hesabın var mı? giriş yap

  • dünyanın en büyük call center yalanı. ama tam yalan da değil. zira kainatta zamanın yol açtığı değişimlerin tamamı bir güncelleme kabul edilebilir. mesela isp'ye meteor mu düştü? "binamızın iskelet yapısında ve çalışanlarımızın vücut ısısında bir güncelleme var" diyebiliriz. mesela fiber kablosunu fare mi kemirmiş? "fiber kablomuzun sağlamlığında bir güncelleme oluyor".

    bu yalanı detect etmek de çok kolay: "ne zaman bitecek?" diye sorun.

    eğer "bilemiyoruz çünkü bu güncellemeler allah tarafından yapılıyor" deniyorsa belli ki güncelleme lafı süzme yalan. yine çok geniş bir zaman aralığı veriliyorsa mesela "10 saat" deniyorsa yine yalan. eğer 2 saat sonra aradığınızda tekrar aynı zamanı söylüyorsa (mesela yine 10 saat) kesin yalan. katıksız yalan. orada verilen süre sizin bir daha ne kadar süre aramanızı istemediklerinin süresi oluyor.

    ne zaman yalan değil:

    3 gün önceden "güncelleme yapılacağından şu saatler arasında sistemimiz erişilmez olacaktır" haberi veriyorlarsa o planlı güncellemedir doğrudur. ama zaten öyle bir bildirim yapılsa call center'ı aramanıza gerek kalmayacak.

    o yüzden galiba peşin peşin bu lafın her daim yalan olduğuna hükmedebiliriz.

  • kanadada doktoraya gitmiş bir kız çocuğuna sorulur:

    -sizin ülkede kızlar okuyabiliyor mu?
    -yok ben türkiyede okuyabilen ilk türk kızıyım!

  • sırf cumhuriyet halk partisi getiriyor diye sadece manisa'nın değil türkiye'nin önemli bir sorununun çözülmesi adına verilmiş bir araştırma önergesini reddeden akp'lilerin bir dakika bile milletvekilleri kalmamaları gerekiyor. az biraz şerefleri, haysiyetleri ve vicdanları varsa.

    oraya chp ile kavga etmeye değil, iş yapmaya gittiklerinin farkında olmayacaklar ki pişkinliğin, yüzsüzlüğün bini bir para olmuş.

    ama adamlar öyle otomatikleşmişler ki muhalefet aleyhinde el kaldırıp indirmeye, muhalefetin verdiği her araştırma önergesi akp'lilerce reddediliyor. beyefendilerin keyifleri olacak ki kabul edecekler. türkiye'nin sorunlarının çözülmesi akp'li milletvekillerinin sikinin keyfine ve siyasi çıkarına kalmış. bu bugün bir kez daha açıkça görülmüştür.

    https://i.imgur.com/gf4oxik.jpg

  • 1 yılı aşkın süredir babayla sadece telefonda görüşülmüştür. yaşı gereği kamera vs.. kullanımı da mümkün değildir.

    bir pazartesi akşamı "evlat kurbanda geliyorsun değil mi? bak paran yoksa biletini ben alayım, kaç para olursa olsun" şeklinde bir telefon konuşması geçer.

    zaten bayramda gitmek üzere planlar yapan şahsım hemen bileti alır, salı akşamı müjde verilir.

    çarşamba sabahı telefon çalar, ölüm haberi alınır...

    işte o yüzden "evlat kurbanda geliyorsun değil mi? bak paran yoksa biletini ben alayım, kaç para olursa olsun" sözü asla unutulmayacak olandır.

  • deniz suyunun izotonik olduğunu sanan bir profesör. halbuki deniz suyunun hipertonik olduğu tıp fakültesini bırak, ortaokulda öğretilen bir bilgi. mesleği itibarsızlaştıran oytun'a, karatay'a alıştık ama artık her yerden yeni bir bilgisiz çıkıveriyor.
    muhtemelen izotonik deniz suyu diye satılan burun spreylerinin, deniz suyuna saf su eklenerek izotonik yapıldığından haberi olmadığı için denizdeki suyu da izotonik sanıyor.

  • çok gaza gelinerek yapılmış olabilecek en kullanışsız toplardandır.

    200'den fazla asker bu toptan sorumludur.

    gökyüzünden çok kolay görülen devasa bir şey olduğu için etrafında bir sürü uçaksavar konuşlandırılır.

    tren yolu üzerinde gitmektedir, sağa sola dönemeyip sadece namlusunu yukarı aşağı oynatabilen bu top için etrafına ray eğimleri döşenerek ancak namlusu sağa ve sola oynatılabiliyordu.

    40 top atışından sonra 30 metrelik namlusunun değişmesi gerekiyordu ve bu da 2,5 gün sürüyordu.

    zaten her halinden silahın yapımına 1930'lu yıllarda karar verildiği ortadadır.

    ama ortada çok güçlü ve korkutucu bir alman kararlılığı sözkonusudur.

    yani bu büyüklükte bir şeyi bir araya getirip daha büyük ve dağıtıcı bir top yapmak ve bunu kullanabilmek başlı başına bir başarıdır.

    1. dünya savaşında çok daha kullanışlı olabilirdi.

  • çok mu zor be bir düşün. senin yaşadığın ülkenin %90 nı ateist olsa.
    cb ''bunlar müslüman'' dese ne hissedersin acaba. topluluğa sırtını dayamak ne kadar kolay. bunu bir müslüman olarak yazıyorum.