hesabın var mı? giriş yap

  • ara ara dahil olduğum durumdur.arkadaş olmadığınızı bilirsiniz .ara sıra görüşürsünüz yok yere,öperken belinizden tutar. bir şey yapacaksa size de danışır. telefonda konuştuysa yanınızda,hele de kadinsa konuştuğu aciklama yapma gereği duyar çocukluk arkadaşım diye. bir hafta içinde birkaç defa yazar, halinizi hatrınızı sorar. küçük jestler yaparsınız kitap, albüm vs. alırsınız. tatlı bir flört vardır fakat bazen sinir bozucu olur. her istediğinizde yazamazsınız, sarılıp öpemezsiniz,yanında olamazsınız kıskanırsınız arkadaslariyla vakit geçirdiğini görünce çünkü sizin onunla görüşmeniz için ya biraz zaman geçmesi gerekir yada bir nedenin olmasi.arkadaş desen değil sevgili desen hiç değil. tatlıdır, hoştur fakat oldukça yorucu ve kafa karıştırıcıdır.

  • bir türk haberciliği klişesi. her kış kar yağdığında ''beyaz kabus ülkeyi esir aldı'' tandanslı bir giriş yapılıp yurdun dört bir yanından kaza yapmış araç manzaraları gösterilir, bunu takiben yolda kalmış sinirli vatandaşlar ekrana gelir, ardından ise okulların tatil olduğu yerleşimler liste olarak verilir. ve tabii ki bu haberin olmazsa olmazı ''karın tadını ise minikler çıkarttı'' ana temalı kar topu oynayan, kızakta kayan çocuklarla ilgili kapanıştır. her kar yağdığında sanki çocuklar kar topu oynamayı veya kızakla (çoğunluk için daha ziyade poşetle) kaymayı o yıl keşfetmiş gibi bu haberler yapılır.

  • (bkz: based on true story)
    trafikte sıkışmış halk otobüsü

    bruce tea: abi beşiktaş'a kaç saatte gideriz.
    biletçi mavin: valla şu köprüyü bir geçsek, yol açıktır bilader.
    şoför: istanbul' a üç katlı köprü lazım. las vegasta varmış.
    muavin: ahh vegas... günahlar şehri...

  • "insan usul usul ölmek için gelir dünyaya.
    başlar her gün biraz daha insan olmaya.
    ve ölürken usul usul ne tuhaf;
    aşık olur, kedi besler, isim verir eşyaya." diyen.

  • göz kanatma yoluyla yapılan terör.

    bu ne amk ya! protez saç, protez tırnak, protez kirpik, lens, ... kadının her yeri lego gibi çıkıyor lan!

    ben eve gelince daha montu çıkarmaya üşeniyorum, bunlar sniper tüfeği gibi kendilerini söküyorlar iyi mi...

  • ikinci el otomatik araba alınmaz,
    almanya'da tuvalette 5 dakika geçirsen bile şef geliyor , bir şeyin mi var diye soruyor.,
    gelibolu'ya gittiğinde rehber olacak, anlatacak,
    bim güzellemesi,
    toprak her zaman para.
    iki ev alcan, birini kiraya vereceksin. oh mis.
    adamlar, bizim ülkemizde bizden iyi tatil yapıyor.
    adamların parası değerli abi.
    kim alıyor lan bu evleri?
    avm'ye gitsen her yer dolu.
    kredi çekmeden para biriktirilmiyor.
    piyasada para dönmüyor.
    evi 3 yıl önce x fiyata aldım, şu anda y verseler satmam.

    lan oğlum çıldıracağım artık aynı sohbetlerde aynı muhabbetleri duymaktan. nasıl bir ülke olduk lan biz? lan herkes aynı. sırf bu cümlelerle hayatını bitiren var. burda bile bunları sanki ilk kez yazılıyormuş gibi yazanlar var.

  • az önce oyumu kullandım ve gördüğüm lüzum üzerine bu çağrıyı yapma gereği duydum. gördüğüm lüzumun nedenine gelince...

    oy vermek için sırada beklerken görevlilere sordum:

    - sayımı izleyebileceğiz değil mi?
    - yoo, onu da nerden çıkardınız?
    - ben şimdiye kadar çok seçim gördüm. sayım her zaman herkese açık yapıldı.

    sonra lafa başka biri girdi:

    - arkadaşım, ben sandık başkanıyım. saat 17:00'den sonra içeriye kimse alınmayacak. polis geldi böyle söyledi.
    - yahu o zaman açık sayım ilkesi nerde kaldı?
    - partilerin görevlileri var zaten.
    - parti görevlisi olmak zor bir şey değil ki... ben de istediğim partiden görevli olabilirdim.
    - valla bize söylenen bu.

