hesabın var mı? giriş yap

  • memleket toprağı söz konusu olunca, değil peşmerge'ye yol vermek, bunların ağababası amerika'ya bile orta parmak işareti yaparak dehlemesidir. bunu hem gençliğinde kıbrıs harekatına karar vererek, hem de yaşlılığında 2. körfez savaşında komşusuna saldırmak isteyen amerika'ya yol vermeyerek yapmıştır. bir beyzbol sopasıyla hizaya gelip, sabah söylediğini akşam yalayan çakma liderlere nazire olunur.....

  • açılın uzman geldi.

    "right" kelimesinin kökü "rig"dir, bu da latinceden gecmedir. "rig" kökü "siraya, duzene koyma" anlami verir. ornegin ispanyolca "dirigir" kelimesinde de ayni kok vardir ve anlami siraya koymak duzenlemektir. ingilizcede "direct" de ayni "rig" kökündedir cunku "rig" kökünün de latincede kullanimi "rec"tir. (" re"ile karistirmayin o "tekrar" anlami verir, ornegin "record" kelimesi latince "recordari", yani yeniden "kalbe" girmektir. couer fransizcada kalp demektir. ayni sekilde cordial kalpten demektir. cardiac arrest'teki kalp ile record'daki cord kalp anlamindadir. bu yuzden ingilizce'de ezberlemek "learn by heart" tir, yani icine, kalbe islemek gibi)

    "rec" kökü direkt, duzenlice, nizami anlami katar. bu yuzden right kelimesi normalde "direkt, dosdogru, duzeltilmis" anlaminda kullanilir. mesela right'in bir es anlamlisi "correct" kelimesidir rec kökü var. (ornek; i didnt get it right, yani tam olarak anlayamadim, ya da "its right in front you" birsey bir yer ariyosun diyelim karsindaki sana "tam onunde" dedi, ya da "right forward" dedi yani " abi yoldan direkt devam et abi" der gibi). neyse, matematik sistemde her sey saga dogru ilerler, bir sey siraya konurken de saga dogru konur. bu yuzden right ayni zamanda "sağa dogru duzenleme" anlami verir. mesela dikdortgenler her zaman "rectangular" yani saga dogru nizami devam eden anlamindadir. geometride açılar her zaman saga dogrudur. ıngilizcede bu yuzden dik açı "right angle" olarak ifade edilir ve dik açı rect, rectus yani right nizami bir yon izler.

    bu yuzden right "sağ" anlaminda kullanildigi gibi "hak" ve siyasal sağ anlamindada kullanilir. cunku sağ goruslu insanlar duzene nizama kayitsiz sartsiz solculara gore daha uyumlu gozukur. bir diger kokeni ise latince'de directus "bakin yine rec koku var ve direkt anlaminda) vucudun sag tarafini ifade eder. kalp solda oldugu icin bir kisi soldan darbe alirsa daha fazla sarsilacagindan sag tarafinin daha guclu oldugunu ve kalbi yoracagindan saglak olmanin daha avantajli olacagini dusunmusler. "hak" anlamina gelmesi ise yine latince'deki "rec" kokudur ve guclu tarafi izah eder. ornegin ispanyolca'da da sag derecha, hak adalet ise derecho"dur, latinceyle neredeyse ayni. buradaki mantik da guclu oldugunu tasvir etmektir. mesela yine ispanyolcada "yasa, kanun" anlamina gelen "regla" kullanilir yani rec kokunden.

    "left" ise kokeni vucudun daha dayaniksiz sol tarafini ifade eden antik yunan etimolojisine dayanmaktadir. "laevus" kelimesindem turemistir. ruscada da sol "levyi" demektir. kelime anlami "sol taraftaki zayif bolge, zayif, dayaniksiz, basina kotu birsey gelmesi muhtemel bolge" olaral ifade edilebilir. bu yuzden nizam ve duzene aykiri olarak fransiz ihtilalinde ilk kez tasviri yapilmistir, yani duzene uymayan zayif insanlar tabiri. ıngilizcede "duzensiz" kelimesi ornegin "irregular" olarak gecer, oradaki rec, rig kokunu farketmissinizdir. ırregular aslinda "guclu olmayan" demektir.

    bu yuzden solak insanlar zayif ve gucsuz insanlar, duzene aykiri insanlar olarak algilanir cogu kez. right kelimesini ise gunumuz ingilizcesinin gunumuze gelmesinde payi olan kentish bolgesi gunumuze getirmistir. kentish adi ustunde kentli, sehirli olarak soylenebilir, yani duzenli nizami insanlar.

