinin 31 ve 32. sayilarinda alti bolum halinde yayinlanmistir. bu hikaye icin rahatlikla orumcek adam'in psikolojik haritasi diyebiliriz. populer orumcek adam imajinin aksine bu oykude orumcegin butun korkularini, kirilgan taraflarini ve yarali psikolojisini tum ciplakligiyla goruruz. genel hikaye asillik saplantili kraven karakterinin orumcegin kendisini kucuk dusurdugunu dusunup onu sadece yok ederek degil, kucuk dusurerek, yerine gecip ondan daha iyi olarak intikam almayi planlamasi uzerine kuruludur. bu avci kraven'in son avi olacaktir. ama burada en ic acitici olan tema insanlarin yanlizligi, olum karsisindaki caresizligi, butun bir hayatin nasil aslinda kagittan kuleler gibi kolayca yikilabilecegidir.

    en dokunakli replik: "ben sadece peter parker'im... ve sanirim umursuyorum..."

    en dokunakli kare:

    https://eksiup.com/p/8v111849sgbd

    https://imgur.com/a/8qloiow

    gerek surekli yagan yagmur ve karanlik sehir tasviriyle olsun, gerekse karelerin cogunlukla repliksiz ve bosluklarla dolu olusuyla olsun, sanirim gorsel acidan en karamsar orumcek hikayesidir. sehrin boguculugunu, ve karanligin adeta ustunuze geldigini hissettirir. m.j'in yalnizligi, vermin'in nefret dolu dislanmisligi, kraven'in gecmisi geri getirememeye bagli melankolik ofkesi ile adeta bir pesimizm basyapitidir.

    5- the death of jean dewolff

    https://eksiup.com/p/sy111850vxr8

    https://imgur.com/a/zw8wj80

    ilk kez the spectacular spider-man serisinin 107, 108, 109 ve 110. sayilarinda yayinlanan ofke, ihanet ve caresizlik dolu karamsar hikaye. jean dewolff'un hayatindan kesitler ogrenerek baslariz bu hikayeye. cocukken polis olan uvey babasina olan ozenmesini, onu bir kahraman gibi gormesini, bir gun onun gibi olmayi hayal etmesini, bir gun uvey babasinin onunla gurur duyacagi bir polis olmayi hedeflemesini, bu surecte yasadigi sikintilari, atlattigi tehlikeleri ve uvey babasinin sessiz destegini goruruz. ama ters bir seyler vardir.

    yakin arkadasi komiser jean dewolff'un evinde uykusundayken olduruldugunu ogrenir orumcek. bunu yapan gunah yiyen diye biridir. orumcek cok sinirlenir, kendisine gore gunahkar gordugu kisileri pompali tufekle acimadan olduren gunah yiyen'i yakalamak icin durmaksizin ugrasir. bu surecte kendisine surekli yardimci olan polis memuru stanley carter'e guvenir. ama hikayenin sonunda sin-eater'in butun hikaye boyunca orumcegin en cok guvendigi stanley carter oldugu ortaya cikar. bu durum orumcegi busbutun cigirindan cikarir, hatta kendisini durdurmaya calisan daredevil'i bile dover arada. carter'i yakaladiginda ise daha once hic yapmadigi bir sey yapar, olduresiye dover carter'i, bu ofkenin arkasinda sadece jean dewolff'un olumu yoktur cunku. hem guvendigi kisinin onu aldatmasi hem de genel olarak insanlarin guvendigi polislik kurumunun icindeki kisinin meslegine ihaneti sebebiyle ofkeden cildirmistir orumcek. bilmedigi sey ise; stanley carter'in aslinda bir akil hastasi oldugu ve yaptigi seyleri bilincli yapmadigidir.

    - en dokunakli replik: "bana uzgun oldugunu anlatma, jean dewolff'e anlat."

    - en dokunakli kare:

    https://eksiup.com/p/6r111851n93t

    https://imgur.com/a/lpqaeiv

    aslinda hikaye ve cizimler siradanmis gibi gozukse de icinde adalet duygusunun cabucak ofke ve intikama donusebilecegini, en dogru olanin bile kolayca sagduyusunu kaybedebilecegini anlattigi icin cok degerlidir. adaletin ise kolayca aldatilabilecegini, cevresinden dolasilabilecegini gostererek adalete dair cok karamsar bir tablo cizer. oyku boyunca orumcek yavas yavas ofkesine yenilir ve nefret ettigi gunah yiyen'in bir benzerine donusur. bu da guc zehirlenmesinin getirdigi karamsar tasvirlerle cok basit bir gercegi anlatir; guc yozlastirir, mutlak guc mutlak yozlastirir.

    ***

    ayrica bunlar disinda kar firtinasinda sehirde kucuk suclularin pesinde kostugu, yagmurlu havalarda bir binanin duvarina yapismis halde soylenerek etraftaki kucuk suclari gozledigi pek cok macera mevcut, ve bu tarz hikayelerin hepsi evrenler arasi savas zirvaliklarina bes basar. cunku daha ayaklari yere basan ve orumcek adam'i sevmemize sebep olan tarzda hikayelerdir.

    ulan olup gitmeden sinemada su tarzda olgun kafada bir orumcek adam filmi goremezsem gozlerim acik gider yeminle. normal film olmaz fan film olur, o da olumlu.