hesabın var mı? giriş yap

  • bütün amerikan filmi klişelerini gördüğümüz klip.
    cheerleaderlar, nerdler, jessicalar, jasonlar, yakışıklı oyun kurucular, kimya laboratuarları, geyik hocalar, bando takımları, okula camaro ile gelmeler.

    hani filmdi lan bunlar. bizim dizilerde de tüm ülke yalıda yaşıyor, onlarda öyle gösteriyorlar ama gerçekte öyle değil diye düşünüp üzülmüyorduk, öyleymiş. can sıktı

    şimdi bunlar kocaman bahçeli, şişe süt ve gazete dağıtılan müstakil evlerde yaşayıp sabah kahvaltısında mısır gevreği de yiyorlardır allah bilir.

  • benim para çekmek vs. için bankamatiğe doğru her yönelişimde yakaladığımdır. hiç şaşmadı. para çekmek için bankamatiğe doğru yürüyorum. bankamatik boş, etrafta da kimse yok. bankamatiğe 5 metre kala bir anda en az 2-3 kişilik sıra oluşuyor. bu kişiler bildiğin npc. ara ara kafamı uzatıp, "ne yapıyor lan bu adam bu kadar zamandır?" diyerek bakıyorum. allah belamı versin boş boş ekrana bakıyor.

  • türünün en iyi kitapları arasında yer aldığını düşünüyorum. buna rağmen kitabı herkesin anlamasını beklemek pek de mantıklı bir yaklaşım olmaz. çünkü anlaşılması zor bir kitap. o yüzden birden fazla okunursa daha iyi anlaşılacağını ve irdelenme fırsatının daha fazla olacağını düşünüyorum.

    kitapta ki fizik terimleriyle belirli bir zaman yolculuğuna çıkıyoruz. geçmişten günümüze dünyamıza ışık tutan önemli isimlerin araştırmalarını okuyoruz. her biri bulunduğu zamanın ötesinde olan insanlar.

    zamanın kısa tarihi bizlere insanların hangi koşullarda var olabileceğini, her şeyin aslında hiç'de düzenli ve planlı olmadığını, ama aslında bir o kadar da planlı ve düzenli olduğunu gösteriyor.(dahası gösteriyormuş gibi yapıyor) çünkü bu durumun karmaşıklığı tesadüfü getiriyor. tesadüflük ise bizi belirli bir fikir üzerinde tutuyor. fakat karmaşıklığa doğru itiyor. çünkü zamanda var olabilmemiz için gereken dünya şartlarının oluşması gerekiyor. bunun içinde programın kodlarının olması gerekiyor. fakat bu kodları yazan bir kişinin olmadığını düşünün? ve tesadüfen oluşan kodlar serisinden dünyanın meydana geldiğini bizimde o kodların birer parçası olduğumuzu ele alın...

    bazı çerçevelerle ve kanunlarla hükümleri bir bilgisayar oyunu gibi çizilmiş olan bu dünya, aslında bir büyük patlamadan geliyor. eğer zamanda genişlememiz mümkünse türümüzün devam etmesi ve gelecek nesillerde evrilmesi de pekala mümkün olacaktır. türümüzün var olması için mutlak zamanın geniş olması gerekiyor. zamanda genişlemek mümkün olmuyorsa, o zaman daralan zamanda bizim gibi canlı türlerinin olduğunu söylemek mevcut şartlarda hiç de mantıklı olmaz.

    insanoğlu kararlarını özgür bir biçimde aldğını düşünür. ve her birimiz aslında yıldız tozlarının bir yansımasıyız. peki ama oluşan evrende her insanın davranışları aslında bu dünyadaki yansımaların düşüncemize aktarımıysa o zaman bununla ilgili ne diyebiliriz? gerçekten de ne derece özgür karar verebiliyoruz?

    koordinatlar bize yer belirleme konusunda yardımcı oluyor. cismin hareketi için belirli bir enerji gerekiyor. bu enerji karadelik'de toplanıyor. ve bu toplanma büyük bir yaylım ateşi yayıyor. öyle ki yıldızların belirli bir sırasının olmadığını görüyoruz. çünkü milyonlarca yıldız, milyonlarca alternatif evren söz konusu.

    insanoğlu bugün kim olduğunu, nereden ve nasıl geldiğini sormaya devam ediyor. bu kitabın içerisinde kaybolmak, ve irdelenmesi gereken noktaları doğru ele almak önemli. bir yaratıcı var mı? yoksa insanların oluşturmuş olduğu bir dizi kanun mu? bu soruların net bir cevabını vermek bilimsel açıdan mümkün olsa da insanı tatminkar etmediği ve edemediği ortadadır. çünkü bilim; ruh ve düşünce kavramından farklı ilerler. nitekim insanoğlu bugün kim olduğunu ve nereden geldiğini bir nebze de olsa biliyor. fakat aydınlanması gereken noktaların fazlalılığı ve açıklığı henüz çok geride...

  • "corgim var, biraz sesli ama sevimli hayvanlar. geceleri tutturdu mu havlıyorlar da ama bir insanı uyandırma ihtimalleri pek az."

    benim sese uyanma eşiğim seni ilgilendirmez, psikolojik tedavi gören bir insan mesela bir kez uyandı mı geriuyumayabilir ve toparlaması haftalarını alabilir. senin sahte köpek sevgin yüzünden eziyet çekmek zorunda değil.

    hasta olan var, bebeği olan var, sadece sessiz uyumak isteyen var. ayrıca o hayvanları 4 duvar hapisaneye kapatınca elinize ne geçiyor anlamıyorum.

    bir de hayvan düşmanı pislik deniyor. apartman ortak yaşam alanıdır arkadaşım. müstakil evinde istersen 100 tane köpek sok evine.

    bir de devam ediyor bak ne yazmış:

    "ben de bunu öğrendiğimden beri sabah yürüyüşlerinde köpeğimin dışkılarını poşete koyup bunun paspasına atıyorum."

    ne acayip insanlarsınız. ben gece havlama duymak istemiyorum, nasıl kendi çocuğumu sıklıkla uyarıp sustuyorsam sen de köpeğini ya susturursun ya da yapamıyorsan taşınırsın müstakil eve.

    not: evcil hayvansız günüm geçmedi bu hayatta, müstakil evde yaşıyorum.

  • kendisi beni affetsin ama, şu rockçı serpil'in ilk sahne aldığı gün yaptığı bir hareketi gördüğümden beri gif'ini yapmak istiyordum. gece gece dayanamadım yaptım; artık uyuyabilirim:

    [bye bye link]

    edit: ya ben bunu gecenin bir yarısı yaparken inci sözlüklere kadar falan uzanacağını hesap etmemiştim. zuhal hanım, affınızı rica ederken meğer ne kadar haklıymışım.

    edit2: yıllar geçtikçe domain hoarding problemim geçiyor mu nedir, link shortener domainlerim öle öle sonunda link açık haline kadar geldi. zuhal hanım, aslında gerçekten hiç bunu burada tutmaktan da mutlu değilim ama bizi aştı durum. yapacak bir şey yok. öksüz mü kalsın bütün o verilmiş linkler...

    edit3: kalsın.