    başka biri:

    - şüpheniz olursa itiraz edersiniz, yeniden sayım yapılır.
    - itiraz hakkı şeffaflık sağlamaz. kaç kişi itiraz hakkını kullanır hem? şeffaflık herkesin izlemesine açık olmayla sağlanır. bakın ne diyorum, ben şimdiye kadar hep sayımların herkese açık yapıldığını gördüm.

    sandık başkanı:

    - demek ki yeni yasayla değişmiş.

    oyumu kullandım. sandık başkanının yanına gittim:

    - afedersiniz, vaktiniz varsa ve zahmet olmayacaksa, ysk'nın size gönderdiği kitapçıkta "sayıma görevlilerden başkası alınmayacak" talimatını bana gösterebilir misiniz?
    - tamam.

    gitti, kitapçığı aldı, geldi. kitapçığın arasındaki görevli kağıdını gösterdi:

    - bakın bu sandığın başkanı benim.
    - tamam onda sorun yok. görevlilerden başkasının alınmayacağı talimatını gösterebilir misiniz?
    - ha o kitapçıkta yok. polis söyledi onu.

    küplere binivermişim:

    - arkadaşım sana polis talimat veremez. sen sandık başkanısın. sana sadece ysk talimat verebilir. sen bu kitapçıkta yazanları uygulamakla yükümlüsün. ben 17:00'de gelip kapıdan da olsa bu sayımı izleyeceğim. arkadaşlar! oyunuza sahip çıkın! saat 17:00'de sayımı izlemeye gelin. kapı kapatma hakkına sahip değiller.

    ***

    polis hükümetin adamıdır. sandık başkanına bu tip talimatlar veremez. gerekirse sandık başkanı polise talimat verebilir. umarım münferit bir olaydır. ama aldığım kokular münferit olmayabileceğini hissettiriyor. akp, seçimin şeffaflığını gasp etmek isteyebilir. buna izin vermeyelim. herkes eline kalemini kağıdını aslın, oy kullandığı sandığa gitsin, sayımı izlesin, açılan her zarfta, çıkan partiye çentik atsın; herkes kendi sandığının sayım sonucunu birebir gözleriyle görsün.

    ***

    ekleme: oy ve ötesi'ni aradım. 298 sayılı seçim kanununun 95. maddesine göre herkesin, seçmeni olduğu sandığın sayımını izleme hakkı olduğunu, engelleme olursa şöyle söylememi söylediler:

    "bu sandığın seçmeni olarak sayımı izlemeye hakkım var. izlememi istemiyorsanız bu durumu birlikte tutanaklayalım."

    tutanaklamaktan imtina etmesi de aynı kanunun 165. maddesine göre suçmuş. imza atmazsa sandık görevlileriyle tutanaklayın. onlar da atmazlarsa, şahitlerinizle birlikte tutanaklayın ve savcılığa suç duyurusunda bulunun.

    ***

    ekleme-2: adıyaman, ağrı, artvin, bingöl, bitlis, diyarbakır, elazığ, erzincan, erzurum, gaziantep, giresun, gümüşhane, hakkari, kars, malatya, kahramanmaraş, mardin, muş, ordu, rize, siirt, sivas, trabzon, tunceli, şanlıurfa, van, bayburt, batman, şırnak, ardahan, ığdır ve kilis’te 16.00, bu illerin dışında kalan illerde ise 17.00'da oy verme işlemi bitecek, sayım başlayacak. sayım saatini kaçırmayın.

  • naegleria fowleri kirli sulardan bulaşan beyin yiyen amip olarak da bilinir. dünyanın birçok yerinde görülebilir ancak tuzlu sularda bulunmaz. genellikle göller, nehirler ve kaplıcalar gibi ılık tatlı sularda yaşar ve sadece fowleri cinsi naegleria insanları enfekte eder. lakin içinde naegleria olan bir suyu içtiğinizde veya ağzınızdan bir miktar içeri kaçtığında amiple enfekte olmazsınız.

    naegleria fowleri, kontamine olmuş suyun burundan içeri girmesiyle kapılır ve bu genellikle mevzubahis su kaynaklarında yüzüldüğünde meydana gelir. çok nadir olarak yeterince klorlanmamış kontamine havuz suyunda yüzerken baş suya daldırıldığında burundan su kaçmasıyla veya kontamine musluk suyuyla temizlik amacıyla burundan su alınmasıyla da bulaşabilir. naegleria fowleri'nin su buharıyla bulaştığı görülmemiştir.

