ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bir sinemada yaşanabilecek en dumur olaylar
-
yer: arı sineması / eskişehir
film: the sixth sense
--- spoiler ---
yer gösterici - evet bahşiş alıyım abicim...
seyirci - kusura bakma, bozuğum yok.
yer gösterici - bruce willis ölü...
--- spoiler ---
ankara soğuğu
-
nordik şehirlerinden daha soğuktu bu sabah accuweather dan baktım. işte bir hayat düşünün ki iskandinavlardan daha çok üşüyorsunuz ama dikmendesiniz.
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
geçenlerde bir akşam telefonum çalıyor. arayan defne'nin anaokulundan sınıf arkadaşı engin'in annesi. numaramı acil bir durum nedeniyle okuldan almış:
- merhaba barış bey, ben defne'nin sınıf arkadaşı engin'in annesi...
- merhaba engin'in annesi hanım...
- defne oğluma üst katımızda oturduğunuzu söylemiş...
- öyle mi??? (alakasız semtlerdeyiz)
- bizimkini burada oturmadığınıza inandıramadım, defne'yi bulmak için bütün yukarı katları dolaştı. bulamayınca krize girdi, bir saattir kendini yerden yere atıp ağlıyor. defne'yle konuşturup ikna etmesini sağlayabilir misiniz?
- şu anda evde değilim, numarayı vereyim, evden ararsanız konuşabilirler...
ardından eve dönüyorum, olup biteni defne'ye soruyorum:
- arkadaşınla konuştun mu tatlım?
- konuştum baba.
- eee anlatsana neler oldu?
- olan bir şey yok baba. engin tamamen uydurmuş bence.
- ama çocukcağız seni araya araya perişan olmuş, insan kendi uydursa böyle olmaz ki.
- yok yok, uydurmuştur.
- bari iyisi mi okula gittiğinde engin'le konuşayım da üzülmesin.
- olmaz baba! konuşma!
- neden?
- belki deeee... uydurmamıştır!
- yaaaa?
- belki deeee... birisi ona şaka yapmıştır.
- demek şaka?
- ama baba, engin şakadan anlamıyorsa şaka yapanın suçu ne?
- ama yazık değil mi, çocuk her yerde seni aramış, çok üzülmüş.
- erkekler de hep böyle baba ben napayım?
- sen başkalarına da mı yaptın bu şakayı?
(o pis sırıtışı imkanı yok tarif edemem)
araştırıldı ve öğrenildi ki bizimkinin hayranı çokmuş. dahası, küçükhanım hayranlarından bıkmış da dalgasını geçmeye başlamış. yaş daha dört!
yalnız ne yalan söyleyeyim, kız babası olarak kızımın erkekleri parmağının ucunda oynatmasından haince bir zevk almadım değil.
vurulan teröristi acıbadem hastanesi'ne kaldırmak
-
sarıyer istinye polis merkezi 'ne el bombası ve otomatik tüfekle saldıran kişinin etkisiz hale getirildikten sonra maslak acıbadem hastanesine kaldırılması durumudur.
2006 yılında gaspçılar tarafından göğüs bölgemden bıçaklandığımda 4-5 devlet hastanesi bir takım mazeretler ile beni tedavi etmeye kabul etmemiş ve her biri bir diğerine sevk etmiş durmuştu. nefes almakta zorlanırken istanbul turu atmıştım ambulans ile.
yakınlarım yetkililere söylediğinde bizim yapacak bir şeyimiz yok hastanelere karışamayız cevabı almışlardı.
el bombasıyla karakola saldıran adam kadar değerimiz yokmuş bu ülke için. en yakınındaki en güzel hastanede en güzel şartlarda iyileştirip sonra içeri alıp paşalar gibi bakarlar.
valizimi toplamaya başlıyorum.
bu da haber http://haber.mynet.com/…zine-saldiri-635704-guncel/
adana'da fren yerine gaza basan sürücü
-
ehliyeti yok, araç kullanmayı da bilmiyor. silahla insan öldürmekten ne farkı var şimdi bunun?
bülent uygun
-
4 yerim 5 yerim 6 yemem, 7 yerim 9 yerim 8 yemem diyordu, galatasaray ve beşiktaş'a gönderme yaparak. bakalım bu kez kaç sene yiyecek?
sessizce yan yana oturacak kadar samimi olmak
-
hiç konuşmadan birlikte saatlerce vakit geçirecek kadar ve hatta bundan tarifi zor bir haz duyacak kadar yakın olmak, benim için herhangi bir insan ilişkisinde ulaşılabilecek en son noktadır.