  • acilin finlandiya'dan geliyorum. gectigimiz yil nokia'nin ceo'su risto siilasmaa'yi dinleme ve tanisma firsati buldum. bu soru her konusmada kendisine soruluyor.

    risto, goreve geldigi yil nokia cokusune baslamisti ancak bu cokusun ne nokia ne de risto ile bir alakasi yoktu. risto bu goreve kriz yonetmesi icin gelmisti ve microsoft hezimetinde pay sahibi olduktan sonra sirketin yasamaya devam edebilmesi icin 5g teknolojilerine yoneltti. kendisi su anda f-secure'un ceosu.

    kendisi, herkesin tahmin edebileceginin yaninda aslinda bir ozel neden olduguna parmak basti. apple ve samsung'un buyumesine imkan veren seyin avrupa'da olmayisi bu:

    telefonunuza uygulama indirmek ve operatorunuz ile surekli data alisverisinde bulunabilmek. apple, verizon gibi devlerle calistigi icin app store'u gelistirebilme imkani buldu. avrupa'nin hicbir ulkesindeki operatorlerden boyle bir destegi goremeyen nokia, ne uygulama ne de uygulama magazasi gelistirimine baslayamadi.

    ''elime iphone'u aldigim anda bu yarista olmadigimizi anladim'' sozu bu doneme aittir.

  • başlık: kürtlere bağımsızlık verip ertesi gün işgal etmek
    entry :akabinde kenan doğulu'nun ''kandırdım nazlı yari'' türküsüyle mizah eyleyebiliriz. bu tip şakalar eminim her iki tarafın birbirine ısınıp, yakınlaşmasını sağlayacaktır. hem ne demişler, kürtler esprili devletlerden hoşlanır.

  • sosyalist bir alevidir.

    sağ elini göğsüne koyması aleviliği,
    sol yumuruğu kaldırması da sosyalist olduğu mesajını verir.

    ettiği mv yeminini sadece namusu ve şerefi üzerine değil, allah, hz. muhammed, hz. ali ve sosyalizm üzerine de eder.

    yolu açık olsun.

  • adamın biri omuzunda maymunla bara girmiş. barda içkisini yudumlarken maymun da ordan oraya zıplayıp bulduğu herşeyi yiyormuş. bir ara bilardo masasına zıplamış ve herkesin şaşkın bakışları arasında bi tane bilardo topunu yutmuş. barmen "hey! maymununun ne yaptığını gördün mü?" diye bağırmış. "yoo, ne yaptı ki?" diye sormuş adam. "bilardo topumu yuttu!" demiş barmen. adam "hiç şaşırmadım. bu pezevenk gördüğü herşeyi yer" demiş ve hesapla, maymunun yediği herşeyin parasını ödeyip çıkmış.

    iki hafta sonra aynı adam maymunuyla yine gelmiş bara. barda içkisini yudumlarken maymun yine ordan oraya zıplamaya başlamış. barda bulduğu bir yeşil eriği önce kıçına sokmuş, sonra çıkarıp yemiş. bunu gören barmen iğrenerek "hey! maymununun ne yaptığını gördün mü?" diye bağırmış. "yoo, ne yaptı ki?" diye sormuş adam. "barda bulduğu eriği önce kışına soktu, sonrada çıkarıp yedi" demiş barmen. adam "hiç şaşırmadım. bu pezevenk hala gördüğü herşeyi yiyor. ancak bilardo topunu yuttuğundan beri herşeyi önce ölçüyor"

  • “neden amazon” sorusunun cevabı niteliğinde bir rezalet. ülkemizde boykot kültürü gelişmedikçe böyle rezaletlerle karşılaşmaya devam edeceğiz.

    edit: "hepsiburada satıcı değilse, hepsiburada'nın suçu yok" denmiş, gülmek istedim ama gülemedim. hepsiburada, müşterilerine internet üzerinden alışveriş hizmeti sunan bir şirket olarak, tedarik zinciri güvenliği kapsamında müşterilerine karşı sorumludur. "biz sorumlu değiliz" vb. ifadelerin hukuki olarak karşılığı yoktur. hepsiburada'yı nasdaq gibi bir borsaya taşıyan, müşterilerinin hepsiburada altındaki satıcılara değil hepsiburada markasına güvenmesidir. böyle küçük ama mide bulandırıcı konularda müşterilerini satıcılarla başbaşa bırakırsa, yarın o müşterileri çok arar.

    edit2: amazon'da da benzer problemleryaşayanlardan çokça mesaj aldım. ben kendi tecrübelerimden hareketle yorum yaptım. zamanında almanya amazon'dan bir ürün sipariş etmiştim, sıkıntılı olduğunu bildirdim. bir gün sonra yenisini gönderdiler ve eskisinin de bende kalmasını istediler.

    edit3: pazar yerlerinin "sorumluluk reddi" yaptığı ve benzer durumlarda mahkemelerin satıcıyı sorumlu tuttuğuna dair birkaç mesaj aldım. nalet olsun böyle düzene!

  • döner ocağı karşısında eldiven takmak mümkün değil, erir. zaten yasal olarak da eldiven zorunluluğu yok (hatta takılmamalı) .

    sadece valiyi umursamayan bir çalışan var ortada, valinin hazımsızlığı dönercinin kendisine diğerleri gibi yaltaklanmaması.

    bu minnoş valilerin hepsini devran dönünce izlemeyi dört gözle bekliyorum.