    naegleria termofilik (sıcaklık seven) bir organizmadır ve 46 derece civarlarında ilerlemesini en iyi şekilde sürdürürken, daha yüksek sıcaklarda da kısıtlı miktarda yaşayabilir. sıcaklık düştükçe görülme ihtimali azalır ama normalde yaşayabileceği sıcaklıkların daha altında göl ve nehir tortularında bulunabilir. bu yaşam alanlarında da bakteri gibi diğer organizmaları yiyerek canlılığını sürdürür. naegleria fowleri bulunduran bir gölün içindeki amip miktarı zamandan zamana çevresel etkenlere de bağlı olarak değişiklik gösterebilir.

    kontamine suyun nazal yolla alınmasının ardından amip beyne geçer ve orada beyin dokusunu yemeye başlar. ardından "pam" (primer amibik meningoensefalit) adı verilen, beyin dokusunu yok eden ölümcül bir hastalığa neden olur. ilk evrelerinde bu hastalığın belirtileri bakteriyel menenjit ile benzerlik göstebilir. amip vücuda alındıktan 1 ila 9 gün arasında baş ağrısı, ateş, mide bulantısı, kusma gibi semptomlara neden olmaya başlar. sonra gittikçe kötüleşen semptomlar ise boyun tutulması, halüsinasyon, kafa karışıklığı, dengede durmakta zorluk, insanlara ve çevreye karşı duyarsızlık ve nöbetler olarak kendini gösterir. belirtilerin artmasıyla birlikte hastalık hızla ilerler, amip beyin dokusunu durmadan yer ve 1 ila 12 gün arasında mortaliteye yol açar. hastalığın öldürme oranı %97 olarak bildirilmiştir.

    bu hastalığa karşı etkin bir tedavinin geliştirilip geliştirilmediği belirsizdir. etkili birtakım ilaçlar olsa da bu yüksek ölüm oranları nedeniyle tedavide kesinlik sağlanamamıştır. lakin yakın geçmişte diğer ilaçlarla birlikte verilen yeni bir ilaç olan miltefosine ve agresif beyin tedavisi sayesinde naegleria fowleri ile enfekte olmuş iki hastanın iyileşmesi sağlanmıştır.

    naegleria enfeksiyonları tehlikeli olsa da çok ama çok nadirdir ve geçmişten bu yana bildirilen az sayıda vaka vardır. insandan insana bulaşıcı olmaması da bu düşük yaygınlığına katkı sağlamıştır. genellikle yaz aylarında güney eyaletlerinde bulunsa da son zamanlarda kuzeyde de vakalar bildirilmiştir. bu nedenle temizliğinden emin olunmayan hiçbir tatlı suya girilmemeli ve bu sular burundan içeri çekilmemelidir. yine de bu amibin yaşayacağı ortamlarda bulunulup burundan su alındıktan sonra benzer belirtiler gösterildiğinde bunların birçok farklı yaygın hastalığın da habercisi olabileceği unutulmamalı ve panik yapılmadan hastaneye başvurulmalıdır. hastanelerde amibi teşhis etmek biraz zaman alsa da hızlı teşhis testleri geliştirilme aşamasındadır.

    diğer kontamine suyla ilgili hastalıkların yanında naegleria nadir bir tehlikedir. 2010'dan 2019'a kadar amerika birleşik devletleri'nde 34 vaka görülmüştür. 34.000 boğulma vakasının yanında bu oldukça minimal bir orandır. bu nadir ama ciddi tehlikenin farkındalığıyla alınacak temizliğinden emin olunmayan sularda yüzmemek gibi ufak önlemler ve ehemmiyetli davranışlar pam'dan korunmayı çok büyük oranda sağlar.

  • ya konuşmayım diyorum da salak salak yorumlar yapıp çıldırtıyorsunuz adamı.
    euroleague'in ne kadar vasat bir basketbol seviyesi olduğunu göstermişmiş.
    hadi canım? nerenden uydurdun bunu paşam?
    lan daha düne kadar top 16'ya kalınca tarihi başarı diyorduk burada. şimdi kalkmış final 4'lardan bahsediyoruz. ama fenerbahçe çıkınca bir anda vasat lig mi oldu?

    beşiktaş eleyince de köy takımı oluyordu. tebrik etmeyi öğrenin biraz amk.

    not:beşiktaşlıyım.

    0.