tanıdığım onca insan içinde karşılıklı olarak bu kadar içten bir sevgi bağı kurduğum birkaç kişi var yalnızca. örneğin kendi kardeşlerimden bile sadece biriyle bu ölçüde derin bir ilişki kurabildim.
bu durumun ne kadar özel bir lütuf olduğunu dün akşam daha bir iyi anladım. favori kardeşimle haliç'teki teknelerden birine binip kalabalık şehirden biraz uzakta, karanlık denizin içinde sessizce yol aldık bir süre. ilk o fark etti, anın tadını çıkarmak ve iletişim kurmak için konuşmak zorunda değildik. hatta bu sükunetin içinde sanki daha da iyi anlıyorduk birbirimizi. huzur tam da böyle bir şey demekti. sevdiğin ve seni sevdiğinden emin olduğun can dostunla yan yana oturup kelimeler olmadan anlaşmak...
ben ibadetimi yapıyorum sen pavyona gidiyorsun
-
allah bu ulkeyi gençlerinden değil yaşlılarından korusun. amin.
konya hollanda'dan büyük bir ülke
-
aman ne büyük dert. ülkedeki işsizlikten, açlıktan, hukuksuzluklardan, yolsuzluklardan büyük bir gaf. mevcut cumhurbaşkanının gafları sıralasak bağdat'a yol olur. derdinizi s.keyim sizin...
23 kasım 2016 beşiktaş benfica maçı
-
hayatım boyunca unutamayacağım, efsaneler arasına girecek türden bir maçtı.
size maçın kırılma noktasını kendimce tasvir edeyim; ilk yarı bitmiş, skor 0-3. burdan maç döner mi, dönmez mi kısmını geçiyorum zira beşiktaş, normal futbolundan o kadar uzak bir futbol sergiliyor ki; skor 0-1 dahi olsa maçı döndürebilmesi mümkün değil.
düdük çalıyor ve futbolcular soyunma odasına doğru gidiyorlar, çoğunun başı öne eğik. tribüne çağrılıyorlar fakat yine de soyunma odasına doğru yürümeye devam ediyorlar. ardından şöyle bir kıyamet kopuyor statta: "beşiktaş buraya!" bu sefer taraftara doğru geri yürümeye başlıyorlar. içeride inanılmaz bir coşku hakim. sanırsın 90 dakika bitmiş, beşiktaş 5-0 kazanmış. öyle bir coşku, öyle bir inanmışlık. ve sen 3 gr beyninle bu geri dönüşe "şans diyorsun". çok pardon da hassiktiriniz efendim.
beşiktaş ulan!
yazmaya cesaret edilemeyen facebook yorumları
-
kızın durumu: "bedelli askerlik yapanlar dünya ahiret bacımızdır!!!11!"
yazıldıktan sonra göndermeden silinen yorumum:
"şimdi sen bacımızdır deyince bedelli askerlik yapanları aşağılamış oluyorsun öyle mi? peki bir kadın olarak kadınlığı aşağılama aracı görmen sence daha aşağılık bir durum değil mi? aklınca bedelli askerlik yapacaklara giydiriyorsun ama lafın hası sana giriyor bilmem farkında mısın? senin gibiler yüzünden kadınlar üstlerindeki ikinci sınıf vatandaş halini atamıyorlar. kaldı ki insanlar sana mı soracak bedelli yapıp yapmayacaklarını? bedelli yapacakların hepsi ağa paşa çocuğu mu zannediyorsun? ailesinin geçimini üstlenmiş ve o askerdeyken ortada kalacak çoluk çocuk sahibi insanlar da var biliyor musun? yaptığın cinsiyetçi ve popülistçe bir şey. bu boktan cümleyi beğenen 52 kişi de senin gibi gerizekalı. güzel bulmuşsunuz birbirinizi. oksijen israfı."
yazdıktan sonra 10 kere falan okudum ve sildim. hem yazıyı hem de kızı.
edit: yakın çevremde veya akrabalarımda bedelli yapan yok.
çok güzel olmasına rağmen evde kalmış kız
-
ne ilginç tanımlarınız var arkadaş. sanki evlenen tüm kadınlar bunu güzelliklerine borçlular. en basitinden evlenip aile kuracağı kişiyi bulamamış, onu seveni sevememiş, sevdikleri tarafından yeterince sevilmemiş herhangi bir insan olabilir. dikkat ederseniz cinsiyet belirtmedim.
bir başbakanın ölmüş annesine küfretmek
-
aslında küfrederken başbakanın annesine değil, bir zihniyete küfrediliyordur.